imam çağdaş
get anam get! turistleri gandırıylar bunlar! elanazik deyi, balcan ezmesinin üstüne gıyma kebabı çekip veriylermiş... elanazik "gara gavurma"yla olmaz mı arkhadaşlar? yeri deyin getsin bu "turistik antepliler".
dolmuş diyalogları
emek otobüsündeydim:
-anam biz burda enicik
-bacım yasak, durakta endiririm
-durakta mı bendik ki durakta endiricin?
-anam eziyet etme, polis ceza yazıy
-beegh! eve nası gedicik?
-bacım, 180 kâât cezayı ver, ben seni 4. gata gader çıkarteym.
girik mangir etmez
uşağken, maallede bi düvenci vardı, ismaalaa (ismail ağa). yeen gullanırdı bunu.
gırık mangır / kırık mangır : mangır, osmanlının "bakır" parası; yani "altın" olmadığı için değersiz zaten. tamına "tam mangır", yarımına "buçuk mangır", en değersiz çeyreğineyse "cırık mangır" denirdi (bir anlamda "urup mangır"). işte bu "cırık mangır", antep ağzında, değersizliği nedeniyle "gırık mangır" olarak yerleşmiştir.
gereksiz adamlar için, yararsız işler için, ucuz hesaplar için kullanılagelir.
- la yoorum, antepsipor berezilyadan iki dene topçu getirmiş, eyi deylermiş!
- yeri yeerif, gırık mangır etmez onlar, neçeye almışlar? sanhı baa "marçello"yu getiriyler!
fay tozu
anam "faylamak" derdi, biz "vimlemek" deeyk. bi de soonadang soonoya "ciflemek" çıkhtı ortalaa. markha düşkünlöö bu oluy zaar...
cıncık gırığı
güççöken anamır'a denize gettiydik. plaşşemşiyesinin altıngda oturuyken, yamacımızdang sarışın bi arvat geçtiydi, gonşumuzun herifi de arkhasından baardıydı:
-hang'fendi, gumsalda yalnayak dolangmeyın. ayaaza cıncık gırıı batabilir...
-?!
gırak
gereenden çoh uşaan hepbarabar gudurabildee bi oyun. şeyle oynanır:
gereenden fazla uşakh, okhul bakçası kimin böök bi yerde oynar. uşakhlar önce iki gruba ayrılır. bi grup ebe olur, öteesi grup çil yavrısı kimi daalır; hırkhız-polis oyunu kimi bi govalamaca başlar. yakhalananlar bi dıvarın dibine gonulur, elele dutuşturulur, başlarına gaçmasınlar deyi nöbetçi gonur.
gaçışan gruptan biri, nöbetçileri aşıp bu yakhalanlardan bidenesine dokhunup da gıraaak (
gırak) deyn baardıı kimi, yakhalananların aleyı yeeten saa-sola gaçışır. gaçışanların hepisi yaklalanırsa oyun biter.
esas da, gendigendine bitmez, müdür yardımçısı ya da nöbetçi örgetmenin iki gruptakileri de govalamasıyla biter.
mig
ırahmatlık bobamın nenesi, misafirlee gediyken uşakhları tembihlermiş:
- orda eyle gereksizlik etmeyceez, mıh çıkhını kimi oturucooz yamacımda...
essegolesseg
böökler "eşşegolueşşek", uşahklar "eşşooleşşek" der. ben güççükken, eşşooleşşek deyen uşaa, öbür uşahklar "bobeyn götü gevşek" derdi. soona dööşülürdü...
şapşak
adem yavız ortokhulu matamatik örgetmeni "ömer galyenci", gevezelik eden bi örgenciye aynen şeyle baardıydı, vallaahbillah:
-ne gülüyn la hamam şapşaa kimi...
şeert
usta düvene gelmiş amma bi bakhmışkine, anaktarı evde çeketinin cebinde unutmuş. hemen şeerdini eve yollamış:
oolum şeert,
eve seert,
süllümü daya,
tağdan gir,
mahmili aç,
sakhonun cebindeki dili gap gel...
şeert de annamış kimi ustasının haneeni, gaça gaça getmiş eve...
sen saa bişir sen saa yi
bir "kendin pişir kendin ye" tabelasının önünde iki rafık:
antepli: sen saa bişir sen saa yi
anteplinin rafıı: efendim?
antepli: ben saa demedim, ben baa dedim.
birinin antepli olduğu nasıl anlaşılır
memleketin dörtbir yanından gelip de istanbul'a yolu bile düşmemişler "fenerliyim" "gassaraylıyım" derken "gaziantepsporluyum" (başkalarıyla konuşurken "antepspor" olmaz), tahım yenildeende (sıklıkla) "bizimhiler maçı satmış aam" deyse...
cartlak kebabi
hee pekey "koyunun gırtlak kısmında bulunan yağlı,nefis,leziz bir et parçası"
* caartlaksa, bu boazaltı noluy o zaman?
garsamba
