--- aam galbinin damarı dıhanmış, bay pas mı, bey pas mı ne edicilermiş gendini.
++ hee ben biliym, onun zamanında ne bok dökdöönü, eşşeklemiye eyle yimek yirseng aha beyle olung işde.
lüzumsuz yere para harcayıp geleceğini düşünmeyen kişi. yapılan eylem batgıncılık.
--- yaw bizim bu oolan tam batgıncı.
++ noldu yaw?
--- aam daa geçen sene işe başladı, elde yok avıçda yok, araba alıcım dey.
++ hee yorum araba işi hepden batgıncılık wallah.
evlenmek için başvuran çiftlerin evlenmelerinde sakınca olmadığına dair çıkartılan belgenin adı. daha sonra uluslararası (beynelmilel) geçerli "livre de marriage" alınır ve ayva yenir.
sorun olmayacak küçük bir sorunu, sorun haline dönüşebilecek şekilde yorumlayarak olay çıkartmaya çalışanlara atfedilen bir çıkartmadır; aynı zamanda unutulmuş bir davayı kaşıyanlara ve davayı uzatmaya çalışanlara da bu atıfta bulunulur.
--- aam şindi bunlar güveyi iş buluncuya gaden evlerinde mi besleyciler?
++ dava gaşşağılıı etme/yapma, netsin adamlar, iş bulmak goley mi?
birşeyi yapmak için isteksiz olmak bağlamında zoruna gide gide yapmak. ingilizce "to grudge", zortlanarak "grudging(ly)". bu sözcüğün standart türkçesini bilen bi zahmet eklesin.
--- bi bardak su ver dedim yeni şeerde, herif zortlandı yaw
bu pilavın acı bir hikayesi var bende. rahmetli nenemlerin halleri vakitleri pek iyi değildi. çok sık olarak bu pilavı yapar, duru bir ayranla öğünlerini savuştururlardı.
şimdi neler meyvadır? neler sebzedir? gibi ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. mesleğim olmadığı için kesin bir şey söylemeyceğim ama benim karar verdiğim birşey var. tüm meyvalar çok yıllık ağaçlarda yetişiyor. buna istisna "zeytin" gibi görünüyor ama "fındık, fıstık ve kestane"yi nereye koyacağımı şaşırdım. tek yıllık bitkilerin tümünü de "sebze saydım ama bu defa da "karpuz ve kavunu" koyacak yer bulamadım. çünkü bunlar pişirilemiyor diğer sebzelerin tümünü pişirmek mümkün. şimdi yime delisi antepliler arasında ziraatten anlayanlar buriya yorumlarını yazsınlar. belki bilimde çığır açarık?
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.