anlamı "günahsız", "suçsuz" olan bu sözcük çocuklar için kullanıldığında çocukların "günahsız" oldukları ön plandadır. diğer eş anlamlı sözcük "sabii"dir.
buna kadir inanır: bırak leyyn sabiiyi, gel hesabını benimle gör!
antepli inanmaz: la get sening o sabii dedeen heç maasim deel, ambel beter iplis!!!
bir psikolog hanım arkadaşım ** yeni araba alıkdı. ohulung parhına gader getirmiş, beni çaarıp, arabamı park eder misin? dedi. neden sen etmiyorsun buraya kadar getirmişsin,dedim. yau çaktırma, bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki kadınların "görme ve el-ayak koordinasyonu" erkekler kadar gelişmiş değil. şimdi bana kaza yaptırma, parket şu arabayı demişti. wallah ben onung yalaçısıyım... ases mesele goordinasyonsuzluk, gural mural mahana mahmıt.
özellikle çok uyumlu eşler için söylenir. aile içinde eşler uyumlu olursa arkasından başarı ve zenginlik gelir, uyum olmazsa çift sürmek mümkün olmadığı gibi evlilik de devam etmez. tecrübesi hayattan alınmış güzel bir atasözümüzdür. gerçekten ökzün biri diğerinden güçsüz olursa düz bir hatta ilerlemez, yay çizmeye başlar, bu durumda da "çüt" sürülememiş, iş yerine getirilememiştir. sonuçtan ürün almak da mümkün deeldir.
antepçe'de "şaşırtmak" başka birini "şaşkınlığa sevketmek" anlamında değil "şaşkın", hafiften "kafayı sıyırmış" anlamındadır.
eer demirel antepli olsaydı, kendisine yönlendirilen "ergenekonun bir numarası olduğu" yorumuna şeyle cevap verirdi heral.
erkek uşak erkek eşşek: antep oğlanlarının özel bir ilgiye muhtaç yaratıklar olduğunu belgeleyen söz öbeği.
--- aşe bacıı, ne zemandır görmiym sizi kele, nasılsıng?
++ eyiym eyiym sen nasılsıng?
--- saol biz de eyiyk işde needek, senin oolan görünmiy asgere mi getti?
++ yog anam yog, ohumıya getti ısdanbıla. wallah ben de iki aydır görmiym gendini...
--- beiyg anam, getmeding mi yanına?
++ yook getmedim noldukine?
--- aboo, anam erkek uşak erkek eşşek, yimek bişiremez üstünü başını yıhıyamaz, adam getmez mi kele? garip gurbet elde bi dene oolan, yazzık kele....
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.