yatmadan hemen önce yenen yemek.
yatmadan yarım saat önce evin reisi: hanım hele bi simit aşı yapda yiyek. heç bi antep hanımı bu saatde beyle şeymi olur demez, belki sokranır ama yapar. çoğunlukla antep erkeğide yatsıncalık yemeden yatmaz. ben halen devam ederim.

antepde olsamda keşkem, mahalle arasındaki, en sıradan, önüme gelen ilk kebapçıdan mümkünse 1 boğazaltı, 1 ciğer, 1 dalak, 1 yürek bi tırnaklı ekmeen arasına yatırsam. önden bi yarım gavurma yirik tabi.

islâm’da hurafelerin çok yaygınlaştığı alanlardan biri de kabir ziyaretidir. bu konudaki hurafelerden ancak, hz. peygamber’in gerçek sünnetini öğrenip uygulayarak kurtulabiliriz. çünkü hz. muhammed (s.a.v), biz müslümanlara en güzel örnek ve rehberdir.

sevgili hemşerilerim, büyük şair nazım hikmet ran, yapılan kahramanca savunmasından ötürü destanının başına koymuştur antep savunmasını anlatan karayılan şiirini.

antepliler silâhşor olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı ard ayağından vururlar
ve arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.

antep sıcak,
antep çetin yerdir.
antepliler silâhşor olur.
antepliler yiğit kişilerdir.

karayılan
karayılan olmazdan önce
antep köylüklerinde ırgattı.
belki rahatsızdı, belki rahattı,
bunu düşünmeye vakit bırakmıyordular,
yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi
ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar.
yiğitlik atla, silâhla, toprakla olur,
onun atı, silâhı, toprağı yoktu.
boynu yine böyle çöp gibi ince
ve böyle kocaman kafalıydı
karayılan
karayılan olmazdan önce.

düşman antep'e girince
antepliler onu
korkusunu saklayan
bir fıstık ağacından
alıp indirdiler.

altına bir at çekip
eline bir mavzer
verdiler.
antep çetin yerdir.
kırmızı kayalarda
yeşil kertenkeleler.
sıcak bulutlar dolaşır havada
ileri geri...

düşman tutmuştu tepeleri,
düşmanın topu vardı.
antepliler düz ovada
sıkışmışlardı.
düşman şarapnel döküyordu,
toprağı kökünden söküyordu.
düşman tutmuştu tepeleri.
akan : antep'in kanıydı.

düz ovada bir gül fidanıydı
karayılan'ın
karayılan olmazdan önceki siperi.
bu fidan öyle küçük,
korkusu ve kafası öyle büyüktü ki onun,
namlıya tek fişek sürmeden
yatıyordu yüzükoyun.

antep sıcak,
antep çetin yerdir.
antepliler silâhşor olur.
antepliler yiğit kişilerdir.
fakat düşmanın topu vardı.
ve ne çare, kader,
düz ovayı antepliler
düşmana bırakacaklardı.

"karayılan" olmazdan önce
umurunda değildi karayılan'ın
kıyamete dek düşmana verseler antep'i.
çünkü onu düşünmeye alıştırmadılar.
yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi,
korkaktı da bir tarla sıçanı kadar.
siperi bir gül fidanıydı onun,
gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzükoyun
ak bir taşın ardından
kara bir yılan
çıkardı kafasını.
derisi ışıl ışıl,
gözleri ateşten al,
dili çataldı.
birden bir kurşun gelip
kafasını aldı.
hayvan devrildi kaldı.

karayılan
karayılan olmazdan önce
kara yılanın encâmını görünce
haykırdı avaz avaz
ömrünün ilk düşüncesini :
"ibret al, deli gönlüm,
demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm."

ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
bir tarla sıçanı kadar korkak olan,
fırlayıp atlayınca ileri
bir dehşet aldı anteplileri,
seğirttiler peşince.
düşmanı tepelerde yediler.
ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
bir tarla sıçanı kadar korkak olana :
karayilan dediler.

"karayılan der ki : harbe oturak,
kilis yollarından kelle getirek,
nerde düşman varsa orda bitirek,
vurun ha yiğitler namus günüdür..."

nazım hikmet ran

rahmatlı anamın eli benim elimin yarısı gadar vardı yokdu. 4-5 deneyi aynı anda yuvarlardı. bizizim hanımsa bi deneyi anca yuvarli.

antepde önde gelen 3 amatör takım vardı gaziantepspordan önce. gazispor (siyah-beyaz), mekikspor (sarı lacivert), şehreküstü (sarı-kırmızı)
ben semtimden etkilenerek beşiktaşlı oldum. fakat antebin böyük bir gısmı şehreküstü'de top oynayan telat abimizin g.s.'ye transferiyle g.s.'yi tutmaya başladı. bence bjk'ya transfer olsaydı antep bögün bjk'lı veya fenerli olurdu. yanlış veya eksik bir şey varsa özür dilerim.

gaç gişiysen artık, 6-7... döşşekler serilir yere, (yazlık-dam) gökyüzü yıldız dolu, duvarda yeşil bir kertenkele, abin ordan sokar seni, ağlarsın, anan baarır, hösde zıbarda yat diye. baba uykum gelmi dersin olum yıldızları say der. sayarsın garıştırırsın. serin serin uyursun, ne nem, ne sinek, ne böcek. elemi geçer şimdi trilyon versen....

benim babamda dööşürdü antenlen, bi gün geldimi diye bağırdında bizde geldi dedik. ne bilek arap ganalının geleceni dooru dürüst görüntü yok ses zatilem heç yok. adamcaaz damın depesindeki çatı bardaklarının üzerinden inmiş, tamam diye aşşa geli. arap ganalını görür görmez gıyamet kopar, artık yanında durmuycun.

bi dene dırnaklı ekmeğen arasına yatırdınmı kendini, dadından yinmez. golaymı datlı yemek, hem datlı keyfini çıkarıcın, hemde karnını doyurucun.

çocukluğumuzda her ramazanda mahakkak en az bir defa yapılan, süzme yoğurt, nohut, kuşbaşı et gatılan ana maddesi 2 cm hamurların içine konan kıyma sovan karışımlı gavur askerlerinin şapkası şeklinde yimek. bi kaşşığa 2 dene zor gelirdi. mantıyla muntuylan garıştırmamak gerek.

yapanın, emeğe geçenin canını cabbarını seviim. çocukluk günlerimize gedik sayenizde. biraz gatılımın daha fazla olması lazım bence. bunla ilgili ne yapılabilinir gonuşmak lazım.

çocukluğumuzda renkli renkli florosan lambaların yandığı, havuzlu, asortik kapta çok güzel dondurma yedemiz, hafdada bir mailece gettimiz, çay bahçesi.

ben dayanamiyim aam yiim

sağolsun evde ara sırada olsa bazlama gibi ekmek yapılı. dondurulmuş nohut'da var. sovan, pahdeniz, toz kırmızı biber, sumak'lan birlikte dürüm edicin gendini. daa evvelsi akşam yedim yoorum. fenada olmu ama, saa nerde bulum aam istanbulda adil ustanın hohut dürümünü.

niyen aam bu kadar mundarlısız fırınlarımızı. şimdi ben istanbulda fırına balcan kebabı götüreceem. (fırın bulabilirsen) oda pişirici. adamı döverler, la bu ney derler, manyakmısın derler, derlerde derler. lamacun içi götürecem en az tanesi 75 kuruş parasında değilik hamurunu duvar kimin yaparlar. ramazanda antep'de zordur fırın işleri doğru ama burda heç elimize geçmiy. gurban olduğumun antebimin acı gıymetini eyi bilin aam.

tek daşşağın oğlu sıypancak mamet vardı bi zamanlar.

ayrancı bi dayı vardı, çok gözel ayran yapardı. yıllar önce rahmatlık olmuş, şimdi köyde yolun üstünde ayrancılar var sırayla. gene gözel ama o dayınınki başkaydı.

heder etmek. balcan kebabı bişirirken ataşın kuvvetli olupda, eti yakıp balcanı az pişirmesi durumu.
-la noldu oluum balcan kebabı
-heç sorma abi yav, azcık sabredemedik ataş harlıyken koyduk şişleri, balcanlar hırdel oldu.

keyvanbey pasajının arka soğaa tarafında, arga gapısının tam garşısındaki dehlize girer girmez 10 metre sağdaki, belkide türkiyede tek 2 dene balgonu olan sinema. yanı giriş gatıyla birlikte 3 gat.

27 plakalı gamyonu sollarken düt düt diye gorna çalarsın, o'da saa mutlaka havalıyla garşılık verir.