mintag govasi

Durum: 166 - 0 - 0 - 0 - 07.04.2011 00:26

Puan: 2664 -

16 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 9

yüreem eşlik vermey

benim bildiğim kadarıyla bu deyim ' canı öğüşlük vermemek' şeklinde de kullanılır.

anteplice dilbilgisi

anteplicede bir de miktar zarfı kullanılırken yaşanan karmaşa vardır. antepli bazen aynı cümle dahilinde kendi içinde çelişir hatta bazen kendi tezini kendisi çürütür.

birkaç cümleyle örneklendirirsek:

- zennubanım* birez bayaa bişeyler işleygdi gızın cehizine.

- sen de birez çok lom lom atıyorsung hayatım! onnar ne yavan bi haneklerdi o gader ahalining içinde.

- duydooma göre epey de az gelen olmuş gınaya.

- pilovun duzu azıycık çok mu olugdu ney?

antep avradi diyaloglari

antep avradı her yerde antep avradıdır. her daim muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

- halimening oğluna halimening!

+ efendim teyze, bi şey mi dediniz?

- hele bi bag gızım! kimin gızısın sen?

+ aynurun kızıyım teyze.

- hıı, eyle mi?okuymusung şindi?

+ evet okuyorum.

- ne ohuysung?

+ ingiliz dili ve edebiyatı

- hıı? ne çıhıcıng yani ohulu bitirince?

+ sizin anlıycağınız şekilde öğretmenlik diyelim teyzecim, öğretmenlik.

- ma-şal-lah!

(teyze okulun ne zaman biteceğini öğrenip kızla ilgili yeterli istihbaratı da alınca yanındaki kadına döner ve hiç çekinmeden başından beri aklından geçeni söyleyiverir.)

- halimening oğluna deym, halimening halimening!

bir süre aynı repliği tekrarladıktan sonra içeri giren kızın annesine döner bu defa da:

- gızı vermeyi düşünüy müsüüz?

teyze evi terkeden son kez arkasına bakar ve hala ümidini kesmemiş halde aynı şeyi tekrarlamaktadır:

- alasmalladık gızım, halimening oğluna, halimening halimening...*

baay bay

vay be! ünleminin bizce hali.
bir şey beğenildiğinde 'muhteşem, harika, mükemmel'' vb. anlamında verilen tepki. yalnız bunu söylerken dikkat edilecek bazı hususlar vardır:

kural 1: ilk 'baay' kısmı uzatılırken ikincisi kısa söylenir.

kural 2: söylenirken sesin desibeli artırılır.

kural 3: söylenirken aynı anda kafa 21 ila 47 derece* arası değişen açılarla iki yana sallanır.

kural 4: beğeninin derecesine göre hemen arkasından ''lohum, pæklava'' gibi kelimelerle pekiştirme yapılır.

- bu ağızlı gadeyıfı nerden alıgsız yav?

+şehreküstüdeki altıntelden alıgdım. inan et usta, heç bi yerinki oranınkine uymey yav .
*
+burnung ganey ha mamed bey bahıym da.

-hııı??!

+ burnung deym burnung, yog bi şey yimenge bak. nası buldung gadeyifi?

- baay bay, lohum.

sözlük yazarlarının itirafları

size sözlükle ilgili bi itirafda bulunucum, acııı başdaa* birez çekinigdim yalan eyi deel, amma söylemezsem dok garnına dohuz topak küfde sınırını aşmış arvatlar kimi carhadanak çatleycım. söylesem m'olaaa, söylemesem m'olaaa... pisigolocimde irice bir krater bööklüğünde yere sahip bu anıyı anlatıyorum... desem de bir çekince bir küşüm bende. heyir işallah, küşümüng garnı æğrısın, panik atik olucum durdoom oturdoom yerde bi dert gelir üsdüme dey gorhuym. * kiş kiş çatleyacaama söyleym bari yabancı mı var burda biz bizeyig, eyle deel mi?

sözlükte halfe oldoom ilk günlerde şirfey giriym giriym hesabımı açameym, yalla bir ki deym gene gireym gene açameym, allah'ın hæggı üç deym gene deneym amma sonuç aynı. ya havle velaaa! gahıym şoo yetkiliye mesac atıym dedim. saflığım duddu zaar, sözlükte hep anteplice gonuşuluy ya mesac da anteplice yazılmazsa kaale alınmaz diye düşündüm başladım yazmaya:

''yetgiliye mahraba, ben yeni üye olugdum* yalııız şirfemi giriym giriym hesabımı açameym, acı navar bi yardım edseez napabilirig şindi?''

gendimce çok datlı(!) bi mesac yazıgdım, ertesi gün cevap geldi:

''merhaba seda hanım, sizin hesap için ***** şeklinde geçici bi şifre oluşturdum, bu şifreyle hesabınıza erişebilirsiniz. iyi günler.''

atdım atdım duddum kaç gün niye cevap anteplice gelmedi diye. sırf antep kültürü üzerine kuruldu diye bir sözlükte mesajların bile anteplice yazılmak zorunda olduğunu düşünmeme sebep bu düz mantıklılığımın allah heyrini vere şeyle**

mehmet emin zekiye ustunel ilkogretim okulu

çocukken evimizin arkasında olduğundan hemen karşısındaki ali eruslu parkına ve hemen yanındaki bakkal görünümlü büfeye giderken bisikletle önünden geçtiğim, geçerken şööyle bir baktığım okul. öğrencilerinin teneffüslerde ve okul çıkışlarında çoğunlukla karşıdaki parkta ve yan apartmanın altındaki bir milyoncuda sıkça takıldığını duyduğum ve görerek şahit olduğum eğitim yuvası.

taplama yüzlü

tapla: bana göre antepte yeni nesil kız çocuklarına isim olarak verilebilme potansiyeline sahip kelime.
meselam bu bayan bu şekil çağrılır, şu bayan şu şekil çağrılır, şu şekil çağrılır:

- taplaaa, gızım! sufra hazır, ge gadasını aldığım

*

orucu yarım tutmak

küçükken kulağıma çokça çalınan ''sen yarımşardan 2 gün oruç dut gızım, biz onnarı terziye götürür diktiririg, e mi nenem?'' şeklindeki cümleyi aklıma getiren başlıktır.**

tarpadak eyi olur zaar zirvesi

an itibariyle buradan okuyarak ödül almaya hak kazandığımı öğrenmiş olduğum**, fazlaca duygulandığım ve katılmayı çok istememe rağmen acı bir olaydan dolayı katılamadığım zirve.

anteplicede marka ve ürünlerin yanlış telaffuzu

antepli adam çalışkandır, antepli adam zekidir...
bunun en büyük kanıtlarından biri de kelimeleri kendince yeniden yorumlaması ve bunu yaparken hiç bozuntuya vermemesidir. onu dinlerken zannedersiniz ki kelimenin doğru hali kendisinin söylediği de herkes yanlış kullanıyor. antepli soğukkanlılıkla avına yaklaşır ve bir hamleyle siz nolduğunu anlamadan o kelimeyi bambaşka bir hale getirir.

- bizim gıza bambi tahımı* alıym diyorum, çok hoşuma geliyor maazalarda görünce. alır balkona atarıg gendini.

+heder olmaz mıymış bacım balkonda? yazın günü her gün yıkanıyor balkonlar. bunun yazı vaar, gışı vaar. pek ahıl kærı deel kimi geliyor bana yani.

- bizim gonşu gullanıyor* üç yıldır heç bişey olmey valla. onunki tayvand* malıymış, sorugdum bi kere.

- bi de salıngaç* alacam balkona ölmezsek işallah. gıredi*ye 12 tægsit* yazıydı bi yerde, herifi gandırıym da bægmaya gedek bazar günü.

ne ag gerek ne gara sitara gerek sitara

sıtara, farsçada yıldız anlamına gelen 'sitare' kelimesinin antepliceye geçmiş halidir ve beğeni kazanma, değer görme, şans anlamına gelir. bu söz öbeği ise şanslı, kısmetli olmanın açık ya da koyu tenli olmakla bir ilgisi olmadığını, buna insanın yıldızının parlak olup olmamasının etken olduğunu anlatmak için kullanılır.

kısacası şansın güzellikle bir ilgisi yoktur, işin püf noktası sıtaralı olmaktır.

- ayy, duydooz mu merala herifi yeni cip almış, evin önüne parkedigdi eesik.

+nası sıtaralıymış bacım, eyle yağmur bi bizim tarlıya yağmaz.

+çok gözel bile deel yani. o gün gördüm de gendini oyuncakistanda dæa da çökmüüüş, heder olmuş. bu gari kim dersing görseng!

-sen bi de onu herifinin gözünden gör. ne ak gerek ne gara sıtara gerek sıtara.

+hæglısın bacım. bizde sıtara yog ki! ben bekarken bakan bi dæa bakardı, sibel can'a benzetirlerdi amma neynemeli iş gözelliğe bakmey işde.

fıstık kabuğunu doldumamak

türkçede en yaygın karşılığının 'incir çekirdeğini doldurmamak' olduğu, fındık/ceviz kabuğu gibi türevlerinin de bulunduğunu öğrendiğim deyim. ama fıstık versiyonu antep'e özgü elbette.

- neyin dööş davası oluy gene!

+ahmet bana arabasını vermiyo anne.

*o da bana beybileydini vermedi aynur teyze, bi daha oynamasın o benimle, istemiyorum.

- hösüüyn! teyzeem! onlar nası bi hanekler*, ayy duymamış oluym ha teyzem. siz kardeşsingiz taman. hadi göze gözel oynayıng bækalım.

%nolmuş aynur, derdleri neymiş?

-amaaan, fıstık gabuğunu doldurmeycak şeyler göngül, çocug olasın.

ne asgin ne tasgin

ne aşkın ne taşkın: ne eksik ne fazla, olması gerektiği kadar, idare edecek miktarda.

- heyriye'nin gızını verdiği gapı nasıl? eyi mi ola oğlanın durumu?

* yalan eyi deel camcılık yapıymış diye duyugdum. ne aşgın ne taşgınmış bacım, fena deelmiş yanı.

anteplice hastalik isimleri

panik atik = panik atak

bir kıssadan örnek verecek olursak olay şöyle gelişir; büyük pasajda gezerken bir an çocuğunu göremeyen karakterimiz fenalık geçirir, benzi solar, yüzü bembeyaz olur, eli ayağı dökülür,........
çok değil 5 dk. sonra çocuk bulunur ve tabi ki kaybolduğu için anneden esaslı bir tokat yer.*

- hele otur şöyle bacım. bu neymiş! ne hemen bırahıysıng gendi gendini. aæa bulundu uşag, çok çok nere gedebilir ki şükran?

+ ne biliym ayfer apla, herif öldürürdü beni eve gomazdı oolan bulunmasa. bi de ben yeni bi huy edinigim, beyle elim ayæm dökülüüüüüy, başım dönüüüüy, nettiğimi bilmeym. atıp atıp tutuym herşeyi gafamda.

- hııı... sening üstüne panik atik gelik aplam eyleyse,* benim küccük eltimde de vardı çünkü. aynı beyle bi tæaf olurdu o da senin kimi.

anteplinin incelmesi

- eltimlernen kayınvaldemler bana yimee gelecekler de haftaya, düşünüym düşünüym aklıma bişey gelmiyor.

- gabaglama mı yapsam ola yaa? nurtenanım siz ne goyarsııız gabaglamaya?

+işte kış gabaa*, nohut, acı şeyle 7-8 diş samsak, bi tene büyük sovan...

- ayy o da eşki ya, mağdemizi mi eşkidir acaba? zahmetli de olur aslında, başka bişey mi yapsam?

- içe sine olur mu ola? inanır mısııız şaşıg galıyorum beyle galabalık misafire yemek düşününce.

+ilahi gülayanım nettiiz, gabaglama goley bi yimegdir, siz de cip abartıyorsunuz!

desem yazzık

bedduaların sonuna eklenen ''deel'' ile aynı anlama ve kullanıma sahiptir. bedduanın sonunda bir kıyamama, için el vermeyişi, pişman oluş ve geri dönüş söz konusu olduğunda kullanılır. kullanılması durumunda hem beddua eden kişinin hevesi geçmiş olur hem de beddua edilen kişi olası bir felaketten kıl payı kurtulmuş olur. 'yazzık' şeklinde vurgulu söylendiğindeyse bu pişmalık hali gözle görülür, kulakla duyulur, kalple hissedilir derecededir. ayrıca tiki lugâtındaki karşılığı 'dermişiim'dir.

- yanglıyak* basma oolum oralara. taman şimdi sildim dæa annem.

- semaaa! gızım şu saçaknan sil acı oolanın basdıı yerleri. benim gızım ahıllı, de gadasını aldıım.

- oolum oolum, heç kime deyn ki! akşam babanga dövdürmezsem seni yavaş... yarın o dükkana gedilecek babangnan.

- allaaah o yere basdıın için eling ayæğın gırıla sening desem yazzık. eyle bişey olsa gene ben çekmeliyim çünkü.

dogurmus hira hira yatirmis sira sira

ilk duyduğumda kahkahalara boğulmama neden olan, her aklıma gelişinde de bende aynı etkiyi göstermeye devam eden antep deyimi.
zayıf ve bakımsız çok sayıda çocuğa sahip kadınlar için kullanılırmış.

-selmanın gelini gene doğurmuş bacım, duydooz mu?
+beiyg! yazzık kele. altıncı mı yedinci mi ney bu. hele öncekileri böödeydi.
-hös bacım hös. ne altısı ne yedisi... doğurug hıra hıra yatırıg sıra sıra!

gaygiyi atmak

kaygıyı atmak : önceden sorun teşkil eden bir durumdan kurtulmak ya da bir konuda üzerine düşeni yaparak sorumluluğundan kurtulmak.

- sizin gız ünüverste sınavına hazırlanıydı dee mi geden sene? eyi bi yeri tutturdu mu işallah?
+öğretmenlik geldi puanına, o da onu isteydi zaten.
- beiyg! ne datlı anam ne datlı ne datlı.* artı gaygıyı atdı* eyleyse.

bir de kişinin kendi çabasıyla olmadığı halde hoşa giden, güzel bulunan durumlar için kullanılır:

) marabalar serpilanıııım*, nassıız, eyisiiz işallah?
) gışın dönen toplantıda sizin gelin hamileydi, doğurug şimdiye. nesi oldu?
& he doğurdu müzeyyenanım, bi gızımız oldu.
) beiygh maşallah! bi oğlu vardı zaten dee mi... bi gız bi oolan oldu eyleyse, gaygıyı atdı sizin gelin. darısı da benim gıza.
& sağolasıng bacıııım... cümlemize. gızı daæ yeni evermedi miyding sen?

antepte çocuk olmak

bu başlığa yazılmayı fazlasıyla hak ettiğini düşündüğüm bir çocuk var. siğorta dolmuşunda 3-4 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir kız çocuğu annesine sorduğu soruyla dikkatimi çekti:

- anne, nere gediyk?
+nenenggile gızım.

herşey sıradan gibi görünüyordu; sanki ilk kez görüyormuş gibi geçilen sokakları, oradaki insanları inceleyen meraklı antep insanları, tanıdığın evinin önünden geçerken 'evde m'ola?' diye ev gözden kaybolana kadar arkasına bakan antep arvatları**, teypten 'bendekiii bu aşkı heves mi saandııın...' diye sitem eden bir ses, kavşaklarda trafik polisi görmesin diye şoförün ricası(!) üzerine ayaktayken eğilen insanlar,...
sonra alışık olunmayan bir ses şarkı söylemeye başladı:

- bir güccüycük asnancık vaaarmış, bir güccüycük asnancık vaarmış...

evet, bu oydu. diğer yolcuların bakışını farklı yorumlayan küçük kız şarkıyı değiştirdi.

- annem meni düyerse, hıı hıı ağlarım, aaşama bubama söylerim...

anne bakışlarla anlatılmak isteneni doğru anlamış olacak ki duruma müdahale etti:

+hös annem, hös gızım, taman bizi atarlar dışarı. yürey yürey mi gedek nenenge?

antepte çocuk olmak, bazen dolmuştaki o küçük kız olmak, hayatı, şarkıları daha sevimli hale getirip antepli bir çocuk zihniyetiyle yeniden yorumlamaktır.

antep ulaması

şööveziöldürüngeerif !*
  • /
  • 9
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 166

anteplice pembe dizi olsaydı

dizi: "gözel amma geregsiz"
bölüm: 27
sahne: 27

- bütün bundara inanameym. tanrı'ya yemin ederim ki ben seni aldatmadım gosgapablo.

+lütfen hös hapbaroza. ah yüce tanrı'm! neen seniñ gerçek yüzüü en başından göremedim ki...

- bæa hæksızlık ediyorsuñ. önce bi diñne. sæa mamdeli emanuel beni tuzağa düşürdü deym. o şeytan şapalaa bundarı çok önceden planlamıştı.

+sen neyden bahsediyorsuñ? burada eylece durup seniñ saçmalıglarıñı diñnemek isdemiyorum.

- añnamıyor musuñ sevgilim? bu adam ben ta gız meslekde ohurken bæa gafey tahıgdı. şimdi de onu deel de seni seçdiğimi görünce deliye döndü. ve... sonradan sonraya bu planı yapdı. ve...ve... bu galleş planını hısleyn uygulamıya goydu.

+sæa nası inanabilirim ki hapbaroza?

+üsdelik fırına gönderdeéñ balcan kebabı tepsining üsdünde "m.e" yazıymış; yanı mamdeli emanuel. bunu nası açıkleycıñ? bu tepsi seniñ eline nası geçmiş olabilir?

-gapıcı fırından alırken tepsileri garışdırmış, tanrı'ya yemin ederim ki ben seni aldatmadım gosgapablo.

+sæa inanmeym hapbaroza. umarım bu irezillikden kimsenin haberi olmaz. eğer tosbaaramon duyarsa, bu işin peşini asla bırakmıycakdır.

anteplice kızılderili isimleri

gızılderililer, doğan uşaglarına irelde sahip olmalarını istedikleri özelliklere göre isim verillermiş. uşaklar böödüklerinde sergiledikleri gahramanlıklara ya da özel gabiliyetlerine göre de yeni yeni isimler alıllarmış. antep'te de çocuklara beyle bir isim verme geleneği olsaydı isimler nası olurdu dey düşündüm. mesela şeyle olurdu:
gırpıg göz
yılıg gapı
lahmacun surat
çolak gol
gayretli savaşcı
berelig göz
zilleyen gurt
ben benim ben kimim bahışlı
tablaa yüz
bi barmak balnan yinmeyen çiğ danesi
dombalak aşan yalıız gahraman
cıllayan goyun
yuvalama döken tintebaat boğa
pıçaa yimiş şahin
bam bam balhan gartal
şam şam şahıyan tüy
nohut sever ceylan
gapılardan sığmayan aslan
balcan söğüren dırtıl
gıyma çözdüren gurt
bebek duzlıyan gayme
suratıynan döven guş
cipden enmez atmaca
ofurdan gaplan
gıssacık yılan

antepte çocuk olmak

bu başlığa yazılmayı fazlasıyla hak ettiğini düşündüğüm bir çocuk var. siğorta dolmuşunda 3-4 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir kız çocuğu annesine sorduğu soruyla dikkatimi çekti:

- anne, nere gediyk?
+nenenggile gızım.

herşey sıradan gibi görünüyordu; sanki ilk kez görüyormuş gibi geçilen sokakları, oradaki insanları inceleyen meraklı antep insanları, tanıdığın evinin önünden geçerken 'evde m'ola?' diye ev gözden kaybolana kadar arkasına bakan antep arvatları**, teypten 'bendekiii bu aşkı heves mi saandııın...' diye sitem eden bir ses, kavşaklarda trafik polisi görmesin diye şoförün ricası(!) üzerine ayaktayken eğilen insanlar,...
sonra alışık olunmayan bir ses şarkı söylemeye başladı:

- bir güccüycük asnancık vaaarmış, bir güccüycük asnancık vaarmış...

evet, bu oydu. diğer yolcuların bakışını farklı yorumlayan küçük kız şarkıyı değiştirdi.

- annem meni düyerse, hıı hıı ağlarım, aaşama bubama söylerim...

anne bakışlarla anlatılmak isteneni doğru anlamış olacak ki duruma müdahale etti:

+hös annem, hös gızım, taman bizi atarlar dışarı. yürey yürey mi gedek nenenge?

antepte çocuk olmak, bazen dolmuştaki o küçük kız olmak, hayatı, şarkıları daha sevimli hale getirip antepli bir çocuk zihniyetiyle yeniden yorumlamaktır.

anteplice şiirler

çekip gedeñ sevgili’ye…

pipirim kimiyim aynı…
solug galığım, hımsıygım, heder oluğum.
hayat erken tükedig beni, belimi büküg,
dorgulameym, top oluğum.

ısırıp atılıg nohut dürümü kimiyim…
pafsıygım, donug galığım.
geri galanım oldurmaya yetmey bi şeyleri
‘bir’ etmeym artı, eesik galığım.

beni goyup getdiğiñ günden belli
sade yağsız bi guraybe,
fısdıksız bi bæklava kimiyim.
datsızım, anlamsızım.
sahı söğürülüg bi balcanım.
aynalara bæhamaz oldum,
gaşık gædar galıg suratım.

sen şişin ortasındaki guyrugsan ben guşbaşı tikesiydim,
sen yoğurtlu patataysan ben haspirdim,
sen sütlüysen ben zerdeydim.
şindi sen goyup geden olugsuñ,
ben ærhada galıp bekleyenim.

o gedişiñ var ya…
hanı beni terkedişiñ…
işde ben o gün fıstığı yeşil hayallerimi gaybettim,
işde ben o gün öleneçe yalıızlığı seçdim,
işde ben o gün gendimden vazgeçdim.

gedeliñ ne zaman oldu, bæk!
unudursun deygdiñ bæa, hatırleyñ mi?
yalıız yangıldığıñ bi nokda vardı,
lormal bi adamı unudmak goley de
galbiñi tıpılatanı unudmak goley mi…

şindi isderseñ sen unud beni,
isderseñ antep garası çal,
hatta isderseñ, al depemden yere çal!
amma acı n’avar şoo piçare galbimden hayaliñi çalma.
bi tek o galıg bende almadığıñ,
onu da alma…
onu da alma…

*
*
*
*

antebistik aforizmalar

bazen mutluluk ufak köfte içindeki ahıtmalar gadar gözüüng önündedir esas... bakmayı bilicing evvel...
içli köfte içinde bütün badem, ceviz ve fıstığı aynı anda bulamang dayım dayım...şükretmeyi bilicing...
kimi zaman da mutluluk havıç diliminin şekeriyle yetinerek sütlüyü ve zerdeyi şekersiz yiyebilmektedir...yetinmeyi bilicing...
yeri geldi mi de bir mintag govası olsan da antepli olduğuna yatıp kalkıp şükretmeyi bilicing.... *
işte o zaman ağa da sensin paşa da sensin
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort