seni unutmak;
sankopark'ta,
nohut dürümü yemek ve pembe kağıtla
elimi,ağzımı silmek gibi bir şey:
imkansız,
anlamsız,
zor ve bir o kadar da yuhaca...

seni unutmak;
irbeem'lide,
yüksek binanın altında,
sıcak sıcak dökülen datlıyı yimek ve pis bardaktan su içmek kimi bir şey:
rüya,
hayal,
ütopya...

* *

seni unutmak;
antepi unutmak kimi...
ölüm....

seni unutmak, æntepden daşınmak kimidir..aynı anda kendinden de daşınır insan..

seni unutmak;
üzerine şekerli su dökülmüş
cevizli hamura
baklava muamelesi yapmak demek.

seni unudmak; golesderolü çıgmış bi antepli' ye diyed uyguladmak kimi,
aglında sürekli guyruk yağlı kebap, sadeyağlı paklava varken tabaanda haşlanmış duzsuz tavık yimeye talim edilmek kimi...
alışması imkansız gatlanılması gaçınılmaz...

seni unutmak içli köftenin içinin eyi pişmemesi gibi birşey olsa gerek..fıstıından cevizinin eksik galması kimi birşey.

seni unutmak golay, bes antebi unutmıyak yeter.

oyyyy benim sıcak lahmacın kimi burcak burcak kohan sevgilim,
naavardı yanı terkedişin dorgamanın yanında yeşil büber yimek kimi olsaydı; acı amma mademi yormadan olsaydı,
yanı gözüm yaşarsaydı da yüreeem parça pinçik olmasaydı...

işde seni unudmak;

canın malhıtalı küfde isdemişken her şeyi hazır edipde evde malhıta galmadıını görmek gibi;
gediym alıym disen bakgal gapalı ; almiym hanası harap olsun disen o gader naamed boşa gedici,
dışarıda yiym disen evdekinin boşluunu heç doldurmaz,
heç birini yapmıym acacına yatıym,

sonu mu

işde seni unudmak;

bunların üsdüne acacına uyumak kimi,
mademin guruldusu galbimin uuldusuna garışıy....