thesecaat

Durum: 1238 - 0 - 0 - 0 - 14.03.2016 08:22

Puan: 11363 -

18 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Admin.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 62

kendi içinde farklılık yaşayan anteplice kelimeler

dey==deyn (diye)
kimi==kimin (gibi)
taman==tama (*)
get heerif==get yheerif (*)
aader==gader (kadar)

ve bazı köylerde e'nin tamamen i'ye dönüşmesinden dolayı:
getmey==gitmiy (gitmiyor)
dey==diy (diyor) [de(mek) + (-yor) = deyor ->ünlü daralması->diyor] | [de(meg) + (-y) = dey***-->daralma-->diy*]
bilmey==bilmiy (bilmiyor)

#14973

sözlükteki ilginç halfe isimleri

kibar gonusmaya calisan antep avratlari

-osman efendi pazara gidiyosan acık ne var bize de 1 kilo domates alır mısın

anteplinin daha çok kullandığı kelimeler

bu kelimeler anteplice olmıyıp normal türkçede de bulunan kelimelerdir. ama normal türkçede bunlara eşdeğer başka kelimeler kullanılır günlük hayatta genellikle...

antepde fazla kullanılan (antepde fazla kullanılmıyan) şeklinde:

met etmek (önermek): eskiliufaksozluk'ü yeen met ediyler
verev (çapraz): gıble şeyle verev bizim evde
imtaan (sınav)
talebe (öğrenci)
sermek (asmak)
bükmek (katlamak)
bitişikdeki (yandaki): bitişikdeki düvenin işi gırıg mı ney

antepte swat ekibi olsa

csi gaziantep

antepde taaf cinayetleri araştıran birim. csi new york, csi miami oluy da csi gaziantep neen olmey yanı?
şimdik şöyle olsa. halliqless bi dünyada, satanist bi antepli oğlan dutup da herifin tekini kesse, etiynen balcan kebabı yapsa, heyir sabi oluym dey gonsulara da dağıtsa.. sonra gonşunun teki de "la yoorum bu eşşeq eti mi ney" diye şüphelense, oğlana gedip "ağm eting hımsıyg zaar" dese. oğlan da "ala yeri şüpeleniyler benden" diyip kaçsa. sonra csi gaziantep gelse " hokkes aç gapıy içeriy areycık" dey eve gelse... işte o zaman csi gaziantep şöyle yapmalıdır. evin tuvaletinden oğlanın bok örnekleri alınmalıdır. ** kesilen herifin, oğlanın bohundahı dna örnekleri saptanmalıdır. böylece oğlanın kimi kesip yidii belirlenir.

yanı burdan antebe de bi csi gerek onu angamalıyg.

(bkz: ala yeri piplending. mahgemiye gedenece gonuşmalı deelsing)

antep hayat universitesi

2. sınıf 1. yarıyıl
biber salçasına giriş(bsg205)
bu ders biber salçası yapımını teorik ve pratik olarak işlemektedir.
1. antakya ve antep biberi arasındaki farklar; şeker biber-acı biber
2. biber kurutma teknikleri
3. salçanın yapılma zamanı, fukara yazı
4. ön makine bilgisi, duvarlarda biber cekilir yazmadığında yapılması gerekenler
5. yön bilgisi
5a)tepsi polarizasyonu, yatay ve düşey tepsi konumu
5b)kıble bazlı yön tespiti, batıya bakan balkonlarda salçanın suyunu çekmesinin sağlanması
5c) verev konumlarda su çekme yöntemleri
6. salça beyazlaşırsa gereksiz hanek ve sözlerden korunma teknikleri
7. salça karıştırmada dünyanın günlük hareketinin etkileri
8. metoroloji bilgisi, yağmurda salçayı içeri kaçırmanın fiziksel olarak incelenmesi

mambo

php tabanlı hazır web portalıdır.peki bunun anteple ilgisi nedir? bazı antebistik sitelerin mamboyu kullanması olabilir*...

loreena mckennitt in barak havasi okumasi

arap işi müzüü yeen seven ve bunu celt tipi müzikle birleştirmek gibi bi yetenee olan loreena mckennittin albüm kapağında fıstık ağaçlarının belirmesiyle gerçekleşebilicek olası* durum. bu durumda keman yerine zurna, dabuka yerine davul olması gerekir ve şarkı isimleri şöyle olmalıdır:

seed of fıstıkagaci
the man from azez
god king elbeylioğlu
dancing ezogelin
the mystic's avrat

sozlukte ara ara olan baglanti problemi

site türk hostundan gavur hostuna taşınırsa çözülebiliceeni düşündüüm sorun...

anteplinin incelmesi

türkiyedeki şive ve ağızların türk kültüründeki kibarlık normlarını belirlemesinde şöyle bi sıralama mevcuttur:

1- istanbul ağzı
2- denizli-aydın-muğla ağzı
3- karadeniz şivesi
4- konya-kayseri-sivas ağızları
5- azeri ağzı
6- anteplice ve (malesef) güneydoğu ağızları

türk milletine göre 1'den 6ya doğru gidildikçe krolaşma derecesi artmaktadır; 6'da tavan yapmaktadır. antebin bulunduğu konum ve türk insanın 2-3 şey duyup milyon tane yorum yapması durumları birleşince, olan antepliye olmaktadır. sırf konuştuğu şiveden dolayı kro damgası yemektedir, genellemelere kurban gitmektedir...

bu durum anteplice öl(dürül)ene kadar devam edecektir ki bu da bütün antepliler 6. basamaktan 1. basamağa level atladığında gerçekleşecektir. işte bu cinayete kibarlaşma denmektedir. şu an ise bir geçiş sürecindeyiz. istanbul ağzı-anteplice karması bir konuşma tarzı alışılagelmişin dışında olduğundan insanlara komik gelmektedir. türkçe'nin, türkçelikten en fazla uzaklaşmış ağzı olan istanbul ağzını konuşmıya çalışan antepli elbetteki zorluk çekecektir.

yani uzun lafın kısası bizim şivemize benziyen şiveleri konuşanlar* çoğunlukla hırt-hödük takımından olduğundan; anteplinin istanbul ağzı konuşmaya çalışarak, onlar gibi olmadığını işitsel olarak dışarıya aktarma çabalarına kibarlaşma denmektedir.

insanı en çok üzen ise antebin eskiden çok aydın bir şehir olmasına karşın 20 yıl içinde kültürel bakımdan 100 sene gerilemesi sonucunda dışarılıların antepliler hakkındaki düşüncelerinin gerçeğe dönüşmesi...

(bkz: anteplinin asagilik kompleksi)

oguzeli

sehitkamil ve sahinbeyden sonra gaziantep büyükşehir belediyesi kapsamında yer alan 3. ilçedir. bu konu oğuzeli belediyesinin sitesinde şöyle dile getirilmiştir:

10.07.2004 tarihin de resmi gazetede yayınlanan 5216 sayılı kanunla ilçemiz gaziantep ilinin şahinbey ve şehitkâmil den sonra üçüncü merkez ilçesi oldu.
merkez ilçe olmak belediyemizin bilgisi veya önerisi değil yüce tbmm'nin bir takdiridir.

adamo kemal

2007'nin mayıs ayında kalp krizine yenik düşen insan

1965-1970'li yıllarda dünyada adamo fırtınası eserken*, bundan etkilenen adamo kemal, saçlarını ünlü sanatçı gibi uzatmış ve siyah örümcekler olarak bilinen orkestra'da estrüman çalmıştı

yazicikli tatlici memik usta

aldığım duyumlara* göre bi alfa romeonun çarptığı tatlıcı. zere şu ara sokakta kimse yeriseneez demey, çünkü herif gendi yeriyemey maasim kısa bir süre için...

birinin antepli olduğu nasıl anlaşılır

x camii yerine x camisi demesinden
konuşmasındaki vurgularından, aksanından
dışarı memleketlerde her yemeği eleştirmesinden
her konuda eksper olmasından

bişirici kasteli

sehrekustude aga camisinin karşısındaki sokağın altındadır. antebin yeraltının tomb raidercılık* oynamıya ne kadar elverişli olduğunun göstergesidir. ama bişirici kastelinin zamanında mescit olarak yapıldığı sanılıyor. antep harbinde sığınak olarak kullanılmıştır. ayrıca tuvalet olarak da kullanmışlığı vardır. bu nedenle heralde moleküler bi değişim sözkonusudur ki bugün içinde balıklar yüzmektedir**. ama yanı haygaten o serinlik, su sesleri adamı hayretler içinde bırakıyo. antebin altının mağaraların, nehirlerin olduğu bambaşka bir dünya olduğunun farkına varıyosunuz*.

recim dudmak

antebi fransızlardan kurtaramasaydık neler olurdu

-antepdeki fransız ordusu, halkı oturduğu yeri fransıza karşı savunmak yerine dağlara kaçmayı tercih eden adana ve osmaniye'ye kadar ilerlerdi ki bu da oralarda hazırda bulunan fransızların gücüne güç katardı. hatta türk ordusunun batıda yunanla uğraşmasını fırsat bilip, kuzeye ilerleyip, ankarayı bile işgal ederdi. sonuçta türkiye diye bir devlet olmıyabilirdi**
-antebi ya suriyeye bağlarlardı ya da burda amerika-fransa kuklası bi ermeni devleti kurarlardı.
-şehrin nerdeyse yarısı ermeni olurdu. dürümçü grigor, kahkeci artin, galeyçi hagop gibi insanlar ortalıkda cirit atardı. eski sanaatkar ve tüccar ermenilerin eli fransızların desteğiyle daha da kuvvetlenir, bugünün fabrikatörleri, ihracatçıları ermeni olurdu. bizi emirleri altında çalıştırırlardı.

antepteki disarili universite ogrencileri

sanhı baa parisden geliyler kimi sozluklerinde paso antebi garıyan yazılar yazan gompileksli insanlar. geldikler baktılarkına antep bösböyük, sanayisi uçmuş, güzel bi memleket; işte o zaman geldikleri yeri yüceltmiye antebe bok atıylar. hele hele bunların antep yimeglerini beğenmiyenler var ya... gözööz kör olmıya türkiyede heç bi memleket yimegde anteple yenişemez. işte bu yüzden türkiyede hatta dünyada kimsenin antep yemeklerini beğenmeme gibi bi lüksü yoktur.

beni yeen secaatlendiren hanegleriyse şu oldu:

"anlam veremedigim bi agızdır bu agız. nasıl olurda bu kadar farklı olur anlamıyorum. acaba agızlarında et varkenmi konuşuyorlardı onceden, cocuklarda yetişirken bunlarımı kaptı... garip dogrusu..."

*

işallah şeyle başga bi boyuta ışınlanın da ordahı türkiyenin resmi dili de anteplice olur. o zaman seni geyce gonuşuyn dey başaa keperler...

gazeteniz olsaydi antep fener macina nasil bir baslik atardiniz

  • /
  • 62
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1238

lahaplar

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

gaziantep'in girişine yazılması gereken söz

dolmuşların kaldırılması

" mehmet nuri paşaya kadar durmaz" haneeni bitiren, yangılmeysam geden sene edilen iş. trafee iræağtledeg dey dutuldu. dolmuşlar tarpadak yitti getti meram, aleyını halg otobosu ettiler. o otokar marha dolmuşlar necoldu, şöferleri nişledi ola?

(bkz: antep dolmuşları)
(bkz: dolmuş diyalogları)
(bkz: dolmuş yazıları)

sıhırcım vermek

+düveni areym da uşaglara sıhırcım veriym. gendi hallarına gorsan heç bi iş dutmazlar.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

omer asim aksoy un halfelere seslenisi

ömer asım aksoy'un, anteplice hakkında yazdığı en büyük eser olan gaziantep ağzı kitabının birinci cildinin giriş yazısını az önce okudum. resmen bizim yaşadıklarımızı yaşamış. ulaşım imkanlarının çoğalmasından, radyolardan ve gazetelerden dolayı bölge ağzılarının, gelişimlerinin duracağını hatta gittikçe yok olacağını taa o vakitlerde farketmiş. o da bizim gibi endişeye kapılmış. ömer asım aksoy'un 65 sene önce duyduğu bu endişeye ilaveten, televizyon, internet ve gendi gomplekslerini antep şivesine boyutlıyan insanları düşünürsek, başta mitokondri olmak üzere tüm eşkili ufak sözlük halfeleri olarak antep şivesini ölümden kurtardık (bkz: eskili ufak sozlukten once eskili ufak sozlukten sonra).

30lu ve 40lı yılların şartlarını ve yerel ağızlar konusunda tek bir eser bile yazılmadığını göz önünde bulundurursak, bizden çok daha ağır problemlerle karşılaşmış. o da bizim gibi notlar alırmış. hatta not almayı unuttuğu ya da almaya üşendiği zaman, aklına geleni bir süre sonra unuturmuş ve buna çok üzülürmüş.

bu yüce insan keşke şu an yaşasaydı da ellerinden öpseydik*. işte beni geleceğe dönüş gaziantep psikolojisine sokan, biz halfeler için büyük bir rehber niteliğindeki 14 temmuz 1945 tarihli yazısı:

"son yirmi beş sene içinde iki dünya harbi koptu. bütün cihanda büyük değişiklikler oldu. memleketimizde de arka arkaya bir çok devrimler başarıldı ve yepyeni bir hayat başladı. yolların, taşıtların çoğalması, yurdun her köşesini birbirine yaklaştırdı. türlü bölgeler halkı arasında münasebetler doğup gelişti. bir yerden başka yere gidenler, oraya kendi ağızlarından kelimeler, deyimler, dil özellikleri götürdüler. bu alış veriş, yüzyıllarca kendi özelliğini saklamış olan bir bölge ağzına, başka ağız özelliklerinin de katılıp karışmasına yol açtı. bundan başka yazıda yaptığımız devrimle, sayıları çok artan okullarla, baskıları ve çeşitleri fazlalaşan kitap ve gazetelerle, bütün yurdu kaplıyan radyo yayını ile, genel dil geniş ölçüde yurdun her köşesine girdi. işte bu sebeplerden dolayı bölgelerin ağızlarında eski nitelikler kaybolmaya başladı.

bu özellikler unutulmaktan kurtarılmalı ve incelenmelidir
hızı ve genişliği daha ziyade büyük şehir ve kasabalarda ve aydınlar arasında açık surette görülen "bölge ağızlarını bırakıp, onun yerine genel dili kullanmak meyil ve hevesi" önüne geçilemeyecek bir olaydır. ve esasen genel dilin böylece yayılmasında fayda vardır. çünkü her bölge halkının kendi ağızlarıyla konuşmaya devam etmeleri, genel dilin gelişimini yavaşlatır. o halde bölge ağızlarının zararına olmakla beraber, bu akışın önüne geçmek doğru değildir. fakat bu, ağız özelliklerinin büsbütün unutulmasını istemek anlamına gelmez. ortadan çekilmekte olan bu özelliklerin vakit geçirilmeksizin incelenmesi, zaptedilmesi de gerektir*. vakit geçirilmeksizin kaydı önemlidir: dilde değişme ve gelişme her zaman olagelen bir hal ise de zamanımızdaki değişmeler -yukarıda da söylediğimiz gibi- başka devirlerinki ile ölçüştürülemiyecek derecede çabuk ve geniş olmaktadır. biz yaşta bulunanlar, kendi bölgelerinin bu dil gelişmelerinden önceki ağızlarını iyi bilirler. fakat bizden sonra yetişenler, bunların büyük bir kısmını bilemiyorlar. daha sonra gelecek olanların o ağızlar hakkındaki bilgileri daha az olacaktır. bu sebepledir ki büyük bir dönüm devresi yaşamakta olan bizim nesil için, her bölge ağzını ayrı ayrı inceleyip saptamak büyük bir ödevdir. yoksa bulnar gittikçe biraz daha geçmişin karanlıklarına gömülecekler, unutulacaklar, kaybolacaklardır. benim babaannemden işiterek öğrendiğim bir çok kelimeler, deyimler, dil özellikleri vardır ki bunları kendi bölgemizde bilenler veya kullananlar daha şimdiden kalmamıştır. çocukluğumuzda biz annemize ana, ağabeyimize ağa derdik. bugünkü gaziantep çocuklarının ağzında "ana, ağa" kelimeleri hemen hiç yoktur. hepsi de "anne, ağabey" diyorlar*

bir ağzı incelemek için (biz halfelere hitap ediyor)
bir bölge ağzını etraflı şekilde incelemek kolay bir iş değildir. hele bu konu üzerinde daha önce uğraşılmamış bulunması, güçlüğü bir kat daha artmaktadır. bunu yapacak kimsenin, o bölgede doğup büyümüş, yahut orada uzun zaman kalmış olması ve esaslı bir dil bilgisi bulunması şarttır. fakat bu kadarı yetmez. araştırıcı*, "dikkatli, keskin görüşlü olmalı" ve bu iş üzerinde uzun zaman sabırla, azimle çalışmalıdır. bir bölgede yetişmenin oradaki ağzı incelemk için gerekli olduğu söz götürmez. şu kadar ki bunun bir de mahzuru vardır: araştırıcı, etrafında konuşulan sözlere yabancı olmadığından bir takım özellikler onun dikkatini çekmeden geçebilir (bkz: anarya gitmek). işte buna meydan vermemek, bütün özellikleri görebilmek ve kaçırmamak lazımdır. bu, "dikkat" ve "görmeye alışmak" meselesidir. "uzun zaman çalışmak" şartına gelince: insan bildiği ağzın bütün özelliklerini düşünmekle hatırlayamaz. bunun için baştan başa süzülmek ister. halbuki bir ağız, bir kitap gibi açılıp ilk satırından son satırın a kadar gözden geçirilebilen, bir kısmı bugün alt tarafı yarın, öbür gün incelenebilen ve filan yerde sona ereceği belli olan bir varlık değildir özelliklerini bir bir, sırasıyla önümüze dökmez. bunlar biz istediğimiz vakit değil, rasgele*** ortaya çıkarlar. onları daima konuşmalara dikkat ederek biz yakalıyacağız.

ilk zamanlarda sık sık notlar alırız. fakat gitgide not edilecek yeni şeyler bulmak güçleşir (bkz: #18629)(bkz: sözlükteki kesatlık)(bkz: halfelerin sözlükte aktif olmama sebepleri). çünkü yeni dinlediğimiz konuşmalarda, önce zaptettiğimiz bir çok kelimeler, özellikler tekrarlanır durur. bununla beraber, daha az nisbette yeni maddeler de çıkar. böylece seneler geçer. amma bütün dikkatimize rağmen işin arkası bir türlü alınamaz. sebebi şudur ki konuşulan ağzın eksiksiz olarak dikkat süzgecimizden geçmesi için gereken vakit, bizim ömrümüzden çok uzundur(bkz: #600) (bkz: #28786).

bu açıklamalardan anlaşılır ki, işini iyi yapmak istiyen araştırıcı, derleme ve incelemeye başladıktan sonra, o ağzı konuşanlar arasında yıllarca çalışma ve bu uzun zaman boyunca gayet dikkatli ve uyanık bulunmak zorundadır. bir taraftan kendi bildiklerini, hatırladıklarını kaydedecek, bir taraftan etrafındaki konuşmaları inceleyici kulağıyla dinliyerek devamlı surette notlar alacaktır. aklına gelenleri ve işittiklerini hemen zaptedemez, belleğine güvenerek not etmeyi sonraya bırakırsa onları kaçırmış olur, bir daha kolay kolay hatırlayamaz*. başımdan çok geçmiştir: bazen yolda giderken aklıma, not edilmesi gereken bir dil özelliği gelir. o anda durup cebimden defterimi çıkararak yazmaz da bu işi ilk oturacağım yerde yapmak istersem, yazılacak şeyi unuturum.

gece yatağıma girdiğim yahut uykum kaçtığı zaman da hatrıma gelen şeyler olur. bazı vakit yataktan kalkar, bir tarafa yazarım. bazı vakit de kalkmaya üşendiğimden unutmıyarak ertesi günü yazmak maksadiyle bir kaç defa kendi kendime hatırlatırım. fakat ertesi gün çoğunu hatırlayamam. bunlardan aldığım ders şu olmuştur ki akla gelen bir şey, hiç vakit geçirilmeden tesbit edilmelidir. hatta yataktan kalkmak lazım gelse bile...

kaçırılan maddeleri bir daha hatırlayabilmek veya işitebilmek için belki de senelerin geçmesi gerekir. çünkü her gün ağızda dolaşan dil unsurları bulunduğu gibi, insanın ancak üç, beş, on, yirmi yılda bir defa karşılaşacağı unsurlar da vardır. bu sebeple kısa bir zamanda toplanmış olan dil varklıkları her halde eksik olur.

bu kitabın*, her özel kelimesi veya başka dil unsuru üzerine günlerin, haftaların, ayların sabrı, dikkati ve emeği harcanmıştır. fakat, az önce dediğim gibi, bir şahsın ömrü, tam bir incelemeye yetmez. onun başka emeklerle tamamlanması lazım gelir (bkz: eşkili ufak sözlük) (bkz: #27)(bkz: #201) "

yahçek

yeen datlı bi ekip çalışması oldu. prototifi 2.5 sene önce çıhıgdı. aklıma taa birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftarinda ellaam'ın, yahçek gullanmadan evel yah çekerken öksüren adam doğaçlaması geliy. video yirmiyedi'nin "pejo, pejo. pejo eyi esas. yog ganuni de eyi de..." demesiynen başley amma ben orda bitiym. hele maamethalfe'nin "dışarılı belliyollardı" şeklinde demeç vermesi mükemmel yav. sicanhasaninpompasi'nın düğünlerde en önde gendinin gaçdıı hakiyesi, insanın gözünün önüne resmen düğünün ilk 10. saniyesinde gaça gaça piste çıhıp, oralıgdaa 5-6 adamı aniden yahçektirmeye çalışan birisini getirmekte. her dæggasını bilmemgaç dæafa seyredigdim. yazıları, gonuşmaları* gaç kez deeştim, cızdım bilmeym. ama sırf şu "pejo pejo. pejo eyi esas..."ı duyuym dey, rafik'in durduk yerde "arhædaşlar hele bi yæh çekek yav" deyp herkeşin zombi kimi birden yah çekmeye başlamasını görüym dey baştan baştan seyrediym gene.

(bkz: eşkili ufak fikir sanat)

eşkiliufaksözlük

tarihsel süreçte yazıya geçirilmemesine rağmen, yüzyıllardır kuşaktan kuşağa sözlü biçimde aktarılarak bugünlere değin ulaşmayı başaran "anadolu ağızları", on yıllardır, gerek konuşucuları gerekse toplumun geneli tarafından bir kusurmuş gibi algılanmakta, salt bir eğlence aracı olarak görülerek yıpratılmakta ve ister istemez yok edilmektedir. oysa ki, küreselleşmenin alıp başını gittiği çağımızda, türkçemizin yabancı dillere karşı koruyuculuğunu gizlice üstlenmiştir anadolu ağızları; osmanlı zamanında arapça'nın ve farsça'nın baskısı altında ezilen türkçe'ye benliğini tekrar kazandırması gibi... ağızların, yazıya aktarılmaması bir yana, ancak ilgili yörenin insanları tarafından konuşulduğu unutulmamalıdır; ki onlar da vazgeçerlerse, o ağız ölmeye mahkum bırakılacaktır. işte tam bu noktada, gaziantep ağzı'nın, namı diğer anteplice'nin, ne kadar şanslı olduğunu görebiliriz. interaktif bir sözlüğe sahip olan ve buna bağlı olarak sanal ortamda oldukça etkin kullanılan tek anadolu ağzı, anteplice'dir. önceleri internet ortamında, diğer ağızlar gibi iki-üç kelime ile barınabilen ve ancak pek az kişinin özel mesajlaşmalarında kendisini gösterebilen anteplice, 2007 ekim'inde, tam da "antep uşakları"nın gaziantep'in gittikçe kozmopolitleşmesinden ve antep kültürünün yok olacağını düşünmelerinden bunalığı bir dönemde, tamamen antep kültürüne odaklanmış eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıyla sanal ortamda yaşam şansına sahip oldu. anteplice'nin 21. yüzyıla uyarlanması ve yazıya aktarımı gibi konularda zamanla uzmanlaşan sözlük yazarları tarafından daha önce örneğine rastlanmamış büyük bir interaktif bilgi kaynağı haline getirildi, sözlük kurucusu mitokondri tarafından fitili ateşlenen bu antep furyası. bugün, antep kültürü ve anteplice, eşkili ufak kadrosunun uğraşlarıyla sosyal platformlarda yahut multimedya sitelerinde ağırlığını hissettirir oldu; dışarılıların zihinlerindeki yanlış gaziantep imajının üstesinden gelinmesi de cabası. artık "eletmek" sözcüğünün varlığı-yokluğu değil "acı navar beni neptün'e elet" hikayesi; "pafsımak" kelimesinin kabalığı-kibarlığı değil "yuha adamlar pafsıyg et kimidirler. gender mæarif'deyhan gohularını taa garadaş'ıng oralıgdan alabilirseéz" antebistik aforizması tartışılıyor. peki buna benzer bir oluşum neden diğer yörelerde değil de gaziantep'te gerçekleşti? çünkü olaylara farklı açılardan bakabilmek ve genellemelerden bağımsız olarak düşünebilmek gazianteplinin genetik bir özelliğidir; bunun kanıtı da, bir ağza perspektiften bakarak çağa ayak uydurabileceğini kanıtlayan eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıdır.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

kel ferit

antep lisesi'nde müzik öğretmenliği yapmıştır. kimileri bu adamı antepden müzisyen çıkmamasının sorumlusu olarak görmektedir*

düman

düman

ia duman:
-hele şoo gapıyy ört, içeri bütün düman olug
ya da
-amaan! hele herifin suratına..! çıırmadan ayın bayın olug. düman mıydı neydi bunnarın adı?

anteplice tabu kartlari

kelime: carıs

aşşadaa hanegleri söylemeli deelsin:
-malamat
-nalet
-irezil
-elalem

gaziantep

dünyanın en bahtsız şehri
Henüz takip ettiği biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort