ben 16 yaşıma gader antepde yaşadım, antepde bi daafa bile pırasa görmedim. antepli ne kereviz ne enginar ne de pırasa bilirdi o zamanlar. şindilerde vardır mutlaka. antepli adını bilir de yimeene goymaz. anamın yapdıı heç bi "şiveydiz"e pırasa gonmamıştır. pırasa yeen sası gohar. samsaan gendine has bi rahiyası vardır pırasıya benzemez. bizden uzak olsun akdeniz mıtfaanıng tacı ossung. şiveydizimizden ırıd ossung.
eşşek tıraşının bir çeşidi de bedava olarak okullarda öğrencilerin hizmetindeydi. aziz hocalarımız saçımızı uzun bulduklarında üşenmeden bir yerlerden temin ettikleri makinalarla kafamızın tam orta yerinden makinanın ağız genişliği kadar bir yol açar, bizi traş olmaya zorlarlardı. şimdi arkama dönüp baktığımda çocuğun kim olduğunu anlamaya çalışıyorum. biz çocuktuk, çocukça davranıyorduk, her çocuk gibi, belki de antropolojik sebeplerden saç kestirmeyi sevmiyorduk ve doğamıza uygun davranıyorduk. hangi çocuk berbere koşarak gider ki? biz çocuktuk da hocalarımız neydi anlamaya çalışıyorum.
dick osseman bir hollandalı gezgin. türkiyenin birçok yerini defalarca gezmiş binlerce fotograf çekmiş. bunların arasında antep de var. bir yabancı gözüyle antebi görmek isterseniz aha size link:
yaw anam bobam, tabii ki yimek üsdüne olucu, ölddön kimi yanıngda ne götürücüng?, bi gezip gödööng, bi de yidiing, varmı başga bişey? antepli olayı başından çözmüş.
daha çok cingan ve alt kütür grubundaki insanların sorumsuz davaranışlarının sonucu hakkında yorum olarak kullanılır.
--- bak bak nasıl atıldı arabanıng önüne?
++ hee yaw, beylesiller aam adamın başını beliya goyar, dirisi beş para etmez ölsüne güç yetmez.
bişey olucu olsa... abooo.... adamı öldürürler wallah....
şeker payına başka yerlerde "dudak payı" diyorlar. fazla pay bırakılınca da "deve dudağı yok ki bizde kardeşim, barı yarım koysaydın bari" nidaları yükseliyor.
sene 1988, şirket "seç", antepden izmire dönüyk, yer pozantı ulukışla arası. usda 50'li yaşlarında halfe 30'lu. otibisi usda sürüy. ben 3 numaralı goltukdayım. halfe anglatıy. la yoorum usda bigün gecenin garannında aha burda bi yerde gediyk. yolung ortasında bişey görüdüm uzunları bi yakdım, aha bi dene eşşek yolung ortasında duruy. usda: eee, yaw usda o gader selekdör yapdım eşşek gaçmadı yaw. firen miren durdum. usda: olm eşşek sen misin? yolung ortasındahı mı? ulan eşşek selekdörden ne anglar olm, gorna çalsana. halfe dumur tabii ki. bu olaydan sonra selektör yapmakla ilgili bir durum gerektiğinde "eşşek selektörden ne anlar" diye bir espiri geliştirip kornayı daha sık kullanır olduk. gerçi bazı cinsler için gorna da dafar etmiy ya, neyse...
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.