kendini hacker zanneden bir iki tane dallamanın yaptığıdır. kendilerini ne bok sanıyorlarsa arkaya ilginç bir fon müziği ekrana da ortası tutturulamamış bir flash koyup index atmak bu gerizekalılar için insanüstü bir olay sanırım. hayır elinizden birşey gelmiyor biz de farkındayız bunun siz de. bari emek verilip yapılan şeylere saygı duyun. yapacak kadar beyniniz yok onun da farkındayız. kuş beyinli dallamalar...*
işyerimizin bulunduğu cadde. çocukluğum burada geçti diyebilirim. daha çok terlik ve ayakkabı imalatı yapan firmalar ve bunların yardımcı iş kolları bulunur. sekiz yüz civarında firma barındırır. son yıllarda farklı meslek dallarına da ev sahipliği yapmaya başlamıştır. tabi bunda burada büyüyüp gelişen firmaların artık yeni yatırımlarını organize sanayi bölgesine yapmasının da etkisi vardır...
ilginç bakışı ve gülüşüyle dikkatimi çeken akp başkan adayı... sanki resimde fazla uyanık gibi duruyor. ama olsun öyle uyanık adamlar lazım... hayırlısı olsun...
bugün yemekteyiz denilen programda meydana gelmiştir. kırk yıllık yuvalamaya "terbiyeli yuvalama çorbası" diyen ve yoğurt yerine margarin koyan zihniyeti şiddetle kınıyorum.
gaziantep'te özellikle fırınlarda para birimi yerine geçen kelime. küçük çocuklar fırından ekmek alırken parayı uzatırlar ve bu sihirli kelimeyi söylerler. gerisi fırıncının problemi...
site şeklinde düzenlenmiş belediye evleri var yani belediyeye ait pansiyonlar, cüzi bir ücret karşılığında kiralanabiliyor. site şeklinde düzenlenmiş olması ve herkese açık çimlendirilmiş bahçesi sayesinde diğer illerden gelen insanlarla tanışıp güzel dostluklar kurabilirsiniz. yani ben öyle yapıyordum. sakin bir tatil için ideal bir yer...
özentiliğin vücut bulmuş hali. hayır arkadaş madem istiyorsun ki çok güzel yerler olsun, pahalı cafeler olsun, insan gibi insanlar olsun içinde, tandansı da nişantaşı gibi olsun; yapmışsın işte ne güzel. zaten gaziantep'te olması da gerekir ama adını değiştir bari. benim cristiano ronaldo forması giyip de ortalıkta ronaldo gibi dolaşmamdan farksız bu yapılan. *
iyisi olduğu kadar kötüsü de olan getirilerdir. yani yerli firmalarla anlaşmalar yaptıklarını biliyorum. istihdam da sağlayacak. bunlar güzel şeyler. ancak daha önce de belirtildiği gibi tüketim toplumu olma yönünde hızla ilerliyoruz. ayrıca yeni yapılan otelleri de çok merak ediyorum acaba kime hizmet verecek bu kadar otel. ya gaziantep'te gerçekten müthiş bir turizm potansiyeli var ben farkında değilim ya da bu işin arkasında farklı şeyler var...
bir dönem özel bir kanalda ezo gelin i konu alan bir dizi vardı. her zaman ki gibi güncele uyduracağız diye rezil ettiler hikayeyi. dizinin finalinde ezo gelin istanbul'da*zengin bir adamla evleniyordu.
kimde kalacağı konusunda tartışmalara bayağı şahit olmuşluğum vardır. kimse de demez ki gidip yarın bir tane alayım diye bir kış onun tartışmasını yapmak zevkli oluyor herhalde*
yapımına üniversite bulvarından itibaren başlanmış bakalım nereye kadar gidecek... bence daha çok kullanılabilecek bir yere yapılması daha makbul olurdu. belki de o raylı sistemi konduracak kadar düz yolu orada buldukları için oraya yapıyorlardır. seçim yatırımı olduğu kabak gibi ortada zaten...
değerli halfelerimizle tanışma fırsatı bulduğum bol kahkahalı, keyifli, çok güzel bir gece geçirmeme vesile olmuş program...
iyi ki doğdun eşkili ufak sözlük!!!
o kadar merkezi bir yerde olmasına, ünlü markaları bünyesinde barındırmasına ve tüm bilinirliğine rağmen bir kafeteryanın içinden geçerek* gitmek zorunda olduğunuz pislik içindeki bir wc ye sahip alışveriş merkezi.
gaziantep'in her tarafında gazi şehrimizin altın çocuğuna sahip çıkalım denilerek destek olunması istenilen zat. gerçekten işe yaramış ki zat-ı muhterem yarışmada birinci oldu. her ne kadar belediye'nin star tv nin canlı yayınına bağlanmaktan daha önemli işleri olduğunu düşünsemde bu konuda beni haksız çıkaran belediye başkanlarımıza can-ı gönülden teşekkür ediyorum. demek ki en önemli işleri oymuş.
düğürcülüğe gittiğiniz kıza takıyorsunuz; ne kadar helal, ne kadar haram süt emmiş gösteriyor. böylece helal süt emmiş kızları kolayca ayırt edebiliyorsunuz.
ayrıca ilk 10 dakika içinde arayan müşterilerimize; hayatının hangi döneminde helal, hangi döneminde haram süt emdiğini gösteren cihaz hediye!!!
+şindi höseyin usta, varlıg var mıdır yog mudur aam?
- ney, var mıdır yog mudur?
+varlık deym aam, misal şoo elindeki balcan kebabı, aslında o yog amma saa varmış kimi geliy bence...
-tama bizim avrat yaptı yoorum, aaşama gadek uraştı gadın, sen şindi yok deyn, aha elimde duruy...
+elingdeki balcan kebabının fikri assında... yanı balcan kebabı deel... balcan kebabı dey bişey yog...
-nası balcan kebabı deel? ne deyn yanı bizim avrat balcan kebabı yapamey mı? sening avrad yapınca varoluy bizim avrat yapınca yog mu oluy...
+höseyin usta senden de heç felsefe gonuşulmuy yav...
-yeri aam yeri, daa balcan kebabının fikrini yiycim ben, töbesdafurullah...
güzel şehrimizin en büyük problemi eğitim sanırım. yani kahramanlıklarıyla göz dolduran, yemekleriyle tüm dünyaya ün salmış ve kendine has bir dili bile olan gazi şehrimiz maalesef eğitim konusunda çok gerilerde.
gaziantep'teki öğrencilik hayatımın 13. yılını yaşadığım şu günlerde bu sorunun neden kaynaklandığıyla ilgili bir şeyler geldi aklıma. eminim daha fazla nedeni vardır ama ben kendimce olanları yazayım.
birincisi ve en önemlisi maalesef eğitim bilinci gelişmemiş ve çocuklarına güvenmeyen ebeveynlerin olması. eğitimin ne kadar önemli olduğunu bilmeyen ya da sadece meslek edinmek için bir gereklilik olduğunu düşünen insan çok fazla. ve bu insanlar çocuklarına eğitim konusunda gerekli desteği vermekten çekiniyorlar. kısaca bir güvensizlik söz konusu. yani "sen yaparsın, sen başarırsın, her sonuçta biz senin arkandayız yeter ki eğitimine devam et" yerine "sen zaten yapamayacaksın, bari elinde bir mesleği olsun" mantığıyla çocukların küçük yaşta iş hayatına atılmasını bekliyorlar. zorunluluktan dolayı küçük yaşta iş hayatına atılmak zorunda olanlar da oluyor tabi ki onları ayrı tutuyorum.
ikincisi de sanayisi gelişmiş bir şehir olmamız. aslında bir şehir için avantaj olan bu durum eğitimimiz için bir dezavantaj oluşturuyor. iş olanaklarının nispeten fazla olması ve usta-çırak mantığının oturmuş olması, eğitimden çok usta-çırak ilişkisine dayalı meslek edinmeyi kolaylaştırıyor . bu da öğrencilerin daha çocuk yaşta iş hayatına atılmasına ve eğitim seviyemizin düşmesine neden oluyor.
insanlar eğitim konusunda bilinçlendikçe ve çocuklarına güvendikçe şehrimizin bu konuda kendisine yakışır bir noktada olacağına eminim.
iletişim sorunu olan bir medya grubu.
şöyle ki bu adamlar bu seneki öss den sonra il birincisi diye 2007'nin birincisi olan bir arkadaşın ismini açıkladılar sitelerinde. hatta bu kişinin bulunduğu dersane müdürünün de açıklamarına yer vermişler. şimdi bu dersanenin ve bağlı bulunduğu kuruluşların pek bir sevgili dostu oldukları için böyle bir habere imza attıkları aklıma geldi şahsen. belki de benim içim fesat bilemiyorum. yalnız ben bu adamlara bir mail attım ve haberin içeriğinin 2007 yılına ait olduğunu söyledim. ve bekledim ki maili aldıktan bir kaç saat sonra haber düzelir bir de özür dilerler. ama gelin görün ki ne haberde bir değişiklik ne de benim yazdığım maile bir cevap veren olmadı.
bir de geçen denk geldim. adnan oktar denen adamı çıkartıp bol bol bilgi alıyorlardı. program sunucusu da sürekli "hocam" deyip duruyordu bu adama. hadi anlıyorum bilimsellikten ve araştırmacılıktan uzaksınız ama elinizin altında internette mi yok? bir girin bakın bu adam kimdir nedir diye...
ne diyelim böyle bir grubun gaziantep'in en büyük medya kuruluşu olması da bizim utancımız herhalde...