hocalara takılan lakaplar
bi de saynur diye bir hoca vardı soyadını hatırlayamıyorum, ona da bocu derlerdi
antepte sinema kültürü
toprağı bol olsun, nakıp ali'nin sinemasında bir gün film kopuyor ve teknik olarak onarılamaz hale geliyor, bunun üzerine seyirciler homurdanmaya başlıyor, ıslıklar, bağırışlar, derken ışıklar yanıyor, nakıp ali perdenin önüne geliyor ve başlıyor filmin devamını anlatmaya, milletin sesi öyle kesiliyor.
bir de nakıp sinemasında film sık sık kesiliyor, uzun aralar veriliyor, bu da başka sinemalarda film kesildiğinde seyircilerin "yuuuuh, nakıp aliyi geçti" sloganını geliştirmesine yolaçıyor, bunu nakıp ali'yi anlatan filmi çekenler bilmezler, şunu da bilmezler:
yer:aynı tarihlerde (60lı yılların ortaları) istanbul'da bir sinema. film gösterilirken birkaç kez film kesiliyor, ışıklar yanıyor, sönüyor, seyirciler bağırarak, ıslık çalarak protesto ediyorlar, bu arada güçlü bir ses bağırıyor:"yuuuuh, nakıp ali'yi geçtiiii". ortalardan bir yerlerden bir adam ayağa kalkıyor ve sesleniyor
"la yoorum beni burda da bulduuuuz". meğerse nakıp ali de film izlemek için aynı sinemaya girmiş ve iki antepli bu şekilde karşılaşmış oluyorlar.
pancar suyu
1970lere kadar antebin içme suyu ihtiyacını karşılayan su kaynağı, allebenin bu kaynakdan doğduğu söylenirdi, doğru mu bilmiyorum. şimdi pancar suyu diye bir yer kaldı mı, onu da bilmiyorum,memleketten kopalı 38 yıl oldu.
yeşilsu
1960'lı yıllarda emirgan çay bahçesi ile birlikte akşamları serinlemek için ailece gidilebilen yerlerden biriydi. fıskiyeden fışkıran su yeşil, sarı, mavi, pembe renklerle renklendirilirdi. muhtemelen gündüz etraftaki ağaçların yeşilliğinin suya yansımasından dolayı bu ad verilmiştir. abidenin yanından aşağı inen dik yokuşun sonundan sola dönünce antebe elektrik sağlayan ve sürekli bir homurtu ile çalışan dinamo vardı, yeşilsuyun hemen karşısında tatlıcı ve dondurmacılar bulunurdu.
arif güzel
bugünkü belediye başkanı asım güzelbey arif güzel'in oğludur. sayın başkan(!) akp'lidir, ama hatırladığım kadarıyla babası sosyal demokrat görüşlü idi. belediye başkanları ile ilgili düşüncelerimi öğrenmek isterseniz "gaziantep belediye başkanlarıyla karşılaşıldığında sorulacak tek soru" başlığına bakınız.
okul diyaloglari
-nerde okuydun oolum sen?
-ankara tıpda deeze
-dohtur mu olucun (yok baytar olucum töbe töbe)
-hee deeze dohtur olucum
-ne dohturu olucun, cerrahcı mı, hasteleri mi kesicin..
-bilmiim deeze, ohul bitince ihtisas sınavına giricim, ondan sonra belli olucu ne dohturu olacağım.
-beee kele bacım ohu ohu bitmez, sen bize de bahmazsın haste olunca vs vs vs
antepteki belediye otobusleri
otobüslerden söz açılmışken, alt çenesi hafif öne doğru uzamış adamları hatırlatan lacivert renkli mersedes minibüsleri unutmayalım. özellikle yazıcık, çıksorut istikametine çalışırdı bu minibüsler. bir de inter marka burunlu büyük otobüsler vardı, bunlar daha yeniydi. oilbay54ün bahsettiği uzun kırmızı otobüs körüklü değildi ama körüklü ikaruslar kadar uzundu ve fidanlık-şehreküstü hattında çalışırdı.
-kele bacım az irellesene, sörüm sörüm söğrüldük gapının ağzında, gadasını aldığım az ireli get de soluklanak biraz.
ganne
ganne olmak: bozulmak
ne oldu, şiştin mi, bozuldun mu anlamında kullanılır.
-totodan 13 biliciydin, nooldu, ganne mi oldun yoorum?
loolaz
kibarcası börülce. antepdeki diğer adı fasulcuk. yanlışsam düzeltin.
antep oyunları
-
yedi bardak
evrensel ve ulusal oyunlara ek olarak hatırladığım bir oyunu-sanırım yalnızca antepe mahsusdur, hem oynanışı hem tekerlemeleri-sizlere hatırlatmak istedim. sanırım internet cafeler bu oyunu da öldürmüştür.
yedi-sekiz, on tane kırık bardak yani kiremit parçası üst üste konulur.oyuncular yassı ve büyük taş parçalarını ellerine alırlar ve dizili kiremitlerden uzaktaki bir duvar dibi hedeflenir, yalnız atış sırasını belirlemek için erken davranmak gerekir, ilk olarak "gagacıyım" diyen birincidir, "ardıyım" diyen ikinci atar, "ardının ardıyım" diye gider ve bu sırayla yassı taşlar duvar dibine atılır. duvar dibine en yakın yeri tutturan taşın sahibi dizili kiremitleri yıkmak üzere duvar dibinden hedefe doğru taşı fırlatır, eğer kiremitleri yıkarsa yıktığı sayıda kiremiti alır, sıradaki kişi taşı fırlatır ve kalan kiremitleri yıkar, daha sonra kendi taşının bulunduğu yerden ilk taşın bulunduğu yere doğru adımlamaya başlar ve sayar: "nal, mıh, sırsiki, kırkiki, kırküç, kırkdört.." diye elliye kadar sayar, bu sayım esnasında ilk taşın sahibinin taşı adımlama sınırları içindeyse onun kiremitlerini alır vs.. burada ilginç olan, yıllar sonra farkettiğim "gagacıyım", "ardıyım", "ardının ardıyım", "nal, mıh, sırsiki,kırkiki" diye giden tekerlememsi söyleyişler. umarım bu oyunu daha ayrıntısıyla hatırlayan halfeler vardır.
oğlumun çükü
bazan bümbül-çükün kibarcası-de kullanılırdı. ama oğlumun çükü değil de yalnızca çük kullanmak gerektiğinde, mesela ooolum çükünü göster denmez de bümbülünü göster denirdi.
gaziantep e özgü markalar
60lı yıllarda gaziler caddesinde sanırım hasan süzer'e ait olan bir mağaza vardı, adı bonmarşe idi, fransızcadan araklama.
otobüs firması: maz (ne demekse)
eski nakip ali sinemasinin yaninda tommiks teksas kitaplari takas edilirdi
aaaam ben o çizgi romanların kenarlarının neden mosmor boyalı olduğunu hala bilmiym, bileniniz var mı?
erkan anakdarlar goltoon altinda galık beni ara
buradaki erkan kibarca söylenen bir erkan değil. erkan derken özellikle ikinci hecede -kan hecesi söylenirken dilin arkası damağın gerisine şöyle bir çarpıp geri yerine gelir ki, örneğn hakan adlı çocukları anteplice çağırırken de aynı ses çıkar. üstelik hakandaki ha'yı söylerken a sesi e'ye yakın bir sesle çıkarılır, bu sesi de yalnızca öz hakiki antepliler çıkarabilir, bir milyon kişiye hakan dedirtilse hangisi antepli anında anlaşılır, anlayan anlar.
antep deyimleri
bıldır bir .m yanmış, gokusu şimdi duyulmuş
neseli nohut
ilk olarak akyol ilkokulunun yanındaki boş arsada gördüydüm. bugünkü nohut dürümün atasıdır. sene 1969.bir seyyar satıcı, haşlanmış nohutları yahudi ekmeğinin yarısının (sanırım diğer adı taplama ekmeği idi)içine dorganmış sogan, maydanoz, acı biberle beraber dolduruy, üzerine limon eşkisi döküydü. arabanın üzerinde neşeli nohut yazıydı. sonra bayileri(!) çıktı. bi dene kozanlıda bi dene de karagözde neşeli nohutçu vardı.
yahudi ekmeği dediğimiz, tırnaklı pide hamuruynan yapılır, hamura tırnak atılmaz, ekmek kabarır, içi boştur, yuvarlak, uçan daire gibi bir ekmektir. bilmiym halen yapılıy mı antepte?
gaziantepli ünlüler
mehmet barlas: 12 mart öncesi dönemde akşam gazetesinde yazardı. bilmeyenler için anlatayım: o zamanki akşamla bugünkü akşam gazetesi arasında ilgi yok. eski akşam çetin altan, ilhami soysal, nehar tüblek(karikatürcü) gibi adların bulunduğu içerikli ve dolu dolu bir gazeteydi. mehmet barlasın bir köşe yazısını hiç unutmam. amerikan emperyalizmini yerden yere vuran, vietkongları göklere çıkaran, bal gibi ajitasyon kokan bir yazı idi. nereden nereye? ıçten içe çürümenin en güzel örneklerinden birisidir kendisi. solculuk zamanları dahil hiç bir gün aç kalmamış, sıkıntı nedir bilmemiştir. ataları da öyleydi.bir kısmı işgale karşı direnirken bir kısmı da fransız işgalcilerle işbirliği yapmıştı. muhtemelen "her partide bir adamımız olsun" mantığı. şimdi biraz yaşlandı, belki adam olur diye bekliyordum ki atv'de haberleri sunmaya başladı. çöpe kadar yolu var!!
antepde sebze meyve çeşitleri
hönüsü ve dımışkı antepe özgü iki üzüm çeşidiydi. bilmiim galdı mı?
antepte oynayan efsane futbolcular
aaam ben gıllamayı hatırlarım. gırhayağın arkasında torpak sahada maçederken gördüydüm. göbekli futbolcu da olabileceğinin kanıtı idi ve havadan gelen topa kafayla deeel, uçarak vole attıydı da şaşırıp galdıydık.
antepde sebze meyve çeşitleri
hayir: incir
temetos:domates
baalcan:patlıcan
leymun:limon
havıç:havuç
bahteniz:maydanoz
patata:patates
garpız:karpuz
kovun:kavun
pertukul:portakal
alma:elma
zerdalı:zerdali
tut:dut
pirpirim:semizotu
fasulcuk:börülce