hele yandım yandım yandım eli zilliye
bende yandım yandım yandım burun heyriye
peki neden eli zilliye? bunu biliyor musunuz?
çocukluk yıllarımda evimizin karşısında matbaacı nurettinin matbaası vardı. bu peyke her akşam orada içerdi. abimde bu peykedeydi. ben de arada uğrar gırık leblebilerinden yerdim.
rahmetli hayri amca kısa boylu zayıf bir insandı. kayacık yokuşundaydı evi ve peykenin vaz geçilmezi idi.
bu peykenin ufakları tekel birası böyükleri ya arahı ya da şarap içerlerdi.
işte gafalar yerine gelince saz söz başlardı. heyri amca cümbüş çalar söyler gafa da tam duttumu cebinden o bahır zilleri çıharır çalar garşısınada birini alır oynardı.
o ziller hiç cebinden eksik olmazdı.
işte eli zilli olan bir başkası değil heyri ammimin taaa gendisidir türküdeki