thesecaat

Durum: 1238 - 0 - 0 - 0 - 14.03.2016 08:22

Puan: 11363 -

19 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Admin.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 62

ben turizm

æam noluy bu antebin otobos firmalarına. geçen gün #65312 entrysini yazıgıdım. böön de denizliye gelirkenki olayı yazıym. şoför æam, otobosda baarttıra çıırttıra şemmamme çalıy. bu şemmamme çalma noluy yanı? bes bu deel, arhasından ibrahim tatlısesin kürtçe şarhılarını çalıy. ærhadaş, o otobosa binen büssürü dışarılı var. eyle müzük çalma demek, antep hakkında yangına körükle gitmek demek. get sen saa dinle, baa ne geree var. niye otobosda çalıyn yanı?

(bkz: bu işi de yeni gördük ve heç eyi olmadı)

onlarla

ia onlarca. bi zamanlar türki dilleri gurdaleyhan azericede rasgeligdim bu kelimiye. bi gün babannem rahmatlıın æazından duyuncu şaşırdım. esaas -ca,-ce eki, anteplicede -la,-le'dir ve "yüzlerle", "binlerle" gibi örnekleri vardır.

+ekmek garneynen dæadılıydı. benim herifim garne marne dinlemesiz onlarla ekmek verigdi herkeşe.

bellisiz

ia belirsiz

+æam bu herifin ne iş dutdoo bellisiz. o evi nası geçindiriy, o arabıya nası biniy benim æglım yetmey

(bkz: gun gecteenden bellisiz)

tehlike

ia tehlikeli. akıl verirken sıkça kullanılır:

+usda sen bu sigortey deeşdin, fiş ne daharsæg dahæg atmey. esas bu iş tehlike ha.

+æam sen bu benzini ucuza alıyng amma bu iş tehlike ha. ne bok yidee bellisiz bi benzin bu. motoru heder eden taman.

+la taman sen cæara içmezdin. dadına bæhıym dey yægdım deyn, içime çekmeym deyn amma bu iş tehlike ha. pekat daşımıya başlarsan görürüm seni.

+yoorum adam varlık dey kefil oldun amma bu iş tehlike ha. ne biliyn, dapılarını sen mi sakleyn herifing.

+bu garda gıyamette gabæg lastiknen yola çıgma. tehlike yanı.

+ærhadaş güneşin alnının çatında ayaa yanmış it kimi ne dolanıyn? bu iş tehlike ha, beyin ganaması geçirin taman.

gibi

götünden guş uçması

ia zorlanmak, aa götü getmek, taşgala içinde bulunmak

+la bu bængacılar yeen ipnalar ha. gredi gartını ödeycik dey bizim götümüzden guş uçuy, dæa genler şoo æader para haşlan, size puan vereg dey her it osurduğunda bi mesac atıylar. yeri baba yeri.

hermeheder

heder'in pekiştirilmiş hali.

+o goltoon rengi ne yavan eyle kele. heç yæhışıy mı salonun rengiynen. bi de o æader biplonun ne geree var yanı, acı sade olur insan. meram o misgilim evi hermeheder edig goyug.

ordu caddesi

doodoom caddedir. 70li senelerden sonra, antebi antep eden caddelerden bi denesi olug gendi. yanı, sıra sıra dikili æacıynan, galdırımıynan, 60lı-70li senelerin binalarıynan vs. antep denildeemi aglıma gelen ilk yerlerden bi denesidir. hele başgaragola yahın tarafında aaşamüstü yerimesi baa 90s bi huzur verir, antep milliyetcileémi tavan yaptırır. yalıız;

son gördöömde şog oldum æam, üzüldüm. o binalardan ne isdedeez. 3 dene ne önneg biney yıgmışıız. taman antebin aleyında evler eyle ossa, roma kimi olurdu antep... bi denesinin ön cephesini, yenileyg dey mundar etmişeéz. galdırımların üstünde dayım dayım iş makinası yeriy, o misgilim galdırımların aley çatleyg. güccööken üstünden atladıımız garac mantarları gırılıg...

anteplice müzük olur muymuş aam zirvesi

antebe meteor yæaması kimi olaanüstü bi durum olmadee sürece, etginleen vagdının 11 şubat 2011 cüma günü, saat 18:00'de başlaması kesin.

anteplice müzük olur muymuş aam zirvesi

Æam bi şarhıy, türküy 50 dæafa dingedeéz mesela. eni sonu yüreengiz daralır ve bilinçaltından gelen berg bi sinyaldan dolayı şarhının sözünün acıcıını anteplice edip söylerseéz, dee mi: "... biir maasim mor menegşe æaley mı ney?.." fılan kimi.

diya æam bi sefer de beyle bi iş dutag dedig. bağlamada yirmiyedi'nin ve sicanhasaninpompasi'nın, piyanist şantör olarægdan da bendeniz thesecaat'ın işdiræg edecee saz ekibimiz eşleénde, size, sevdeengiz şarhıları, türküleri seslendirebileceengiz bi ortam hazırleyg bu zirvede. yanı başka bi deyişle "karaoke - garayoke" edicig. "yogæam yog, ben küşümlenirim, söliyemem" derseez, bizim söylememize gatlanırsıız. yav saten biz bizeyg... aha beki menşur oldooz, ne biliciiz.

şarhı isdeengizi anteplice müzük olur muymuş aam zirvesi başlıına yazabilirseéz. acı isdeeniz şarhıların, türkülerin sözünü, haneeni siz size anteplice edip de getirirseez yeen datlı olur (bkz: şarkı sözlerinin antepliceleri)

neyse æam, eyi olur zaar. olmalı æam, çünki mitokondri başgan da geliy.

nerelig: tudyalı gonæg
nazaman: 11 şubat 11 / cüma / saat 18:00'de başley.
neey: sınırsız çay / kahke
gaç kaat: 10 kæat

gelicim deyseez ya siz sizi anteplice müzük olur muymuş aam zirvesi başlıına yazıng, ya da bæa (thesecaat) mahmilden mesac atıng.
aa diya ben geliym diyenler:

1. mitokondri
2. sicanhasaninpompasi
3. yirmiyedi
4. thesecaat
5. rafik + 1
6. guccukkececi
7. ellaam
8. salahiyetli
9. leyla27
10. miss gatmer
11. sicef
12. aaziyn ustu sura mi
13. reyhan abla ve eşi ali abi
14. antepian
15. nephesh
16. maamethalfe
17. roket mamet
18. mintag govasi
19. mamedhalfe

anteplice şiir çevirileri

be hey dışarılı
ne dolanıyn sen antepde
sen kimsinkine baa yuvalama çorba mı dey soruyn
haggat gısganmeysan antebi
ne dey antebe gara çalıyn

küfde yiysem, beyran içiysem saane
aazıyn dadını bilsen burnuyn bohunu yirdin satı
ikimiz de gelsek gıldan körpüye
ben tuvalanı tuvalanı da geçerim

nezzet olmadan mümkün mü bu æader yime
yat kak antebe dua et
senin kimi dışarılıların yüzünden
safi ot yiyciydi bu millet

arbet espriler

+2012'de dünya yok olursa ve avustralya'da patlıyan volkanlardan dolayı koala'lar aniden taşa dönüşürse nolur?
-taşkala olur

mamedhalfe

bizler "yazacak şeyler bitti" derken, her an yeni bir anteplice hanek bulabilen, farkedebilen usda. sözlükle o kadar içli dışlı olmuştur ki anteplice konuşulan bi ortamda, kendisinin ya da başkasının söylediği her kelimenin anteplice ve sözlük analizini yapıp, gerektiğinde illa ki not etmektedir. ayrıca sözlüğün türkçe karaktere geçmesi konusunda büyük emekleri vardır.

senelerdir isdanbılda yaşey amma anteplileenden heç bişey gaybetmeyg. gendiynen isdanbılda görüşdöömüzde o gadar haneg hanee açtıkına, vedalaşmey göynümüz istemedi resmen. onca dolanmamıza rağmen, ben beni antepde belledim yoorum. acı şeyle bi fırsat olsa da, gendini sözlük zirvelerinde görebilsek.

seç turizm

isdanbıl otoboslarındæa funtoro lcd'lerinde, müzüklerin ærhasına antepnen ælahası olmıyan næader foturaf varsa goyuglar. yav æam, safi poşulu poşulu adamların foturafları dolanıy müzük dinneyken. bellen urfa cesurda gediyn. yanı ængıyameym æam, antebin o æader göstereceg yeri varhan neen bes onnarı goyuglar. kesin æam, o foturafları yılık æhıllı bi dışarılıya godurtuglar.

tostcu gadir

eşkili ufak sözlük kahvaltıda buluşuyor

æam işte zirveler beyle olmalı. böön, her zirvenin deeşmez hanee "bi gün oturag da şoonu şoonu yapæg"ların bitip, "æam yering şoonu yapıyg. den!" haneenin başladee tæaf bi gün oldu.

(bkz: goaprediyem)*

anteplice dilbilgisi

"-madan" zarf fiil ekinin anteplicedeki muadili "-mazdan evel"dir. bu da anlam karmaşalarına yol açabilmektedir ki dışarılı bir arkadaşla konuşurken örneği başıma gelmiştir:

+yürümezden önce pis pis bana baktı
-yürümez kim?

(bkz: anarya gitmek)
(bkz: ucyol)

darı

"daru", macarca'da mısır koçanı anlamına gelmekte. benzerlik enteresan.

şarkı sözlerinin antepliceleri

spongebob'ın girişi:

tamam mısıız æam?
temamıg gapdan
sizi duyameym
temamıg gapdan
obæaooov

kim suyun altında kebap yelley
spongebob deermeçapıt
kim denizin içinde çimiy
spongebob deermeçapıt
kim maarifde dolmuşdan enmemiş
spongebob deermeçapıt
kim sabahece düvende beklemiş
spongebob deermeçapıt

yerii

spongebob deermeçapıt
spongebob deermeçapıt
spongebob deermeçapıt
delik deliik, olasıcaaa

sözlöön birleşip deel dey bilgisiyar firması gurması

amarahılar gedip "dell" dey bilgisiyar yapıylarsa, biz neen yapmıyæg æam. soruym size. mis kimi adını da "deel" gorug. bi de æam gendine " ekmek taplama otomasyonu tasarlarıg. ekmekci mısdavanın isyankar tapcısı fahasın maceraları nın sonu gelir beki amma fırının ip'sini browsera yazdııngız kimi gecenin 2sinde bile seri olaræg ekmek taplıyabilirsiiz.

sloganlarımız da hazır: "dell deel, deel!", 'dell'enmeli deel!

(bkz: deel)
(bkz: etmeli deelsing)

etmeli deelsing

ia yapmamalısın

burda "etmeli", kelimesinin yerine herhangi bir fiil gelebilir; "deelsing" ise herhangi bir kişiyle çekimlenebilir:

+getmeli deelsing
+ oglani tek gomali deelsin
+yolda çalınmış kimi yerimeli deelig

o deel de æam bu "deel" demelering bi ængamı olmalı. (fiil)meli deelsing şeklinde gullanım, bize, orta asyadaa atalarımızdan geliy. böön, türkmenistanda olumsuzluk eki -ma, -me gullanılmey; bes "deel" kelimesi söyleniy. diya æam türkmence bi cor:

(y'leri ı olaræg; ä'ları da "e" olaræg ohuycuuz æam)
gyz bolup dogulmadygyma shükür edyän! internede girmeli däl, dashary chykmaly däl, ony etmeli däl, muny etmeli däl...haram ölmelimi-kä gyzlar gara öyün töründe dine nahar bishirip, kir yuwup*!?

enteresan dee mi? gedip "deel" dey bilgisiyar firması gurmalı deel miyig æam şimdi?

(bkz: anteplice dilbilgisi)
(bkz: antepliceye benzeyen ağızlar)
  • /
  • 62
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1238

lahaplar

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

gaziantep'in girişine yazılması gereken söz

dolmuşların kaldırılması

" mehmet nuri paşaya kadar durmaz" haneeni bitiren, yangılmeysam geden sene edilen iş. trafee iræağtledeg dey dutuldu. dolmuşlar tarpadak yitti getti meram, aleyını halg otobosu ettiler. o otokar marha dolmuşlar necoldu, şöferleri nişledi ola?

(bkz: antep dolmuşları)
(bkz: dolmuş diyalogları)
(bkz: dolmuş yazıları)

sıhırcım vermek

+düveni areym da uşaglara sıhırcım veriym. gendi hallarına gorsan heç bi iş dutmazlar.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

benim deyen adam

antebin süperkahramanıdır. elinden her iş gelir, her işi dutar. yeen beşaratlıdır.

gendi şeyle olur zaar: www.eskiliufaksozluk.com/benimdeyen.jpg

gendini görenlerin hanee de şeyle olur aam;

x: la maamet şoo ney la, uçuy?
y: haası yav?
x: la diya diya görmeymin?

(beæaaaov)

a: o bir hallik
b: o bir gasap şeerdi
c: o bir pavyonçu
d: o bir dogdur
e: o bir fısdıg gıracaa
f: yogaam yog yangiliyn sen. buu esaas benim deyen adam!
g: beeey!?

pekey bu herif nedik? yanı boşuna mı söyleyg sabahden belli. yoog?:

-antep tarihinde en çok parey gendi gazanmış. en böyüg yatırımları gendi yapıg.

-bütün antebin dedigodusunu saklayacak hafızıya saaptir, yeen gafalıdır

-eşgili daraglıg tavasını, dana eti kullanarak pişirmiş ama dadı goyun etiynen bişig kimi olmuş

-bi haftasonu " hanan haraba ola windows. nalet saa da bill gates'e" deyp antep operating system işletim sistemini yazıg

-antebe manhattan yapmıştır. mimari porocey, alatirik tesisatını, aleynı gendi yapıgdır

-zırhda gıyma çekiyken, bi adım sendelemez. yerinden milim gımıldamaz, daş kimidir

-7 dagga içinde 42 dævaya gederek guinesse girmiştir. son zamanlarda yeen secaatli oldoondan bu rekorunu egale edecektir

-bütün bedduaları istisnasız tutmuştur

-gendini sepulturı'ya "gel aam hele bizde pateri çal, navar" dey çıırmalarına rağmen gendi heç oralı olmeygdır

-68 düble arahıyy tek başına oturdoo yerden bitirmiş, ardından üzüm depelemiş ve masere gazanı garıştırmıştır

-salça zamanı gurutulan biberleri, bes gendi pençesiynen toz haline getirip gırmızı biber etmiştir

-secaat seviyesi, fsecaat(armıt, gabag) = ((e^(armıt) * log(gabag))^10)! fonksiyonuna göre değişir.

omer asim aksoy un halfelere seslenisi

ömer asım aksoy'un, anteplice hakkında yazdığı en büyük eser olan gaziantep ağzı kitabının birinci cildinin giriş yazısını az önce okudum. resmen bizim yaşadıklarımızı yaşamış. ulaşım imkanlarının çoğalmasından, radyolardan ve gazetelerden dolayı bölge ağzılarının, gelişimlerinin duracağını hatta gittikçe yok olacağını taa o vakitlerde farketmiş. o da bizim gibi endişeye kapılmış. ömer asım aksoy'un 65 sene önce duyduğu bu endişeye ilaveten, televizyon, internet ve gendi gomplekslerini antep şivesine boyutlıyan insanları düşünürsek, başta mitokondri olmak üzere tüm eşkili ufak sözlük halfeleri olarak antep şivesini ölümden kurtardık (bkz: eskili ufak sozlukten once eskili ufak sozlukten sonra).

30lu ve 40lı yılların şartlarını ve yerel ağızlar konusunda tek bir eser bile yazılmadığını göz önünde bulundurursak, bizden çok daha ağır problemlerle karşılaşmış. o da bizim gibi notlar alırmış. hatta not almayı unuttuğu ya da almaya üşendiği zaman, aklına geleni bir süre sonra unuturmuş ve buna çok üzülürmüş.

bu yüce insan keşke şu an yaşasaydı da ellerinden öpseydik*. işte beni geleceğe dönüş gaziantep psikolojisine sokan, biz halfeler için büyük bir rehber niteliğindeki 14 temmuz 1945 tarihli yazısı:

"son yirmi beş sene içinde iki dünya harbi koptu. bütün cihanda büyük değişiklikler oldu. memleketimizde de arka arkaya bir çok devrimler başarıldı ve yepyeni bir hayat başladı. yolların, taşıtların çoğalması, yurdun her köşesini birbirine yaklaştırdı. türlü bölgeler halkı arasında münasebetler doğup gelişti. bir yerden başka yere gidenler, oraya kendi ağızlarından kelimeler, deyimler, dil özellikleri götürdüler. bu alış veriş, yüzyıllarca kendi özelliğini saklamış olan bir bölge ağzına, başka ağız özelliklerinin de katılıp karışmasına yol açtı. bundan başka yazıda yaptığımız devrimle, sayıları çok artan okullarla, baskıları ve çeşitleri fazlalaşan kitap ve gazetelerle, bütün yurdu kaplıyan radyo yayını ile, genel dil geniş ölçüde yurdun her köşesine girdi. işte bu sebeplerden dolayı bölgelerin ağızlarında eski nitelikler kaybolmaya başladı.

bu özellikler unutulmaktan kurtarılmalı ve incelenmelidir
hızı ve genişliği daha ziyade büyük şehir ve kasabalarda ve aydınlar arasında açık surette görülen "bölge ağızlarını bırakıp, onun yerine genel dili kullanmak meyil ve hevesi" önüne geçilemeyecek bir olaydır. ve esasen genel dilin böylece yayılmasında fayda vardır. çünkü her bölge halkının kendi ağızlarıyla konuşmaya devam etmeleri, genel dilin gelişimini yavaşlatır. o halde bölge ağızlarının zararına olmakla beraber, bu akışın önüne geçmek doğru değildir. fakat bu, ağız özelliklerinin büsbütün unutulmasını istemek anlamına gelmez. ortadan çekilmekte olan bu özelliklerin vakit geçirilmeksizin incelenmesi, zaptedilmesi de gerektir*. vakit geçirilmeksizin kaydı önemlidir: dilde değişme ve gelişme her zaman olagelen bir hal ise de zamanımızdaki değişmeler -yukarıda da söylediğimiz gibi- başka devirlerinki ile ölçüştürülemiyecek derecede çabuk ve geniş olmaktadır. biz yaşta bulunanlar, kendi bölgelerinin bu dil gelişmelerinden önceki ağızlarını iyi bilirler. fakat bizden sonra yetişenler, bunların büyük bir kısmını bilemiyorlar. daha sonra gelecek olanların o ağızlar hakkındaki bilgileri daha az olacaktır. bu sebepledir ki büyük bir dönüm devresi yaşamakta olan bizim nesil için, her bölge ağzını ayrı ayrı inceleyip saptamak büyük bir ödevdir. yoksa bulnar gittikçe biraz daha geçmişin karanlıklarına gömülecekler, unutulacaklar, kaybolacaklardır. benim babaannemden işiterek öğrendiğim bir çok kelimeler, deyimler, dil özellikleri vardır ki bunları kendi bölgemizde bilenler veya kullananlar daha şimdiden kalmamıştır. çocukluğumuzda biz annemize ana, ağabeyimize ağa derdik. bugünkü gaziantep çocuklarının ağzında "ana, ağa" kelimeleri hemen hiç yoktur. hepsi de "anne, ağabey" diyorlar*

bir ağzı incelemek için (biz halfelere hitap ediyor)
bir bölge ağzını etraflı şekilde incelemek kolay bir iş değildir. hele bu konu üzerinde daha önce uğraşılmamış bulunması, güçlüğü bir kat daha artmaktadır. bunu yapacak kimsenin, o bölgede doğup büyümüş, yahut orada uzun zaman kalmış olması ve esaslı bir dil bilgisi bulunması şarttır. fakat bu kadarı yetmez. araştırıcı*, "dikkatli, keskin görüşlü olmalı" ve bu iş üzerinde uzun zaman sabırla, azimle çalışmalıdır. bir bölgede yetişmenin oradaki ağzı incelemk için gerekli olduğu söz götürmez. şu kadar ki bunun bir de mahzuru vardır: araştırıcı, etrafında konuşulan sözlere yabancı olmadığından bir takım özellikler onun dikkatini çekmeden geçebilir (bkz: anarya gitmek). işte buna meydan vermemek, bütün özellikleri görebilmek ve kaçırmamak lazımdır. bu, "dikkat" ve "görmeye alışmak" meselesidir. "uzun zaman çalışmak" şartına gelince: insan bildiği ağzın bütün özelliklerini düşünmekle hatırlayamaz. bunun için baştan başa süzülmek ister. halbuki bir ağız, bir kitap gibi açılıp ilk satırından son satırın a kadar gözden geçirilebilen, bir kısmı bugün alt tarafı yarın, öbür gün incelenebilen ve filan yerde sona ereceği belli olan bir varlık değildir özelliklerini bir bir, sırasıyla önümüze dökmez. bunlar biz istediğimiz vakit değil, rasgele*** ortaya çıkarlar. onları daima konuşmalara dikkat ederek biz yakalıyacağız.

ilk zamanlarda sık sık notlar alırız. fakat gitgide not edilecek yeni şeyler bulmak güçleşir (bkz: #18629)(bkz: sözlükteki kesatlık)(bkz: halfelerin sözlükte aktif olmama sebepleri). çünkü yeni dinlediğimiz konuşmalarda, önce zaptettiğimiz bir çok kelimeler, özellikler tekrarlanır durur. bununla beraber, daha az nisbette yeni maddeler de çıkar. böylece seneler geçer. amma bütün dikkatimize rağmen işin arkası bir türlü alınamaz. sebebi şudur ki konuşulan ağzın eksiksiz olarak dikkat süzgecimizden geçmesi için gereken vakit, bizim ömrümüzden çok uzundur(bkz: #600) (bkz: #28786).

bu açıklamalardan anlaşılır ki, işini iyi yapmak istiyen araştırıcı, derleme ve incelemeye başladıktan sonra, o ağzı konuşanlar arasında yıllarca çalışma ve bu uzun zaman boyunca gayet dikkatli ve uyanık bulunmak zorundadır. bir taraftan kendi bildiklerini, hatırladıklarını kaydedecek, bir taraftan etrafındaki konuşmaları inceleyici kulağıyla dinliyerek devamlı surette notlar alacaktır. aklına gelenleri ve işittiklerini hemen zaptedemez, belleğine güvenerek not etmeyi sonraya bırakırsa onları kaçırmış olur, bir daha kolay kolay hatırlayamaz*. başımdan çok geçmiştir: bazen yolda giderken aklıma, not edilmesi gereken bir dil özelliği gelir. o anda durup cebimden defterimi çıkararak yazmaz da bu işi ilk oturacağım yerde yapmak istersem, yazılacak şeyi unuturum.

gece yatağıma girdiğim yahut uykum kaçtığı zaman da hatrıma gelen şeyler olur. bazı vakit yataktan kalkar, bir tarafa yazarım. bazı vakit de kalkmaya üşendiğimden unutmıyarak ertesi günü yazmak maksadiyle bir kaç defa kendi kendime hatırlatırım. fakat ertesi gün çoğunu hatırlayamam. bunlardan aldığım ders şu olmuştur ki akla gelen bir şey, hiç vakit geçirilmeden tesbit edilmelidir. hatta yataktan kalkmak lazım gelse bile...

kaçırılan maddeleri bir daha hatırlayabilmek veya işitebilmek için belki de senelerin geçmesi gerekir. çünkü her gün ağızda dolaşan dil unsurları bulunduğu gibi, insanın ancak üç, beş, on, yirmi yılda bir defa karşılaşacağı unsurlar da vardır. bu sebeple kısa bir zamanda toplanmış olan dil varklıkları her halde eksik olur.

bu kitabın*, her özel kelimesi veya başka dil unsuru üzerine günlerin, haftaların, ayların sabrı, dikkati ve emeği harcanmıştır. fakat, az önce dediğim gibi, bir şahsın ömrü, tam bir incelemeye yetmez. onun başka emeklerle tamamlanması lazım gelir (bkz: eşkili ufak sözlük) (bkz: #27)(bkz: #201) "

yahçek

yeen datlı bi ekip çalışması oldu. prototifi 2.5 sene önce çıhıgdı. aklıma taa birinci geleneksel eskili ufak sozluk iftarinda ellaam'ın, yahçek gullanmadan evel yah çekerken öksüren adam doğaçlaması geliy. video yirmiyedi'nin "pejo, pejo. pejo eyi esas. yog ganuni de eyi de..." demesiynen başley amma ben orda bitiym. hele maamethalfe'nin "dışarılı belliyollardı" şeklinde demeç vermesi mükemmel yav. sicanhasaninpompasi'nın düğünlerde en önde gendinin gaçdıı hakiyesi, insanın gözünün önüne resmen düğünün ilk 10. saniyesinde gaça gaça piste çıhıp, oralıgdaa 5-6 adamı aniden yahçektirmeye çalışan birisini getirmekte. her dæggasını bilmemgaç dæafa seyredigdim. yazıları, gonuşmaları* gaç kez deeştim, cızdım bilmeym. ama sırf şu "pejo pejo. pejo eyi esas..."ı duyuym dey, rafik'in durduk yerde "arhædaşlar hele bi yæh çekek yav" deyp herkeşin zombi kimi birden yah çekmeye başlamasını görüym dey baştan baştan seyrediym gene.

(bkz: eşkili ufak fikir sanat)

eşkiliufaksözlük

tarihsel süreçte yazıya geçirilmemesine rağmen, yüzyıllardır kuşaktan kuşağa sözlü biçimde aktarılarak bugünlere değin ulaşmayı başaran "anadolu ağızları", on yıllardır, gerek konuşucuları gerekse toplumun geneli tarafından bir kusurmuş gibi algılanmakta, salt bir eğlence aracı olarak görülerek yıpratılmakta ve ister istemez yok edilmektedir. oysa ki, küreselleşmenin alıp başını gittiği çağımızda, türkçemizin yabancı dillere karşı koruyuculuğunu gizlice üstlenmiştir anadolu ağızları; osmanlı zamanında arapça'nın ve farsça'nın baskısı altında ezilen türkçe'ye benliğini tekrar kazandırması gibi... ağızların, yazıya aktarılmaması bir yana, ancak ilgili yörenin insanları tarafından konuşulduğu unutulmamalıdır; ki onlar da vazgeçerlerse, o ağız ölmeye mahkum bırakılacaktır. işte tam bu noktada, gaziantep ağzı'nın, namı diğer anteplice'nin, ne kadar şanslı olduğunu görebiliriz. interaktif bir sözlüğe sahip olan ve buna bağlı olarak sanal ortamda oldukça etkin kullanılan tek anadolu ağzı, anteplice'dir. önceleri internet ortamında, diğer ağızlar gibi iki-üç kelime ile barınabilen ve ancak pek az kişinin özel mesajlaşmalarında kendisini gösterebilen anteplice, 2007 ekim'inde, tam da "antep uşakları"nın gaziantep'in gittikçe kozmopolitleşmesinden ve antep kültürünün yok olacağını düşünmelerinden bunalığı bir dönemde, tamamen antep kültürüne odaklanmış eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıyla sanal ortamda yaşam şansına sahip oldu. anteplice'nin 21. yüzyıla uyarlanması ve yazıya aktarımı gibi konularda zamanla uzmanlaşan sözlük yazarları tarafından daha önce örneğine rastlanmamış büyük bir interaktif bilgi kaynağı haline getirildi, sözlük kurucusu mitokondri tarafından fitili ateşlenen bu antep furyası. bugün, antep kültürü ve anteplice, eşkili ufak kadrosunun uğraşlarıyla sosyal platformlarda yahut multimedya sitelerinde ağırlığını hissettirir oldu; dışarılıların zihinlerindeki yanlış gaziantep imajının üstesinden gelinmesi de cabası. artık "eletmek" sözcüğünün varlığı-yokluğu değil "acı navar beni neptün'e elet" hikayesi; "pafsımak" kelimesinin kabalığı-kibarlığı değil "yuha adamlar pafsıyg et kimidirler. gender mæarif'deyhan gohularını taa garadaş'ıng oralıgdan alabilirseéz" antebistik aforizması tartışılıyor. peki buna benzer bir oluşum neden diğer yörelerde değil de gaziantep'te gerçekleşti? çünkü olaylara farklı açılardan bakabilmek ve genellemelerden bağımsız olarak düşünebilmek gazianteplinin genetik bir özelliğidir; bunun kanıtı da, bir ağza perspektiften bakarak çağa ayak uydurabileceğini kanıtlayan eşkili ufak sözlük'ün kurulmasıdır.

arbet espriler

avradın bi denesi çalınmış, herifi de polis çıırmış

herifin bi denesi şişmiş, avradı da manefe innesi

herifin bi denesi yeen kibarmış, yeen beyefendiymiş amma dayım sası sası gohuymuş. neen ola?
-- herifin adı ali nazikmiş

herifin bi denesi sanayide yuvalama yimiş ölmüş. neen?
-- yuvalamıya makina yağı çaartırmışlar çünki

vodafone'lular anı yaşeylar, pekey antepliler neediyler?
-- anı depiyler (an-tep)

hitler'in nasyonal sosyalizm sistemi neden işe yaramamış?
-- çünkü goca alamanya'da bi dene bile nasyonal et makinası yokturmuş

herifin bi denesi evlendee günden belli amelmiş. neen ola?
-- çünkiii avradının adı

kel ferit

antep lisesi'nde müzik öğretmenliği yapmıştır. kimileri bu adamı antepden müzisyen çıkmamasının sorumlusu olarak görmektedir*

düman

düman

ia duman:
-hele şoo gapıyy ört, içeri bütün düman olug
ya da
-amaan! hele herifin suratına..! çıırmadan ayın bayın olug. düman mıydı neydi bunnarın adı?

anteplice tabu kartlari

kelime: carıs

aşşadaa hanegleri söylemeli deelsin:
-malamat
-nalet
-irezil
-elalem

gaziantep

dünyanın en bahtsız şehri
Henüz takip ettiği biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort