godummu otuturrum haaa

Durum: 6847 - 0 - 0 - 0 - 10.08.2012 15:12

Puan: 30556 -

17 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 343

geleni şepliy gedeni şepliy

haneeynen adan dövüy.
eyi bi önnek için, antebin sövme ve şepleme ve çemkirme şampiyonu tabahanadahı menşur ciyerci haydar ammidir.
dili dadıldır ama ölçüsü yogdur. garışana hahını dakkasında verir.

(bkz: şep).

(bkz: çemkirme).

(bkz: cigerci haydar).

(bkz: hapleyip şeplemek).

antepli olduğuna şükretmek için 99 neden

aha işde tam da bu havalarda sabah erken kahıp arasa'dahı menşur metanet'te beyran içmek ya da tabahanada cigerci haydar ammide hössönoolunun sıcag ekmeeynen iki şiş ciyer kebabını aaz dadıynan ve saalıkla yiyebilmek.

futurist antepli

klasik antepli

lahaplar

şavhılcı şavhı

şakül ile ölçme ve düz duvar yapan, aynı zamanda su arayan eski bi antep usdası.

(bkz: lahaplar).

şavhılcı

şakül ile ölçme işlemi yapan kimse.
bunlara tanıdıgım bir örnek:

(bkz: şavhılcı şavhı).

şavhıl

şavhı

bıldır ölmüş bi eşşek geling böön ağlaşak

eski defterleri açmanın, esgimiş olayları tazelemenin kimseye bi faydası yoktur.

bıldır

bıldırhı bohum

zart osuruk

osurup ürüyüp gezmek

gamsız kedersiz ve hali keyfi yerinde olmak.

antep sehitleri

şehitler abidesi

antebin göbee, şehrin orta nokdası, anteplinin galbi ve altında yatan 6317 şehid antebin dayım içinin sızısı ve 25 aralık günü 25 aralık 2010 şehitlerimizi ziyaret ediyoruz etkinleenin yapılacağı mabedimsi yüceler yücesi buram buram tarih kohan bi mekan.
*

gizem memiç

gözel oldoonu anteplinin heç bilmediee ve görmedee, şindik adı ortıya çıhan bi gız.
*

gürbüz barlas

1927 yılı doğumlu olan prof. dr. gürbüz barlas, baba tarafından barlas'lar anne tarafından mazlum ailesinden olup yargıtay başkanlarından olan babası gaziantep'li sait barlas'ın, memuriyetinden ötürü bulunduğu eskişehir'de doğmuş, tahsilini de ankara ve istanbul da tamamlamıştır.
gaziantep eşrafından olan ilkokul ve ortaokulu türk eğitim derneği ankara kolejinde liseyi ankara atatürk lisesinde okuyan gürbüz barlas, istanbul tıp fakültesinden mezun oldu ve aynı yıl amerikaya gitti. 1 yıl cleveland fairview hastanesinde rotating internshipliklik yaptı. fairview park hastanesinden sonra, üroloji ihtisası için cleveland cliniğe başvurdu ve kabul edildi.
amerika'daki üroloji ihtisasını ünlü cleveland clinicte tamamladı, ihtisas sonu 1 yıl suni böbreğin mucidi kolff'a asistanlık yaptı. aynı yıl sonunda chicago'ya gitti. chicago edwater hastanesinde suni böbrek merkezini kurarak ayni hastahanenin üroloji seksiyonu şefliğine atandı. 2 yıl sonunda türkiyeye döndü. haydarpaşa askeri hastanesinde üroloji uzmanı olarak 1.5 yıl askerlik görevini tamamladı. askerlik sonu istanbul üniversitesi çapa 2 inci cerrahi kliniğine üroloji uzmanı ve öğretim görevlisi olarak atandı. ayni klinikte türkiye de ilk suni böbrek merkezini kurdu, necdet koçak ve alaaddin vardarla birlikte ilk börek transplantasyonunu yaptı. bu önemli olgu türk tıp cemiyeti dergisinde neşredildi.
amerikan ve avrupa suni organ ve transplantasyon dernekleri, ulusal ve enternasyonal cerrahi ve üroloji derneklerinin, ingiliz cerrahlar derneği üyesidir. 2 yıl türk endoüroloji derneği başkanlığını yaptı. yabancı text kitabında 2 bölüm olmak üzere, yerli ve yabancı bir çok tıbbi yayınları mevcuttur.vatani görevini yaparken ve çapa tıp cerrahi kliniğinde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1968 de ayrıldı ve amerikan hastanesinde çalışmaya başladı. halen onur üyesi olarak göreve devam etmekte olup baba memleketi gaziantep ile de yakından ilgilenmektedir.
amerikan hastanesinde doktorların yönetime katılması için çalıştı, arkadaşlarıyla bir hastane için bir anayasa (bylaws) yaptı. uzun süre hastane genel sekreteri idari kadro üyeleri seçimle göreve atandı. bu süre zarfında kesintisiz gerek idari kadro üyesi gerek cerrahi bölümü başkanı olarak görev yaptı. son yıllardaki görevi tıbbi kadro başkanı idi. halen aynı yerde onur üyesi olarak göreve devam etmekte olup ayni zamanda hastane danışma kurulu üyesidir.

ali cenani

birinci dönem türkiye büyük millet meclisi’nde antep milletvekili mehmet ali cenani bey ve faaliyetleri

yazan : cengiz şavkılı
kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi, afşin meslek yüksekokulu

birinci dönem türkiye büyük millet meclisi üzerine yapılan çalışmalar, dönemin devlet felsefesini, siyasî ve sosyo-ekonomik yapısını ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. ayrıca birinci dönem türkiye büyük millet meclisinde yer alan milletvekilleri ile ilgili yapılan çalışmalar, 1920’lerin ankara’sında milletvekillerin olağanüstü zor şartlar altında çalıştıklarını göstermektedir.
birinci dönem türkiye büyük millet meclisi, katılımcıları açısından oldukça renkli, düşüncelerin özgürce tartışılabildiği, bağımsız ve demokratik yapısıyla örnek bir meclistir. birinci meclis için mustafa kemal paşa’nın direktifleri doğrultusunda antep’ten de altı milletvekili seçilerek meclisteki yerlerini almışlardır. bu milletvekilleri arasında memleket savunmasında kılıç ali bey gibi doğrudan katkısı olanlar da mevcuttur. bazıları ise idarî görevleri ile ön plana çıkmışlardır. ali cenani ise istanbul’un işgalinden sonra, malta’ya sürgüne gönderilmiş ve 1919 seçimlerinin geçerli sayılmasıyla tbmm’de milletvekili olmuştur. mecliste en aktif antep milletvekili olan ali cenani bey, hemen hemen her konu da söz almış, bazı konularda takrir (önerge) vermiş, “gaziantep ahalisine
yardım” ile ilgili verdiği bir kanun teklifi de 169 sayılı kanun olarak kabul görmüştür.

kaynak : cengiz şavkılı
yazışma adresi: kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi afşin meslek yüksekokulu afşin/kahramanmaraş.

besim üstünel

akademisyen, siyasetçi ve ekonomist besim üstünel, 1927 yılında gaziantep'te doğdu. ilk-orta ve lise eğitimini gaziantep'te tamamlayan üstünel, istanbul üniversitesi iktisat fakültesi'nde lisans öğrenimi gördü. 1948-1953 yılları arasında aynı üniversite'de asistanlık görevi yürüten ve doktora derecesi alan besim üstünel, başarısı nedeniyle fakülte tarafından "londra scool of economics'e doktora sonrası uzmanlık çalışmalarını yapmak üzere 2 yıllığına gönderilmiştir. londra dönüşü 1953-1959 yılları arasında istanbul üniversitesi iktisat fakültesi'nde doçentlik "iktisat teorisi" ve "dış ticaret, makro ekonomi" konularında eğitim ve araştırma görevlerini sürdürdü.
1959-1960 ders yılında anlara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesinde görev alan besim üstünel, 1961-1962 ders yılında profesörlüğe atanmış 1975 yılının ekim ayında parlementoya istanbul senatörü olarak seçilinceye kadar öğretim üyeliğine devam etmistir. 1981-1982 eğitim ve öğretim yılından başlayarak istanbul'da akademik kariyerine donen dr besim üstünel, bir zamanlar istanbul teknik üniversitesi işletme ve endüstri mühendisliği fakülte'sinde, daha gale marmara üniversitesi ve galatasaray üniversitesinde öğretim üyeliğine devam etmektedir.
prof dr besim üstünel, yurtdışında 1972-1974 yılları arasında stockholm üniversitesi, 1973 yılında amerika birleşik devletleri minesota üniversitesi, 1986 yılında tokyo seijo üniversitelerinde öğretim üyeleri görevlerinde bulunmuş ve çeşitli araştırmalara imza attı. politikalarla ilgili görevlerde de bulunan prof dr besim üstünel, devlet planlama teşkilatının kuruluşu aşamasında "danışmanlık", 1962-1965 yılları arasında planlama teşkilatı iktisadi planlama dairesi başkanlığı, 1966 - 1971 yıllarında cumhuriyet halk partisi'nde parti meclis üyeliği, merkez yönetim kurulu üyeliği, ekonomik politika danışmanlığı ve genel sekreter yardımcılığı görevlerini yürütmüştür. 1975 ara seçimlerinde istanbul'dan senato üyeliğine seçilmiş, 1977 hükümetinde maliye bakanı 1980-1981 yılları arasında da avrupa konseyi türk delegasyonu başkanı olarak görev yapmıştır. modern ekonomilerde para, para teorisi ve para politikası, milletlerarası iktisadi birleşmeler teorisi, avrupa ortak pazarı ve türkiye avrupaortak pazarının türk ekonomisi uzerine muhtemel tepkileri, kalkınmanın neresindeyiz, ekonominin temelleri, makro ekonomi kalkınan türkiye'nin cephe çıkmazı, 1975 baharında türkiye'nin iktisadi durumu ve yeni denge arayışları adlı kitapları vardır.
  • /
  • 343
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 6847

eşkili ufak sözlükte halfe olmak

eşkili ufak sözlük aylesiynen eşgi dadlı dertleşmemdir...


böön 09 tomus 2010 cumaa.
9 mayıs 2010 günü başvurup bu yaşımdan soona şeert ve ahabinde hemen halfe olalı aradan tam iki gocaman ay geçti.
pc'de çok acemiyim, yaşım ve işim gereği bilgisayara tam hakim olamadığımdan guralları, gonsepti ve bu sayfanın huylarını bellemiye çalışarak vahıd geçiriym.
örğenmenin helbet yaşı ve sınırı yok.
en başda buraakda olduğum için yeen mutluym.
yazdıkça da keyif alıymmm...
gendim yazıym gendim güliym, gendim yazıym bazii bazi ağlıym.
amma yazarhane hep düşünüym.
vicdanlı olmıya, kimseyi gırmamıya, recide edmemiye, hep obcektif galmıya çalışıym.
hep gendimnen hasaplaşıym.
duruşması olan abukat efendinin mahgemiye girmeden salihli'deki adliyede bilgisayara girip sözlüğk sayfasını açıp bişeyler yazıp ohuduğu kimin, bende şu acer damat kimi yeni şeert halimde, her fırsatta belki sabah geç olur. ölüm var, galım var deyni sahı acelem varmışcasına bildiklerimi yaşadıklarımı bi an evvel akdarma telaş ve gayreti içine giriym.
bu benim gelecek guşaklara garşı en böyük vazifem ve sorumluluğum...
şu anki ve atide gelecek antep nesline işallah ve heyirlisiynen üç beş satır dahi olsa bişeyler bırakıp, ileride heyir dilekleri ve duaynan yad edilebilmek en böyük sebab ve mutluluk olacak benim için..
bi kelle, burada bulunup birikimlerimi, yıllar içinde yaşadıklarımı, gözlemlerimi ve tecrübelerimi, anamdan atamdan babamdan ecdadımdan bellediklerimi millete ve gelecek guşahlara aktardığım, antep tarihine yazılı bi belge bırakdığım için yeeen seviniym...
amma bunları akdarıym deyni gaza basarhane zaman zaman bilip bilmeden çeşidli örnekli yangışlıklar yaptımıın da elbette fargındeym.
antepçe gonuşması goley amma yazması o gaderde goley olmayan bir ağız...
bir noktayı, bir ı'yı i yazsanız bazan değişik sonuçlar verebilecek bir yerel şive !
yazarhan ve yazdıktan soona sevindiğim kimin, üzüldüğüm günler olmuy mi, olmadı mı?
beni heç gırıp üzmediler mi? (bkz: (#37882))
gendi yazdığımı yannış bulup heç silmedim mi..?
bunnarın hepsi de oldu ve de ilerleyen günnerde de harhalda daha da olucu...
ben bunu eyi biliym...
amma yazarhana vicdanlı olmaya ve tarafsız olmıya çalışıym olabildiğince.
eyle galmıya gayret ediym.
kimseynen herhangi bi hasabım yok.
bennen hasabı olduğunu sananlarnan bilem bi hasabım yok.
bütün davaları mahkeme-i kübra'ya havale edmiş durumdayım.
sadece bi hasabım var nefsime garşı, bi hasabım var allaha garşı.
amma beni bu hallara ve bulunduğum mevkiiye getiren bu topluma ve antep milleti'ne garşıda sorumluluklarımın fargındayım.
bi ara gendi gendime pekey aam, siz sag galın, ben de selamet diymmi deyni bile düşündüğüm oldu.
amma soona sabır ya hacı dedim.
bakdım beyle olmıycı, olmamalı.
gaçmak goley ve gorhak işi...
gaçmıycın, millet ne yapıysa belliycin ve sende aynısını yapmaya çalışıcın.
eyle de oldu netekim.
hala gaçma yerine guralları bellemiye ayni zamanda uygulamıya çalışıym ve çalışıcım.
artık heç sesimi çıharmıym ve bi entrymi niyeme silikler olama deeyni araştırınca, bilmediğim yeni yeni şeyleri ve guralları örğeniym.
hepimizin her yazdığı her zaman dorğu deel'dir.
dorğu deyni bildiklerimizde çoğu zaman dorğu deeeller.
insan hangi yaşda olursa olsun örğenmiye, yeniliklere açık olmalı.
penceresi geniş, vizyonu, misyonu böök olmalı.
eskiliufaksozlukte halfe olmak, gurallara riayet edersen, yeen goley ve zevkli bi vazife...
allah rızası için bi iş...
hemide beleş amma gazancı çok, duvası çok olan bi vazife.
belkide bazı günner gendi işimden daha fazla buraya, bu sözlüğe zaman ayırdığımın fargındayım.
ama halal olsun.
neticede galan düşmana deel, antebe ve gelecek guşak antepliye galıy...
gaçmak, getmek mesele deel.
saniyelik bi iş...
lakin, ya galıcın, ya galıcın.
üstelik gaçınca yazmak istesem bunu yazıp yayınlayacağım bazi yerler var allaha şükürler olsun.
ama burası benim olmayan ve bizim olan bir antep platformu.
antebi yaşadan bi yer.
antebi gelecek guşaklara bırahabilek bi mekan.
az önce de dedim :
eskiliufaksozlukte halfe olmak, gurallara riayet edersen, yeen goley ve zevkli bi vazife...
amma yanğış yapdıın naal nalıncı keseri kimin bazi halfe ve kiyalar başınğa vurmak ve seni carıs, rencide - rüsvah edmeğ, üzmek için siperde bekliyler.
bunu bilip buna göre davranıcın.
sözün özü burası eyi bir yer,
yeniler dikkatli olucu, esgiler de müşfik ve annayışlı.
ne var yani eski halfeler, kiyalar, ustalar, ustaşabılar sildikleri ve silmekde haklı oldukları entryin yanına zerafet dolu iki satırlık bi mettup kimi not yazıpda :
-bak aam mamed efendi.
şu yazdığın eyi gözel amma forum tarzında, şu yazdığında eyi amma bi tekrar, şu yazdıoğında hoş oluk amma gurallara şu sebepnen ayhırı deseler nolur yanı..?
ellerimi arğır.
önden gelen zomladıy, ardından gelen gomladıy...
sebab ; o da yok.
şunu kimse unutmasın:
bu sözlüğün esas saabı anteplidir, anteplilerdir.
sözlükde eski olanlar zerafet ve sayğı guralları içerisinde beylesil davranışlarda bulunurlarsa bu daha da teşvik edici olur.
hiçbur gural, guralsızlıktan kötü olamaz haneene yeen inanırım.
burada kimse kimseyi hor görmemeli, hakaret etmemeli, buna yeltenmeye, mahmile agır mesac atmıya cüreet dahi etmemelidir.
sözlüğe yazan şeertler, burada eski olanların mettep şeerdi deeller.
silicilerin maalle arhadaşı, hısımı, tanıdığı yerennik ettiği adamlar heç deeller.
kimse kimsenin babasının uşaada deel...
unudulmasınki bu sözlüğe antep sevgisiynen entry yazan yaşını başını almış, makam ve mevkii saabı olmuş, mesleklerinde bi yere gelmiş, çevrelerinde bilinen ve sevilen bu adamlar, bu halfeler, bu yeni şeertler bu işe şu zor günnerde antepte tomus sıcakları nda gafa patladiylar.
lark deyni, zonk deyni bi şeyi silmek bi tuşa basmak, bi galbi gırmak yeen golay, ama zarif olan silerken aydınlatmak ki; entrysi silinen şeert ya da halfe o hataya bi daha düşmesin.
benimki sözlüğü seven bi adamın, antebi seven bi adamın, bu sözlükle ve eşkili ufak sözlükde yeni şeert ve halfe olanlarla dertleşmesidir, o gader...
böön 9 tomus 2010 cuma.
2 aylık halfeyim, 1919 entrymle buradayım ve işallah daha da yazıcım.
inad edip gendi vicdan ve sorumluluğlarım gereği yazıcım, vahıd buldukça hep yazıcım.
yazıp yazıp keyf alıcım.
yazıp yazıp hatamı gendim arıycım ve silmelerine, zomuladmalarına, gomuladmalarına fırsat vermiycim.
silinen entrylerde hatanın bende olduunu gabil edicim.
inadına inadına melmeket sevgim nedeniynen ağnamıyanlara, diğnemiyenlere, bilmiyenlere, örğenmiyenlere inad yazıcım.
melmeket, antep sevgim nedeniynen yazıcımmmm...
artık heçbi şeyi gafama dakmıym, dakmıycım.
ama bi yere, bi nokdaya gader !
beni durduracak tek eylem şahsıma yazılmıya cüret edilecek hakaretvari mail, mesac veya yorum olacaktır.
buraya yazdığımın garşılığında bi para almadığım, bi gazancım olmadığı için hayasızca bi saldırı olunca da bu işi bırahıcım ve "hadi banga eyvallah aammm..." diycim.
o da saygının bittiği yer, toplumda ve antepde genel kabul görmüş nezaket kurallarının aşıldığı noktadır.
sözün özü;
guralları bellersek, kimseynen ne söz galır, ne de hanek.
acer halfelere tavsiyem beyledir ve bu corlar benim sözlüğnen dertleşmemdir.
usdalara, kiyalara ve bööklere da gabil edellerse naçizane önerim, herkeşe ve özellğnen acer halfelere lütfen (hemde allah rızası için) biraz daha sevgi ile yaklaşmaları ve buraya yeni yeni yazmaya başlayan şeert ve halfelere, aslında herkese ve birbirlerine, yani tüm yazanlara ve eşkili ufak sözlük ailesine yüreklerinden kopan, ailelerinden öğrendikleri saygıyı saygı göstermeleri ve yansıtmalarıdır...
malum; gişi ne ederse, gendine eder.
temam gurallar baştacı, ama sevgi dayım her meseleyi çözer vallaha.
herşeyin başı dayım dayım sevgi ve antep sevgisidir...
bizi burda bi arıtya getirende zaten bunnardır aam...
bu haneklerimi kimse üzerine alınmıya ve yannış anamıya sahın.
entrylerime ve gaziantep'in geçmişine ilgi gösteren tüm eşkili ufak sözlük dostlarına da şahsıma gösterdikleri teveccüh için teşekkürler ederim.
allah hepsinden hep razı olsun.
sözlüge göngül veren herkeşden bu aziz ve daşına torpaana gurban oldoom melmeket için heyirli hızmatlar bekliyk aam.
allah hepimizi mahçup edmiye işallah...
saygılarımla.

ali ağaoğlu antepli olsaydı

el aşıynan öön olmaz diylerdi, yaptım olucu...

gendi kendirinğe pıçak atılmaz diylerdi, yaptım olucu...

gurban etinden meze olmaz diylerdi, yaptım olucu...

el dümbeleynen düyün çalınmaz diylerdi yaptım olucu...

sade guyruknan eyi kebap olmaz diylerdi, yaptım olucu...

birecik balcanıynan gızartma olmaz diylerdi, yaptım olucu...

osurmıya göt gerek diylerdi, osurmıyan göt yapıcım olucu...

marıl tarlasına buda ekilmez diylerdi, yaptım olucu...

tohumlu hıyarnan cacık olmaz diylerdi, yaptım olucu...

bindeeen dal kesilmez diylerdi, yaptım olucu...

berhiz dudanlar tuzlu yimesin diylerdi, yaptım olucu...

it bohu bi işe yaramaz diylerdi, en dehşetini yapdım olucu...

şıhın dağı bi işe yaramaz diylerdi, yaptım olucu...

minare kölgesi ve davıl tozuynan alaç olmaz diylerdi, ben yaptım olucu...

antebe deniz gelmez diylerdi, yaptım yahında olucu...

la bu antepsipor niye şampiyon olamıy diylerdi, ben yaptım görücüüz sezon sonunda bu dahım şampiyon olucu...

beleşe ancak hayal gurulur diylerdi, yaptım artık hayallerde parıynan olucu...

ala sanğa ev diylerdi, evin en gıralını yaptım dehşet bişey olucu...

yalllaaaa bu nasıl iş babam beylesili görmedik bilem diylerdi, görülmiyen bi iş yaptım olucu...

aha bu var yu bu, bundan bi boh olmaz diylerdi, ben yaptım bi ayere getirdim olucu...

allah seni bi dert dutada çalınasın işallah diylerdi, ben yaptım artık kimseyi dert dutmıycı...

antepte hamam kültürü

hamam öpücügü !

hamamın gendine has kültürü ve bir dizi kurallar manzumesi vardır.
eyle "rap" deyni hamama gedilmez.
hamamın günner önceden başlayan bir hazırlığı olur.
tabi bu garibim, ekmee muhtaç insannar için deel, halı vahdı yerinde olannar içindir.
yosam, fıharenin heç bir yerde o vahıd da gıymatı yohdu, böön de yoh kimin.
zengin avradlarının hamamda özel gullandıkları hizmeatkarları, natır'ı olurdu.
natır hanım hamama getmeden eve gelir, kil leenini alır, hamam öteberilerini alır hamama daşırdı.
evin avradı da "hanım hatın" kimi hamama geder, yıhanır, arınır, mis gibi kohulu burcaklı evine dönerdi.
o yıllarda natır kiralamak için zengin olmak gerekti.
biz fıhareler değil natır dudmak, kil leenimizi, küfte hamadanımızı gendimiz dilimiz dışarıya çıha çıha daşırdıh.
çocukluğumdan hatırladığım en gözel hamam hatıram, gış aylarında anam rahmatlığın soyup soyup bağa curunun başında pertuhol yedirmesiydi ve gızdığı naan beni hammam tasıynan gurna başında "babıyın sinine.." deyni köşe bucak guvalamasıydı...
ben gaçardım, rahmatlık guvalamahdan yorulmazdı.
bu guvalamaçlar esnasında ya rahmatlığın ayağı gayardı, ya da benim.
güççük uşağız allah gorur biz düşersek heç bişey olmazdı.
amma ya beni govalayın anam sabına basıp düşerse?
hele hele allah etmiye bi yerinde hafif morarma, gararma ve gızarıklık olursa
o zaman vay halıma,
vay halımaa...
yandığımın resmiydi.
hamamdan eve gedinceye gader kötü söz eşidir, gulağımın tözüne tözüne kötek yerdim, hanek eşidirdim.
aşam eve gelince de rahmatlik babam "lan eşşolueşşek sen ananı hamamın içinde ele güne niye carıs ediyn, hayvanolunhayvan" deyni ayrı bir zılgıt çekerdi.
niye, anam hamamdan gelmiş (!) ve sözde orada irezil olmuş...
aslında mesele hamam öpücügü ben biliym, bilmezden geliym ya...
eve gedinçi anam biter, su sefer aaşama gadek hamamdan gelen anama kur yapan rahmatlıg babam başlardı.
hamama çok sıh gedilmezdi.
en azından bizler gedemezdik.
niyen ?
fahırdık.
yohsulduk.
hamamda bizim bütçemize göre epey bi bahalıydı.
babam bakkaldı ama, ekmeğ yeen gıymatlıydı.
o günnerde ekmeğ aslanın azındaydı.
kimsede para pul yoktu.
zenginin bile parası var, piyasede alacak mal yogdu.
zaten ezik temetos, uluk balcan, hımsımış balcan, yarısı olmıyan meyva, bayad ekmek, satılmayan solmuş hıyar kimin bakgal düveninde galmış horaf malları yemekten ailecek anamız ağlamıştı.
ezik, uluk mal yiyen fahır fıharanın künde künde, ya da haftada haftada hamama getmeye ne hakkı vardı.
soğuk ev eşşiği neremize yetmiy di?
hamamlar biz fahır fuharaya göre yeen bahalıydı.
garşıyahadahı böönkü merkez camısının yanı başındaki yıldız hamamı da, eyice bahalıydı bizler için.
biz uşaklarda bööklerimizden örğendiğimiz şekilde gendimizi aldatmak, hamamı unudmak için anamız bizi eşşiklikte çimdirirkene evde var esiklik, hamama getmek esseklik deyni gendimizi gandırıp dururduk...
sevincimizden türküler söylerdik.
çimerken ahıllı durmazsakta, hamam tasıynan gafamıza gafamıza tas yirdik.
eğer mövmüm gışsa anamız bizi sarıp sarmalar, şefkadnen barğına basar ve tandır yorğanının altına sohardı.
şimdi hamamların sadece adı var.
belkilem hamamlara geden, belki de hamamların ne olduğunu bilen bile yok.
belki de hamamları birer tarihi eser sananlar çok.
yanı;
şimdi ne hamam galdı, ne hamamcı, ne külhan.
ne anam, ne babam.
oysa "ey hamamcı, hamamığa gözellerden kim gelir" deyni o yıllarda söylenen hoyratlarımız bilem vardı...
şimdik, türküsü galdı...
birde hamamın adı...

enteynir

gonteynır kimin bişey oluk.
gonteynırın içine öteberi, enteynırın içine söz hanek goyuyk...

siypancaktan siypan sipa

allah rahmet eylesin.
keşke sözlük yönetimi fatihalarımız için bir resmini ve biygografisini adı ile birlikte paylaşsa bu merhum kardeşimizin.

genç bir kardeşimizin ölüm hadisesi gerçekleştiğine göre gelin iskender'in son üç arzusunu birlikte okuyalım :

büyük iskender'in son üç arzusu

ölümün eşiğinde, büyük iskender komutanlarını çağırıp son üç arzusunu iletmiş.
1] tabutu dönemin en iyi doktorlarınca taşınmalı.
2] elde ettiği tüm zenginliğini [altın, gümüş ve değerli taşlar] yol boyunca tabutu mezara gelene kadar serpiştirilmeli.
3] elleri, herkesin görebileceği şekilde tabutun dışına sarkmalı.
komutanlardan biri şaşkınlıkla bunun nedenini sormuş.
büyük iskender, açıklamış:
1] en ünlü doktorların taşımasını şu nedenle istiyorum: herkes bilsin ki, doktorlar ne kadar iyi olursa olsun, onlar bile ölümün karşısında çaresizdir.
2] yerlere sepeceğiniz değerlerim de gösterecektir ki: bu dünyada elde ettiğimiz zenginlik, bu dünyada kalır.
3] ellerim tabutun dışında kalsın ki, herkes bilsin: bizim için en değerli şey olan zamanımız tükenince, boş ellerle doğduğumuz gibi, boş ellerle de gideriz.

işte ölüm böyle birşey. allah tüm geçmişlerimize rahmet eylesin inşallah.

saip konukoglu

seç otobüslerinin kurucusu ve sahibi olup gaziantepspor ve gaziantep büyükşehir belediyespor kulübünün baskanlıklarını yaptı.
sanko holding yönetim kurlul başkanı abdülkadir konukoğlu nun da amcasıdır.
geçmişte restoran, akaryakıt istasyonu ve tekstil kollarında da firmalar yönetmiştir.
kendisiyle gaziantep büyükşehir belediye spor kulübü başkanlığında halef-selef olduğumuz ve yıllardır sevgi ve saygıya dayalı mükemmel bir ilişki ve arkadaşlığımız bulunan saip konukoğlu dost ve arkadaş canlısı olup özellikle hakem ve spor camiası tarafından çok sevilir ve yaşı nedeniyle saygı görür.

şoora

Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort