orjinali parabellum'dur. aslında parabellum bir silah türü değil bir mermi tipidir.ilk defa luger marka tabancalarda kullanılmıştır. almanlar tarafından geliştirilmiştir. ancak halk arasında biraz irice bazı tabancalara parabellum denilmektedir.
içi yağ dolu gara geçi bellemek: garşıdahı kişiyi halı vaktı yerinde, parası bol veya keyfi yerinde sanmak.
aha da gullanımı,
* mamet, acı rafıg baa bin kaad ver de aybaşında geri veririm.
- la yoorum dışardan bahan beni içi yağ dolu gara geçi belliy. para isdeyen baa geliy. heç biri de dimiy ki bu adamın halı nasıl, parası var mı? tehov...
baba, her birinin elinde bi cep teleonu olan uşaglarına:
- la yoorum ne varmış bunung içinde gurdalıyıp duruysunguz.
* mesac atıyk boba.
eyi de ne geree var o gadeg telefonung hepingizin elinde bi dene.. ( bi gaç hafta sonra)
* boba bize diyding sen de almışıng cep telefonu.
- heee, ben köv için aldım aam bazen acele lazım oluy. mıkdarı arıyım. sular ahıy mı onu soruym. ölen galan var mı onu belliym.
* eyi yoorum.
( ay sonu elde fatura)
-la yoorum kim çıkardı bu telefonu. eskiden cep telefonu mu vardı? ne geree var aaam.
*noldu boba yav?
yav bizim köv yirmbeş kilometre de mi? burdan kövnen gonuşmaya seksen kaat fotura mı gelirmiş yoorum?
esas da eyi bi şey deelmiş. radıyosyon mu ney yayıymış bu telefonlar..
dişengiye getirmek veya gelmek:birisini kandırmak anlamında kullanılan bir deyimdir.
hakiyesi:eskiden değirmenin taşı,kullanımdan dolayı iyi öğütemez duruma geldiğinde, değirmenci, taşları ucu sivri bir küçük kazma ile çentik açarak bir nevi taşı keskinletirmiş. tabi ilk öğütülen un tozlu ve taşlı olacağı için değirmenci fakir veya ses çıkaramayan birinin buğdayını ilk olarak öğütürmüş. bu durumda o kişi dişengiye gelmiş olurmuş.*
angarada gayınbabamın evinde bi gaç gündür misafirik. anam da yanımızda.bagtım evde canı sıhılıy. yeri ana seni anıtgabire elediyim dedim. kaktık geddig , aslanlı yoldan yeridik. tam meydana çıktık. anamdan şu tarihi cümle geldi:
- ( meydanı eliyle işaret ederek) peeeh şuraya da ne güzel bulgur serilirmiş kele!
evimizin üst gatını yapdırıyhan fayans ustası( f.u) ile su tesisatcı (s.t) arasında geçen diyalog. fayancı tuvalet daşını yerleştirmektedir.
f.u: la yorum fahas bu boruyu neen buraya godooz. beyle işcilik mi olur yav?
s.t: baa iş mi örgediyng la, sen gendi işee bak.
f.u: ne varmış aam işcilimde.
s.t:( tuvalet daşını işaret ederek) oolum herkeş sening yapdııng işin içine sıçıy. temiz yapsan sıçarlar mı?
f.u: ipnaymışıng yoorum.
yer: yoharıbayır-garşıyaha halg otibisi( güccük bi antep turu istiysez tavsiye ediir.) lefgoşa caeddesinden bi arvad bindi. otibis epey geddikten soona arvad huylandı mı netdiyse:
+ kele eağam nerelere elediyn beni? ( sanki otobüste tek gendi var)
_ aha şoorala dorgu gediyk
+ bu daha çog dolanıcı mı beyle?
_ hee epey dolanıcıg daha
+ beig binerken bu çog dolanır deyin niye söylemeding eağam.
- bacı sen binerken bu çog dalanır mı deyn sorsaydın, ben de bu çog dolanıcı derdim. sen de binmezding
+??? neydek soruncu yeen ökeeleniyseez. acı otibising üstüne yazın bu çog dolanır deyn; dayım dayım sormuyag
- olur bacı, saa megdub da yazarık
+ deli mi ney kele!!