deli şiho
garşıyaka'da halk otoboslarına biner,
şoforlar da 'şıho, hele bi anos et yoorum' derler,
şıho da (allah heyrini veresice) bi polis telsiziynen gonişiy kimi yapar hemin yolcuları heminde şoforları gülmeden yere yatırır.
cücük oyunu:
oyuncu sayısında herhangi bir kısıtlama yoktur.
oyun için ; sert ve yuvarlak, yumurta iriliğinden biraz daha az irilikte ??cücük?? tabir edilen bir taş en önemli araçtır.ayrıca her oyuncunun yastı, elle kolay kavranabilecek bir taşı vardır.
oyundan önce anyalaşılır.(aynalaşmak=ebeyi belirlemek için sayışmak).ebe(ebe=uyuz) oyun sırasında diğer oyuncuları elleyip (ellemek=sobelemek) ebelikten kurtulmaya çalışır.
cücük sert bir zemine konur, birkaç metre ilerisine bir çizgi çekilir.ebe haricindeki oyuncular çizgi üzerinde durarak ellerindeki taşları uygun şekilde fırlatarak , cücüğü yerinden uzaklaştırmaya çalışırlar.cücük yerinden uzaklaşınca ebe hemen cücüğü yerine koyar, diğer oyuncular da attıkları taşlarını tekrar alarak çizgiye dönmeye çalışırlar.ebe cücüğü yerine koyup , çizgiden çıkarak taşını almaya gelen bir oyuncuyu kovalayarak sobelemek ister, bunu yaptığında ?ellen? der.böylece ellenen oyuncu yeni ebe=uyuz olur.
cücüğün atılan taşlarla en uzağa fırlatılması hedeflenir.ve cücüğün yerinden uzaklaşması kritik andır.çizgi üzerinde daha önce taşlarını atanlar koşarak taşlarını almaya gayret ederler.çizgiden çıkıp taşına almaya gelen oyuncunu tekrar çizgiye dönmesi mümkün olmayacaksa- yani ellenme ihtimali yüksekse- o oyuncu çizgi dışındaki taşının üzerine basar ve ?hör? der.taşını hörleyene ebe bir şey yapamaz.bu oyuncu sadece ayaklarını kullanarak taşını havalandırıp havada yakalamaya çalışır.bunu başardığında ?posta? yapmış olur.posta yapan oyuncu serbestçe çizgiye dönme hakkına sahiptir.
ebe bazen kızdırılır hatta ağlatılır. cücük çok uzaklara fırlar .cücüğü almaya giden ebe nin ardından türlü muzip laflar edilir. oyun bu şekilde saatlerce sürebilir.
üçgen:yere bir üçgen çizilir.oyuncu kısıtlaması yoktur.oyuncular üçgen içerisine birer adet veya artık kaçar tane kararlaştırmışlarsa gülle koyarlar.üçgenden bir kaç metre ilerde çizgi vardır.amaç çizgi üzerinde durarak üçgendeki gülleleri , elimizdeki gülle ile (evcil güllemiz) vurup üçgen dışına çıkarmaktır.oyuna birinci başlamak için başlama çizgisine atışma yapılır.oyun üçgendeki gülleler bitene kadar devam eder.
daire:üçgen yerine daire çizilir.kurallar aynıdır.
karış-vuruş:iki oyuncu ile oynanır.rastgele sınırlı olmayan bir alan üzerinde oynanır.her oyuncunun bir evcil güllesi vardır.amaç rakibin güllesini vurmak veya bir karış mesafesi yaklaşmaktır.bu mesafe eller karış yapılarak ölçülür.bu yüzden karışı büyük olanlarla oynamamak gerekir.vuran veya karış getiren oyundan önce bilirlenen sayıda gülleyi rakibe ceza olarak verir.
beylerbeyi köyünde sulak bir alan.küçük bir derecik kenarında eğimin az olması nedeniyle drenajın zayıf olduğu dere kenarında meydana gelmiş yemyeşil çimle kaplı olurdu.kurbağa sesleri ,kavak ağaçlarının rüzgarda salınması ne hoştu.çocuklar gendi aralarında anlaşıp 'evden hebersiz' sehre yapmiya gederdik.
a:haftiya çayırğana gidicik ,sen de gelicinmi?
b:yog ağm , anamgül bırakmazlar..
a:olum kimseye söölemeden, evden hebersiz gidicik biz de!
b:ey tamam .ben de gelirim.
deerme nin üstüne renkli keetler yapıştıridık.döndüü bille rengarenk oluydı.
bi de kıymatlı deermelerimizi sert yerlerde çalmazdık.ucundaki tomzası aşınmasın deyn.
sert yerlerde . misal çimontolu yerlerde çalınıp tomzası bozulan deerme , tartarı olurdu.bi yerde sabit dönmez ha bire dolaşırdı.buna da otuz iki mehelle tartarı denirdi.
ayrıcana , deermenin tüllü tüllü atışıları olurdu.
1-erkek atışı
2-kız atışı , kimi söz misal
radyolar bir yere kadar
ama televizyon kanalları bence tam olarak birer zevksizlik abidesi.
ne bir dekor, ne kadraj, renk uyumu hakgetire.
seçilen yazı tipleri bile acemice.oysa bazılarının on yıldan fazla yayıncılık geçmişi var.hala amatörlük hala işbilmezlik.spikerlerin makyajlarını denetlemek için inanın uzman olmaya gerek yok.besbelli ki bu işten anlayacak kimse istihdam edilmiyor.
özellikle spor tartışma programları adı altında sergilenenler... yorum yapamıyorum artık..dört-beş adam küçük bir yazıhane masasının etrafında tıkış tıkış anlamsızca laflıyorlar..
cuma geceleri yayınlanan güya dini içerikli programlar gerçekten izleniyor mu acaba?
son olarak ; reklam etiketleri ekrana öyle bir boca ediliyor ki, ekranın yarısını- bir ara göz kararı ölçtüm-
kaplıyor..lütfen ciddiyet diyorum..