bir antepli olarak beni mutsuz eden şeyleri sayayım, siz de mutsuz olun:
-taşdan yapılmış, dış kapıdan içeri girince geniş bir hayatın sizi karşıladığı eski antep evlerinin teker teker yokedilip, yerine bir estetik mucizesi, bir türk şaheseri (!) olan kare prizma ya da dikdörtgenler prizması şeklindeki çok katlı adına partman denilen mağaraların yapılması
-belediye başkanlarının açgözlü akrabalarına ve kendilerine maddi çıkar sağlamak için yaptıkları, dünyada bu şekliyle örneği olmayan ve şehrin dokusunu hallaç pamuğu gibi atan o kötü battı çıktılar.
-alleben deresinin iki yanına beton dökülerek elde edilen alleben kanalı.
-kavaklık'ın google earth'den baktığınızda da gördüğünüz zavallılığı (40 yıl önceki durumunu başka bir seansta anlatırım).
-karadenizlilerin herşeyin hamsilisini yapmaları gibi bizim antepliler de herşeye fıstık katmaya başladılar. arkadaşlar fıstık kebapla gitmiyor, fıstığın o özgün tadı ateşle, ısıyla kayboluyor. baklava, fıstık ezmesi, sucuk, kadayıf vs. gibi tatlılar dışında fıstığın kullanılması beni mutsuz ediyor.
-hormonlu, tarım ilacı bulaşmış, hepsi birbirine benzeyen ısrail domateslerini istemiyoruk. bize kendi temetoslarımızı geri versinler aaam! alsınlar genetiğiyle oynanmış temetoslarını, balcanlarını....!!!
-dımışkı ve hömüsü üzümlerini artık eskisi kadar bol bulamamak.
-şişe saplayıp kebabını yaptığımız ve çıkla çıkla yediğimiz kemenin sosyete yemeği haline gelmesi!!
-