çingene kızı mozaigi

yeni ögrendigim şeyle bir bilgiyi çürütüyoruz arkadaşlar..aslında çingene kızı olarak tüm dünyaca lanse edilen kız aslında bir erkek figürüymüş..yapılan kazılarda bulunan mozaik, bulan kişi tarafından çingene kızına benzetildigi için de adı öyle kalmış yani aslında ortada bir cinsiyet söz konusu degil..ayrıca bu mozaige hangi taraftan va hangi uzaklıktan bakılırsa bakılırsın cingene kızı(yada erkegi)sizi gözleriyle takip edecektir bu da mozaige ayrı bir gizem katar..

omer asim aksoy un halfelere seslenisi

ömer asım aksoy'un, anteplice hakkında yazdığı en büyük eser olan gaziantep ağzı kitabının birinci cildinin giriş yazısını az önce okudum. resmen bizim yaşadıklarımızı yaşamış. ulaşım imkanlarının çoğalmasından, radyolardan ve gazetelerden dolayı bölge ağzılarının, gelişimlerinin duracağını hatta gittikçe yok olacağını taa o vakitlerde farketmiş. o da bizim gibi endişeye kapılmış. ömer asım aksoy'un 65 sene önce duyduğu bu endişeye ilaveten, televizyon, internet ve gendi gomplekslerini antep şivesine boyutlıyan insanları düşünürsek, başta mitokondri olmak üzere tüm eşkili ufak sözlük halfeleri olarak antep şivesini ölümden kurtardık (bkz: eskili ufak sozlukten once eskili ufak sozlukten sonra).

30lu ve 40lı yılların şartlarını ve yerel ağızlar konusunda tek bir eser bile yazılmadığını göz önünde bulundurursak, bizden çok daha ağır problemlerle karşılaşmış. o da bizim gibi notlar alırmış. hatta not almayı unuttuğu ya da almaya üşendiği zaman, aklına geleni bir süre sonra unuturmuş ve buna çok üzülürmüş.

bu yüce insan keşke şu an yaşasaydı da ellerinden öpseydik*. işte beni geleceğe dönüş gaziantep psikolojisine sokan, biz halfeler için büyük bir rehber niteliğindeki 14 temmuz 1945 tarihli yazısı:

"son yirmi beş sene içinde iki dünya harbi koptu. bütün cihanda büyük değişiklikler oldu. memleketimizde de arka arkaya bir çok devrimler başarıldı ve yepyeni bir hayat başladı. yolların, taşıtların çoğalması, yurdun her köşesini birbirine yaklaştırdı. türlü bölgeler halkı arasında münasebetler doğup gelişti. bir yerden başka yere gidenler, oraya kendi ağızlarından kelimeler, deyimler, dil özellikleri götürdüler. bu alış veriş, yüzyıllarca kendi özelliğini saklamış olan bir bölge ağzına, başka ağız özelliklerinin de katılıp karışmasına yol açtı. bundan başka yazıda yaptığımız devrimle, sayıları çok artan okullarla, baskıları ve çeşitleri fazlalaşan kitap ve gazetelerle, bütün yurdu kaplıyan radyo yayını ile, genel dil geniş ölçüde yurdun her köşesine girdi. işte bu sebeplerden dolayı bölgelerin ağızlarında eski nitelikler kaybolmaya başladı.

bu özellikler unutulmaktan kurtarılmalı ve incelenmelidir
hızı ve genişliği daha ziyade büyük şehir ve kasabalarda ve aydınlar arasında açık surette görülen "bölge ağızlarını bırakıp, onun yerine genel dili kullanmak meyil ve hevesi" önüne geçilemeyecek bir olaydır. ve esasen genel dilin böylece yayılmasında fayda vardır. çünkü her bölge halkının kendi ağızlarıyla konuşmaya devam etmeleri, genel dilin gelişimini yavaşlatır. o halde bölge ağızlarının zararına olmakla beraber, bu akışın önüne geçmek doğru değildir. fakat bu, ağız özelliklerinin büsbütün unutulmasını istemek anlamına gelmez. ortadan çekilmekte olan bu özelliklerin vakit geçirilmeksizin incelenmesi, zaptedilmesi de gerektir*. vakit geçirilmeksizin kaydı önemlidir: dilde değişme ve gelişme her zaman olagelen bir hal ise de zamanımızdaki değişmeler -yukarıda da söylediğimiz gibi- başka devirlerinki ile ölçüştürülemiyecek derecede çabuk ve geniş olmaktadır. biz yaşta bulunanlar, kendi bölgelerinin bu dil gelişmelerinden önceki ağızlarını iyi bilirler. fakat bizden sonra yetişenler, bunların büyük bir kısmını bilemiyorlar. daha sonra gelecek olanların o ağızlar hakkındaki bilgileri daha az olacaktır. bu sebepledir ki büyük bir dönüm devresi yaşamakta olan bizim nesil için, her bölge ağzını ayrı ayrı inceleyip saptamak büyük bir ödevdir. yoksa bulnar gittikçe biraz daha geçmişin karanlıklarına gömülecekler, unutulacaklar, kaybolacaklardır. benim babaannemden işiterek öğrendiğim bir çok kelimeler, deyimler, dil özellikleri vardır ki bunları kendi bölgemizde bilenler veya kullananlar daha şimdiden kalmamıştır. çocukluğumuzda biz annemize ana, ağabeyimize ağa derdik. bugünkü gaziantep çocuklarının ağzında "ana, ağa" kelimeleri hemen hiç yoktur. hepsi de "anne, ağabey" diyorlar*

bir ağzı incelemek için (biz halfelere hitap ediyor)
bir bölge ağzını etraflı şekilde incelemek kolay bir iş değildir. hele bu konu üzerinde daha önce uğraşılmamış bulunması, güçlüğü bir kat daha artmaktadır. bunu yapacak kimsenin, o bölgede doğup büyümüş, yahut orada uzun zaman kalmış olması ve esaslı bir dil bilgisi bulunması şarttır. fakat bu kadarı yetmez. araştırıcı*, "dikkatli, keskin görüşlü olmalı" ve bu iş üzerinde uzun zaman sabırla, azimle çalışmalıdır. bir bölgede yetişmenin oradaki ağzı incelemk için gerekli olduğu söz götürmez. şu kadar ki bunun bir de mahzuru vardır: araştırıcı, etrafında konuşulan sözlere yabancı olmadığından bir takım özellikler onun dikkatini çekmeden geçebilir (bkz: anarya gitmek). işte buna meydan vermemek, bütün özellikleri görebilmek ve kaçırmamak lazımdır. bu, "dikkat" ve "görmeye alışmak" meselesidir. "uzun zaman çalışmak" şartına gelince: insan bildiği ağzın bütün özelliklerini düşünmekle hatırlayamaz. bunun için baştan başa süzülmek ister. halbuki bir ağız, bir kitap gibi açılıp ilk satırından son satırın a kadar gözden geçirilebilen, bir kısmı bugün alt tarafı yarın, öbür gün incelenebilen ve filan yerde sona ereceği belli olan bir varlık değildir özelliklerini bir bir, sırasıyla önümüze dökmez. bunlar biz istediğimiz vakit değil, rasgele*** ortaya çıkarlar. onları daima konuşmalara dikkat ederek biz yakalıyacağız.

ilk zamanlarda sık sık notlar alırız. fakat gitgide not edilecek yeni şeyler bulmak güçleşir (bkz: #18629)(bkz: sözlükteki kesatlık)(bkz: halfelerin sözlükte aktif olmama sebepleri). çünkü yeni dinlediğimiz konuşmalarda, önce zaptettiğimiz bir çok kelimeler, özellikler tekrarlanır durur. bununla beraber, daha az nisbette yeni maddeler de çıkar. böylece seneler geçer. amma bütün dikkatimize rağmen işin arkası bir türlü alınamaz. sebebi şudur ki konuşulan ağzın eksiksiz olarak dikkat süzgecimizden geçmesi için gereken vakit, bizim ömrümüzden çok uzundur(bkz: #600) (bkz: #28786).

bu açıklamalardan anlaşılır ki, işini iyi yapmak istiyen araştırıcı, derleme ve incelemeye başladıktan sonra, o ağzı konuşanlar arasında yıllarca çalışma ve bu uzun zaman boyunca gayet dikkatli ve uyanık bulunmak zorundadır. bir taraftan kendi bildiklerini, hatırladıklarını kaydedecek, bir taraftan etrafındaki konuşmaları inceleyici kulağıyla dinliyerek devamlı surette notlar alacaktır. aklına gelenleri ve işittiklerini hemen zaptedemez, belleğine güvenerek not etmeyi sonraya bırakırsa onları kaçırmış olur, bir daha kolay kolay hatırlayamaz*. başımdan çok geçmiştir: bazen yolda giderken aklıma, not edilmesi gereken bir dil özelliği gelir. o anda durup cebimden defterimi çıkararak yazmaz da bu işi ilk oturacağım yerde yapmak istersem, yazılacak şeyi unuturum.

gece yatağıma girdiğim yahut uykum kaçtığı zaman da hatrıma gelen şeyler olur. bazı vakit yataktan kalkar, bir tarafa yazarım. bazı vakit de kalkmaya üşendiğimden unutmıyarak ertesi günü yazmak maksadiyle bir kaç defa kendi kendime hatırlatırım. fakat ertesi gün çoğunu hatırlayamam. bunlardan aldığım ders şu olmuştur ki akla gelen bir şey, hiç vakit geçirilmeden tesbit edilmelidir. hatta yataktan kalkmak lazım gelse bile...

kaçırılan maddeleri bir daha hatırlayabilmek veya işitebilmek için belki de senelerin geçmesi gerekir. çünkü her gün ağızda dolaşan dil unsurları bulunduğu gibi, insanın ancak üç, beş, on, yirmi yılda bir defa karşılaşacağı unsurlar da vardır. bu sebeple kısa bir zamanda toplanmış olan dil varklıkları her halde eksik olur.

bu kitabın*, her özel kelimesi veya başka dil unsuru üzerine günlerin, haftaların, ayların sabrı, dikkati ve emeği harcanmıştır. fakat, az önce dediğim gibi, bir şahsın ömrü, tam bir incelemeye yetmez. onun başka emeklerle tamamlanması lazım gelir (bkz: eşkili ufak sözlük) (bkz: #27)(bkz: #201) "

kirkayak parkindaki filistin eylemi

ben insanım diyen herkes gidip destek olmalı.
biz bugün gidip, desteğimizi belirttik.
ya siz..?

şamşırak

güzelligi veya cevikligi ve becerikliligi ile göze carpan(kimse).
o gün gözüme şamşırak göründü, meer aldanmışım.

27 30 kasim 2009 kurban bayrami

herkeslerin bayramını ve kebabını kutladığım bayramdır. bizim için bu saat olup hala kebap göremediğimiz bayram olmuştur. bu izmir hakket gavur mu ne****

eşkiliufaksözlük ile ilgili istekler

@eskılıufaksozluk.com uzantılı e-posta adresi ossa dadından yinmezdi haa.

tahmis kahvesi

an itibari ile restore olmakta.

yagsizlar

bir antep lakabı. nasıl ortaya çıkmıştır: bizim ev ahalisi zamanın behrinde(nenem daha gelinlik gız kene) bir yere misafirliğe giderler. tabii kadınların toplandığı bu ortamda yağlı köfte yapılması farz hatta efraz, ama o ne evde yağ yok(tabi bu nenemin abartması olabilir (bkz: hasta nene hanekleri)belki az yağ vardır) evin avradı da biraz fazla su kullanır yağ bulacağına. işte o günden sonra o ailenin ismi "yağsızlar" avradın ismi "yağsızların cemilesi" kalır...

ganne

anteplicede harflerin yer değiştirmesi

fisek

normal avcıların kullandığı fişeklerin yanında diş macunu gibi ''tüp''te satılan şeyler için de bu söcük kullanılırdı.

--- acı baa bi fişek gara melhem alıng, siyatiime eyi geliy....
++ bi fişek yeter mi? her hafde beni göndering, üç fişek filen alıym... da bi ay rahet ediym acı....

antepte batil inanislar

-yerde bebek yada küçük çocuk falan varsa üstünden geçilmez çocuğun üstüne ağırlık çöker.
-direk altından,merdiven altından geçilmez boyun kısa kalır.
-misafir gittiğin evde tırnak kesilmez yoksa ev sahibinin evinde kavga çıkar.
-misafir geldiğinde ikram edilen bişeyin boş tabağı toplanmadan misafir kalkarsa evin kızı evde kalır.
yada çay kaşığı çay bardağının üzerine kapatılırsa evin kızı evde kalır.
-köfte yoğuran köfte leğenini yıkamazsa sırtı kambur olur.
-geceleri saç örülmez bahtın kapanır.
-erkekler kemerlerini takarken ev halkından birine dönük şekilde kemeri takmaz,takarsa o kişinin rızkı kapanır.
-kına gecesinde kına tepsisini evde kalmış kızlar taşımaz,yoksa geline uğrusuzluk getirir.
-büyü yapılan kişi sidikli su ile yıkanırsa büyü bozulur.
-mangal ateşi yada yakılan ateş söndürülürken üzerine direk su dökülmez,su elle serpiştirilir ve kış kış diye şeytanlar kovulur.
-su başında çocuk dövülmez yoksa çocuk çarpılır.


anteplinin yemek raconları

şeher dışında arhadaşlarıynan barabar getdii her bir lohantanı datlıcının kebapcını yapdııı yimekleri beenmemek laoorum antepde bunu beyle yapsa döverler bu adamı dimek

angaraya hanek

-la yorum neen burnunun dikine gediyn sen.

-yoh ağam beğenmiyene buldurmasın, ne halları varsa görsünler.

- yallaa seninki angaraya hanek

anteplinin tasarruf tedbirleri

kola şişelerini atmaz su koyar yazın sürahi , maşrapa zahmetine masrafına girmez.
eski kazakları söker tiftik kimi, ondan ömürlük yastık yapar.
kışın sobayla odayı ısıtması zor olduundan yada odun kömür az yansın deyi, mobilyacıdan, beyaz eşya satanlardan karton kutuları toplar kış gelince sobaların altına halıların altına açar, ayni zamanda bu bizim haste olmamızı soğuktan korunmamızı sağlar.. ayağını halıya, kilime, savana bastıın gimi nemlenen gartonu; ayaan acıycık içine gömülür şeyle datlı bi yumuşalık gelir....

çalmak

antepce burc isimleri

koç: hallik
boğa: tosun
ikizler: aynıgendi
yengeç: gısgaç
aslan: pisik *
başak: boğda
terazi: gantar
akrep: arhap
oğlak: çebiç
kova: satıl


hallik:

uğurlu yimee: balcan kebabı
uğurlu mekanı: gavaklık
uğurlu çiçee: lökiye

bu burçta doğanlar boazına düşgün olur ağam. gezmeyi tozmayı bilhassa sahre etmeyi yeen severler. acı tezcanlı olurlar. başladıkları işi zamanında bitirmezler. acı bireezde öökelidirler.

tosun:

uğurlu yimee: yuvalama
uğurlu mekanı: burç göleti
uğurlu çiçee: yarpaagözel

bu burcta doğanlarda temel antepli özelliklerinden boaz düşgünü olurlar. gabiliyetli bi o gadekde gabiliyetini gullanma yeteneğine sahip gişilerdir. genelde başarılı olurlar amma acıkda uçkurlarına düşgün olurlar. banker yada maasebeci olabilirler.

aynıgendi:

uğurlu yimee: mumbar dolması
uğurlu mekanı: başpınar
uğurlu çiçee : irehan

bu burçda doğanlar acı bireezz çütgarekterli olurlar. yanı gülüyken bi anda kilci eşşee gimi surat sallandırabilirler. yeni şeyler örgenmeyi severler.eyi örgetmen olurlar.

devamını soona yazıym ağam hem yoruldum hem işim var *





elmacı pazarı

almacı bazarı olarakta bilinir.

get heerif

özellikle dışarılılara öökelendiimde söylediim hanek...

oğlan uşağı olma hali

izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort