ossuruuynan boya boyar leblebiynen hace gider
i.a.osuruğuyla boya boyar,leblebiyle hacca gider
delme takma iş yapan,uydur kaydır çözümler üretmeyi marifet sayan,hayalperest,gayriciddi, insanların yaptıklarının güvenilmez ve gayrıciddi iş,icraat ve çözümlerin eleştirilmesi ve önemsenmemesini anlatan bir eleştiri deyimi..
got gismaddan ciktimiydi ucgur girkyerinden gopar
i.a.göt kısmetten çıkarsa uçkur kırk yeriden kopar
eğer bir iş olumsuzlukla sonuçlanacaksa elli çeşit uğursuzluk ve olumsuzluk ortaya çıkar ve mutlaka olumsuz biter anlamındaki bu söze aslında "antepçe murphy ganunlarıdan "en önemlisi desek yeri vardır..iş olacağına varır tevekkülcülüğün biraz daha trajikomik anlatımıdır .bir işin olumsuz bir şekilde bitmesine neden olan aksaklıklar ,aksilikler silsilesiniifade eden kullanışlı bir antep deyimidir......
kör gurdun gısmatı ayaana gelir
masum,iyi niyetli,kalbinde kötülük olmayan saf kişilerin istediği ,arzu ettiği ya da kendilerinin hayrına olan şeyler kendiliğinden olur,istediği bir bahane ile kendiliğinden eline geçer,hayırlı şeyler gelir kendiliğinden onu bulur manasında bir antep deyimidir
-şişesiceee... bizim zalım aldıım asbabı beenmey güssüm abla.şu senin oolana çaarsana hele bi.....la gel hösün hele sen gey baghiym şu gaaazaaı,hele gelicimi sanga baghag
+ geldi valla hadduç deeze,irengide gözelmiş bunun neyini beenmeyki bu gazaaın..
-eyi la al sen gey o zeman,kör gurdun gısmatı ayaana gelirmiş.benim engingöyünlü oolum,guru yavan demez ,eyi kötü demez ,aghıllı oolum benimmm..allahda gısmatını ayana gönderiy aha beyle işde
(bkz:
gismatingda olan gassiingda cighar)
(bkz:
nasipsa gelir samdan yimenden nasip deelse ne gelir elden)
(bkz:
bali barmaa uzun deel gismetlisi yir)
uşag gısmatıynan doğar deyereg antepli allaha tevekülünü vurgulanır
gurdun mekrine guslar da doyar
i.a.kurdun bahanesiyle(sayesinde) kuşlar da doyar
"gurdun mahanasıynan"denerek de söylenir
atılgan,girişimci bazanda şımarık,pisboğaz,şirret ,kaprisli,geçimsiz kişilerin yaptığı işlerden,istediği şeylerden,açtığı yoldan konuyla ilgisi olmayan başkalarının da yararlandığı durumlarda kullanılan bir antep deyimidir.
-usda aliye gene izin vermişsin,dayım dayım izin alıy acı ben deböön bissaaed izin isdeym
+eyi eyi hadi sen de ged.gurdun mekrine guşlarda doyar zaten veya
-kele bacım eyki döndü avrad ille de küfde yoorag dedi.valla benim de gözümde tütüydü haa..ne eyi oldu
+eyi valla..desenge gurdların mekrine guşlarda doyuy...
godummu otuturrum haaa
sözlüğün her başlığına mutlaka yazacak ya da ilave edecek bir şeyi olan gayretli ve bu gayreti neticesinde çoğalddıı entry sayısı ile yaghında guiness rekorlar kitabına aday göstereceemiz çalışganlık timsali halfemiz......
gara yumey niynesin hira yimey niynesin
sözlüğün belkide en antepçe deyimlerinden biri olan bu başlığı,sanki bu deyim bir antep deyimi değilde rus deyimiymiş gibi,ya da sanki bu bir deyim değilde antep hakkında yazılmış kişisel bir yorummuş gibi arbed oyu veren arkadaşımızın halen bu başlığa bu deyimin nereye ait olduğunu ya da deyimin kullanım açıklamasında bir hata yapmışsam gerçek manasını yazmasını beklediğim arbet bir antep deyimi..çünkü nakledilen bir deyime kötü oyu vermek için ya sözün ya da güncel manasının hatalı olması gerekir.
melengiç
çiğ melengiç ayrıca kalınca açılmış yufka ekmeene yanı bazlamanın üzerine dökülüp bastırılarak içine gömülür ve ekmek sacında bişirilerek melengiçli ekmek de yapılırdı.özellikle yavuzeli tarafından olan gonşularımız bunu yapardı.biz ise sadece kavrılmışını bilir,ya da duzsuz sade halde gurudulmuşunu yirdik..daha sonraları gaafesi çıghınca resmen teyrekisi olmuşdum.cebimdeki son haşlığımızda çekinmeden ona yatırırdım.mırra fincanı kimi gulpsuz fincanla bardaa 10 guruşdu.dınnaklı ekmegde 15 guruş,habeş amminin gavırma dürümü 25 guruşdu.yani kıyaslamanız açısından örnekledim fiyatları
terleme
azmı kötek yidik bunun yüzünden
-şişe domalı galasıcaaaa acıg goparmanda erişsin üzüm olsun.taman gene yiycegolan sizseez...lan aşmı yeriynde gopariyn esgi goroou hııı....ama o sallamayla olgunlaşıp yumuşayan ve tadı güzelleşen tellemeyi onlara nası taarifediymki........ama naader olursa olsun genede bunu çeynemeg her bobayiidin harcı olmadıından çoğunu çeynemeden culluk cücöö kimi yutarak tüketirdik........yav valla şu an bile gulaglarımın dibi çatırdadı ağzımı su doldurdu.gelde zurnacılara hak verme.garipler tam çalmıya başladıklarında garşılarına geçip ya leymun yalardık,ya turşu ya da mevsimiyse goruk yirdik.bir anda ağzı tükrük dolan zavallı aşiretin ağzının salyası zurnanın dilini yani kıldan yapılma fırça gibi üflenecek kısmını seller sular içinde bıraktığından ortalı inleten o keskin zurna zırıltısı bir an da ddüüyyygh düüüggghh diyerek pili biten alarm gibi boğuluverirdi...tabi düğün saebleri ve böyyükler atamıza bobamıza rahmet okuyarak bizi govalarlardı......
harmanda öküzün ağzı bağlanmaz
harmanda öküzün ağzı bağlanmaz(ya da dutulmaz) deyimi bir şeyin bolluğunda mıhrızlık edip aç gözlülükle kendinizi ya da etrafınızı kısıtlamayın,,mahrum bırakmayın ya da hasadda ufacık şeyin hesabı yapılmaz anlamındadır.yani bir nevi kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez,sirkesini samsaanı hasaplıyan paça içemez,kavgada yumruk sayılmaz deyimlerine yakın anlam ifade eder.bu sözün hatırası bende çok hoştur.yine görev yaptığım bir yerde kaymakam beyin mısır tarlasının başında mısırların çok güzel olduğunu bir miktar alıp alamayacağını sorması üzerine uyanık bir köylü vatandaşımız " nee demek gaymıkam bey? lafımı olur heç harmanda öküzün aazı dutulmaz buyrun "demişti..kaymakam bey kızarıp bozararak ama bozuntuya da vermeyerek"yaa müdür bey işte köylümüz cahil gibi görünür ama böyle bir laf sokar ne yapacağını bilemezsin"deyivermişti.kulakları çınlasınnnn...
hasad zamanı tarlasının bağının ,bahçesinin yanından geçerken insaniyetli mazlum çiftçimizin bizi buyur edip göz hakkıdır,bereketi olur diyerek ürününden ikram etmesi de bu geleneğin ve bu deyimin bir zuhurudur
misafir ev saabining baalı guzusu
bu sözü uzun yıllar görev yaptığım zonguldak ilinin boluya komşu yörelerinde"misafir ev sahibinin danası,nereye bağlarsa orada durur"şeklinde sık sık muhtar kamber ağa ve diğer köyün kooperatif başkanı kara yusufdan dinledim.valla benim memlektim gene de nazikmiş diyorum.en azından guzu diyor dana demiyor misafirine....
ipin ucu puştun elinde
ipin ucu puştun elinde sözünü hepimiz zaman zaman hayatımızda tam yeri denk gelir kullanırız.acaba bu deyişin nereden geldiğini hepimiz biliyormuyuz?belki bilmeyenlerimiz vardır diye işin temelinden itibaren anlatayım.
genç hocamız okulunu bitirip ilk atamasının yapıldığı varırı ve kendisini tanıtır.işte muhtar ,aza ileri gelenler hemen yardımcı olup camiye götürürler ve lojmanı filan düzenleyip ayrılırlar.günlerden perşembe.yarın cuma eyvahhh hutbe vaaz filan aman ne yapacağım diye genç hocayı bir panik alır.allahtan cemaatin ileri gelenleri tecrübelidir ve muhtemel bir hataya karşı hocayı uyarmak üzere akşam namazından sonra odada toplanırlar.hoca samimi bir şekilde genç ve tecrübesiz olduğunu,hata yapmaktan çok korktuğunu itiraf edince cemaatten önde gelen akıllı bir ihtiyar
-hocaefendi merak etme biz senin kimi nice yeni hoca gördük geçirdik,kendimizce sizin gibi genç hocalarımız geldiğinde bir sistem geliştirdik dedi ve anlatmaya başladı..yaşlı cemaat imamın arkasındaki ilk safta yer almaktadırlar.tam minberin yakınında olan biri hoca hutbe için minbere çıktığında halıların altından geçirdiği ve bir ucunu oturduğu yerdeki halının kenarından çıkarıp altına alacağı ipi hocanın ayak başparmağına takmasını ister ve her hangibir hata yaptığında ipi çekerek hata yaptığını ikaz edecekti.hoca da işareti alır almaz hatasını düzeltecekdi.hoca bu anlaşma ile nispeten rahatlamış ve ertesi gün o huzurla minbere çıkar.daha hutbenin başında ayet okurken "allahümme salli "der demez 2.safda oturan bir işgüzar vatandaş yaşlı amcanın ayağının dibindeki ipi halının altına gizlemek isterken ipin çekilmesine neden olur.adam ipi bırakır ama işaret verildiğini sanan hoca hemen biraz da panikleyerek "allahümme silli" der bu defa da yaşlı amca aman hoca efendi hata yaptı diye ipi kendisi çeker bu defa hoca iyice tırsarakdan ve acz içinde yavaş sesle amcanın gözüne bakarak sanki onay istercesine ya da oldu mu dercesine "allahümme süllü"der ..yaşlı amca ne yapıyorsun hoca dercesine bir bakış atarak gene ipi çeker.eski yazı yani kuran okumasını bilen arkadaşlar bilirler.sessizbir harf esre,ötüre ve üstün noktalama işaretleriyle a(veya ince sesli harfse e),i,veya ü harfi sesini alır..dolayısıyle hoca her üç işarete görede sureyi okumak ister ama 3 seferinde de birincisi kazayla olmak üzere yanlış ikazı almıştır. artık hoca çaresiz kalmıştı,sağa bakar,sola bakar la havle çeker ve "aziz cemaat adım gibi eminim ki bu ya selli ,ya silli ya da süllü ama ne edeyim ki ipin ucu puştun elinde"der..işte bu söz de böyle güvendiğimiz biri tarafından beklemediğimiz bir hareket görürsek ya da bir ezber bozulduğunda söylenegelen bir deyimdir.
amadan
amadan daha ziyade siniden küçük fakat yanları daha yüksek yaklaşık 5-7 cm arası yüksekliğe sahip,teşt ve leğenden daha sığ ,çoğunlukla da fırında yemek yaptırmak daha sonraları da salça vs çıkartmak için kullanılan ucuz,alüminyümden mamül kaplardır.alüminyümden olması özellikle asit ortamdan dolayı zarar gören bakır sinilerin yerine rahatlıkla kulanılmasına imkan sağlamıştır.ayrıca kolay ve çabucak ısınıp soğuması da fırın yemekleri yapımında pratik olmalarını sağlamış ve yaygın biçimde kullanılmışlardır.daha sonra alüminyümün zararlı etkileri bilinmeye başlandıkça aliminyüm yerine gene aynı benzer özelliklere sahip,ucuz ama kolay delinip kararmayan parlak tepsi ve amadanlar kullanılmaya başlanmış öyleki bakır döğme leğençeler yerine de parlak sacdan mamül köfte leğençeleri üretilip satılmaya başlanmışdır.alüminyüm ve parlak saç kap kacağın yaygınlaşması bakır kap kalaycılığını da yok etmişdir
ireşid ne duy ne eşid
i.a.reşit ne duy ne işit
her söylenene gulaasma ,acı başını ağır gulaanı sangır edip işine bag ,acı duymazdan gel ,aldırış etme,it ürür kevran yerir,aldırış edme,gafıya dakma manalarına gelen bir öğüd verme deyimi.
yağlık
anteplinin joker eşyası...yerine göre her işe yarar,havlu,kağıt mendil, çıkın yapıp sebze meyve vs taşıyacak basit amabalaj malzemesi,güneşte kafaya serilip şemsiye olur,sıcakda ısladılıp gafıya gonur ve ilkel glima olur,yaamırsa uçları kafatsına göre ayerlenip düyümlenerek şapga ya da şemşiye kimi gullanılır,toz talazda ağzına zoro masgesi kimi bağlarsın hava filitiresi olur,çamırlı suyu içmeg zorunda galırsan ağzına dutup su filitiresi kimi suyu çamır ve kaba pisliğinden ayrımag için gullanılır,keyflenirsin baş çekmek için,haley çekersin haley mendili olur,yen terlediinde yelpaza kimi gullanıp gendini yellersin.yanı belki daha sayamadıım bi sürü fonksiyonu vardır.yanı gavırların "multipurpose item" dedigleri çog amaclı gullanım imkanı olan yeen möhüm bi hacat..antepli heriflerin olmazsa olmazı....
odunu ozunden almak
i.a. öğüdünü özünden almak
öödünü özünden almak deyimi içerden yani genellikle anne,abla,yenge gibi bir aile yakını tarafından sıkı sıkı tembihlenerek dış etkilerle fikrini değiştirmeyecek şekilde şartlandırılmış kimse için kullanılır.
(bkz:
oodunu ozunden almak)
anteplice zaytung haberleri
adres sorduğu adamı boğmak isdedi
yeni hökümet gonaanın orda otibisden inip maade filmi çekdirmek için görüntüleme merkezini soran ve "yolun garşısına geç az ireli gedip sor sanga gösderirler" tarifi üsdüne garşıya geçib az ilerler ve yeniden sordoo genç uşaan"tooohoooo ammi sen yangış yerde arıyn o zeman.. yolun garşısı buralıg olurmu heç yolun garşısı aha o teraf deyince yeniden o tarafa geçer ve sorar.akşama gader 20 gişiye yolun garşısını soran ve her seferinde oldoo terafın aksi isdigamatı ,"aha yolun garşısı şoora taman ammi "deyip öbür tarafa gönderilen hasanhösün kiya en sonunda cinned geçirip "siz benden maydapmı geçiiyseez allahsızlar,saebaehden belli götoynadan cücöö kimi yolun bi buöyzüne bi öteöyzüne geçmegden ayaglarıma garasu endi"dey baarıp gendine yolun garşısını gösderen vatandaşın hırtlağına sarılarakdan boomag istedi..olay yerine çaarılan polis ekibi meseleyi anladıgdan sonra "valla ammi bizde görevli memurug buraları o gadar de eyi bilmeyk gel seni maalle mıgdarına götürek buraları en eyi o bildeyüçün o sanga gösderir yolun garşısının nere oldoonu..diyerek çıldırmag üzere olan hasanhösün kiyayı sakinleşdirip mıgdarın düvenine götürerek vazifalarını haggıyla yapdılar....
antep adami nasil bir insandir
zalime ve haksızlığa susmayacak kadar asil
zayıfı ve güçsüzü ezmeyecek kadar adil
yarım ekmeeni pölüşecek gader dokgözlü
yarın şagha eti kebap edip bitirecek gader açgözlü
nobel barış ödülü alacak kadar hösgüt
dişiynen dırnaaynan harbedecek gader cesur ve cengaver
gendisiynen dalga geçip halımız it halı keyfimiz beyde yok deyceg gader hoşgörülü
tavıına gış diyeni ,gonşusuna yan gözle baghanın üsdüne yeriyecek gader de zambırlı
emeeine,dünya malına cömard
haggına,namısına yeen hasıd
depesine sıçırdacag gader sevecen
aazına ortasına sıçacak gader dövecen
bu tezad karakterler çiftlemelerini çoğaltmak mümkün.ama kısaca antep insanı "ayne kimidir"..sen nasıl görünürsen o da sana kendisini öyle gösterir.yani seni yansıtır.iyiysen yeen iyi,kötüysen de yeen kötü olabilir.bu iki ekstrem uç arasındaki yeri sizin sergilediğiniz tavır belirler.........seç been al.ağa göynün bilir
satıl
bazı yörelerde sitil de denilen minyatür kova.yalnız normal kovanın altı dar üstü geniş yani kesik koni şeklinde ve kalın telden bükülmüş yarım daire şeklinde kulpu olan paslanmaz tutya,galvenizli sacdan yapılırken satıl ya da sitil bakırdan yapılıp tunç yani sarı dökümden kulpu vardır ve şekli düzgün bir silindir gibidir.bazan tabanı haifçe ağzına göre geniş olabilir.yöreye ve kullanım maksadına göre şekli ufak değişiklikler gösterebilir.öğle yemeklerinin sulu oladuğu ya da sulu salata taşındığı zaman elimize verdikleri "yimek satılı" ile içme suyu konulup sürekli içine tas girip çıkan "su satılı"nın şekilleri biraz farklı olabilirdi.kapaklı ve kapaksız satılırdı.pırıl pırıl kalaylı olurlardı...
bakraçların ise tabanı ağzına göre hayli geniş olup yapım malzemesi aynen satıl gibi bakır ve tunçdur.genellikle de yoğurt saklamak,taşımak için kullanılır.ağzının dar olması üstünde biriken yağ tabakasının daha kalın gözükmesine yani göreceli olarak olduğundan yağlı gibi gözükmesine yol açar.üstelik dar ağızlı olması çalkantıyı azaltarak yoğurdun sulanması engeller.......
kil leğeni
zaman zaman boşunu kafamıza vurdukları bakırdan silindir şapka şeklinde,uzunca altı geniş üste doğru biraz daralıp yeniden az genişleyip biten kulpsuz kap.yoourt satılının gulpsuzuna benzer ancak birez daha yüüsegdir.
killeeni
gasaba minnet edeceene
bi antepli kanaatkardır,paylaşımcıdır,ehli kamildir,galenderdir amma parasıynan rezil edilmeyi içine sindiremez.çünkü herşeyden önce esnafdır.ve bir esnafın "müşdere naamettir" felsefesine aykırı tutum ve davranışını ne insanlık ne de esnaflık anlayışıynan baadaşdıramaz.ve ona olan tavrını gösdermek için de en sevdiği şeyden bile feragad edip tepkisini gösderir.bu söz buna en güzel örnekdir."bog daşı boghoğlu bogha möhdaç olma","gavırdan aman dilenmez","allah naamerde möhdac etmesin",mahgeme gadıya mülg deel"hatta evladına bile"allah bi yudum su uçun beni saa möhdac edmesin" ,"allah bizi size sizi bize möhdac eylemeye"diyebilen eyvallahsız,kanaatkar ,makam ve mevki için kılını kıpırdatmayan tok gönüllü ve tevekkül sahibi bir insan evladıdır antepli.