sohum sohum sokranmak
aşırı derecede yakınmak, şikayet etmek, mızmızlanmak
--- acı çocaa bi saæt bak dedim anama, abovvv bi hafde sohum sohum sokrandı neymiş efendim benim avrat nası bi avratmış kine bebeni bırahıp saç yapdırmıye gediymiş filanmış .....
sohum
capkin
ulmak
çürüyünce "vıcık" hale gelen her türlü meyve sebze ve belki şimdi hatırlayamadığım başka şeyler için de kullanmak mümkün olabilir. metaforik anlamda "haneen uluu" şeklinde kullanımı mevcuttur.
dovme
"v" sesi pek duyulmaz "dööme" diye telaffuzu yaygındır. alaca çorbada çok kullanıması bir yana, döömesiz alaca çorba olmaz.
isin kaari devaminda
bir iş ne kadar büyük kazançlar getirse de eğer devamı yoksa iyi bir iş değildir. az da olsa sürekliliği olan iş daha kazançlı/karlı iştir.
--- bak boba sen baa bu bahır tabakları birez daa ucuza ver ben de ekmek yiym yaw....
++ olmaz gardaşım biz o gader gazansak zaten goç olduyduk şindiye...
--- yaw bak, işing kaarı devamında, hep senden alıcım yaw, yap bi indirim....
++ yaa fettah, ya rezzzaakk.....
akıllı ananın deli kızı alınır deli ananın akıllı kızı alınmaz
yemezseez inee vericik
samimi bir ifade olduğu kesin. bu güzelim yimee bir heyvana yem mi edelim? "birez daa yiying hele" demenin antepcesi işde ne var bunda?
yogurt bezi
amma önce birez suynan cıvıdılırsa daa eyi ve hızlı süzülür. zaten anteplinin "süzme yoort" deye bildeeni, batıdakiler "kese yoordu" deyler. onnarın kese şeklinde dikilmiş torbaları var. antepli pratik zekalı şeşi iki gat eder onu da maharna süzeceenin (=kevgir) içine açar üsdüne de cıvıdılmış yoordu goyar. amma arvatlık artı goley oldu hazır satıyler.
antep trafiği
trafik mi? trafik demek için haraket halinde bişeyler olmalı. maşallah "elif'in kağnısı" bile bundan hızlıydı heral.
aaziyn üstü şura mı
üstad mahraba, sevilmeyceeng kesin yoorum, çok haneen yeen dorgu... hoşgelding.
kefen bayrakli kale
gırdın döyüsün malını
sözü söyleyen kişi aslında burada döyüs olmaktadır, kendini zararlığa uğratılmayı hakeden kişi olarak göstererek, karşı tarafa kırdığı objeden dolayı laf çakmaktadır.
padişahın püsküllü oolaa
birinin gözdesi olma durumu (daha çok çocuklar için kullanılır)
--- ben iki dene dondurma isdeym boba...
++ pekey oolum, alıym... gızım sen ne isdeyng?
^^ ben de iki dene dondurma isdeym....
++ al saa bi dene, vaauuuvaaa, oolung padişahın püsküllü oolaa deel mi ona iki baa bi dene vaaauuavvvaaa!!!!
başının boyrasını yakmak
başının derdine düşmek, başının çaresine bakmak
--- ammi gemiş ossun yoorum egonomik gıriz hepimizi etgiledi yaw...
++ la get de başıyng boyrasını yak oolm, benim heç olmazsa emekli maaşım var, sen nedicing?
onlar yetiy biz bitiyk
meali: biz (=yaşlılar) ahirete yaklaşırken, onlar (=gençler) semriliyorlar; böyüyler herif arvat oluylar. sanki genner zembilnen gövden ıkdıyar geldiler de biz bebek geldik yavaş yavaş böyüyk. bu
haa tevir hanek yoorum....
ineen yuzune bak sudunu ona gore sag
müşternin istek ve kapasitesini anla ona göre
fiyet çek. yabancı mı deel mi, sorucu mu alıcı mı, paralı mı deel mi? gibi birçok griteri vardır. onnar bahınca angnarlar.
soylemez esnafi
aam affııza sığınarak bişey deycim. ben o pasaçların tozunu yutarak böyüdüm, oralarıng halet-i ruhuyesini az çok bilirim. doğubankdakiler öörendiklerini bunnardan öörenmişlerdir. bu ısdanbıl pasaç esnafıynan antep pasaç esnafı aynıdır. fiyet sordoon kimi önce yüzee bahar, yabancı mısıng deel mising, garar verir ona göre fiyet sööler. yanı antep esnaf deyimiynen
ineen yüzüne bak südünü ona göre sağ persibiyle çalışır bunnar. soona fiyet gonusunda bunnar aaz birlee yapmışlardır hepciinin isdedee fiyet aynidir. şindi gruplama yaparsak ısdanbıl: mısır çarşısı, tahtakale, doğubank ve kapalı çarşı eşitdir böök pasaç, söylemez pasaçı, turistik çarşı. hiç uğranmasına gerek yoktur. en güzeli izmir kemeraltından alışveriş etmektir. tarihi havayı gohlıya gohlıya gezersing, gözel çay ve gayfe yapan yerler var, durur içersing, bi keyif eder eve gedersing. çıhışa yahın yerde tariş var, baa bi litire leymun golonyağı da alıng acı ne var... bayılıcım bu muhabbetten sona....
yitme sarhosu yihilana gader yeni golu girilana gader
laf dinlemeyen, nasihattan anlamayan kişilere akıl verme zahmetine girilmesine gerek olmadığını, acı tecrübelerle kendileri bunları öğreneceğini anlatan antepçe deyiş.
gara simid
benim bildeemse "simit kebabı" bunnan yapılır.