thesecaat

Durum: 1238 - 0 - 0 - 0 - 14.03.2016 08:22

Puan: 11363 -

19 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Admin.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 62

yah çekmek

ünüversdemin* bahar şenniklerinde gulübümün* standından bas gitar amfisiynen maamet yæhar - antebin hamamlarını çalıp milletin göbek attığını görüncü şeyle ortalaa bi bagdım, gözüm antep uşaa aradı. bulamadım. ben de antekeli, mersinli rafıkları topleyp 30 saniyede ve 4 adımda**** hayatları boyunca kullanabilecekleri bir yetenek olan yah çekmesini örgettim*. 30 saniye sonunda eyle bi yah çektik kine gampüsdee naader antepli varsa yanımza geldi.

(bkz: antepli her yerde anteplidir)
(bkz: antepli olup universite ogrencisi olmak)
(bkz: birinin antepli oldugu nasil anlasilir)

sözlüğe yazdıgı entrynin halfeye mail olarak geri gelmesi

#21000 entirimin 2090 gaziantep dey baa geri dönmesi olayıdır. yanı arhædaş angıyameym, çal çal nere gadar. acı meendiz ol, hanek geliştir *.

anteplice gonuşameyp da antepliceyy sevmiş kimi yapanların gendi gompilekslerini eşgili ufag sözlee boyutlamasından kaynaklanan hadiselerdir ki bu #15791'i sanal ortamda doğrular niteliktedir.

(bkz: gendi gomplekslerini baa boyutley)

bozuntuya vermemek

dışarı memleketlerin yorumuyla "çaktırmamak"tır. fakat çaktırmamak kelimesi antepde kullanılmaz, yerine yine dışarda da kullanılan "bozuntuya vermemek" öbeği kullanılır.

(bkz: anteplinin daha cok kullandigi kelimeler)

*

secaad

bi dene dışarılının ismimi okurken ingilizce sanıp sikiet olarak telafuz ettiği soyadım. nickimi disket olarak okuyanları söylemiyorum bile...

anteplice

prof. dr. leyla karahan'ın 1993 yılında yaptığı anadolu ağızları'nın sınıflandırılması çalışmasında;

-anadolu ağızları
--batı grubu ağızları
---7. grup:
tarsus, ereğli, konya merkez ilçesinin bazı yöreleri, adana, gaziantep, hatay, kahramanmaraş, adıyaman, darende, akçadağ, doğanşehir, birecik, halfeti

şeklinde, anteplice'yi morfoloik olarak bir batı ağzı olarak tanımlamıştır. karahan ayrıca anteplice'nin oluşumunda avşar boyunun da büyük katkısı olduğunu söylemektedir.

anadolu ağızları biblografyasını cilt cilt eserleriyle zenginleştiren ahmet caferoğlu'nun 1946 yılında yayınladığı bir makalede ise;

1. doğu illeri ağızları (kars, elazığ, van ve civarı, malatya)
2. erzurum, trabzon, kısmen rize ağızları bölgesi
3. sivas, kısmen tokat illeri ağızları bölgesi
4. amasya, çorum, ankara, kısmen yozgat ağızları bölgesi
5. orta anadolu (kayseri başta olmak üzere)
6. gaziantep (güney sınır ağızları)
7. batı illeri ağızları (eskişehir, balıkesir, manisa, izmir, kısmen afyon, aydın ve antalya)
8. konya ağız bölgesi
9. kastamonu ağız bölgesi

gibi başlı başına bir madde şeklinde ve kendi içinde "merkez, kilis ve yöresi, türkmen uruğu ağzı" olarak 3 gruba ayrılan bir ağız olarak tanımlanmıştır. caferoğlu "die anatolishen und rumelischen dialekte" yazısında daha kaba bir gruplandırmayla gaziantep ağzını güney ağızları statüsüne koymuştur:

1. güneybatı ağızları (bandırma'dan antalya civarlarına kadar)
2. orta anadolu ağızları (afyon'dan elazığ ve erzurum'a kadar)
3. doğu ağızları (elazığ ve erzurum'dan doğu sınırına kadar)
4. kuzeydoğu ağızları (samsun'dan rize'ye kadar)
5. güney ağızları (gaziantep, adana, antalya ve civarı)
6. kastamonu


görülen odur ki, güzel anteplice'mizi kendini bilmez dışarılılar gibi doğu grubu ağızlarının 1. alt bölümünde bulunan urfa ağzı'yla bitiştirmenin hiç bir bilimsel doğruluğu yoktur; bilinçsizce yapılan genellemelerin sonucudur sadece.

anteplinin yemek yeme şekilleri

sabahden gahvaltıda eline ev ekmee geçerse içine minumum düzeyde antep pendiri, temetos, sovan, biber; maksimuma yaklaşık*** düzeyde ise gaynamış yumurta, taze soğan, salatalık gor üstüne de gırmızı biberi aktarır, dürüm eder, yir.

sofradan kalkarken yarabbi şükür elhamdillah der. sonrasında da şu cümleyi kurar ben yidim allah arttırsın, sufrey guran galdırsın*.

zengin ağa

halil birecikligil'in gaziantep dergisindeki suburcu'nun renkli simalarından yazısından alıntıdır:

55-60 cm. çapında tahtadan yapılmış bir ölbe içinde kemik suyunda kaynatılmış duzlucayı ballandıra ballandıra öyle bir satışa sunardı ki; çocukluğumda bu adamın çok önemli bir iş yaptığını düşünürdüm. duzlucacı zengin ağa ufak tefek, zayıf, siyah şalvarlı, yakasız gömleği ve avcı yeleği koyu renk şapkası 70 yaşlarında tipik bir antepliydi. kucağında taşıdığı ölbesiyle, aynı sözcükleri birbiri ardına teklemeden sıralardı: "havla kimi duzluca, bu zanaat saa halal olsun deyler. doksanlık dişi olmıyanlar bile bundan yiyler. yetişen alıy, yetişemiyene galmey. dokdur hamit de yiy bu duzlucadan: gadan gede zengin, nası yapıyn sen duzluceyy dey" diye teraneler değişik söylemlerde devam eder giderdi. hiç erkek çocuğunun olmadığı ve 7 tane kızının olduğu söylenirdi. eski belediye civarı, gaziler caddesi, keyvan hamamı yanında, cumhuriyet ilkokulu yanında ve nacar çarşısı civarında gezer, yorulunca karatarla camisi'nin önünde oturarak satışını yapardı. tütünü sarar, ara bir de cebinde taşıdığı küçük bir şişeden de bir şeyler içerdi...

antep pendiri

bes pendir yinmeli deel. reflekis mii antep uşaglıı alameti mi bilmeym de dırnaklı pide olmadan yinmey aam bu.

hee yazın da gavunan, garpıznan yirseez sof dağının depesinden götööze roket bağleyp siz sizi cüpütere uçuy bellersiiz...

ekmekciden atas istemek

ağm bu işin adeti, yanı benim gördööm gadarıynan*, şeyle; bi dene 13-14 yaşında güccük bi şeert ince lastikli yarışma pisgiletine binger. ataş fırından tel bağlı bi tenekeye içinde alınır. tel pisgiletin goluna geçilir, ataş düvene eyle eledilir...

eskili ufak sozluk ohuyhan umsuruk olmak

dışarda yaşıyan halfenin çektiği ızdıraptır. örneğin #206'yı ele alalım. aam beyle bişey yazılmamalı yav. sabahden gazatanın 3. sayfesinde bilmemnaader memleketten büssürü anteplinin intaar ettiini görürük beyle gederse. tüm halfeleri daha az umsuruk edici* entry yazmaya davet ediyorum.

antep yemeklerinin antepliye ağır gelmesi

aam allah yıraag eyliye dedirten ve r.e.m'in losing my religion*** şarkısından araklama losing my anteplility (antepliliğimi kaybediyorum) anlamına gelen durumdur**. dışarda 1 sene yaşameynan herşey bu ağder deeşir miymiş*, bu işi de yeni gördük. antebe gediym pendir yiyemeym ağır geliy... yanı şeyle yeni çıkmış pidenin arasına pendiri goyup yidiim kimi heç bişey hissedemeym. eskiden 5-6 şiş yidiim az bişmiş guşbaşıyy kömör etmeden yiyemeym artı. nişleycim bilmeym aam. yanı şeyle balcan kebabını üstüne paklavey yidii kimi adamın başının argıması ağder kötü bi his yoktur bi antepli için, maalesef olan bu. bes ben deelim zaar dedim "hele başkasında da oluymuymuş" diyerekden bu başlıı açtım. eğer bes bensem, geder gaçak mazot alır maarifde ben beni yakarım yeerif.

götü getmek

ağır ve yağlı bi yemek yeme sonucunda ishal olma hali.

#kebabın yağını yime yarine götün geder taman

(bkz: amel)

ben koyuna koyun demem koyun hallik olmadikca

dışarı memleketlerde marketlerde (çünkü kasap yok burda) kuzu eti adı altında satılan etleri gördüğümde verdiğim tepki. ney la o yarısı singir yarısı et? aam antepde et naader bahalı olursa olsun dünyanın en ucuz eti antepde... çünkü tertemiz, hepsi aha şeyle löp löp küşlemelik kimi. yimeym et fılan burda porotesto olarakdan, da o zaman da aam sizden yıraag antebe getdiim kimi bilumum antep maddeleri** ağır geliy yeerif. nedicim bilmeym...

(bkz: losing my anteplity)

soğanlı lahmacun

an itibariynen beni umsuruk eden antep mutbaa eseri. şeyle olucu da üstüne acı nar eşgisi dökücün, acı da salatadan marul seçip goyucun, dörde gatleycın.... abaav demek isteym sayın halfeler.

yalıız bu sasır dey çok yapılmaz, dışarı bi yere yollanmaz, yollanmey. ben baa hamur açıp burdahı sinirli kuzu** eti kıymasıyla mikrodalgada fılan mı yapsam niişlesem. erkek uşaaım, bi yerim filan şişer taman...

lahmacun

satıl

üstünde yağlı boyeynan latin alfabesinden arap alfabesine geçiş türünde taaf bi alfabe kullanmak suretiyle ohunmıyan bişeyler yazılıysa, o satıl potansiyel bi yoort satılıdır.

sorutmak

cin mali fistik giracaa

antepli sanayicinin "hele aam şoo çin'e gediym de, oralıkda şængay mı bencink mi ney varmış orda ucuza yapıylarmış bunu" diyip fıstık gıracaanın anlam ve önemini çin halk cumhuriyetine tanıtması sonucu nüksedebilecek hadise. antep halkının aklı hallik eti yimeden sanayi ve ticarete fazla çalışır fakat bu çinliler yılan, böcük, tosbaa yiyler onlar daa faydalı ellaam. bizim antepli sanayicinin fikrini çalarlar, genler üretirler. bize de halep üstünden fıstık gıracaa satmıya çalışırlar. sonra yazın fıstık gıracaa gerek olur "hele goyuym da şoo aşşaa eniym bi dene alıym" dersiiz, arasıya* ağder enmeden söylemez pasacında bi baharsıızkına dünya fıstık gıracaa oluk. orda o yazın sıcaanda gelip "la yoorum akşamleyn uşaglarnan fıstık yiyken çatadak gırıldı, paramı istdeym ben la" diyeni mi dersin dişi dökülüp de elinde gırık fıstık gıracaaynan dolanan hacileri garileri mi dersin, fıstık gıraacaa bozuldu dey çıksoruttan adam topleyp pasacı basan lise uşaqlarını mı dersin... aleyy cirit atar oralıkda paramızı geri verin yoksa yüzee antep garası çalarım deyy.

fıstık gıracaa

bizden çalınan yazılarla kitap yazılması

sövülme potansiyeli yazan kişiye göre değişiklik gösteren hadise. aam eer antepli deelse de bu işten para gazanmıya çalışıysa halfe camiasını areyp "dava var rafık, gelin mi acı" demeliyg. sözkonusu kişi "yogaam benim gayem antep kültürünün gelişimi, antep şivesini devamı. satı para fılan da gazanmeycım, boroşür yapıp bubamın khıyrina daadıcım" deyse bi de yazıların eşkili ufak sözlökdee entry numarasına ağder alıntı olduğunu yazmışsa "pekey yoorum ne diyek, dæhıl gafaa göre. ikincisini de çıhardırsan haber ver de birabar yazak" denilebilir.

amma işin emek harcamadan maddi boyuta vurulması gibi bi durum sözkonusuysa yogaam hakkımı fılan halal etmeym ben eyleysem.
  • /
  • 62
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1238

lahaplar

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

gaziantep'in girişine yazılması gereken söz

dolmuşların kaldırılması

" mehmet nuri paşaya kadar durmaz" haneeni bitiren, yangılmeysam geden sene edilen iş. trafee iræağtledeg dey dutuldu. dolmuşlar tarpadak yitti getti meram, aleyını halg otobosu ettiler. o otokar marha dolmuşlar necoldu, şöferleri nişledi ola?

(bkz: antep dolmuşları)
(bkz: dolmuş diyalogları)
(bkz: dolmuş yazıları)

sıhırcım vermek

+düveni areym da uşaglara sıhırcım veriym. gendi hallarına gorsan heç bi iş dutmazlar.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

omer asim aksoy un halfelere seslenisi

ömer asım aksoy'un, anteplice hakkında yazdığı en büyük eser olan gaziantep ağzı kitabının birinci cildinin giriş yazısını az önce okudum. resmen bizim yaşadıklarımızı yaşamış. ulaşım imkanlarının çoğalmasından, radyolardan ve gazetelerden dolayı bölge ağzılarının, gelişimlerinin duracağını hatta gittikçe yok olacağını taa o vakitlerde farketmiş. o da bizim gibi endişeye kapılmış. ömer asım aksoy'un 65 sene önce duyduğu bu endişeye ilaveten, televizyon, internet ve gendi gomplekslerini antep şivesine boyutlıyan insanları düşünürsek, başta mitokondri olmak üzere tüm eşkili ufak sözlük halfeleri olarak antep şivesini ölümden kurtardık (bkz: eskili ufak sozlukten once eskili ufak sozlukten sonra).

30lu ve 40lı yılların şartlarını ve yerel ağızlar konusunda tek bir eser bile yazılmadığını göz önünde bulundurursak, bizden çok daha ağır problemlerle karşılaşmış. o da bizim gibi notlar alırmış. hatta not almayı unuttuğu ya da almaya üşendiği zaman, aklına geleni bir süre sonra unuturmuş ve buna çok üzülürmüş.

bu yüce insan keşke şu an yaşasaydı da ellerinden öpseydik*. işte beni geleceğe dönüş gaziantep psikolojisine sokan, biz halfeler için büyük bir rehber niteliğindeki 14 temmuz 1945 tarihli yazısı:

"son yirmi beş sene içinde iki dünya harbi koptu. bütün cihanda büyük değişiklikler oldu. memleketimizde de arka arkaya bir çok devrimler başarıldı ve yepyeni bir hayat başladı. yolların, taşıtların çoğalması, yurdun her köşesini birbirine yaklaştırdı. türlü bölgeler halkı arasında münasebetler doğup gelişti. bir yerden başka yere gidenler, oraya kendi ağızlarından kelimeler, deyimler, dil özellikleri götürdüler. bu alış veriş, yüzyıllarca kendi özelliğini saklamış olan bir bölge ağzına, başka ağız özelliklerinin de katılıp karışmasına yol açtı. bundan başka yazıda yaptığımız devrimle, sayıları çok artan okullarla, baskıları ve çeşitleri fazlalaşan kitap ve gazetelerle, bütün yurdu kaplıyan radyo yayını ile, genel dil geniş ölçüde yurdun her köşesine girdi. işte bu sebeplerden dolayı bölgelerin ağızlarında eski nitelikler kaybolmaya başladı.

bu özellikler unutulmaktan kurtarılmalı ve incelenmelidir
hızı ve genişliği daha ziyade büyük şehir ve kasabalarda ve aydınlar arasında açık surette görülen "bölge ağızlarını bırakıp, onun yerine genel dili kullanmak meyil ve hevesi" önüne geçilemeyecek bir olaydır. ve esasen genel dilin böylece yayılmasında fayda vardır. çünkü her bölge halkının kendi ağızlarıyla konuşmaya devam etmeleri, genel dilin gelişimini yavaşlatır. o halde bölge ağızlarının zararına olmakla beraber, bu akışın önüne geçmek doğru değildir. fakat bu, ağız özelliklerinin büsbütün unutulmasını istemek anlamına gelmez. ortadan çekilmekte olan bu özelliklerin vakit geçirilmeksizin incelenmesi, zaptedilmesi de gerektir*. vakit geçirilmeksizin kaydı önemlidir: dilde değişme ve gelişme her zaman olagelen bir hal ise de zamanımızdaki değişmeler -yukarıda da söylediğimiz gibi- başka devirlerinki ile ölçüştürülemiyecek derecede çabuk ve geniş olmaktadır. biz yaşta bulunanlar, kendi bölgelerinin bu dil gelişmelerinden önceki ağızlarını iyi bilirler. fakat bizden sonra yetişenler, bunların büyük bir kısmını bilemiyorlar. daha sonra gelecek olanların o ağızlar hakkındaki bilgileri daha az olacaktır. bu sebepledir ki büyük bir dönüm devresi yaşamakta olan bizim nesil için, her bölge ağzını ayrı ayrı inceleyip saptamak büyük bir ödevdir. yoksa bulnar gittikçe biraz daha geçmişin karanlıklarına gömülecekler, unutulacaklar, kaybolacaklardır. benim babaannemden işiterek öğrendiğim bir çok kelimeler, deyimler, dil özellikleri vardır ki bunları kendi bölgemizde bilenler veya kullananlar daha şimdiden kalmamıştır. çocukluğumuzda biz annemize ana, ağabeyimize ağa derdik. bugünkü gaziantep çocuklarının ağzında "ana, ağa" kelimeleri hemen hiç yoktur. hepsi de "anne, ağabey" diyorlar*

bir ağzı incelemek için (biz halfelere hitap ediyor)
bir bölge ağzını etraflı şekilde incelemek kolay bir iş değildir. hele bu konu üzerinde daha önce uğraşılmamış bulunması, güçlüğü bir kat daha artmaktadır. bunu yapacak kimsenin, o bölgede doğup büyümüş, yahut orada uzun zaman kalmış olması ve esaslı bir dil bilgisi bulunması şarttır. fakat bu kadarı yetmez. araştırıcı*, "dikkatli, keskin görüşlü olmalı" ve bu iş üzerinde uzun zaman sabırla, azimle çalışmalıdır. bir bölgede yetişmenin oradaki ağzı incelemk için gerekli olduğu söz götürmez. şu kadar ki bunun bir de mahzuru vardır: araştırıcı, etrafında konuşulan sözlere yabancı olmadığından bir takım özellikler onun dikkatini çekmeden geçebilir (bkz: anarya gitmek). işte buna meydan vermemek, bütün özellikleri görebilmek ve kaçırmamak lazımdır. bu, "dikkat" ve "görmeye alışmak" meselesidir. "uzun zaman çalışmak" şartına gelince: insan bildiği ağzın bütün özelliklerini düşünmekle hatırlayamaz. bunun için baştan başa süzülmek ister. halbuki bir ağız, bir kitap gibi açılıp ilk satırından son satırın a kadar gözden geçirilebilen, bir kısmı bugün alt tarafı yarın, öbür gün incelenebilen ve filan yerde sona ereceği belli olan bir varlık değildir özelliklerini bir bir, sırasıyla önümüze dökmez. bunlar biz istediğimiz vakit değil, rasgele*** ortaya çıkarlar. onları daima konuşmalara dikkat ederek biz yakalıyacağız.

ilk zamanlarda sık sık notlar alırız. fakat gitgide not edilecek yeni şeyler bulmak güçleşir (bkz: #18629)(bkz: sözlükteki kesatlık)(bkz: halfelerin sözlükte aktif olmama sebepleri). çünkü yeni dinlediğimiz konuşmalarda, önce zaptettiğimiz bir çok kelimeler, özellikler tekrarlanır durur. bununla beraber, daha az nisbette yeni maddeler de çıkar. böylece seneler geçer. amma bütün dikkatimize rağmen işin arkası bir türlü alınamaz. sebebi şudur ki konuşulan ağzın eksiksiz olarak dikkat süzgecimizden geçmesi için gereken vakit, bizim ömrümüzden çok uzundur(bkz: #600) (bkz: #28786).

bu açıklamalardan anlaşılır ki, işini iyi yapmak istiyen araştırıcı, derleme ve incelemeye başladıktan sonra, o ağzı konuşanlar arasında yıllarca çalışma ve bu uzun zaman boyunca gayet dikkatli ve uyanık bulunmak zorundadır. bir taraftan kendi bildiklerini, hatırladıklarını kaydedecek, bir taraftan etrafındaki konuşmaları inceleyici kulağıyla dinliyerek devamlı surette notlar alacaktır. aklına gelenleri ve işittiklerini hemen zaptedemez, belleğine güvenerek not etmeyi sonraya bırakırsa onları kaçırmış olur, bir daha kolay kolay hatırlayamaz*. başımdan çok geçmiştir: bazen yolda giderken aklıma, not edilmesi gereken bir dil özelliği gelir. o anda durup cebimden defterimi çıkararak yazmaz da bu işi ilk oturacağım yerde yapmak istersem, yazılacak şeyi unuturum.

gece yatağıma girdiğim yahut uykum kaçtığı zaman da hatrıma gelen şeyler olur. bazı vakit yataktan kalkar, bir tarafa yazarım. bazı vakit de kalkmaya üşendiğimden unutmıyarak ertesi günü yazmak maksadiyle bir kaç defa kendi kendime hatırlatırım. fakat ertesi gün çoğunu hatırlayamam. bunlardan aldığım ders şu olmuştur ki akla gelen bir şey, hiç vakit geçirilmeden tesbit edilmelidir. hatta yataktan kalkmak lazım gelse bile...

kaçırılan maddeleri bir daha hatırlayabilmek veya işitebilmek için belki de senelerin geçmesi gerekir. çünkü her gün ağızda dolaşan dil unsurları bulunduğu gibi, insanın ancak üç, beş, on, yirmi yılda bir defa karşılaşacağı unsurlar da vardır. bu sebeple kısa bir zamanda toplanmış olan dil varklıkları her halde eksik olur.

bu kitabın*, her özel kelimesi veya başka dil unsuru üzerine günlerin, haftaların, ayların sabrı, dikkati ve emeği harcanmıştır. fakat, az önce dediğim gibi, bir şahsın ömrü, tam bir incelemeye yetmez. onun başka emeklerle tamamlanması lazım gelir (bkz: eşkili ufak sözlük) (bkz: #27)(bkz: #201) "

yahçek

yeen datlı bi ekip çalışması oldu. prototifi 2.5 sene önce çıhıgdı. aklıma taa birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftarinda ellaam'ın, yahçek gullanmadan evel yah çekerken öksüren adam doğaçlaması geliy. video yirmiyedi'nin "pejo, pejo. pejo eyi esas. yog ganuni de eyi de..." demesiynen başley amma ben orda bitiym. hele maamethalfe'nin "dışarılı belliyollardı" şeklinde demeç vermesi mükemmel yav. sicanhasaninpompasi'nın düğünlerde en önde gendinin gaçdıı hakiyesi, insanın gözünün önüne resmen düğünün ilk 10. saniyesinde gaça gaça piste çıhıp, oralıgdaa 5-6 adamı aniden yahçektirmeye çalışan birisini getirmekte. her dæggasını bilmemgaç dæafa seyredigdim. yazıları, gonuşmaları* gaç kez deeştim, cızdım bilmeym. ama sırf şu "pejo pejo. pejo eyi esas..."ı duyuym dey, rafik'in durduk yerde "arhædaşlar hele bi yæh çekek yav" deyp herkeşin zombi kimi birden yah çekmeye başlamasını görüym dey baştan baştan seyrediym gene.

(bkz: eşkili ufak fikir sanat)

eşkiliufaksözlük

tarihsel süreçte yazıya geçirilmemesine rağmen, yüzyıllardır kuşaktan kuşağa sözlü biçimde aktarılarak bugünlere değin ulaşmayı başaran "anadolu ağızları", on yıllardır, gerek konuşucuları gerekse toplumun geneli tarafından bir kusurmuş gibi algılanmakta, salt bir eğlence aracı olarak görülerek yıpratılmakta ve ister istemez yok edilmektedir. oysa ki, küreselleşmenin alıp başını gittiği çağımızda, türkçemizin yabancı dillere karşı koruyuculuğunu gizlice üstlenmiştir anadolu ağızları; osmanlı zamanında arapça'nın ve farsça'nın baskısı altında ezilen türkçe'ye benliğini tekrar kazandırması gibi... ağızların, yazıya aktarılmaması bir yana, ancak ilgili yörenin insanları tarafından konuşulduğu unutulmamalıdır; ki onlar da vazgeçerlerse, o ağız ölmeye mahkum bırakılacaktır. işte tam bu noktada, gaziantep ağzı'nın, namı diğer anteplice'nin, ne kadar şanslı olduğunu görebiliriz. interaktif bir sözlüğe sahip olan ve buna bağlı olarak sanal ortamda oldukça etkin kullanılan tek anadolu ağzı, anteplice'dir. önceleri internet ortamında, diğer ağızlar gibi iki-üç kelime ile barınabilen ve ancak pek az kişinin özel mesajlaşmalarında kendisini gösterebilen anteplice, 2007 ekim'inde, tam da "antep uşakları"nın gaziantep'in gittikçe kozmopolitleşmesinden ve antep kültürünün yok olacağını düşünmelerinden bunalığı bir dönemde, tamamen antep kültürüne odaklanmış eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıyla sanal ortamda yaşam şansına sahip oldu. anteplice'nin 21. yüzyıla uyarlanması ve yazıya aktarımı gibi konularda zamanla uzmanlaşan sözlük yazarları tarafından daha önce örneğine rastlanmamış büyük bir interaktif bilgi kaynağı haline getirildi, sözlük kurucusu mitokondri tarafından fitili ateşlenen bu antep furyası. bugün, antep kültürü ve anteplice, eşkili ufak kadrosunun uğraşlarıyla sosyal platformlarda yahut multimedya sitelerinde ağırlığını hissettirir oldu; dışarılıların zihinlerindeki yanlış gaziantep imajının üstesinden gelinmesi de cabası. artık "eletmek" sözcüğünün varlığı-yokluğu değil "acı navar beni neptün'e elet" hikayesi; "pafsımak" kelimesinin kabalığı-kibarlığı değil "yuha adamlar pafsıyg et kimidirler. gender mæarif'deyhan gohularını taa garadaş'ıng oralıgdan alabilirseéz" antebistik aforizması tartışılıyor. peki buna benzer bir oluşum neden diğer yörelerde değil de gaziantep'te gerçekleşti? çünkü olaylara farklı açılardan bakabilmek ve genellemelerden bağımsız olarak düşünebilmek gazianteplinin genetik bir özelliğidir; bunun kanıtı da, bir ağza perspektiften bakarak çağa ayak uydurabileceğini kanıtlayan eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıdır.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

kel ferit

antep lisesi'nde müzik öğretmenliği yapmıştır. kimileri bu adamı antepden müzisyen çıkmamasının sorumlusu olarak görmektedir*

düman

düman

ia duman:
-hele şoo gapıyy ört, içeri bütün düman olug
ya da
-amaan! hele herifin suratına..! çıırmadan ayın bayın olug. düman mıydı neydi bunnarın adı?

anteplice tabu kartlari

kelime: carıs

aşşadaa hanegleri söylemeli deelsin:
-malamat
-nalet
-irezil
-elalem

gaziantep

dünyanın en bahtsız şehri
Henüz takip ettiği biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort