batıl inanışlar kategorisine giren bu antep hanee, nazara karşı bir "kişleme" (=sovereign) olup antep arvadı söylemleri kategorisinde yer alır. herifler beyle bişey derse avrad aba olarak nitelendirilme tehlikesi vardır.
--- abooww yeen bu aaşam yeen gözel göründüng gözüme...
++ götöö çimcikle gız nazarıng deyici şindi.... düvün yerine mezara goyucular beni...
hesaplanan doğum gününün gelmesi ve geçmesi halinde sarf edilen söz öbee, şeyle ki:
--- bizim gelinin böbee yerini yeen sevdi ellam, günü bi hafde geçiy, argısı sancısı yok...
++ beiyg anam böbek dişli doğucu zaar....
****
son kullanma tarihi geçmiş olmak.
--- hele benim başargı alacımı getiring....
++ ala nene...
--- benim ohumam yogh, bak hele günü geçik mi?
++ bahıymm... yogh nene geçmemiş... yut bi dene....
oyun uşağı; oyun uşaa: dolandırıcı, düzenbaz, sözüne güvenilmemesi gereken, çıkar durumlarında hemen satıcı posizyonuna girebilecek kadar aşağılık kişi.
* * *
bebeklerin oyun oynanacak kıvama gelmiş hali. deni doğmuşluğun zayıf ve güçsüzlüğü bitmiş, artık kas gücünün hissedildiği dönemin başlamıştır.
--- la yoorum sening oolan gaç aylık oldu yoorum?
++ üç ayı az geçiy....
--- tam oyun uşaaa oldu desene?....
büyük pasajın karagöz caaddesi tarafında şiribom lokantasıyla aynı sıradaki dükkanlardan biriydi petek pastanesi. hatırladığım en lezzetli şey kandil simidinden az büyükçe ve kendine özgü tadı ve lezzeti olan simitlerdir. beyran, şorba veya gatmer yemediğimiz günler, petek pastanesine gider o özel simitten iki tanesiyle bir bardak sıcak sütle kahvaltı ederdik. simitlerin tadına benzer bir tadı bir daha hiçbir yerde bulamadım.
antebing havası heryerde aranıy, amma garpız çekirdeeni burda arap marketinde görmek gözümü yaşartdı yoorum. benim yanımda sözlööng hatiri yeen böök. millet bilgisiyar alıcım dey bilgisiyarını satar eyle gelir bura, ben antepce garakderlere hacet olur deye bilgisiyarımı yanımda getirdim. soona bi dene antepli irestoran saabi buldum amma, yaw necising gardaş, nişleyng yoorum burda bile demedi. hemen yanından gaçdım, allahıynan ısdıfıl ossung. üsdelik nerdiyse gonşu çıhıcıydık, o fidannıkda böyümüş, ben de hemen yanındahı gonak maalesinde. yaazık yaw yeen müteessir oldum, onbin kilometire uzakda hemşerii bulucung da hele bi çay iç demeycing. yeen zoruma getdi, yönümü deeşdirip garşı catdiye geçdeeme bile pişman oldum wallah.
birbiriyle çok iyi anlaşaşan her iki arkadaştan da nefret edilmesi halini anlatan söz öbeği.
--- seniyng dayı oolunan ammiyng oolu yeen eyi annaşıylar haa.
++ hee yeen eyi annaşırlar, hımhımnan burunsuz birbirinden uğursuz. benden uzak olsunglar da başga ihsan isdemem.
antebi terk etmiş olmak intiharın "taksitli" olanıdır. eng eng ölürsüng, çünkü lezzetsiz geçen ömre yazzıkklar ossungdur. buna yaşamak deel, dedeem kimi "taksitli intaar" denir ***.
mevsiminde "upload" edilen balcan kebapları, gış geldeende "down load" edilip, mikrodalga fırında ısıtılarak servis yapılabilir... hehee ben de yidim haa...
paklava; denişik bir antep telaffuzu; bu arada geçenlerde yunanistandaydım ne idiğü belirsiz bişeyi paketlemişler üzerine "baclaba" yazmışlar, yunacada aradaki "b" harfi "v" diye okunuyormuş, hadi neyse dedim; soona bi baktım anaaa..."greek traditional sweets" yazıy... .. ingilizcesinde de iş yok bu arada "traditional greek sweets" olmalıydı, siz balkavayı görseniz yeşillik diye yersiniz dedim içimden, dışımdan desem nolacak zaten anlamayacaklar. içine bal koymuşlar kestane koymuşlar, eh dedim kestane uymuş, zira en büyük liderleri iskender'in ne mal olduğunu cümle alem biliyor. şimdi görevimiz baklava/paklavamızı hemen tescilleyeceğiz neyle tescilleyeceğiz antep fıstığının bilimsel adını bulup, bu mal bunnan yapılır, bu da bizim gelenksel baklavamız deycez delecez .. hadi paklavacılar görev başına.
link'i tıklayıp resme bakarsanız daha anlaşılır olacak.
"gerçek geleneksel yunan baklavası"ymış, ne zaman geleneksel olduysa? bir de "ballı ve kestaneli"ymiş bak bak. "kestane" ne mal olduklarını anlatmaya yetiyor. askere bak arkasını dönmüş, kestane ile uyumlu olmak için heralda?
"roots" adlı 1977 televizyon dizi filmi. ben yeen güççükdüm o zamanlar amma zencilere kötü davrandıklarını hatırleym. baş rol oyuncusu yani filimin oolanı "kunta kinte" idi. bu diziden sonra çok esmerler "kunta kinte diye nitendirildi. benzer bir kullanım için (bkz: feliçita).
"eren peren olmak": darmadağın olmak, her biri bir yere dağılmak. "eren peren etmek": darmadağın etmek, her birini bir yana dağıtmak.
--- bobam vakdi zamanında ammim için "iki dene oolanı bi arada tuatamadı" dediydi.
++ eee?
--- ee'si ney olm...? biz yedi gardaşık gendi hepsini eren peren etti...
++ bunu neye deym biliyng mi? böök laf etmiycing, soona lafıı dönderip gıvırıp münasip bi yereee soharlar...
bir insan ne kadar yaşlı olursa olsun, eğer kendini yetiştirmemişse kendisine bir iş emanet edilmez. gafla'dan kasıt burada deve kafilesidir. develerin önünde daima bir eşek vardır, eşek olmazsa deve kafilesi yürümezmiş. eşşeğin büyük olması birşeyi pek değiştirmez zira üstünde daima bir insan vardır. eşşeğin yaşça büyük olması kafile başı olmasına yetmez, çünkü niteliği kafileyi doğru yöne sevketmeye yeterli değildir. sonuçta işi yapanın bir aracı pozisyonundadır.
--- oolum malları yerine teslim etdeez mi?
++ yok boba götüremedik.
--- noldu leyn?
++ lasdik patladı, deeştiremedik, lasdik usdası gelene gader aaşam oldu, yarine bırakdık.
--- yarine galan işin anasını s.kiim, eşşek naaden böök olsa bile gafla başı olamaz. eşşeklik bende saa iş buyurdum.