giritliler balcan börkünün "nefrit" böbreklere çok yararlı olduğunu bildikleri için kuruttuktan sonra haşlayıp limon ve zeytin yağıyla salata yapıp yiyler
patlıcanın sapıynan balcanla birleşdee yerdeki yumuşak olan gısım antep dili ve edebiyatında "börk" olarak bilinir gurutulup "eşgili balcan börkü" olarak hafif sulu pilavı yapılır
aam şindi filimli makinalar daa icad olmamışgen gartlı makinalar vardı onlar iresimi direkman garta gayderderdi amma gartlar da negatif oldoondan adam gara yüzlü çıhardı, şindi bi de bu gartların poz alma süresi üç dört saniye oldoondan dayak yutmuş gibi gıpırdamadan durmang gerekiydi, işte bi kere poz verging mi bu negatif görüntöö ki bu antep dili ve edebiyatında "poturafın arabı" deye angılır, eziyet çekmiyesin deye poturafçı ammi saa verirdi, poturafıyng arabını götürdün mü yeni poturafını gendi rengingde alırdıng.
yinmiyen çiyküfte tuvalama (=yuvarlama) yapılarak aam gemikli et ve nohuttan hazırlanmış sumak eşgili suda accık gaynatılır üzerine nane çığırtılır gözel bi antep yimee olur ayrıca illa artık olmasına gerek yokdur özel olarak da hazırlanır
metaforik anlamları da yanlızca yine benzeri olmayan ahali antepliler tarafından kullanılan sözcük: örnek cümle: tahoda çıkmış arabayı salaan birine gangırttım (=kazıkladım).
salça, sumak ekşisi gibi antebe özgü doğal ürünler siniler içinde güneşlendirilerek olgunlaştırılır bu sebepten antep mahsülleri harikadır.... bir de kız evine sini sini baklavalar gönderlir.... baklava tepsisinin büyüklüğünü ofurtmak (=abartmak) için
yav gardaşım bi de yavızlar maalesinde, garayılan caddesi üsdünde bi dene yazlık sinema vardıydı... melek sineması mıydı neydi adı? hele bilen biri yazsıng bırıya da esgi günlerimiz caglangsıng yaf... nostalcik günler geri gelsing...
antepli olmıyanlar için bir ekleme yapak "zahre" diğer yörelerde "zahire" olararak biliniy.... "zad zahre" "zahire" gavramının içine giren herşey demek taman yorum
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.