yaw memedaga ben de aynen senin dediğin gibi düşünürdüm. o lastik markası hala var mı bilmiyorum? markayı yazalım da bari yeni uşaklar mahrum kalmasınlar: "inoe"
ia. kıl; sinemaki; çok ince hesap yapanlara atfedilmiş bir antep deyimi (xxx kimseyi incitmemek için konmuştur)
--- yaw xxx ammi arabaları deeşek dey, ne diyng yoorum bu işe?
++ la get, dangalak, o bohunu terazide görmüşnen iş mi yapılır, ziyan edeng ben saa deym.
anteplilerden başka oynamasını bilen tek kişiye rastlamadığım kağıt (=iskambil oyunu); kısaca tanımlamak gerekirse: yerdeki kartlar arasında birbirlerine denk olanlar elinizdeki kağıtla alınır. aynı zamanda yine yerdeki kağıtların sayısı küçükse iki veya üç kart sayıların toplamına bağlı olarak elinizdeki sayının büyüklüğüne göre alınabilir. resimli kartlar kel hariç yanlızca kendi resimlerini alabilirken, kel yerdekilerin hepsini toplar. arkadan gelen kartın aynısı varsa "basra" yapasınız, basranız 10 puan değerindedir. kağıt çokluğu 12 puan, gözel onlu; dinar onlusu (=karo onlusu yani) 3 puan, sinek ikilisi 2 puan aslar ve kel (eğer basra değilse) bir puandır. bu arada "as" oyun sırasında 1 yerine geçer. eğer yerdeki kağıtları, mesela yerde 3,5 ve as olsun toplamı dokuz, dokuzla tümünü alırsınız ve aynı zamanda "basra" yapmış olursunuz. yer boş kalır yere sırası gelen bir kel atar ve sizin keliniz varsa "basra"nızın değeri 20 puandır. "as"ı basra yaparsanız basranız 11 puandır.
tiiihoo versiyonu benim ailemde enyaygın kullanımıdır.
--- yaw mükerrer giriş yapmıym deye "hee" yi tıklıym, tiiihooo bekle ki ekran açılsın, açılıy amma "fatal error", la bikeresinde ödüm goptu yaw, "ula ben ölümcül netdim deye?"
antep dışında "kanlı dut" olarak bilinen, dut olmasına rağmen tadı böğürtlene benzeyen müthiş meyva; aynı zamanda iltihaplı dertlere bire bir şifa kaynağı.
töleb sözcüğü durduğunuz posiyona göre kullandığınız elinizi aktif şekilde kullanıp kullanmadığınızı anlatmak için kullanılan bir sözcüktür. bir şey yaparken işlemi yapmakta zorlanıyorsa konuşmacı "tölebime gelmiyor" der; posizyonunu 180 derece değiştirise tölebine uyar. ayrıca insanların çok büyük çoğunluğu sağ ellerini kullanır. sağ elle rahat kullanılamayan aletlere "tölepsiz" denir. yukarıdaki kullanımlar bu bağlamda metaforik olanlardır. "tölepsiz" yakışıksız, hoş olmayan".
kedi köpek yavrusu: doğurma olayına "eniklemek" denir. sevilmeyen kişilerin çocuğu olduğunda "eniklemiş" kullanılır. eşanlamlısı "maniklemek" doğan yavru "manik"tir.
(bkz: guzlamak)
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.