thesecaat

Durum: 1238 - 0 - 0 - 0 - 14.03.2016 08:22

Puan: 11363 -

18 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Admin.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 62

anteplinin anlamadığı kelimeler

başpınara nasa üssü kurulması

dünyanın yok olmıya başladığı, insanların akın akın neptünde koloni kurdukları zamanda kurulabileceene ihtimal verdiğim yer. neptüne anteplilerin gitmesinin ardından ordaki oksijen kaynaklarının kebap mangallarının yanmasıyla tükenmesinden dolayı bütün antebi uzayın karanlıklarına eletmek büyük ihtimalle bu üssün temel hedefi olacaktır.

(bkz: oglum acı navar bizi neptüne elet)

sozlugun birinci kurulus yildonumu etkinlikleri

başpınarda nasa üssü kurulursa ve orda üretilen teleport makinası otobosa verilip bura getirilirse, işte o zaman moleküllerimi 900 km ışınlıyabileceem ve sonrasında katılabilme imkanına sahip olabileceem etkinlik*

(bkz: başpınara nasa üssü kurulması)

tekerekoğlu anadolu lisesi

maddi olarak 0, manevi olarak 3.5 yıl okuduğum lise. benim dönemden sonra (2002 girişliler) öğrenci profili gittikçe bozulmıya başlamış, okulu antep uşaqları deel de inekler ya da balleyci style öğrenciler doldurmıya başlamıştır.

gal

maddi olarak 4 yıl, manevi olarak 3-4 ay okuduğum sevgili lisem. anteplice bilimle ilk defa burda tanışmıştım*.
-saçægoaralıeı (saçak aralığı)
-onbing ængüsdürüm (10000 angstrom)

ezen

ia ezan.

-acı sabah ezeni ohunuyhan beni uyandır da düveni erken açmam gerek yaarin.

ermenistandaki antep

benim açtıım ve gereksiz bi konu olmasından dolayı zomulatma ihtiyacı hissetdeem başlık. zomulama listemden de yitik, yitmese gene aynısını yazardım**. ermenistandaki antep kökenli yanan ermenilerin gedip de orda ayntab dey şehir kurduklarını yazmıştım. hatta (gkbz: mitokondri)nin verdiği linki vermiştim entryde. hatta ve hatta sonrasında wikipediada gördööm aintab memorial ı, google'da resimlerde aratınca bi de baktımkına ora gaziantepsporumuzun rengi olan kırmızı siyah bi sözde soykırım anıtı diktiklerini görünce şok geçirdim: http://img227.imageshack.us/img227/9567/1411am7.jpg

sanhı genlerin 1/3'ü* öldü antep harbinde. bu ağder de yanma, yalançılık olmalı deel ağm.

zaballag

ia zeballah, iri yarı xxl insan

-aşşada ufag tefek minyon bi gız oturuydu ya, evlenmiş taman. herifini de görsen zaballağ kimi babayiğit bi herif. yanı herşeyin bi yahışığı var anam, düğünlerinde nişleygler ola? dans ederlerken elalem arkalarından nanca haneg edigdir kim bilir...

ha ha

ia devamlı, sürekli (bkz: dayim)

antepavradi1: selmanın oğlu nası şişmanleyg eyle kele. oğlanda boy da var satı, geçen gün gördüm zaballağ kimi olug oğlan.
antepavradi2: anam oğlan heç bi iş dutmeykına! bütün gün evde bilgisiyarın garşısında ha ha ötöberi yiy.

beki

ia belki.

-hanifiy areym areym gapsama alanı çıhıy. nere gedig bu herif habering var mı?
-he beki camıya gedigdir. imam bi dene makina getitdirmiş, telefon çekmey camıya girdeen kimi...

anteplinin yemek için yaptıkları

zaman: 70ler
yer: istanbul'da bi antepli öğrenci evi

günlerden bir gün gençler acıkırlar. canları da kuru fasulye vb. besinleri tüketmekten sıkılmıştır. antep style bir yimeg isterler. birinden fikir çıkar "la yoorum böön yoğurtlu patata bişirsek nası olur ola?" bunun üzerine istanbul şartlarında yoğurtlu patates pişirilir. ama bişey eksiktir. uşaqlar kazana bakıp bakıp yimeen şeklini şemalini yoğurtlu patatese benzetemezler. düşünürler ney eksik ney eksik ola dey... bi de bakarlarkına o misgilim yimeg haspirsiz galıg. gençlerden birisi "hele dışarı gediym bakıym haspir bulurum beki" diye dışarı çıkar. çıkış o çıkış. beklerler beklerler oğlan ortalıkda yoktur... 3 gün sonra kapı çalınır. genç dostumuz elinde haspirle dönmüştür. " temam şimdik yiyebilirik işte" diyerekten içeri girer. ötekiler de "yoorum arhadaş necoldun sen? yimeg mi galıg ortada. yidik getti eyle" derler. peki bu 3gün genç dostumuz napmıştır? istanbulda mısır çarşısını filan dolaşmıştır. fakat haspir bulamamıştır. ala yeri diyerekten otogara gitmiş ve antep otobosuna binip antebe gelmiştir. evine geldiğinde şuna benzer bir diyalog geçmiştir:

anne: beiyg! oğlum nerden çıktın kele ne dadlı ettin de geldin. hoşgeldin
genç: anne evde haspir var mı? yoğurtlu patatese gerek
anne: heye var da nedicin şimdi onu?
genç: hele acı bi iki çimdik ganevize go da ver. acelem var

oğlan istanbul otobüsüne biner, evlerine geder ve gururnan elinde haspiriyle kapıy çalar...*


zaman: 21. yüzyıl
yer: gene istanbul

bi gün bi antepli istanbuldadır. arkadaşlarına gerçek kebabı yidirime derdine düşmüştür. ama bi sorun vardır ki oldukça büyüktür: istanbulda adam akıllı et yoktur... antepli kişi antebe telefon açar kasabına et hazırlatır ve antepdeki bi tanıdığa haber verir: gasapda benim et var acı baa yolla onu heerif... et kasaptan alınır, oğuzeli havaalanına kadar garada yolculuk yapar et. uçağın kargosuna verilir. 4-5 saat sonra antepdeki tanıdığa yine bir telefon gelir. telefonda istanbuldaki antepli kişi teşekkür etmekte, kebaplarını afiyetle yimiş olmak suretiyle sevinmekte ve istanbullu arkadaşlarının karşısında haklı övünç sahibi olmaktadır. bu olayda ilginç olan ne peki? o et, hallik dnaları, küşleme parçalar nerdeyse ses hızına ulaşmıştır. işte antepoğlu bunu başarmıştır!

bunlar inanılması zor ama yimeg&antep ikilisi* sözkonusu olunca gerçekleşmiş olaylardır. bence birinci olaydaki kahramanımıza gaziantep valiliği, il kültür müdürlüğü vb. kurumlar tarafından antep yimeglerinin inkişafında ve yaşatılamsında sarf ettiği çabalardan dolayı plaket verilmeliydi...

antepin efsane delileri

memetcik ilkokulunun etrafında deli fatih dey bi uşaq dolanırdı. arka bahçede kediler boğazlardı. bi keresinde and okunurken çeşmenin üstüne çıkıp uşaqların kafasına işemiye çalışmıştı*

antepte 80lerde ve 90larda ilkokul öğrencisi olmak

+gol atan galle oynanırdı.
+pazartesi günleri beslenmeye akşamdan kalan kebabı getiren uşaqlar vardı*. ama yanı ben şahsen beslenmeye lahmacunla süs biberi götürdüğümü bilirim :)
+kavaklığa sahreye gedilirdi. kimi uşaqlar* allebenin serin sularına erişme girişiminin ardından öğretmenden dayak yime tehlikesi ile karşı karşıya kalırlardı.
+sınıfta doğumgünü yapılırdı
+potansiyel enerjinin temel yasasını ele alan taşa çıkmaca oynanırdı
+uçan silgilerle farkında olmadan eylemsizlik yasası test edilirdi. uçan silgi uçardı da, yere inmesinde problem olabiliyodu.

fiko

1-2 yıl önce hazır patates kullanmasıyla ve ekmeenin gayış kimi olmasıyla kalitesini düşüren ve bu yüzden müşteri kaybeden café-restaurant and foodservice. yankesici de insan aramızda yaşıyor yazısı şeklinde bir güvenlik sistemine sahiptir.

birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftari

antep kültürünün devamı adına üçüncü dördüncü ve hatta beşinci nesil* gazianteplilerin bilgilerini agdarabileceene şahit olduğum iftar yimee. yeen şennikli hanekler döndü.
(bkz: yahcek)
(bkz: birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftari diyaloglari)

antepteki kaldirim tipleri

fevzi cakmak bulvarindaki kaldirimlar: kare şeklinde bi taşın üstüne altıgen çizilmesiyle elde edilir. altıgenin köşelerinden, kareye en yakın olduğu kenara doğru çizgiler vardır. rengi genellikle sarımtraktır. sarımtrak taşların arasına dörtgen şeklinde mavi taşlar yerleştirilmiştir. yürürken bu mavi taşlara basmamaya özen gösteren takıntılı antepliler var***... antepde omer asim aksoy caddesi, milli egemenlik bulvari, universite bulvari...* gibi yerlerde de (hatta antebin çoğu caddesinde) kullanıldığı olmuştur. antepden başka sanırsam bi de marasta var bu kaldırımlardan. şöyle gösterilebilir: http://img229.imageshack.us/img229/5861/fevzicakmakni8.jpg


atatürk bulvarındaki kaldırımlar: ilginçtir ki bu taşlardan sadece atatürk bulvarında ve devamı olan ordu caddesinde; bi de atatürk bulvarına başkarakoldan bağlı inönü caddesinde vardır. bu kare taşların üzerine 4 dikdörtgen 2 de kare çizilmiştir. dikey eksende her 9 taştan sonra, dikey olarak 3 tane gri kare taşın yan yana dizilmesiyle, gri taşlardan oluşan enine bir yatay şerit elde edilmiştir. bi de yine gri taşlardan oluşan boyuna şerit vardır. normal boyuttaki bir atatürk bulvarı kaldırımında bu boyuna şeridin bir tarafında 4 diğer tarafında 5 kare taş olmalıdır.
bu kaldırımın üzerinde her antep kaldırımının vazgeçilmezi ağaçlar ve ağacın toprak kısmını sınırlıyan kare biçimde dizilmiş gri taşlar olmalıdır. ayrıca garaj girişlerinde yine antebin klasiklerinden mantar şeklindeki beyaz taşlardan bulunur (http://img211.imageshack.us/img211/8663/ataturkbulvgb1.jpg ) bir de eskiden kaldırımın en kenarında bulunan ışıkların 90ların başında sökülmesinden kalıntı siyah kare demir plakalar bulunmaktadır*. kaldırımlar, 1999 yılında elektrik hattının alttan geçirilmesi amacıyla sökülüp tekrar takılmıştır.

texture olarak üstten görünümü: http://img204.imageshack.us/img204/4264/ataturkbulvarivj3.jpg
genel tipi şöyledir: http://img442.imageshack.us/img442/6541/ataturkbulv2pj5.jpg

bunlar antebin karakteristik kaldırımlarıdır. bunların haricinde http://img410.imageshack.us/img410/3049/yenicarsidc4.jpg şeklinde yeniçarşı tipi kaldırımlar ve kırkayak parkına atatürk bulvarı-tipi kaldırımların sökülmesiyle döşenen http://img410.imageshack.us/img410/65/kirkayakyc7.jpg tipi kaldırımlar gözlenebilir.

yeri baalım
thesecaat galdırım engineering co. ltd.

yıllar sonra gelen edit: atatürk bulvarındağ galdırımlarıng gompilesini, fevzi çakmak bulvarındaanın yarısını söküp acer daş döşediler

islahiye

belediyesinin sitesinde;
"akdeniz bölgesinin dogu bölümünde yer alan islahiye, gaziantep-kahramanmaras-kilis-hatay-osmaniye illeri arasindadir. batisinda nur daglari, dogusunda kartal?kurt daglari uzanir. hatay- kahramanmaras fay hatti (kirik hatti) üzerinde bulunan ilçe 1. derecede deprem kusagi üzerinde bulunmaktadir." olarak tanımlanan gaziantep'in nizipten sonraki en büyük ilçesi.

dikkat edilirse "gaziantep .... illeri arasında" yazılmıştır. (ötekiler tamam da antep ne alaka? islahiye zaten antebin sınırları içinde) heralde ya il olmayı aşırı istiyolar ki zaten talepte bulunmuşlar, ya da antepli olarak tanımlanmayı sevmiyolar**

rumkale

esas adı rumkale kelimesinin kökeni olan hromgladır. merziman çayının fırata döküldüğü yerde bulunur. yapılan barajlarla (sanırım birecik barajından dolayı) su seviyesi nerdeyse rumkalesine kadar yükselmiştir. zira rumkalesi kanyon gibi bi tepede bulunur. karşısında eskiden insanların ev olarak kullandığı mağaralar bulunur. 2000 senesine kadar, su yükselmemişken, rumkalesinin aşağı tarafı (merziman çayının sonu) çok güzeldi. çay kenarındaki çimenlik alanlara envai türlü ağacın arasından giden patikalar vardı. şimdi ise hepsi sular altında. hatta bilmiyorum hala duruyo mu su altında kalan incir ağaçlarının, su yüzeyinde duran uç kısımlarını görebiliyodunuz...

baa

baa, saa (antepde)
banga, sanga (maraşda)
bee, see (nizipde)
bene, sene (birecikte)
biye, siye (urfada)

göt oynadan

göt oynadan

devamlı fikir değiştiren kişiler, göt oynadana benzetilir*

herif: selma böön ne bişiricin agşama?
avrat: bilmeymkine. gabaglama bişiriym mi? ama gabag yoktur evde. acı navar markete get de hemin gabag hemin de temetos balcan fılan al.
herif: la yoorum böön de büssürü işim var. neyse bi ara geder alırım. höggeşnen yollarım eve.
(herif markette)
avrat: alo. hanifi diya ben maltıhalı aş bişiricim. markete getmene lüzum galmadı.
herif: yoorum dorgu bişey söylesene arhadaş. göt oynadan kimi iş dutuyn. aha markete geldim onca işin arasında, beni neen oyaleyn sen?
  • /
  • 62
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1238

lahaplar

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

gaziantep'in girişine yazılması gereken söz

dolmuşların kaldırılması

" mehmet nuri paşaya kadar durmaz" haneeni bitiren, yangılmeysam geden sene edilen iş. trafee iræağtledeg dey dutuldu. dolmuşlar tarpadak yitti getti meram, aleyını halg otobosu ettiler. o otokar marha dolmuşlar necoldu, şöferleri nişledi ola?

(bkz: antep dolmuşları)
(bkz: dolmuş diyalogları)
(bkz: dolmuş yazıları)

sıhırcım vermek

+düveni areym da uşaglara sıhırcım veriym. gendi hallarına gorsan heç bi iş dutmazlar.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

omer asim aksoy un halfelere seslenisi

ömer asım aksoy'un, anteplice hakkında yazdığı en büyük eser olan gaziantep ağzı kitabının birinci cildinin giriş yazısını az önce okudum. resmen bizim yaşadıklarımızı yaşamış. ulaşım imkanlarının çoğalmasından, radyolardan ve gazetelerden dolayı bölge ağzılarının, gelişimlerinin duracağını hatta gittikçe yok olacağını taa o vakitlerde farketmiş. o da bizim gibi endişeye kapılmış. ömer asım aksoy'un 65 sene önce duyduğu bu endişeye ilaveten, televizyon, internet ve gendi gomplekslerini antep şivesine boyutlıyan insanları düşünürsek, başta mitokondri olmak üzere tüm eşkili ufak sözlük halfeleri olarak antep şivesini ölümden kurtardık (bkz: eskili ufak sozlukten once eskili ufak sozlukten sonra).

30lu ve 40lı yılların şartlarını ve yerel ağızlar konusunda tek bir eser bile yazılmadığını göz önünde bulundurursak, bizden çok daha ağır problemlerle karşılaşmış. o da bizim gibi notlar alırmış. hatta not almayı unuttuğu ya da almaya üşendiği zaman, aklına geleni bir süre sonra unuturmuş ve buna çok üzülürmüş.

bu yüce insan keşke şu an yaşasaydı da ellerinden öpseydik*. işte beni geleceğe dönüş gaziantep psikolojisine sokan, biz halfeler için büyük bir rehber niteliğindeki 14 temmuz 1945 tarihli yazısı:

"son yirmi beş sene içinde iki dünya harbi koptu. bütün cihanda büyük değişiklikler oldu. memleketimizde de arka arkaya bir çok devrimler başarıldı ve yepyeni bir hayat başladı. yolların, taşıtların çoğalması, yurdun her köşesini birbirine yaklaştırdı. türlü bölgeler halkı arasında münasebetler doğup gelişti. bir yerden başka yere gidenler, oraya kendi ağızlarından kelimeler, deyimler, dil özellikleri götürdüler. bu alış veriş, yüzyıllarca kendi özelliğini saklamış olan bir bölge ağzına, başka ağız özelliklerinin de katılıp karışmasına yol açtı. bundan başka yazıda yaptığımız devrimle, sayıları çok artan okullarla, baskıları ve çeşitleri fazlalaşan kitap ve gazetelerle, bütün yurdu kaplıyan radyo yayını ile, genel dil geniş ölçüde yurdun her köşesine girdi. işte bu sebeplerden dolayı bölgelerin ağızlarında eski nitelikler kaybolmaya başladı.

bu özellikler unutulmaktan kurtarılmalı ve incelenmelidir
hızı ve genişliği daha ziyade büyük şehir ve kasabalarda ve aydınlar arasında açık surette görülen "bölge ağızlarını bırakıp, onun yerine genel dili kullanmak meyil ve hevesi" önüne geçilemeyecek bir olaydır. ve esasen genel dilin böylece yayılmasında fayda vardır. çünkü her bölge halkının kendi ağızlarıyla konuşmaya devam etmeleri, genel dilin gelişimini yavaşlatır. o halde bölge ağızlarının zararına olmakla beraber, bu akışın önüne geçmek doğru değildir. fakat bu, ağız özelliklerinin büsbütün unutulmasını istemek anlamına gelmez. ortadan çekilmekte olan bu özelliklerin vakit geçirilmeksizin incelenmesi, zaptedilmesi de gerektir*. vakit geçirilmeksizin kaydı önemlidir: dilde değişme ve gelişme her zaman olagelen bir hal ise de zamanımızdaki değişmeler -yukarıda da söylediğimiz gibi- başka devirlerinki ile ölçüştürülemiyecek derecede çabuk ve geniş olmaktadır. biz yaşta bulunanlar, kendi bölgelerinin bu dil gelişmelerinden önceki ağızlarını iyi bilirler. fakat bizden sonra yetişenler, bunların büyük bir kısmını bilemiyorlar. daha sonra gelecek olanların o ağızlar hakkındaki bilgileri daha az olacaktır. bu sebepledir ki büyük bir dönüm devresi yaşamakta olan bizim nesil için, her bölge ağzını ayrı ayrı inceleyip saptamak büyük bir ödevdir. yoksa bulnar gittikçe biraz daha geçmişin karanlıklarına gömülecekler, unutulacaklar, kaybolacaklardır. benim babaannemden işiterek öğrendiğim bir çok kelimeler, deyimler, dil özellikleri vardır ki bunları kendi bölgemizde bilenler veya kullananlar daha şimdiden kalmamıştır. çocukluğumuzda biz annemize ana, ağabeyimize ağa derdik. bugünkü gaziantep çocuklarının ağzında "ana, ağa" kelimeleri hemen hiç yoktur. hepsi de "anne, ağabey" diyorlar*

bir ağzı incelemek için (biz halfelere hitap ediyor)
bir bölge ağzını etraflı şekilde incelemek kolay bir iş değildir. hele bu konu üzerinde daha önce uğraşılmamış bulunması, güçlüğü bir kat daha artmaktadır. bunu yapacak kimsenin, o bölgede doğup büyümüş, yahut orada uzun zaman kalmış olması ve esaslı bir dil bilgisi bulunması şarttır. fakat bu kadarı yetmez. araştırıcı*, "dikkatli, keskin görüşlü olmalı" ve bu iş üzerinde uzun zaman sabırla, azimle çalışmalıdır. bir bölgede yetişmenin oradaki ağzı incelemk için gerekli olduğu söz götürmez. şu kadar ki bunun bir de mahzuru vardır: araştırıcı, etrafında konuşulan sözlere yabancı olmadığından bir takım özellikler onun dikkatini çekmeden geçebilir (bkz: anarya gitmek). işte buna meydan vermemek, bütün özellikleri görebilmek ve kaçırmamak lazımdır. bu, "dikkat" ve "görmeye alışmak" meselesidir. "uzun zaman çalışmak" şartına gelince: insan bildiği ağzın bütün özelliklerini düşünmekle hatırlayamaz. bunun için baştan başa süzülmek ister. halbuki bir ağız, bir kitap gibi açılıp ilk satırından son satırın a kadar gözden geçirilebilen, bir kısmı bugün alt tarafı yarın, öbür gün incelenebilen ve filan yerde sona ereceği belli olan bir varlık değildir özelliklerini bir bir, sırasıyla önümüze dökmez. bunlar biz istediğimiz vakit değil, rasgele*** ortaya çıkarlar. onları daima konuşmalara dikkat ederek biz yakalıyacağız.

ilk zamanlarda sık sık notlar alırız. fakat gitgide not edilecek yeni şeyler bulmak güçleşir (bkz: #18629)(bkz: sözlükteki kesatlık)(bkz: halfelerin sözlükte aktif olmama sebepleri). çünkü yeni dinlediğimiz konuşmalarda, önce zaptettiğimiz bir çok kelimeler, özellikler tekrarlanır durur. bununla beraber, daha az nisbette yeni maddeler de çıkar. böylece seneler geçer. amma bütün dikkatimize rağmen işin arkası bir türlü alınamaz. sebebi şudur ki konuşulan ağzın eksiksiz olarak dikkat süzgecimizden geçmesi için gereken vakit, bizim ömrümüzden çok uzundur(bkz: #600) (bkz: #28786).

bu açıklamalardan anlaşılır ki, işini iyi yapmak istiyen araştırıcı, derleme ve incelemeye başladıktan sonra, o ağzı konuşanlar arasında yıllarca çalışma ve bu uzun zaman boyunca gayet dikkatli ve uyanık bulunmak zorundadır. bir taraftan kendi bildiklerini, hatırladıklarını kaydedecek, bir taraftan etrafındaki konuşmaları inceleyici kulağıyla dinliyerek devamlı surette notlar alacaktır. aklına gelenleri ve işittiklerini hemen zaptedemez, belleğine güvenerek not etmeyi sonraya bırakırsa onları kaçırmış olur, bir daha kolay kolay hatırlayamaz*. başımdan çok geçmiştir: bazen yolda giderken aklıma, not edilmesi gereken bir dil özelliği gelir. o anda durup cebimden defterimi çıkararak yazmaz da bu işi ilk oturacağım yerde yapmak istersem, yazılacak şeyi unuturum.

gece yatağıma girdiğim yahut uykum kaçtığı zaman da hatrıma gelen şeyler olur. bazı vakit yataktan kalkar, bir tarafa yazarım. bazı vakit de kalkmaya üşendiğimden unutmıyarak ertesi günü yazmak maksadiyle bir kaç defa kendi kendime hatırlatırım. fakat ertesi gün çoğunu hatırlayamam. bunlardan aldığım ders şu olmuştur ki akla gelen bir şey, hiç vakit geçirilmeden tesbit edilmelidir. hatta yataktan kalkmak lazım gelse bile...

kaçırılan maddeleri bir daha hatırlayabilmek veya işitebilmek için belki de senelerin geçmesi gerekir. çünkü her gün ağızda dolaşan dil unsurları bulunduğu gibi, insanın ancak üç, beş, on, yirmi yılda bir defa karşılaşacağı unsurlar da vardır. bu sebeple kısa bir zamanda toplanmış olan dil varklıkları her halde eksik olur.

bu kitabın*, her özel kelimesi veya başka dil unsuru üzerine günlerin, haftaların, ayların sabrı, dikkati ve emeği harcanmıştır. fakat, az önce dediğim gibi, bir şahsın ömrü, tam bir incelemeye yetmez. onun başka emeklerle tamamlanması lazım gelir (bkz: eşkili ufak sözlük) (bkz: #27)(bkz: #201) "

yahçek

yeen datlı bi ekip çalışması oldu. prototifi 2.5 sene önce çıhıgdı. aklıma taa birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftarinda ellaam'ın, yahçek gullanmadan evel yah çekerken öksüren adam doğaçlaması geliy. video yirmiyedi'nin "pejo, pejo. pejo eyi esas. yog ganuni de eyi de..." demesiynen başley amma ben orda bitiym. hele maamethalfe'nin "dışarılı belliyollardı" şeklinde demeç vermesi mükemmel yav. sicanhasaninpompasi'nın düğünlerde en önde gendinin gaçdıı hakiyesi, insanın gözünün önüne resmen düğünün ilk 10. saniyesinde gaça gaça piste çıhıp, oralıgdaa 5-6 adamı aniden yahçektirmeye çalışan birisini getirmekte. her dæggasını bilmemgaç dæafa seyredigdim. yazıları, gonuşmaları* gaç kez deeştim, cızdım bilmeym. ama sırf şu "pejo pejo. pejo eyi esas..."ı duyuym dey, rafik'in durduk yerde "arhædaşlar hele bi yæh çekek yav" deyp herkeşin zombi kimi birden yah çekmeye başlamasını görüym dey baştan baştan seyrediym gene.

(bkz: eşkili ufak fikir sanat)

eşkiliufaksözlük

tarihsel süreçte yazıya geçirilmemesine rağmen, yüzyıllardır kuşaktan kuşağa sözlü biçimde aktarılarak bugünlere değin ulaşmayı başaran "anadolu ağızları", on yıllardır, gerek konuşucuları gerekse toplumun geneli tarafından bir kusurmuş gibi algılanmakta, salt bir eğlence aracı olarak görülerek yıpratılmakta ve ister istemez yok edilmektedir. oysa ki, küreselleşmenin alıp başını gittiği çağımızda, türkçemizin yabancı dillere karşı koruyuculuğunu gizlice üstlenmiştir anadolu ağızları; osmanlı zamanında arapça'nın ve farsça'nın baskısı altında ezilen türkçe'ye benliğini tekrar kazandırması gibi... ağızların, yazıya aktarılmaması bir yana, ancak ilgili yörenin insanları tarafından konuşulduğu unutulmamalıdır; ki onlar da vazgeçerlerse, o ağız ölmeye mahkum bırakılacaktır. işte tam bu noktada, gaziantep ağzı'nın, namı diğer anteplice'nin, ne kadar şanslı olduğunu görebiliriz. interaktif bir sözlüğe sahip olan ve buna bağlı olarak sanal ortamda oldukça etkin kullanılan tek anadolu ağzı, anteplice'dir. önceleri internet ortamında, diğer ağızlar gibi iki-üç kelime ile barınabilen ve ancak pek az kişinin özel mesajlaşmalarında kendisini gösterebilen anteplice, 2007 ekim'inde, tam da "antep uşakları"nın gaziantep'in gittikçe kozmopolitleşmesinden ve antep kültürünün yok olacağını düşünmelerinden bunalığı bir dönemde, tamamen antep kültürüne odaklanmış eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıyla sanal ortamda yaşam şansına sahip oldu. anteplice'nin 21. yüzyıla uyarlanması ve yazıya aktarımı gibi konularda zamanla uzmanlaşan sözlük yazarları tarafından daha önce örneğine rastlanmamış büyük bir interaktif bilgi kaynağı haline getirildi, sözlük kurucusu mitokondri tarafından fitili ateşlenen bu antep furyası. bugün, antep kültürü ve anteplice, eşkili ufak kadrosunun uğraşlarıyla sosyal platformlarda yahut multimedya sitelerinde ağırlığını hissettirir oldu; dışarılıların zihinlerindeki yanlış gaziantep imajının üstesinden gelinmesi de cabası. artık "eletmek" sözcüğünün varlığı-yokluğu değil "acı navar beni neptün'e elet" hikayesi; "pafsımak" kelimesinin kabalığı-kibarlığı değil "yuha adamlar pafsıyg et kimidirler. gender mæarif'deyhan gohularını taa garadaş'ıng oralıgdan alabilirseéz" antebistik aforizması tartışılıyor. peki buna benzer bir oluşum neden diğer yörelerde değil de gaziantep'te gerçekleşti? çünkü olaylara farklı açılardan bakabilmek ve genellemelerden bağımsız olarak düşünebilmek gazianteplinin genetik bir özelliğidir; bunun kanıtı da, bir ağza perspektiften bakarak çağa ayak uydurabileceğini kanıtlayan eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıdır.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

kel ferit

antep lisesi'nde müzik öğretmenliği yapmıştır. kimileri bu adamı antepden müzisyen çıkmamasının sorumlusu olarak görmektedir*

düman

düman

ia duman:
-hele şoo gapıyy ört, içeri bütün düman olug
ya da
-amaan! hele herifin suratına..! çıırmadan ayın bayın olug. düman mıydı neydi bunnarın adı?

anteplice tabu kartlari

kelime: carıs

aşşadaa hanegleri söylemeli deelsin:
-malamat
-nalet
-irezil
-elalem

gaziantep

dünyanın en bahtsız şehri
Henüz takip ettiği biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort