dolap antep dilinde mahmil olarak söylense de teldolap (bitişik yazılır) antepçenin en hasını konuşanlar arasında bile teldolap diye söylenirdi. daha doğrusu tel mahmil de söylenirdi ama teldolap daha çok söylenirdi.
sadece arkası tahta, kapak hariç üç yanı tahta ve tamamı telli olmak üzere muhtelif modelleri vardı. bu modellerin hemen hepsinin altında bir büyük ya da iki küçük çekmece olurdu. genellikle üç sabit bölmeye sahip olurlardı
buzdolabı antepe gelip yaygın olarak kullanılıncaya kadar soğutma işlemi hariç mutfakta buzdolabının yerini tutmuştur. yemeklerin kısa dönem saklanması işine yaradığı gibi (kışın uzun süre de saklanırdı), karınca gelmesi muhtemel şeker, reçel gibi yiyecekler, açıkta bırakıldığında kurtlanabilecek pirinç, özellikle bulgur türü şeyler burada saklanırdı. sabah kahvaltısı malzemeleri de genellikle en üst rafta yer bulurdu kendilerine.
geçen yıl ovuzeli'nde gittiğim bir köy evinde bu dolaplardan birinin durduğunu ve hala kullanıldığını görünce çocukluk arkadaşımı bulmuş gibi olmuştum.
buzdolabının olmadığı zamanlarda kullanılan dolap.
bayramdan bir gün önce annemin yaptığı sütlü, sahanlarda teldolaba dizilirdi. karşısına geçer seyrederdik. bayram olsa da bize de bir sütlü saheni verilse, diye...
buzdolabı ecad edilmeden evvel bilumum mutfak maazemelerinin özellikle pissik, sinek ve karıncalardan mahfaza edilmesi için kullanılan üç tarafı elek teliynen, arhası kontupilaknan çevrili ahşap dolap.
-bu teldolabı kime yapdırıksıız kele, yeen gözel olmuş bizinkine söyleymde bi dene de biz yapdırak.
-anam bizim herifin dağ ammisi dovşan dayısı göt dohuşdurdoonun hasabı ne, nacar höggeşe yapdırmış. amma allah var yeen gözel oluk deemi.
tel mahmil'in serin tutamayacağına ve koruyamayacağına inanılan yiyecek ve içecek maddeleri, esgiden evlerde buzdolabı olmadığı için ve mahmil kifayet etmediği için bir sepete baglanarak guyuya da sallandırılırdı.