sözlüün özlük haglarını savışfırıylar. gndilerini gaybedik camaat. allah sonunu heyreyleye. halfe duasına mı çıhak yoosa promosyon mu yapak. mesela yeni rütbeler getirek. şu gadar yaan usta olsun şu kadar yazan doçent olsun şu kadar yazan mareşal olsun, baş pehlivan olsun kimi. yanı sözlee bi hayacan gekmeliki rafıklar çoşsun. biğ de bahıyn açılışda ilanlar var taaa miladdan önce ölen emmiiz, ortaçaada yapılan gale gezisi falan...e nolucu. malın saabi gendi malına sahip çıkmeyy güncelleme yapmeyy inne gıyyık meselesi oluyy. de yeri baalım
rafıklar dünen geddik mısafirler de vardı rezil oldug millete. yapdı beyran yinecek kimi deeel, bulaşık suyu daaa eyi ondan. içine godu et desen kuyumçu terezisinde dartılmış. ne dadı var ne duzu var. yazıg bi daa tövbe. aldıı paraya da nalet yanı
zamanında kilis otobüsü istanbula girmiş köprüden geçiyor. orobüsün solladığı bir arabanın sürücüsü bir kadın. muavin bağırmış "ağa door ağa door göron mu göron mu göron mu avrat süroor avrat süroor" rtobüsteki tüm yocular sol cama yapışmış araba süren avrada bakoor...
yog aam yok eyle deeel
zamanında ikindi sazına gediylerken toparlanırlanırlarmış. aşşa çarşıdan çıhan hökkeş dayı haır olanları toparlar şimdiki gırhayak parhının oldu saza gederlermiş. en son galan nacar ismaal'a bagmışlar elinde destere daha gazzık biçiyy. meneş de ince sazın kemancısı ermeni. güneş geder saz biter. bagmışlarki nacar ismaal daaa sayasını çıharmamış. bizim hökkeş dayı baarmış. "la de yeri yoorum güneş gediy meneş gediy ganneden serhoş gediy" diye baarmış. lafın esası beyle biliym
beyle bi başlık yokmuş rafıklar. aha ben de açtım. yarın sabah gedin gaymahamla deyinki ona "yeri rafık beyrana metanete deyin" görün garadenizliden nasıl antepli olanı
hele yandım yandım yandım eli zilliye
bende yandım yandım yandım burun heyriye
peki neden eli zilliye? bunu biliyor musunuz?
çocukluk yıllarımda evimizin karşısında matbaacı nurettinin matbaası vardı. bu peyke her akşam orada içerdi. abimde bu peykedeydi. ben de arada uğrar gırık leblebilerinden yerdim.
rahmetli hayri amca kısa boylu zayıf bir insandı. kayacık yokuşundaydı evi ve peykenin vaz geçilmezi idi.
bu peykenin ufakları tekel birası böyükleri ya arahı ya da şarap içerlerdi.
işte gafalar yerine gelince saz söz başlardı. heyri amca cümbüş çalar söyler gafa da tam duttumu cebinden o bahır zilleri çıharır çalar garşısınada birini alır oynardı.
o ziller hiç cebinden eksik olmazdı.
işte eli zilli olan bir başkası değil heyri ammimin taaa gendisidir türküdeki
antepliler silâhşör olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı ard ayağından vururlar
ve arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.
yav içe içe bi hal olduk. bırahak dedik arahıyı. bırakdık. yırag ola naader zormuş yav. aha şimdi de uyhu haram oldu. nedmeliyik ola.geceleri ter basıy uyuyameyk.hele iki çirtik haneg efingde yardım edin
beyle bi başlık yokmuş rafıklar. aha ben de açtım. yarın sabah gedin gaymahamla deyinki ona "yeri rafık beyrana metanete deyin" görün garadenizliden nasıl antepli olanı