temam

Durum: 72 - 0 - 0 - 0 - 07.01.2011 03:52

Puan: 517 -

18 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 4

gotun gotun gole dusmek

ia kedi gibi dört ayağı üstüne düşmek, şanslı olmak, fırsatların içine düşmek, tam da olmasını istediği şeylerin olduğu fırsatlar yakalamak, turnayı gözünden vurmak vs. gibi bi anlamı var.

cımalamak

çırmalamak, dırmalamak veya cırmaklamak şeklindede de kullanılabilir.

mahraba

bi de bunun kalabalık bir gruba seslenirken söylenen versiyonu var.
(bkz: mahrabayın)

itlik

benzetme amaçlı kullanıldığına daha çok rastlayabiliriz.
kötü, izbe, bakımsız, harabe...netice itibarıyla kötü mekanlar için kullanılan benzetme.

- duta duta bu evi mi duttunguz oglum, itlik kimi , bu ne hal kele!

yuhalık

gatmer

ey canların canı,
nefis gaymaklı gatmer,
olsa da yisek.

heerif

bu da bir diğer seslenme, hitap sözüdür. genelde cümle sonunda, özellikle de yok sözcüğünden sonra kullanılır.
"yok" sözcüğüyle kullanıldığında yok artık, daha neler, yok canım, hadi canım, yok ya, hadi ya, öyle mi... gibi anlamları karşılar.

- usda bi görücün marketi, anababa günü kimi, gasada burdan bizim düveneçe guyruk var.
- yog heerif! (ama burda h sesinin düşmesi olsıdır.)

tek başına kullanıldığında da kele ile hemen hemen aynı görevi görür.
"heerifli" şeklinde de kullanılabilir.

kele

hey, bre, be... gibi ünlem ifade eden bi sözdür.
bence tam karşılığı yoktur.

yallaa

ia hayda, haydi bakalım, gördün mü vs. anlamlarında kullanılır; yeri baalim gibi...
yalnız burdaki ilk a sesi, e sesiyle karışık olan bir a sesidir, telaffuzda buna dikkat edilmesi gerekir, yoksa işlevini yerine getirmez.

- baba, abimgiling otobosu arızalanık, yarınaça gelemiylermiş.
- yællaa!

temetos

eşkiliufaksözlük

sadece ismi bile beni buraya getirmeye yeten sözlük.
fikir kimden çıktıysa tebrikler...

ayrıca resmen başka bir dil kullandığımızı, o yüzden tdk'nın antep ağzına artık "ağız" değil "lehçe" demesi gerektiğini anladığım yer.

gulluoglu

1871'den günümüze dek gelmiş, antep'in ve türkiye'nin en büyük ve de en güzel fıstıklı baklava ve fıstıklı tatlı zinciridir.
diyete başlandığında en son girilmesi gereken hatta hiç girilmemesi, önünden bile geçilmemesi gereken mekandır.

misalen, bu ürünü dünyanın sekizinci harikası kabul edersek yalan olmaz:

http://www.gulluoglubaklava.com.tr/urun/detay.php?urunid=18

kabul kahkesi

antepli kadınların kabul günlerinde (altın günü gibi yani) ikram ettikleri üstü susamlı kalın çubuk şeklindeki kahkedir.
lakin son yıllarda pek hükmü kalmamış olup pasta,börek,köfte konusunda ustalaşan hanımlarımız kahkeye pek tenezzül etmemektedirler.
tadı gayet güzel olup yenilenecekse gulluoglundan yenmelidir.

ne has

ia hayret, nerden icap etti anlamlarında daha çok kinaye maksadıyla söylenir.

- hani bu garı altın gününe gatılmam deydi, ne has gelig ola.

satı

argımak

ambel beter

daha beter, daha kötü.

- sati bayaktan belli börgüme bir argı saplanıktı, siz vurunca ambel beter argıdı gomutanım.

taman

ia yazıp yanına da açıklama yazmak isterdim ama maalesef...
bence türkçede henüz tam karşılığını bulamamış bir sözdür bu.
her an her yerde kullanıyoruz antepliler olarak ve başka bir şeyle imkanı yok yeri dolmuyor.
aslı "taman"dır ama sondaki n sesini çoğunlukla duyamayız,düşmüştür. o yüzden daha çok "tama" olarak kullanılır.

-neen zırt pırt çaldırıyng la, ben saa arıycım dedim tama. (burda "zaten" anlamını veriyor)

-ben geliciydim tama, neen erken galktınız. (burda "ama" anlamını veriyor gibi)

-nerde bu su parası maamet?
-dün öde dey saa verdiydim tama. (burda da itiraz için söylenen "ya" anlamını veriyor).

görüldüğü üzere her yerde her anlamda karşılaşmak mümkün.

bazen antepli olmayan arkadaşların diline düşmemek için, bu anlamı verecek başka bi söz bulmaya çalışıyorum ama çok zor...

yeri baalım

insanın ağzına çok acayip şekilde takılan söz öbeği.
haydi bakalım anlamına gelir, ama yeri baalım demek her zaman daha bi rahatlatır insanı.

kercetmek

ia birinin söylediklerini onun gibi söyleyip dalga geçme maksatlı taklit etmek.
adana ve civarında bu duruma "ağzına ökenmek" deniyor.
  • /
  • 4
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 72

bir gaziantep klasiği olarak görücü teyzeler çetesi

antep avradi türünün en tehlikeli formlarından biridir görücü teyzeler. antepli kadınların erkek çocuk sahibi olduktan sonra farkına varmadan geçirmeye başladıkları başkalaşım,
oğlanın tahmini 25 yaşına gelişiyle birlikte tamamlanır. derken bir düğünde dernekte veya bayramlaşma sırasında bir kızın görülmesi, en sık olarak da bir altın gününde
kendi gibi bu işe sarmış başka teyzelerin tavsiyesi üzerine kızın bulunması şeklinde devam eder. kız artık bulunmuştur, çaresi yoktur, saklansa da boştur.
acilen kızın ailesinin kim ya da kimlerden olduğu öğrenilir, ev telefonu bir şekilde elde edilir ve kızın evi aranır.
(kızların ev telefonlarını bulup bunlara veren gizli bi görevli her zaman vardır)
bu arada tüm bu gelişmelerden, yani kendisine kız arandığından/bulunduğundan, evlenmesi planlanan erkek kişisinin çoğu zaman haberi yoktur.
haberi olup da evleneceği kızın önce başkaları tarafından görülüp beğenilmesine ve kendi görüp seçmek yerine başkalarının seçmesine razı olan birinin de
daha en başından kendi seçimlerini kendi yapamazken bir evliiliği nasıl yürüteceği merak konusudur.

gelelim telefon faslına. kızın evi aranır ve yalansız dolansız abartısız aynen şuna benzer bi konuşma yaşanır:

- aloo, eyi aaşamlar canım, .... nın evi mi?
- evet
- ben telefonuuzu birinden aldım da, kızınız varmış? (bu soru görünümlü son şey aslında "evlilik çağında ve bekar bir kızınız varmış, görmek istiyoruz" demek
ama artık herkes öyle aşina olmuş ki bu sisteme, biri diğerinin ne demek istediğini anlıyor hemen)

-evet var
-ee biz görmeye gelicik de, ne zaman müsait olursuuz?
-kimsiniz hanımefendi?
- acı onu söylemesek olmaz mı?
-telefonumuzu size kim verdi?
-onu da söylemeym acı.

işte bu cümle kilit noktadır. eğer bu delilere uymuş başka bi tür deli de sizseniz veya bu sizin ilk deneyminiz ise "burda bu işler böyle oluyo heralde" düşüncesiyle
bunu olağan karşılar şu gün müsaitiz buyrun dersiniz ki bunu diyenlerin sayısı tahmin edilemeyecek kadar çok. çünkü bir kızın evine görücü adı altında
ne kadar çok kişi gelirse o kadar iyidir, popülerite artar ve pazarlık kızışır inanışı hakimdir çoğu kız annesinde.

ama "ohaa lan, hırsız mısın sapık mısın manyak mısın armut musun, kim olduğunu ne bilecem, git gara yerin dibine bul kimi buluyosan" diye düşünerek
(ama bu düşünceleri ayıp olmasın diye seslendiremeyerek), "bizim kız sınava hazırlanıyo, düşünmüyor şu anda" veya "bizim kız okuyor, daha düşünmüyoruz" vb. bahanelerle
savuşturup telefonu kapatan insanlar da mevcuttur tabii ki.

çok uzun oldu ama olayın teknik (ya da gelişme) bölümüne de değinmek gerekiyor:

kızın evine gelinir. çete, tahmini 2-3 kişiyle hareket eder. diğer üyeler oğlanın teyzesi, anneannesi, babannesi, halası, kız kardeşi veya ablasından oluşabilir, kolayda hangisi varsa artık o getirilir.
hoş geldiniz beş gittiniz vs. muhabbetlerden sonra kızımız kahveleri yapar getirir, daha önce hiç karşılaşmamış olan iki taraf da neden orda bulunduklarını
bildikleri halde bilmiyomuş gibi davranırlar. kahveler biter, bu arada kız göz ucuyla iyice bi süzülmüştür. beğendilerse çıkışta kızın telefonunu, msn adresini falan isterler;
beğenmedilerse bir iki laf yuvarlayarak hemen ayakkabılarını giyip kaçarlar.

biz beğendiklerini varsyarak sonuç kısmına geçelim:

aynı günün akşamı veya bir iki gün içinde erkek kişisi kızı telefonla arar. normal zamanda sevdiği kıza açılmak veya benzer durumlarda utanan, çekinen, kırk takla atan
erkek kişisinin böyle bi durumda hiç utanmak, sıkılmak, gerilmek vb duyguları yaşamadan rahat rahat telefon
açıp kızla kırk yıllık ahbap gibi konuşması da ayrıca hayret verici bişeydir. dünyanın en salakça telefon görüşmesi yapılır,konuşulur, bir yer ayarlanır, görüşülür
ve birkaç görüşme sonunda hemen bir sonuca varılması beklenir. kısacası iki üç kez gördüğün bir insanla evlenmeye karar vermeniz ya da vermemeniz
beklenir. sistemin elemanı olmuşsanız zaten bu karar size zor gelmez ama bu sisteme ısrarla direnen biriyseniz daha ilk görüşmede istemediğinizi
ima etmeniz gerekir ki daha fazla uzamasın. hayır demek ise ayrı bir sorundur; çünkü kızıın erkeğe veya erkeğin kıza direkt hayır demesi veya
istemediğini ima etmesi her iki taraf için de hoş bi durum değildir. en güzeli topu anneye atmak, bahaneyi ona buldurmak, söyletmek ve böylelikle paçayı sıyırmaktır.

onlar da, evlilik bu yöntemle olur zannedenler de ve bunu normal karşılayanlar da hep vardır, olmaya devam edeceklerdir; yeter ki siz karşı durmayı ve direnmeyi bilinizdir. direnme yöntemlerine de uygun bi zamanımda değinmek isterim.

(bkz: görücü teyzelere karşı alternatif savunma yöntemleri)

osurgan göte arpa çöree mahana

ia osuran göte arpa çöreği bahane.

kişilerin yapamadıkları bir şey için saçma sapan bahaneler bulması durumunda kullanılan atasözünün gaziantep varyantı.

- lan oglum bu nası garne, emmiyin oglunu heç mi örnek almiyn sen?
- ama baba onnarın evinde bilgisayar var, ondan dersleri eyi.
- yeri baalim, osuran göte arpa çöree mahana!

antep medyası

olay tv'deki şans yıldızı programı yerel medyanın ulaştığı son noktadır. sorulan sorular ve bu sorulara cevap vermek için arayan öğretmen, mühendis gibi mesleklerden insanları görünce insanın nutku tutulabilir.

insan dehasını zorlayan (!) sorular sorulup doğru cevaplayanlara hediyeler verilmektedir. zaten sunucu ve yanındaki süs olarak konmuş olan hatun kişi akla zarardır.
bizzat şahit olduğum diyaloglar:

- tekmenin anteplicedeki adı nedir?
- depik

- özellikle kahvaltıda içtiğimiz, siyah renkli olan ve sıcak içilen içeceğin içine tatlanması için attığımız beyaz ve tatlı maddenin adı nedir?
- şeker (bunu diyen mühendis bir amca, ve hiçbirimizin aklına gelmeyen bu cevabı verince bir sevinç ve coşku hasıl oluyor amcanın evinde ve stüdyoda)

bi de sunucunun aldığı sponsorların hepsini program içinde en az 5-10 kez söyleme zorunluluğu var. bu nedenle arayan insanlarla sunucu arasında tuhaf konuşmalar oluyor.

- cergibozanlar a gettiiz mi?
- yok getmedik.
- e gedin o zaman.

- hakan elektroniğe gettiiz mi?
- yok getmedik.
- bak olmey ama, en kısa zamanda gedicin.
- peki.

insan düşünmeden edemiyor. neden antep'in tüm yerel kanallarında görüntü kalitesi suluboya resim kıvamında?
koca memlekette sunuculuk işini hakkıyla yapacak bir allah'ın kulu yok mu?
ayrıca bu adamlar hiç mi ulusal kanal izlemiyor da bu yayınlar ve programlar trt'nin ilk yayına girdiği zamanları mumla aratır nitelikte?..

sadece bursa'nın olay tv'si veya antalya'nın btv'si örnek alınsa o bile kurtarır bizim yerel medyayı ama ne çare...

gelin görme

antep'te, düğünlerden bikaç hafta sonra yapılan, evlenen kızın düğününe teşrif edememiş, onu gelinlikle görememiş ve takısını takamamış kişilerin takılarını takmak için, geri kalan akraba ve tanıdıkların da kızın evini, ceyizini görmek için teze gelinin evine geldikleri, tahminen bir ya da iki hafta süren ve bu süreç boyunca zavallı kızımızın evin içinde gelinlikle dolaştığı, bana göre akıl almaz süreç.

bu süreç içinde kızın ne kadar ceyizi, antep isi varsa ortaya dökülür.
eve gelenler fısır fısır dedikodu yaparak odaları gezip tüm detayları çok dikkatli bir şekilde incelerler.
bu gezme sırasında da şöyle diyaloglar duymak mümkündür:

- bacım, ben bizim aslı'ya da yaptırıcıydım bu dahımdan amma bahalı söyledi adı batasıca zöhre garısı.
- (annesi tarafından zorla oraya getirilen ve evlenmem diye tutturmuş olan kıza:) bah da gör elalemin gara çarpana gızına neler alıklar, daha sen evlenmem deyp otur.
- (muhtemelen kız tarafından biri:) şu yatak odası dahımının halına bah hele, beleşe getti bizim gız beleşeee...

bu diyalogları artırmak mümkündür tabi...

anteplinin supermarket gezmeleri

süpermarket değil ama katlı alışveriş merkezi ve dolayısıyla yürüyen merdivenle ilk kez karşılaşma yıllarında süper görüntülere şahit olmuşluğum vardır bizzat.
misal, çetinkaya ilk açıldığında bilenler bilir, yürüyen merdiven çökmüş ilk gün.

sonraki zamanlar çetinkaya'ya bi gidişimde ki son gidişimdi sanırım,
çocuk, yürüyen merdivenden inmeye teşebbüs eden babasına "acı ben de biniym merdivanaaaa" diye bağırıyodu.

antep medyası

olay tv'deki şans yıldızı programı yerel medyanın ulaştığı son noktadır. sorulan sorular ve bu sorulara cevap vermek için arayan öğretmen, mühendis gibi mesleklerden insanları görünce insanın nutku tutulabilir.

insan dehasını zorlayan (!) sorular sorulup doğru cevaplayanlara hediyeler verilmektedir. zaten sunucu ve yanındaki süs olarak konmuş olan hatun kişi akla zarardır.
bizzat şahit olduğum diyaloglar:

- tekmenin anteplicedeki adı nedir?
- depik

- özellikle kahvaltıda içtiğimiz, siyah renkli olan ve sıcak içilen içeceğin içine tatlanması için attığımız beyaz ve tatlı maddenin adı nedir?
- şeker (bunu diyen mühendis bir amca, ve hiçbirimizin aklına gelmeyen bu cevabı verince bir sevinç ve coşku hasıl oluyor amcanın evinde ve stüdyoda)

bi de sunucunun aldığı sponsorların hepsini program içinde en az 5-10 kez söyleme zorunluluğu var. bu nedenle arayan insanlarla sunucu arasında tuhaf konuşmalar oluyor.

- cergibozanlar a gettiiz mi?
- yok getmedik.
- e gedin o zaman.

- hakan elektroniğe gettiiz mi?
- yok getmedik.
- bak olmey ama, en kısa zamanda gedicin.
- peki.

insan düşünmeden edemiyor. neden antep'in tüm yerel kanallarında görüntü kalitesi suluboya resim kıvamında?
koca memlekette sunuculuk işini hakkıyla yapacak bir allah'ın kulu yok mu?
ayrıca bu adamlar hiç mi ulusal kanal izlemiyor da bu yayınlar ve programlar trt'nin ilk yayına girdiği zamanları mumla aratır nitelikte?..

sadece bursa'nın olay tv'si veya antalya'nın btv'si örnek alınsa o bile kurtarır bizim yerel medyayı ama ne çare...
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort