aslında bu kan akıtma muhabbeti şükür için yapılmalıdır, aksi taktirde ilkel kabilelerin bol hasat/ürün, doğal afetlerden korunma, bereket vs için yaptıkları kan töreni ayinine benzer, beladan gorınıym deyken caannemlik olursooz allah maafaza. arabanın orasına burasına da bişey çalmıya da gerek yokdur.
tabii seni beğenmez pasaportundaki oturma izniyle tüm schengen ülkelerini elini kolunu sallayarak gezebilir, kaza geçirirse o ülkenin vatandaşı olmamasına rağmen uçak gönderilip alınır, yine pasaportuna yapıştırılmış oturma izni sayesinde, birçok mallı mülklü yurdum insanın vize alamadığı ülkeye kolayca vize alır ve gider (eğer gidecek akıl, zeka ve entellektüel birikim varsa) *** ondan dolayı gasım gasım gasılır.
sözle veya davranışla birine "gıcık vermek" birini "gıcık etmek".
--- yaw adamları sevmeym sen onnar getmeden bei çaarıng olmaz ki yaw.
++ rafıg gusura bakma yaw, wallah araazıng bozuk oldoonu unutmuşum.
--- zaten aramız eyi deel şindi eyce ceh gıcık etmiş kimi oldum yaw....
ne getirci yoorum. aklıızı başızaa devşiring yaw. millet sahriye gedeceene artı market gezmesine geder, birbirine ceh gıcık etmek için işi yoosa bile geder, hatta düng sango parkdeydik haa demek için bile geder, sonuç: misgilim antep kültürü erozyona urgar. sahre kültürü gedeeer, avm arşınlamak kültürü gelir.
abooo bu başga bir deyişnen gelin getmek annamına geliy yoorum. motorumuzu geri isdeyk aam, nası aldıızsaaz eyle vericeez. yoosa ortalıı tahnen bekmez ederik.
eşgiliufaksözlük gonnegding anteplanders in exile (= gurbetdeki anteplileri buluşdurur). tabii ki "antepce" ve "kahkening üçü", haa bi de "fısdıı yeşil sayfe".
gaziantep müzesinde sergilenen o motorsikleti ben görmüştüm. eğer o motorsiklet gerçekten onunsa ve bir şekilde antep müzesi envanterine girmişse, neden "koç müzesi"ne gönderilmiş bilmek istiyorum. kültürel bir miras olarak antep müzesinde olması gerektiğine inanıyor ve geri müzemize iade edilmesini istiyorum.
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.