thesecaat

Durum: 1238 - 0 - 0 - 0 - 14.03.2016 08:22

Puan: 11363 -

19 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Admin.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 62

antepde kıyamet alametleri

antebe kokoreççi açılması

antepde son zamanlardaki balik ekmek modasi

"heye æam sonunda bu da oluy, antep uşaa balıg işine de el attı" dedirten olay. şehrin muhtelif yerlerinde normal şartlar altında dürümcülerde nohut, patates, patlıcan duran tasların* içine kızarmış hamsilerin bulunmasından dolayı kapıldığım düşünce.. üstelik kimi evler pazar günü kebap yellemey tergeyp balık bişirmiye başleyglar.

ama şoo dürümcülerdeki ei oluy heerif**. hæmsiy* dırnaglı pidenin içine kodoon kimi, üstüne de şeyle antep işi bi nar eşgili piybaz yatırdıın kimi nası oluy biliymisiiz? yanı türkiyenin başka bi tarafında beyle nezzetli bi balık yimece yoktur heral.

æam yoksa gıyamet yæhın mı? antep uşaanın galaaltına, tabahanıya balık yimiye getmesi bir gıyamet alameti midir? yoksa bunlar sadece antebin denize yakın olmasının etkileri midir*? bilmeym amma gedişat eyi deel uşaglar. ama daha şu aşamaya gelmedik:

antepde nohut dürümcüsü kadar kokokeççi açıldığında, işte biz o gün tükeneceğiz**.

(bkz: antepde kıyamet alametleri)

antepce rap

"eni sonu bu da oldu" dedirten süper olay. bi de "antep benim olur" nakaratında "antep uşaa deel mi herşeyi yapar"da dediği şekilde , antepli gibi antep dese mükemmel olurmuş...

gazikent üniversitesi

kurulduğu yerin, zaten önyargılı olan dışarılı öğrencilerin antep hakkındaki kötü fikirlerini destekleyeceğini düşündüğüm üniversite

http://tr.wikipedia.org/wiki/gazikent_%c3%9cniversitesi

(bkz: nurgana)

anteplice ve kayseri agzi

kayseri ağzı'yla anteplicenin bazı benzer kelimeleri:

nörüyon= nişleyn
ırafık= rafık
acer= acer
yiğin= yeen
cılbah= cılbak
gicişmek= gidişmek
debiyahk= bayak - bayakleyn
ıcık= acı
cöp= cöb
yunmak= yunmak
küncü= küncü
maydenis= bahdeniz
böön = böön
pambık = pambık
püskuuut= puskuyut
sümsük = sumsuk
armıt = armıt
bellemek = bellemek
zibil = zibil
merdivan = lerdivan
yitmiyesice = yetmiyesice
gada = gada
gadasini almak = gadasini almak
gayış = gayiş
zaar = zaar
hüsüün= hösün
gırangiresice = gıran giresice
cingan = cingan
şor = cor
azen = ezen
baldırcan = balcan
bıldır = bıldır
diya = diya
ferik = ferik
fıllanmak = fırlanmak
heye = heye
içesine = içe sine
ütüzmek = utuzmak
ılıngaç = sallangaç
kele = kele
körge = körge
kuulek = külek
le mi = elemi
maşdafa = maşrafa
mukaat olmak = mukaat olmak
naader = naader
nahas = ne has
ossaat = o saat
sakı = saho
sasık = sasımak
sındı = sındı
öke = ööke
tevir = tevir
tüken = düven
gulaaşma = gulaaşma
kirtik = kirtik
ellağam = ellaam
namazla = namazlaa
çabıt = çapıt
cınnah = cırnak
esbap = asbap
urg = urg [urgunda=önünde]
yeerif = yeerif
çimmek = çimmek
çötlen = çörten
deplek = deplek
döş = döş
gündelik = gündelik elbise
horanta = horanta
kef = kef
kertik = kertik
kerç etmek = kercetmek
mıh = mıh
naadar = nağder
öfelemek = öfelemek
öndüç = öndüç
pöç = pöç
taa = taha
tuturuk = tuturuk
vırıh = vırık
mötürük = ötürük
sahan = sahan
yapma* = yapma
yazı = yazı
zerdeli = zerdali

(bkz: antepliceye benzeyen agizlar)

lerdivan

ing stairs

mesela apartman merdiveni...

potansiyel antebe ozel urunler

e-bay'de satılan "i love gaziantep" ve "gaziantep turkey" sweatleri:

http://shop.ebay.com/?_from=r40&_trksid=m38&_nkw=gaziantep (diya aşşada i gælp gaziantep dey duruy. dorgudan lingi açmey, ondan beyle verdim)*

yalıız bir gonuya diggateiizi çekmeg isdeym;
item location: turistik çarşı, gaziantep
yerine
item location: miami, florida, united states

yazmaktadır. ey aam biz de seviyk taman antebi, dee sen kime satıyn, neen satıyn oralıkta bunu. kim alıy, kim geyiy... bunu geyeni gözönüne alırsak antepli olmasına ihtimal vermiyorum çünkü default bi antep uşaa ölse o ağder parey gedip asbaba vermez, yanı en azından mailnen, pm'ynen fılannan başire etmelidir. fæhat satıcınısın mayamide kebap yellemişlii bulunan bi antep uşaa olması potansiyelini gözden çıkarmamak lazım.

(bkz: antep uşaa in everywhere)

kurban bayramı

arkadaşımın tekinin (şimdi isim vermek istemiyorum**) küçükken kurban bayramında halliqcaazı kesmeye özenip, garnından pıçaglamasıyla mundar etmişliği vardır.

çezmek

*çezmek

ia çözmek

-gıymey dışarı çıhar da eydeney çezilsin şeyle

antepli heroes karakterleri

micah: apdal uşaa
hiro nakamura: tustuvalak maamet
sylar: berbat hösüyn
niki sanders: götoynadan ayuş

hasan geneyikli

geneyiklidir.

tintebaat usdanın verdii linkteki videoda konuşulan anteplice, çok sert, gırtlaktan konuşulan bi anteplice. satı okuyan herifin antep'i telaffuzu bile bi taaf, dışarılıar kimi antep dey.

aam "deym" ne zaman "diyim" oldu yav?

boranı

herifin teki bi köye imamlık etmiye gitmiş. köylülere imama kabaklama yapıp götürmüşler, ertesi gün gene kabaklama yapmışlar. imam şikayet etmiş:
-dün yidim gabag böön yidim gabag, gel allah halıma bag.
sonraki gün imama boranı yapmışlar, daha sonraki gün de gene boranı yapmışlar. sonunda imam isyan etmiş:
-dün yidim boranı, böön yidim boranı, ...* burda duranı*
demiş ve ayrılmış ordan...
*
*

antepli ogrenci evi

1 metrekarelik alanda sumak, süs biberi kalıntısı, dif denk notu, biber salçası, nane ve 16 mb sdram in bulunduğu tek ortamdır.

ayrıca bu evin mutfağındaki çoğu şey seç, ben ya da çayırağası yazıhanesi kökenlidir.

eğer bu evde bikaç antepli oğlan kalıyosa, arkadan dönen hanek oranı herangi bi kız öğrenci evine eşit tek erkek öğrenci evidir.

antepte dilenciye alternatif cevaplar

3 haftalik eksili ufak kofte

vize haftası diyerek yıkamadığım bulaşığın altında bulduğum madde. üstünde 1 topak saç kimi bişey bitigdir.

http://img98.imageshack.us/img98/8056/kfteux2.jpg (tabakta görülen mikrobakteriyel madde 6-7 dene küfdeden töreyg)*

1 hafta daa beyle bıraksam ters evrim geçirip hallig goyuna dönüşür müydü ola bayram üstü?

(bkz: antepli öğrenci evi)

erkan anakdarlar goltoon altinda galık beni ara

antepde laf, söz, hanek, dedikodu kavramlarının yayılma hızını hesaba katarsak bu kadar hızlı yayılması bi rastlantı olmamalı.

(bkz: bir süper iletken olarak gaziantep)

ve ayrıca erkan adlı hocanın verdiği elektronik dersinin sınavı esnasında, 0 alıcaamı anladıım an kağıda yazmak istediğim cümle**.

facebooktaki antep gruplari

secaat abdullah

dedem olur kendileri...


"secaat abdullah ağa" 18 yaşında iken antep'in kurtuluş mücadelesine katıldı. fransız işgal güçlerine karşı özdemir bey komutasında, semt reisleri kumandanı "ıncezade hüseyin efendi" kuvvetlerine katılarak üstün başarılar elde etti. bir antep harbi mücahidi olan abdullah ağa yiğit ve gözüpek kişiliğinin yanında mütevazi ve tok gönüllü bir insan olduğu içindir ki, savaştan sonra kendisine layık görülen ıstiklal harbi madalyasını ve harp malülü maaşını reddetmiştir. "secaat abdullah ağa" fakirlerin ve güçsüzlerin dostu, iş bitiren, içinde yaşadığı toplumun dertleriyle ilgilenen, insanlara yardımı bir vazife sayan yapısıyla, tam bir toplum doktorudur. 1938 yılında suburcu'nda şimdiki şehir pasajı'nın olduğu yerde bir ekmek fırını işlettiği, birinci sınıf halis undan imal ettiği ekmeğin ününün günümüze kadar geldiği biliniyor. bir diğer tarihi gerçeklik ise, 1942 yılında kıtlık başladığında imal ettiği ekmekleri fakir halka bedava dağıtmasıdır. yaşamı boyunca yeniliklere açık ve ilerici düşünceleriyle bir dava adamı olan "secaat abdullah ağa" kılık kıyafet kanunu'na da ilk intibak edenlerdendir. takım elbiseli, fötr şapkalı ve sürekli boyalı olan ayakkabılarına toz düşmemiş biri olarak giyiminde ve kuşamında da topluma önderlik ettiği kuşaktan kuşağa anlatılır. daha sonra maraş beylerinden olan kadim dostu "kadıoğlu ahmet bey'in" ısrarıyla maraş'a yerleşerek bir süre çiftçilikle uğraştığı, aynı zamanda maraş milletvekili olan kadıoğlu ahmet bey'in 26 kasım 1959'da bir trafik kazası sonucu vefatından sonra tekrar gaziantep'e döndüğü bilinmektedir. merhum ş. mehmet sakioğlu'nun "gaziantep'in ünlü simaları" adlı kitabından bir bölümü yazıma aktarıyorum. "suriye ermenileri ile düşmanlıkların devam ettiği yıllardı. abdullah ağa bir gün evde yatarken, ekmekçi dükkanında çalışan çıraklardan birisi gelip, fırında misafirlerinin olduğunu ve kendisini beklediklerini söylüyor. abdullah ağa yanına çok sevdiği kayını hacı mahmut özboya'yı da alarak fırına geliyor. bir de bakıyorlar ki, gelenler evrili cuma, kemmunlu çara hökkeş, azez'li çara mustafa, kardeşi şıho ve oğlu ısmet dükkandadırlar. meğer bu heyet suriye'de iken "bize fedailik ünvanı verilir düşüncesi ile" bir fransız mahfelini basmışlar, 3-4 fransız subayını öldürmüşler. bir de fransız paşasının yatağına ateş etmişler, meğer yatak boşmuş. bunlar da suriye'den kaçarak gelip "abdullah ağa"'ya sığınmışlar. secaatli abdullah ağa bu yiğitleri o yokluk ve kıtlık yıllarında tam iki sene besledi.

http://www.gaziantep27.net/digeryazilar.php?id=620&yazarid=2

http://www.gaziantep27.net/digeryazilar.php?id=617&yazarid=2

oğlum acı navar bizi neptüne elet

bi arkadaşın benden 9 km yürümemi rica etmesi üzerine ağzımdan buna alternatif bi cevap çıkmıştır:

rafıım baa "oğlum thesecaat acı navar beni cüpütere ordan da satürüne oralıkdan da neptüne elet, orda acı kebap yelliyek geri de antebe dönek" desen daha makbule geçerdi...

barak turkmenleri

doğudan gelen yüksek dereceli göç dalgasına karşı 21. yüzyıl antebinin kurtarıcıları.
  • /
  • 62
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1238

lahaplar

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

gaziantep'in girişine yazılması gereken söz

dolmuşların kaldırılması

" mehmet nuri paşaya kadar durmaz" haneeni bitiren, yangılmeysam geden sene edilen iş. trafee iræağtledeg dey dutuldu. dolmuşlar tarpadak yitti getti meram, aleyını halg otobosu ettiler. o otokar marha dolmuşlar necoldu, şöferleri nişledi ola?

(bkz: antep dolmuşları)
(bkz: dolmuş diyalogları)
(bkz: dolmuş yazıları)

sıhırcım vermek

+düveni areym da uşaglara sıhırcım veriym. gendi hallarına gorsan heç bi iş dutmazlar.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

omer asim aksoy un halfelere seslenisi

ömer asım aksoy'un, anteplice hakkında yazdığı en büyük eser olan gaziantep ağzı kitabının birinci cildinin giriş yazısını az önce okudum. resmen bizim yaşadıklarımızı yaşamış. ulaşım imkanlarının çoğalmasından, radyolardan ve gazetelerden dolayı bölge ağzılarının, gelişimlerinin duracağını hatta gittikçe yok olacağını taa o vakitlerde farketmiş. o da bizim gibi endişeye kapılmış. ömer asım aksoy'un 65 sene önce duyduğu bu endişeye ilaveten, televizyon, internet ve gendi gomplekslerini antep şivesine boyutlıyan insanları düşünürsek, başta mitokondri olmak üzere tüm eşkili ufak sözlük halfeleri olarak antep şivesini ölümden kurtardık (bkz: eskili ufak sozlukten once eskili ufak sozlukten sonra).

30lu ve 40lı yılların şartlarını ve yerel ağızlar konusunda tek bir eser bile yazılmadığını göz önünde bulundurursak, bizden çok daha ağır problemlerle karşılaşmış. o da bizim gibi notlar alırmış. hatta not almayı unuttuğu ya da almaya üşendiği zaman, aklına geleni bir süre sonra unuturmuş ve buna çok üzülürmüş.

bu yüce insan keşke şu an yaşasaydı da ellerinden öpseydik*. işte beni geleceğe dönüş gaziantep psikolojisine sokan, biz halfeler için büyük bir rehber niteliğindeki 14 temmuz 1945 tarihli yazısı:

"son yirmi beş sene içinde iki dünya harbi koptu. bütün cihanda büyük değişiklikler oldu. memleketimizde de arka arkaya bir çok devrimler başarıldı ve yepyeni bir hayat başladı. yolların, taşıtların çoğalması, yurdun her köşesini birbirine yaklaştırdı. türlü bölgeler halkı arasında münasebetler doğup gelişti. bir yerden başka yere gidenler, oraya kendi ağızlarından kelimeler, deyimler, dil özellikleri götürdüler. bu alış veriş, yüzyıllarca kendi özelliğini saklamış olan bir bölge ağzına, başka ağız özelliklerinin de katılıp karışmasına yol açtı. bundan başka yazıda yaptığımız devrimle, sayıları çok artan okullarla, baskıları ve çeşitleri fazlalaşan kitap ve gazetelerle, bütün yurdu kaplıyan radyo yayını ile, genel dil geniş ölçüde yurdun her köşesine girdi. işte bu sebeplerden dolayı bölgelerin ağızlarında eski nitelikler kaybolmaya başladı.

bu özellikler unutulmaktan kurtarılmalı ve incelenmelidir
hızı ve genişliği daha ziyade büyük şehir ve kasabalarda ve aydınlar arasında açık surette görülen "bölge ağızlarını bırakıp, onun yerine genel dili kullanmak meyil ve hevesi" önüne geçilemeyecek bir olaydır. ve esasen genel dilin böylece yayılmasında fayda vardır. çünkü her bölge halkının kendi ağızlarıyla konuşmaya devam etmeleri, genel dilin gelişimini yavaşlatır. o halde bölge ağızlarının zararına olmakla beraber, bu akışın önüne geçmek doğru değildir. fakat bu, ağız özelliklerinin büsbütün unutulmasını istemek anlamına gelmez. ortadan çekilmekte olan bu özelliklerin vakit geçirilmeksizin incelenmesi, zaptedilmesi de gerektir*. vakit geçirilmeksizin kaydı önemlidir: dilde değişme ve gelişme her zaman olagelen bir hal ise de zamanımızdaki değişmeler -yukarıda da söylediğimiz gibi- başka devirlerinki ile ölçüştürülemiyecek derecede çabuk ve geniş olmaktadır. biz yaşta bulunanlar, kendi bölgelerinin bu dil gelişmelerinden önceki ağızlarını iyi bilirler. fakat bizden sonra yetişenler, bunların büyük bir kısmını bilemiyorlar. daha sonra gelecek olanların o ağızlar hakkındaki bilgileri daha az olacaktır. bu sebepledir ki büyük bir dönüm devresi yaşamakta olan bizim nesil için, her bölge ağzını ayrı ayrı inceleyip saptamak büyük bir ödevdir. yoksa bulnar gittikçe biraz daha geçmişin karanlıklarına gömülecekler, unutulacaklar, kaybolacaklardır. benim babaannemden işiterek öğrendiğim bir çok kelimeler, deyimler, dil özellikleri vardır ki bunları kendi bölgemizde bilenler veya kullananlar daha şimdiden kalmamıştır. çocukluğumuzda biz annemize ana, ağabeyimize ağa derdik. bugünkü gaziantep çocuklarının ağzında "ana, ağa" kelimeleri hemen hiç yoktur. hepsi de "anne, ağabey" diyorlar*

bir ağzı incelemek için (biz halfelere hitap ediyor)
bir bölge ağzını etraflı şekilde incelemek kolay bir iş değildir. hele bu konu üzerinde daha önce uğraşılmamış bulunması, güçlüğü bir kat daha artmaktadır. bunu yapacak kimsenin, o bölgede doğup büyümüş, yahut orada uzun zaman kalmış olması ve esaslı bir dil bilgisi bulunması şarttır. fakat bu kadarı yetmez. araştırıcı*, "dikkatli, keskin görüşlü olmalı" ve bu iş üzerinde uzun zaman sabırla, azimle çalışmalıdır. bir bölgede yetişmenin oradaki ağzı incelemk için gerekli olduğu söz götürmez. şu kadar ki bunun bir de mahzuru vardır: araştırıcı, etrafında konuşulan sözlere yabancı olmadığından bir takım özellikler onun dikkatini çekmeden geçebilir (bkz: anarya gitmek). işte buna meydan vermemek, bütün özellikleri görebilmek ve kaçırmamak lazımdır. bu, "dikkat" ve "görmeye alışmak" meselesidir. "uzun zaman çalışmak" şartına gelince: insan bildiği ağzın bütün özelliklerini düşünmekle hatırlayamaz. bunun için baştan başa süzülmek ister. halbuki bir ağız, bir kitap gibi açılıp ilk satırından son satırın a kadar gözden geçirilebilen, bir kısmı bugün alt tarafı yarın, öbür gün incelenebilen ve filan yerde sona ereceği belli olan bir varlık değildir özelliklerini bir bir, sırasıyla önümüze dökmez. bunlar biz istediğimiz vakit değil, rasgele*** ortaya çıkarlar. onları daima konuşmalara dikkat ederek biz yakalıyacağız.

ilk zamanlarda sık sık notlar alırız. fakat gitgide not edilecek yeni şeyler bulmak güçleşir (bkz: #18629)(bkz: sözlükteki kesatlık)(bkz: halfelerin sözlükte aktif olmama sebepleri). çünkü yeni dinlediğimiz konuşmalarda, önce zaptettiğimiz bir çok kelimeler, özellikler tekrarlanır durur. bununla beraber, daha az nisbette yeni maddeler de çıkar. böylece seneler geçer. amma bütün dikkatimize rağmen işin arkası bir türlü alınamaz. sebebi şudur ki konuşulan ağzın eksiksiz olarak dikkat süzgecimizden geçmesi için gereken vakit, bizim ömrümüzden çok uzundur(bkz: #600) (bkz: #28786).

bu açıklamalardan anlaşılır ki, işini iyi yapmak istiyen araştırıcı, derleme ve incelemeye başladıktan sonra, o ağzı konuşanlar arasında yıllarca çalışma ve bu uzun zaman boyunca gayet dikkatli ve uyanık bulunmak zorundadır. bir taraftan kendi bildiklerini, hatırladıklarını kaydedecek, bir taraftan etrafındaki konuşmaları inceleyici kulağıyla dinliyerek devamlı surette notlar alacaktır. aklına gelenleri ve işittiklerini hemen zaptedemez, belleğine güvenerek not etmeyi sonraya bırakırsa onları kaçırmış olur, bir daha kolay kolay hatırlayamaz*. başımdan çok geçmiştir: bazen yolda giderken aklıma, not edilmesi gereken bir dil özelliği gelir. o anda durup cebimden defterimi çıkararak yazmaz da bu işi ilk oturacağım yerde yapmak istersem, yazılacak şeyi unuturum.

gece yatağıma girdiğim yahut uykum kaçtığı zaman da hatrıma gelen şeyler olur. bazı vakit yataktan kalkar, bir tarafa yazarım. bazı vakit de kalkmaya üşendiğimden unutmıyarak ertesi günü yazmak maksadiyle bir kaç defa kendi kendime hatırlatırım. fakat ertesi gün çoğunu hatırlayamam. bunlardan aldığım ders şu olmuştur ki akla gelen bir şey, hiç vakit geçirilmeden tesbit edilmelidir. hatta yataktan kalkmak lazım gelse bile...

kaçırılan maddeleri bir daha hatırlayabilmek veya işitebilmek için belki de senelerin geçmesi gerekir. çünkü her gün ağızda dolaşan dil unsurları bulunduğu gibi, insanın ancak üç, beş, on, yirmi yılda bir defa karşılaşacağı unsurlar da vardır. bu sebeple kısa bir zamanda toplanmış olan dil varklıkları her halde eksik olur.

bu kitabın*, her özel kelimesi veya başka dil unsuru üzerine günlerin, haftaların, ayların sabrı, dikkati ve emeği harcanmıştır. fakat, az önce dediğim gibi, bir şahsın ömrü, tam bir incelemeye yetmez. onun başka emeklerle tamamlanması lazım gelir (bkz: eşkili ufak sözlük) (bkz: #27)(bkz: #201) "

yahçek

yeen datlı bi ekip çalışması oldu. prototifi 2.5 sene önce çıhıgdı. aklıma taa birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftarinda ellaam'ın, yahçek gullanmadan evel yah çekerken öksüren adam doğaçlaması geliy. video yirmiyedi'nin "pejo, pejo. pejo eyi esas. yog ganuni de eyi de..." demesiynen başley amma ben orda bitiym. hele maamethalfe'nin "dışarılı belliyollardı" şeklinde demeç vermesi mükemmel yav. sicanhasaninpompasi'nın düğünlerde en önde gendinin gaçdıı hakiyesi, insanın gözünün önüne resmen düğünün ilk 10. saniyesinde gaça gaça piste çıhıp, oralıgdaa 5-6 adamı aniden yahçektirmeye çalışan birisini getirmekte. her dæggasını bilmemgaç dæafa seyredigdim. yazıları, gonuşmaları* gaç kez deeştim, cızdım bilmeym. ama sırf şu "pejo pejo. pejo eyi esas..."ı duyuym dey, rafik'in durduk yerde "arhædaşlar hele bi yæh çekek yav" deyp herkeşin zombi kimi birden yah çekmeye başlamasını görüym dey baştan baştan seyrediym gene.

(bkz: eşkili ufak fikir sanat)

eşkiliufaksözlük

tarihsel süreçte yazıya geçirilmemesine rağmen, yüzyıllardır kuşaktan kuşağa sözlü biçimde aktarılarak bugünlere değin ulaşmayı başaran "anadolu ağızları", on yıllardır, gerek konuşucuları gerekse toplumun geneli tarafından bir kusurmuş gibi algılanmakta, salt bir eğlence aracı olarak görülerek yıpratılmakta ve ister istemez yok edilmektedir. oysa ki, küreselleşmenin alıp başını gittiği çağımızda, türkçemizin yabancı dillere karşı koruyuculuğunu gizlice üstlenmiştir anadolu ağızları; osmanlı zamanında arapça'nın ve farsça'nın baskısı altında ezilen türkçe'ye benliğini tekrar kazandırması gibi... ağızların, yazıya aktarılmaması bir yana, ancak ilgili yörenin insanları tarafından konuşulduğu unutulmamalıdır; ki onlar da vazgeçerlerse, o ağız ölmeye mahkum bırakılacaktır. işte tam bu noktada, gaziantep ağzı'nın, namı diğer anteplice'nin, ne kadar şanslı olduğunu görebiliriz. interaktif bir sözlüğe sahip olan ve buna bağlı olarak sanal ortamda oldukça etkin kullanılan tek anadolu ağzı, anteplice'dir. önceleri internet ortamında, diğer ağızlar gibi iki-üç kelime ile barınabilen ve ancak pek az kişinin özel mesajlaşmalarında kendisini gösterebilen anteplice, 2007 ekim'inde, tam da "antep uşakları"nın gaziantep'in gittikçe kozmopolitleşmesinden ve antep kültürünün yok olacağını düşünmelerinden bunalığı bir dönemde, tamamen antep kültürüne odaklanmış eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıyla sanal ortamda yaşam şansına sahip oldu. anteplice'nin 21. yüzyıla uyarlanması ve yazıya aktarımı gibi konularda zamanla uzmanlaşan sözlük yazarları tarafından daha önce örneğine rastlanmamış büyük bir interaktif bilgi kaynağı haline getirildi, sözlük kurucusu mitokondri tarafından fitili ateşlenen bu antep furyası. bugün, antep kültürü ve anteplice, eşkili ufak kadrosunun uğraşlarıyla sosyal platformlarda yahut multimedya sitelerinde ağırlığını hissettirir oldu; dışarılıların zihinlerindeki yanlış gaziantep imajının üstesinden gelinmesi de cabası. artık "eletmek" sözcüğünün varlığı-yokluğu değil "acı navar beni neptün'e elet" hikayesi; "pafsımak" kelimesinin kabalığı-kibarlığı değil "yuha adamlar pafsıyg et kimidirler. gender mæarif'deyhan gohularını taa garadaş'ıng oralıgdan alabilirseéz" antebistik aforizması tartışılıyor. peki buna benzer bir oluşum neden diğer yörelerde değil de gaziantep'te gerçekleşti? çünkü olaylara farklı açılardan bakabilmek ve genellemelerden bağımsız olarak düşünebilmek gazianteplinin genetik bir özelliğidir; bunun kanıtı da, bir ağza perspektiften bakarak çağa ayak uydurabileceğini kanıtlayan eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıdır.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

kel ferit

antep lisesi'nde müzik öğretmenliği yapmıştır. kimileri bu adamı antepden müzisyen çıkmamasının sorumlusu olarak görmektedir*

düman

düman

ia duman:
-hele şoo gapıyy ört, içeri bütün düman olug
ya da
-amaan! hele herifin suratına..! çıırmadan ayın bayın olug. düman mıydı neydi bunnarın adı?

anteplice tabu kartlari

kelime: carıs

aşşadaa hanegleri söylemeli deelsin:
-malamat
-nalet
-irezil
-elalem

gaziantep

dünyanın en bahtsız şehri
Henüz takip ettiği biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort