bazı antepliler, guşçuluk yapanın garnı ekmee doymaz derler; fakirliğe delalet derler.
fakat bir çift tabe guşu beslemenin sebap olduğunu da eklerler.
guç uçurana gız vermeyi ayipsinirler.
ayrıca orans diye bir guş cinsi oldoonu duymuştum .
cağırtlak kebabı denildiği de olur.
bir de erzurum cağ kebabı (oltu döneri, yatık döner)vardır. acep bu cağ ile bir alakası olabilir mi diye güççük bir marahım var..belki de yok..yok yok, biziii başka..
beyaz atıyla dolaşıp "süüüüyyyyeeeeddd" diye bağıranını da görmüştüm, güççükken.
sattığı sütü attan sağıp da mı satıyor diye marah ederdim..hani süt de beyaz at da..
uşaq aklı işte..
ecinniler (dostoyevski) ? hömmücüler
budala (dostoyevski) ? andaval
kumarbaz (dostoyevski) ? humarcı
hayvan çiftliği (orwell) ? davar bazarı
niteliksiz adam (musil) ? arsavat
sefiller (hugo) - maasimler
ve durgun akardı don (şolohov) ? alleben kimi ahan su
don kıyısında hasat ? don torpaanda yolma
insanlık durumu (malraux) ? ev halı
yüzyıllık yalnızlık (marquez) ? bir asır yalıızlık
ukalalık veya küstahlık karşısında söylenen bir deyim olup esasında karşıdakini örtülü ödenekten küçümsemek niyetli söylenir.
cümle evvela "ey aağam" diye başlar..
genellikle bir kullanımlık veya uzun süre dayanmayan nesnelere için verilen ad.
- la maamdeli, nası eyi mi la bu makine, marhası ney bunun?
- ehven birez; galdır at marha..
- e, o gaden parıya bu gaden olur aağm.
barak türkmenlerince söylenegelen atasözü.
insan birbirini tanıyınca nefret biter işte. tavuklarımızın davarlarımızın birbirine karışması bu yüzden işte.
(bkz: çadır kardeşliği)