bu başlığa yazılmayı fazlasıyla hak ettiğini düşündüğüm bir çocuk var.
siğorta dolmuşunda 3-4 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir kız çocuğu annesine sorduğu soruyla dikkatimi çekti:
- anne, nere gediyk?
+nenenggile gızım.
herşey sıradan gibi görünüyordu; sanki ilk kez görüyormuş gibi geçilen sokakları, oradaki insanları inceleyen meraklı antep insanları, tanıdığın evinin önünden geçerken 'evde m'ola?' diye ev gözden kaybolana kadar arkasına bakan antep arvatları
**, teypten 'bendekiii bu aşkı heves mi saandııın...' diye sitem eden bir ses, kavşaklarda trafik polisi görmesin diye şoförün ricası(!) üzerine ayaktayken eğilen insanlar,...
sonra alışık olunmayan bir ses şarkı söylemeye başladı:
- bir
güccüycük asnancık vaaarmış, bir güccüycük asnancık vaarmış...
evet, bu oydu. diğer yolcuların bakışını farklı yorumlayan küçük kız şarkıyı değiştirdi.
- annem meni düyerse, hıı hıı ağlarım, aaşama bubama söylerim...
anne bakışlarla anlatılmak isteneni doğru anlamış olacak ki duruma müdahale etti:
+hös annem, hös gızım, taman bizi atarlar dışarı. yürey yürey mi gedek nenenge?
antepte çocuk olmak, bazen dolmuştaki o küçük kız olmak, hayatı, şarkıları daha sevimli hale getirip antepli bir çocuk zihniyetiyle yeniden yorumlamaktır.