sandalyede oturuş şeklinden.
eger bir sandalyeye oturup diğer sandalyenin de dayanak yerini koltuk atına almış ise veya sandalyeye yan oturup dayanacak yeri koltuk altna almış ise kesin anteplidir.,
tecrübeyle sabittir
aşık atmak:temizlenip kurutulmuş koyun ayak aşık kemiğinden çıkartılan kemikle oynanan bir oyun.aynı zamanda "sen o adamın eline su dökemezsin" anlamında kullanılan bir deyim.
"yav sen heç o adamla aşık atabilir misin?"aklını başına al.
deli yussup: aslen beylerbeyi köyünün delisiydi.ama kalealtı cıvarında da meşhurdu.ençok kızdığı söz;"yusuf davulu çalamaz" idi.aldığı paraları hep kalealtı civarındaki esnaftan aldığı çoraplara yatırırdı.2000 li yılların başında öldüğü duyuldu.
alinazik:ali nin nazik olması ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
çok narin ve nazik oluşundan dolayı "ala" (bu sözcükteki "a"ların üzerine şapka koyup okuyunuz) yani çok nazik bir yemek anlamında "alanazik"....
antep ağzında "alinazik" olmuştur.
hör:antep'in sokak oyunlarından.bir daire içeridine merkeze bir taş konulur.oyuncular ellerindeki yassı el kadar çekıl taşı ile daire içindeki taşı merkezden uzağa gidecek şekilde savururlar.ondan sonrada koşup taşın üzerine ayaklarını koyarlar.hör yaparlar.
yedi bardak: antep'in unutulan sokak oyunlarından.yedi adet kiremit (antep ağzı ile (bkz: bardak)) üst üste dizilir,belirli bir mesafeden bir nesne (çoğu zaman top) ile yıkılmaya çalışılır.bardak nöbetinde olan bardakları dizene kadar bardakları yıkan ekibe bir şey yapamaz.
1950 li yıllarda nişanlı bir kıza arkadaşları nişanlısının nasıl birisi olduğunu sorarlar.yakışıklı mı,boylu poslumu mu...kız utana sıkıla cevap verir" şey yahışıklı olmasına yahışıklı .yanı anneycanız ne cip uzun ne cip kısa"
ortalık kahkahadan yıkılır.kahkahaların sebebi çok geçmeden anlaşılır.damat adayının adı necip'tir.***
antepi uzaktan sevmek asklarin en guzeli mi: hep gurbetlik yaşadık,kimi zamanlar hasrette çektik.
ancak bu başlık dışarıdan hasretlik çeken antepliler için.
duygularını bizimle paylaşsınlar...
antep aşkı neymiş anlasın dünya alem
eskiden cuma günlerinin resmi haftasonu tatili olduğu günlerden kalma bir ifade...yani şimdiki cumartesi gününün konumunda olan perşembe gününün adından türetilen bir kelime.perşembe=hamis,dolayısı ile perşembe günü alınan haftalık ücretin adı da "hamislik" oluyor...
pazartesi=isleyn
salı=telate
çarşamba=erbaa
perşembe=hamis
cuma=cuma
cumartesi=sep
pazar= ahad
bayram arefeleri ve gecesini ibadetle geçirmek isteyen antep hanımlarının hem ibadet hem yemek yapmalarına imkan tanıyan bir yemek türüdür yuvalama...tesbih tanesini andıran pirinç köfteciklerinin her bir tanesi için getirilen kelime-i tevhid yuvalamayı bir anlamda kutsanmış bir yemekde yapmaktadır.zaman tünelinde tesbih kısmı unutulsa da yuvalamanın ramazan bayramlarının değişmez yemeği olmasının nedeni budur.
garinin oğlanı sel götürmesi:antep yöresinin mevsim özelliklerini özetleyen bir deyimi...ılk baharın sağanak yağmurlarında oluşan selleri işaret eder.oğlak koyun ve keçilerin doğum zamanını,selin götürdüğü şeyinde hem (bkz: gari)(ihtiyar kadın)hemde oğlak (keçi yavrusu) olması selin çok büyük boyutta değil,küçük boyutta olacağını tarif eden mükemmel bir anlatımıdır.
"birden yağmura tutulduk anam"
"ee tam da garinin oğlaanı selin aldııı günlerdeyk taman"
bir yemeğin pişmesi için od (ateş) ne kadar gerekli ise,bir kadının ezilmemesi için de öncelikle kocasının o'na değer vermesi gerektiğini anlatan,(rahmetli annemin sıkça kullandığı) bir deyim...
degirmi:kare...veya kareye yakın dörtköşe şekil...
"avuç içi gibi des değirmi arsası var"
antep'in önemli semtlerinden değirmiçem'in adı da ordan gelmektedir."kare şeklinde çimenlik yer "anlamı taşır
elatına binip çalımsatmak diye buna denir.
bizene cimbomdan fenerden veya bir başkasından... gaziantepspor süper ligde ise onunla sevinir onunla üzülmektir antepliye düşen gerisi abesle iştigaldir,boyalı medyaya alet olmaktan ibarettir.
dünyanın başka hiç bir ülkesinde başka bir şehrin takımını tutmak gibi bir ucube davranış biçimi yoktur.örneğin bir barcelonalı real madrid'i tutmaz asla...