format tam olarak belirlensin. yazarlar yazdıklarında biraz daha özgür olabilsin. bunu şunun için söylüyorum, şimdilik az sayıda*yazar olması münasebetiyle ustabaşılar anında müdahale edebiliyor ve çok farklı sesler çıkmıyor. ancak kullanıcı sayısı arttığında her yazılanı bir kalıba sokmak zorlaşacağından şimdiden böyle bir önlem almakta yarar var sanıyorum...
bir ara dimes kullanmıştı bunu. yani bir antep firması olmamasına rağmen bunu kullanması bayağı hoşuma gitmişti. abooo yerin yorum beleş beleş gibi birşeydi.
eski okulumun (vali muammer güler i.ö.o) bitişiğinde bulunan lise. gaziantep'in psikopat ruhlu öğrencilerini barındıran diğer okulların aksine kendi halinde sessiz sakin bir yerdir. üç yıl abimin okuduğu dönemi saymazsak...
her türlü elektronik aletin piyasadakinin yarı fiyatına bulunabileceği yerlerdir. yalnız garantisi yoktur o kadar da olur artık. bir de nedense cinsellik ürünleri buralarda satılır. elektronikle alakasını çözebilmiş değilim.
gerçekten bmx sahibi olmak ayrıcalıklıydı. ama bir de bianchi vardı ki zaten ona sahip olmak ferrari sahibi olmak gibi birşeydi. bmx de mercedes sayılırdı o zaman.
lise çağına gelmiş ermiş bireyler olarak okulun ortasında yaparken kimse görmüyor değil mi diye çevremize bakmamıza neden olan güzel çekiliş. genelde kaleye kimin geçeceği konusunda yaparız...
özellikle bilgisayar mühendisleri için işkencedir. yapamayacağınız bilgisayar, kuramayacağınız oyun olmamalıdır. bir de o kadar uğraşıp emek verip işlerini halledersiniz, yapamadığınız en küçük şey de "peh bilgisayar mühendisi olacakmış bir de" gibi saçma sapan sözlerle karşılaşabilirsiniz. sabırlı olmak gerekir.
edit: eheh... sanki mühendismişim gibi yazmışım yahu... çevrede bilgisayar bilen eleman olarak tanınmaktan olsa gerek. inşallah yakın zamanda olurum ne diyim...
gaziantep'in her tarafında gazi şehrimizin altın çocuğuna sahip çıkalım denilerek destek olunması istenilen zat. gerçekten işe yaramış ki zat-ı muhterem yarışmada birinci oldu. her ne kadar belediye'nin star tv nin canlı yayınına bağlanmaktan daha önemli işleri olduğunu düşünsemde bu konuda beni haksız çıkaran belediye başkanlarımıza can-ı gönülden teşekkür ediyorum. demek ki en önemli işleri oymuş.
düğürcülüğe gittiğiniz kıza takıyorsunuz; ne kadar helal, ne kadar haram süt emmiş gösteriyor. böylece helal süt emmiş kızları kolayca ayırt edebiliyorsunuz.
ayrıca ilk 10 dakika içinde arayan müşterilerimize; hayatının hangi döneminde helal, hangi döneminde haram süt emdiğini gösteren cihaz hediye!!!
+şindi höseyin usta, varlıg var mıdır yog mudur aam?
- ney, var mıdır yog mudur?
+varlık deym aam, misal şoo elindeki balcan kebabı, aslında o yog amma saa varmış kimi geliy bence...
-tama bizim avrat yaptı yoorum, aaşama gadek uraştı gadın, sen şindi yok deyn, aha elimde duruy...
+elingdeki balcan kebabının fikri assında... yanı balcan kebabı deel... balcan kebabı dey bişey yog...
-nası balcan kebabı deel? ne deyn yanı bizim avrat balcan kebabı yapamey mı? sening avrad yapınca varoluy bizim avrat yapınca yog mu oluy...
+höseyin usta senden de heç felsefe gonuşulmuy yav...
-yeri aam yeri, daa balcan kebabının fikrini yiycim ben, töbesdafurullah...
güzel şehrimizin en büyük problemi eğitim sanırım. yani kahramanlıklarıyla göz dolduran, yemekleriyle tüm dünyaya ün salmış ve kendine has bir dili bile olan gazi şehrimiz maalesef eğitim konusunda çok gerilerde.
gaziantep'teki öğrencilik hayatımın 13. yılını yaşadığım şu günlerde bu sorunun neden kaynaklandığıyla ilgili bir şeyler geldi aklıma. eminim daha fazla nedeni vardır ama ben kendimce olanları yazayım.
birincisi ve en önemlisi maalesef eğitim bilinci gelişmemiş ve çocuklarına güvenmeyen ebeveynlerin olması. eğitimin ne kadar önemli olduğunu bilmeyen ya da sadece meslek edinmek için bir gereklilik olduğunu düşünen insan çok fazla. ve bu insanlar çocuklarına eğitim konusunda gerekli desteği vermekten çekiniyorlar. kısaca bir güvensizlik söz konusu. yani "sen yaparsın, sen başarırsın, her sonuçta biz senin arkandayız yeter ki eğitimine devam et" yerine "sen zaten yapamayacaksın, bari elinde bir mesleği olsun" mantığıyla çocukların küçük yaşta iş hayatına atılmasını bekliyorlar. zorunluluktan dolayı küçük yaşta iş hayatına atılmak zorunda olanlar da oluyor tabi ki onları ayrı tutuyorum.
ikincisi de sanayisi gelişmiş bir şehir olmamız. aslında bir şehir için avantaj olan bu durum eğitimimiz için bir dezavantaj oluşturuyor. iş olanaklarının nispeten fazla olması ve usta-çırak mantığının oturmuş olması, eğitimden çok usta-çırak ilişkisine dayalı meslek edinmeyi kolaylaştırıyor . bu da öğrencilerin daha çocuk yaşta iş hayatına atılmasına ve eğitim seviyemizin düşmesine neden oluyor.
insanlar eğitim konusunda bilinçlendikçe ve çocuklarına güvendikçe şehrimizin bu konuda kendisine yakışır bir noktada olacağına eminim.
iletişim sorunu olan bir medya grubu.
şöyle ki bu adamlar bu seneki öss den sonra il birincisi diye 2007'nin birincisi olan bir arkadaşın ismini açıkladılar sitelerinde. hatta bu kişinin bulunduğu dersane müdürünün de açıklamarına yer vermişler. şimdi bu dersanenin ve bağlı bulunduğu kuruluşların pek bir sevgili dostu oldukları için böyle bir habere imza attıkları aklıma geldi şahsen. belki de benim içim fesat bilemiyorum. yalnız ben bu adamlara bir mail attım ve haberin içeriğinin 2007 yılına ait olduğunu söyledim. ve bekledim ki maili aldıktan bir kaç saat sonra haber düzelir bir de özür dilerler. ama gelin görün ki ne haberde bir değişiklik ne de benim yazdığım maile bir cevap veren olmadı.
bir de geçen denk geldim. adnan oktar denen adamı çıkartıp bol bol bilgi alıyorlardı. program sunucusu da sürekli "hocam" deyip duruyordu bu adama. hadi anlıyorum bilimsellikten ve araştırmacılıktan uzaksınız ama elinizin altında internette mi yok? bir girin bakın bu adam kimdir nedir diye...
ne diyelim böyle bir grubun gaziantep'in en büyük medya kuruluşu olması da bizim utancımız herhalde...