gasteci

Durum: 57 - 0 - 0 - 0 - 09.02.2012 16:14

Puan: 277 -

17 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 3

9 temmuz taksim zirvesi

hele bir buluşak da, boğaz manzaralı olmasa da razıyım.

antep evi

eyüpoğlu mahallesi kastelbaşı çıkmazı'ndaki matbaacı hösnü bey'in evinde 8 sene oturduk. hayatımda ilk hatırladığım ev, o evdi. eski bir ermeni eviydi. odaların içi yerden tavana kadar nacardı. kocaman bir hayadı vardı.
şimdi yıkmışlar kastelbaşı'nı... iki sene evvel antep'e geldiğimde görünce içim sızladı. çocukluğumun anıları da o yıkıntıların arasında kaybolup gitti.

kırkayak kahvesi

liseyi yeni bitirdiğimizde hoşkin oynamayı öğrenip de, öğlenden akşama kadar oturduğumuz mekân. bozgurt mıstafa, erkabakçı maamedali, alirıza, maamet çeliktürk, abdiciğim ve ben. sanki kırkayak kaavesine gitmezsek o gün mesai yapmamış gibi oluyorduk. hey gidi günler hey!..

kolonyaci ismet

çok iyi adamdı.
büyük pasajın o kapısı, en kalabalık kapıydı. niye? çünkü orada kolonyacı ismet'in dükkanı vardı.

cevizli kitabevi

12 eylülden önceki yıllar...
ortaokulda öğrenciyim. bir gün cevizli'ye kitap almaya gittim. üst katta belki bir saat geçirdikten sonra iki roman alıp aşağı indim, kasaya gittim. kitapları uzattım, parayı verdim. (sanırım yaşar cevizli'ydi.) paramın üstünü verdi, dışarı çıktım. eve doğru heyecanla yürürken paranın artanına baktım ki, kasadaki adam benden iki kitabın değil, bir kitabın parasını almış. geri gidip de, "yav ammi, sen benden parayı eksik almışsın" diyemedim. tek kitap parasına iki tane almıştım. 13-14 yaşındaki bir çocuk için büyük para.
aradan yıllar geçti, halen içimde yaradır. şimdi bile "keşke gidip de diğer kitabın parasını da verseydim" diye düşünürüm. keşke dönüp parayı verseydim...
çok ayıp ettiğimin farkındayım... antep'e her geldiğimde giderim cevizli'nin önüne, vitrininde artık azalmış bulunan kitapları seyrederim de, içeri girip "hakkınızı helal edin, ben çocukken böyle yaptım" diyemem. utanırım...

trt antep

trt antep, reyting rekorları kıran bir kanal olur.

kabaltı

keçecimamet kardeşim, çünkü kabaltı gibi unsurlar bizim mimarimize aittir. bize ait olan da kötüdür (!). bu sebepten çağdaş çok bilmiş mimarlar yüzünü batı'ya dönmüştür, doğu'dan gelen herşey onlar için kakadır.
sadece kabaltı mı, modern şehirlere uzaktan bakın, buz gibi soğuk gelir insana.
halbuki türk-islam mimarisine uygun yapılmış şehirler ise sıcaktır, sevecendir, insanı sarıp sarmalar.
batı mimarisi köşelidir, doğu mimarisi ovaldir. tıpkı insanlarının beyinleri gibi... köşeli, soğuk, karanlık ruhlu batılılar bu nedenle bizi sevmezler.

tel mahmil

buzdolabının olmadığı zamanlarda kullanılan dolap.
bayramdan bir gün önce annemin yaptığı sütlü, sahanlarda teldolaba dizilirdi. karşısına geçer seyrederdik. bayram olsa da bize de bir sütlü saheni verilse, diye...

çakma antep lahmacunu

ben de bi keresinde bi lokantacıyı neredeyse dövecektim. herif bi de utanmadan yaptığının antep lahmacunu olduğunu iddia ediyordu.

gaziantepli ünlüler

mıtırıp mahallesinin çocuğu kenan doğulu'dan utanıyorum. adını bile etmeye değmez.
öte yandan halil ergün antepli filan değil, izniklidir. onu nerden antepli ettiniz yaav?

polat alemdar'ın da elazığlı olduğunu bilmeyen yok. onu bile antepli etmişik...

peçiç

antepli avukat ayşegül kaya bu konuda bir de kitap yazmış. bende 2 tane var. :)

çocukluğumda annem ve babamın oynadığını hatırlıyorum.

istanbul kokan antepliler

tam 27 sene oldu istanbul'a geleli amma hiç bir şey değişmedi. istanbul'da yaşıyor olabilirim fakat ölünceye kadar antepliyim.

ve bu konuda "ahizade"nin söylediklerinin altına imzamı atarım.
saygılar.

antepte batil inanislar

gece vakti saç taranmaz. taranırsa uzun seyahate çıkılacağına inanılır.

ben lisedeyken bazen gece saçımı tarardım da, annem bana çok kızardı. gurbete gideceksin, diyerek bana öfkelenirdi. annem şimdi, yıllardır aynı sözü tekrarlar durur: sen gece saçını çok taradın, onun için yıllardır gurbettesin...

antepten uzakken en çok özlediklerim

mahalle düğünleri
sokakta çocukların oyun oynaması
düğeme çevirmek
gülle oynayan çocukları seyretmek
yah çağırmak
eski mahallelerinde dolaşmak
katmer yemek
reyhan sokaktaki mamet ustanın çiğköftesi
taze antepfıstığı satılan seyyar arabalar
nakıp sinemasında karate filmi seyretmek
memetpaşa camisinde adil hocanın (allah rahmet eylesin) hutbesini dinlemek
büyük pasajın koridorlarında dolaşmak

özledim be abi, bunları çok özledim

antep pendiri

reflü hastası oluncaya kadar her sabah zevkle ve tadını çıkararak yediğim peynir.
midemden rahatsızlandıktan sonra, önce ilacı yutup, sonra yemeğe çalışıyorum. hastalanmadan önce yiyebildiğiniz kadar yiyin arkadaşlar.

sokranmak

surat sallandırmak anlamında öztürkçe bir fiil.

hocalara takılan lakaplar

m. rüştü uzel endüstri meslek lisesinde bir matematik öğretmenimiz vardı, lakabı "falkonetti ismet" idi.
falkonetti, o zamanlar "zengin ve yoksul" dizisinin kötü adamıydı :)

ahizade

istanbul'daki eşkiliufaksözlük iftarının yerini bi zahmet bize de bildirir misiniz?

mambo

mambo'nun saabinin ismini hatırlıyamadım yaav :(. halbuki, bir iki kere içeri girip de, "abi, filancanın kaseti çıktı mı" diye de sormuştum. dabanca arkadaşımızın dediği gibi, içerinin dekoru gözalıcıydı.
gapalı sipor salonundan dönerken, hep mambo'nun vitrinindegi kasetleri seyreder, yeni bi müzik kaseti çıkmış mı diye bagardıg.

antep pasajlari

biz ilkokul ve ortaokuldayken büyük pasajın koridorlarında "kovalamaca" oynardık. şimdiki çocukların evden çıktıklarını hiç zannetmiyorum.
hayatımda bir mikroskobu ilk defa büyük pasajdaki bir dükkânın vitrininde görmüştüm de, yıllarca hayalimi o mikroskop süslemişti. hey gidi günler heyyy!
  • /
  • 3
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 57

birinin antepli olduğu nasıl anlaşılır

geçen yaz annemle babam istambula gelmişlerdi. otogardan bindik bir taksiye ve eve gidiyik. yolda da bir yandan konuşuyduk. tabii, annemle babam da anteplice konuşmayıp, olabildiğince kibar konuşuylar.
bir ara taksinin şoför maallinde oturan ben "anne gız, o niye eyle olmuş" filan gibi bişey dedim. taksi şoförü bana baktı ve "siz antepli misiniz" diye sordu. üçümüz de şaşırdık. ben "nereden anladınız" deyince, şoför "ben, anteplilerden başkasında annesine "gız anne veya ana gız" diyen duymadım" diye cevap verdi.
o dakkadan soora biz aramızda kibar konuşmayı bırakıp, normal antep ağzına döndük. :)

istanbul kokan antepliler

tam 27 sene oldu istanbul'a geleli amma hiç bir şey değişmedi. istanbul'da yaşıyor olabilirim fakat ölünceye kadar antepliyim.

ve bu konuda "ahizade"nin söylediklerinin altına imzamı atarım.
saygılar.

antepli olmak ayrıcalıktır

geçen hafta boyunca istanbul'dan yola çıktık (ayıptır söylemesi, trt için program çekiyoruz da) adapazarı, bilecik, eskişehir, kütahya, afyon, konya, karaman, ankara ve yeniden istanbul olmak üzere dolaştık.

nereye gittiysek, laf dönüp dolaşıp yemek kültürüne geliyordu. konuşulanları dinledikten sonra ben geriye yaslanıp, "ben de antepliyim" deyince, herkes şöyle bir bakıp, "haa evet, en güzel yemekler antep'de yapılır" demiyorlar mıydı, değmeyin benim keyfime.
"antepli olmak bir başkadır" diyerek, suratlarına bakıp gülüyorum.

cevizli kitabevi

12 eylülden önceki yıllar...
ortaokulda öğrenciyim. bir gün cevizli'ye kitap almaya gittim. üst katta belki bir saat geçirdikten sonra iki roman alıp aşağı indim, kasaya gittim. kitapları uzattım, parayı verdim. (sanırım yaşar cevizli'ydi.) paramın üstünü verdi, dışarı çıktım. eve doğru heyecanla yürürken paranın artanına baktım ki, kasadaki adam benden iki kitabın değil, bir kitabın parasını almış. geri gidip de, "yav ammi, sen benden parayı eksik almışsın" diyemedim. tek kitap parasına iki tane almıştım. 13-14 yaşındaki bir çocuk için büyük para.
aradan yıllar geçti, halen içimde yaradır. şimdi bile "keşke gidip de diğer kitabın parasını da verseydim" diye düşünürüm. keşke dönüp parayı verseydim...
çok ayıp ettiğimin farkındayım... antep'e her geldiğimde giderim cevizli'nin önüne, vitrininde artık azalmış bulunan kitapları seyrederim de, içeri girip "hakkınızı helal edin, ben çocukken böyle yaptım" diyemem. utanırım...

antep evi

eyüpoğlu mahallesi kastelbaşı çıkmazı'ndaki matbaacı hösnü bey'in evinde 8 sene oturduk. hayatımda ilk hatırladığım ev, o evdi. eski bir ermeni eviydi. odaların içi yerden tavana kadar nacardı. kocaman bir hayadı vardı.
şimdi yıkmışlar kastelbaşı'nı... iki sene evvel antep'e geldiğimde görünce içim sızladı. çocukluğumun anıları da o yıkıntıların arasında kaybolup gitti.

23 agustos antep fener maci

antepsipor, ilk maçta fenerbahçe'yi yendi ama inşallah galatasaray ile beşiktaş'a da aynı şekilde oynar. nedense, fener'i yenen antepsipor, cimbom ile kartal'a hep yeniliyor.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort