90'ların başında antep-ankara yolculuğunda sabah olmuş ve ben susamıştım tepedeki uyarı düğmesine bastım muavin uykulu uykulu geldi su isteğimde aldığım tepki aynen şu:
- eaemm sabah sabah gavurma mı yidin yavv?
türkiye'nin başka hiç bir yerinde kasaptan et istediğinizde size ne pişireceksiniz diye sormaz ama antep'in kasaplarınden et istediğinizde ne bişiricing diye sorarlar ve ona uygun yerden keserler eti.al işte lezzet kasaptan başladı baharatı ve mahareti saymıyorum bile...
eşi seçilemeyince aday gösterilmiş ve başkan seçilmiştir,aslen manisa'lıdır.başkan seçilir seçilmez türbanı tartışma yaratmıştır başta akp'liler ilçe seçim kuruluna türbanlı diye şikayette bulunmuşlardır (bu ne yaman çelişki)
bilmeyenin gerçekte anlamakta zorluk çekeceği şive.özel bir öğrenci yurdunda çıkan kavga sonrası yurt müdürü bizim antepli öğrenciyi dinledikten sonra yurt görevlisine dönerek yabancı uyruklu öğrencileri bizimkilerle kavga ettirmeyin dediği rivayet olunur.
98 yazıydı olympos'ta tatildeydim bir kaç arkadaş kemer tarafında güzel bir derenin geçtiği bir yere doğa yürüyüşü teklif ettiler ve yola çıktık pek aracın giremeyeceği yerlerde yürüyorduk ve oraya park edilmiş çayırağası'na ait otobüs gördüm ilk şok buydu.su kenarında dinlenirken üç dört iri yarı adamı ellerinde bir tepsiyle bize doğru gelirken gördüm ve arkadaşlara bakın bunlar o otobüsün şoförleri ellerindeki de ya balcan kebabı ya da baklava dedim hadi canım falan derken adamlar geldi ve sordum tabii tepsidekini balcan kebabıydı pişirmiş terlemeye bırakmışlardı ama daha güzel bir manzarada yemek için dolaşırlarken bize rastlamışlardı tabii hep beraber yedik.arkadaşlarda güzel bir yemek yemenin keyfi mi,dağın başında bu tesadüfün dumuru mu kaldı? şimdi hatırlamıyorum.
osmanlı zamanında bataklık ve ormanlık bir yer olan bölge kanun kaçaklarının sığındığı bir yermiş.osmanlı cevdet paşa komutasında fırka-i islahiye adlı bir ordu gönderip düzeni sağlamıştır.bu yüzden bu adı aldığı rivayet edilir.ayrıca eğem ıslahiyeliyik ama antebin ilçesi olmahtan gurur duyiik.
98 yazıydı olympos'ta tatildeydim bir kaç arkadaş kemer tarafında güzel bir derenin geçtiği bir yere doğa yürüyüşü teklif ettiler ve yola çıktık pek aracın giremeyeceği yerlerde yürüyorduk ve oraya park edilmiş çayırağası'na ait otobüs gördüm ilk şok buydu.su kenarında dinlenirken üç dört iri yarı adamı ellerinde bir tepsiyle bize doğru gelirken gördüm ve arkadaşlara bakın bunlar o otobüsün şoförleri ellerindeki de ya balcan kebabı ya da baklava dedim hadi canım falan derken adamlar geldi ve sordum tabii tepsidekini balcan kebabıydı pişirmiş terlemeye bırakmışlardı ama daha güzel bir manzarada yemek için dolaşırlarken bize rastlamışlardı tabii hep beraber yedik.arkadaşlarda güzel bir yemek yemenin keyfi mi,dağın başında bu tesadüfün dumuru mu kaldı? şimdi hatırlamıyorum.