evciman
gırık sırık
bülbül kondurmak
aslında kalite olarak pek de farklı olmayan ama fiyatı çok yüksek olan ürünleri eleştirmek için söylenen bir sözdür.
--- bazı marhalar sanki bülbül gondırıylar, millet de seerdip onları alıy yoorum, anlamıym wallah.
yallık
orta sican
walla böyle bir çocuk oyunu hatırlıyorum ama nasıl oynandığını çıkartamadım; demek ki çok yaşlanmışız, genç arkadaşlar bir el atın bakalım. kültür kaybolmasın.
aga almaz bey almaz delikli das yerde galmaz
bu daha çok evde kalmış kızlara moral vermek için tasarlanmış bir söylemdir. senin de nasibin gelecektir seni "yerden" alacaktır (=bulunduğun bu durumdan kurtaracaktır). dikkat: erkeklere söylenmez!
terdek
yaw ben çocukken bu terdekler galın gartondan yapılıydı, sona plastik çıktı mertlik bozuldu. antepliler "masıra" da derler, "masıra sarmak" şeklinde kullanılır.
--- nişleyng yoorum?
++ nişleym aam masıra sarıym, allaha şükrediym...
--- goley gele...
hısım
walla ben hısımı şöyle hatırlıyorum: "akrabanın
akrep soksun cinsi"
pin
mercimekli pilov
mecimekle yapılan bir pilavdır, benzeri batıda da var amma antebinki bir başkadır. ısıtılıp yemeye çok müsait olduğundan olsa gerek bir lafı fazla yineleyenlere:
--- mercimeki pliovu gibi ısıdıp ısıdıp önümüze goyma yeerif
şeklinde bir serzeniş töremiştir.
ilacı: eşgili (buzlu) salata, acir ve antep biberi eşgilisi (acı bol samsaklı olsung)
danesi gün
"devlisi gün" telaffuzu ailemde yaygın kullanımdır.
yağlık
yaalık : dedemden hatırladığım kadarıyla "yağlık" mendil değildir. burun silinmez. rahmetli dedem gibi tedarikli adamlar az miktar azığını yağlığına paketleyip, şalvarının devasaa cebinde rahatlıkla taşırdı. ihtiyacı olduğunda yağlığını açıp küçük bir sofra yapar, üstünde azığını yedikten sonra kalan olursa paketleyip tekrar cebine koyardı.
dellal
ia tellal;
aparlonun olmadığı zamanlarda bağırarak düğün, ölüm ve önemli olayları halka duyuran kimse, sonra belediye aparlosu çkmış, soona heç bişey yok zaten.
acacina
ia aç bilaç ın anteplicesidir. (aç ve ilaçsız, çaresiz)
kehlemek
aşırı efor sarfetmekten ya da nefes yetmezliğinden derin derin nefes almak; ingilizce "out of breath"
saabisi
sahip (erkek): saeb, "i" hali çekimlisi "saebi"
sahibe (dişi): saebi, "i" hali çekimlisi "saebisi" diye biliyorum. ama yukarıdaki örneklerin hepsi doğru olup, daha ziyade dişi versiyonu en yaygın kullanımdır.
sıçaan
sıçaan: kedi, köpek, tavşan gibi sevimli hayvanların tüyleriyle fazla oynanması sonucu tüylerinin yapış yapış kötü bir görüntü almasını tanımlayan anteplice sözcüktür.
--- lan pisikten fazla oynamayıng, sıçaan edicigiz.
++ la yağmır saçlarını sıçaan etmiş haa.
teti teti
batıda "tay tay" dediklerinin anteplicesi. 2 numaralı entry "yürümek" anlamında kullanıldığında yine bir antep deyimine denk düşer. "fıstık gırarak yürümek".
tilf
güzel bir antep sözcüğü olup ingilizcesi "coffee/tea ground"dur.
teltay
fiil olarak kullanımı "teltay etmek" olup: tedarik etmek, bulmak, bulup buluşturmak anlamında kullanılır.
--- yaw baa evlen deyler, param yok ki deym, ordan burdan tel tay ederik oolum deyler. nerelerinden edicilerse işde, hanek olsung.