apallomamed

Durum: 3082 - 0 - 0 - 0 - 13.08.2020 13:20

Puan: 14816 -

17 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 155

ye oba vur topa

70 li yıllarda; antep firması olan oba makarnanın kamil ocak sitadyumunun kapalı tribününde bulunan reklam spotuydu. şindi duruymu galdırıklarmı maçlara gedemediim uçun bilemeym, zira ammi acı benide maça girdir deyn sıralara gaynak olma yaşını çokdaan geçdik.

hokkesiye

hz. ukkaşe'nin kim olduğunu merak edenler için ondan bahsetmekte yarar var. yapılan araştırmalarda, türbenin resulllah (sav)?in arkadaşlarından ukkaşe b. mihsan el-esedi (ra) adına yapıldığı saptanmış. bazılarına göre türbede ukkaşe b. mihsan'n gömülü olduğu söylense de, bazılarına göre, burada katıldığı bir savaşta kaybettiği parmağı yada kanının döküldüğü yer olduğu için buraya türbe yapıldığı rivayet edilmekte.
hz. ukkaşe hakkında, özellikle müslüman olmadan önceki hayatı hakkında fazla bir bilgi bulunmamakta. müslüman olduktan sonra ve bedir savaşı?ndaki başarılarından sonra, kaynaklarda onun hakkında bilgiye rastlanmaktadır.

hz. ukkaşe (ra) bedir savaşı?nda çok büyük cesaret gösterdi. savaşırken kılıcı kırıldı. peygamberimiz (sav) kendisine bir hurma dalı verdi. bu dal, peygamberimizin bir mucizesi olarak onun elinde kılıç oldu ve onunla savaştı. o kılıçla çok sayıda savaşa katıldığı rivayet edilmektedir.

hz. ukkaşe hayatta iken cennetle müjdelenen sahabelerden. peygamberimiz (sav) bir gün:
- ümmetimden yetmiş bin kişi tertemiz olarak cennete girecektir, buyurunca, ukkaşe b.mihsan:
- ey allah'ın elçisi! allah'a dua et de ben onlardan olayım, dedi. peygamberimiz:
- sen onlardansın, buyurdu ve ona dua etti. bunun üzerine başka bir adam ayağa kalkarak:
- ey allah'ın elçisi! cennetliklerden olmam için bana da dua et, deyince, peygamberimiz:
- bu konuda ukkaşe seni geçti buyurdu.

hz. ukkaşe (ra) bir peygamber aşığı, bir peygamber sevdalısı bir insan. o sevgiden dolayı peygamberimizin kürek kemikleri arasında bulunan peygamberlik nişanesi, peygamberlik mührünü öpmeyi başlarmış bir sahabe.

fetih suresi nazil olunca, peygamberimiz (sav) cebrail'e:
- ey cebrail öleceğimi anladım, buyurunca cebrail, peygamberimize:
- senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır, rabbin sana (istediğini) verecek sen de razı olacaksın, dedi (duha:4-5).

bunun üzerine peygamberimiz müezzini bilal-ı habeşi'ye, insanları cemaatle namaz kılmak üzere toplanmaları için çağırmasını emretti. bütün muhacir (mekke'den medine'ye hicret eden müslümanlar ) ve ensar (medine'li müslümanlar) mescid-i nebi'de toplandı. peygamberimiz onlara namaz kıldırıp sonra minbere çıktı ve insanlara hitap etti. peygamberimizin bu konuşması sırasında kalpler ürperdi, gözler ağladı. ınsanlara şöyle dedi:

- ey insanlar sizin için nasıl bir peygamber idim? onu dinleyenler:
- allah mükafatını versin, çok iyi bir peygambersin. sen bizim için merhametli bir baba, şefkatli ve öğüt veren bir kardeş gibiydin. allah'ın sana verdiği peygamberlik görevini yerine getirdin, o'nun (allah'ın) vahyettiğini bize ilettin, bizleri allah'ın yoluna hikmetli ve güzel sözlerle davet ettin. allah, ümmetlerine yaptıkları görev nedeni ile peygamberlere vereceği mükafatın en güzelini sana versin, dediler.

bunun üzerine peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu:
- ey müslüman topluluğu! sizin üzerinizde bulunan hakkım ve allah adına, sizden kime bir haksızlık yapmış isem, kıyamette hesaplaşıp hakkını almadan önce, şimdi onun ayağa kalkıp hakkını benden almasını istiyorum.

hiç kimse kalkmayınca, peygamberimiz bunu üç defe tekrarladı. üçüncü defa söyledikten sonra, sahabe-i kiram arasında bulunan ve kendisine ukkaşe denilen yaşlı bir sahabe ayağa kalktı. müslümanları yararak ilerledi ve peygamberimizin önünde durdu ve şöyle dedi:
- anam babam sana feda olsun ey allah'ın elçisi, eğer ısrar etmeseydin senin karşına çıkıp bir şey istemeyecektim. bir savaştan sonra gazilerin arasındaydım. ayrılmak üzereyken develerimiz yan yana geldi. devemden indim, ayağını öpmek için sana yaklaştığımda, değneğini kaldırdın ve sırtıma vurdun. kasten bana mı vurdun yoksa, devene mi vurmak istemiştin bilmiyorum, deyince, peygamber efendimiz:

- ey ukkaşe, sana kasten vurmaktan allah a sığınırım. ey bilal git (kızım) fatıma'ya uzun bir değnek getir, dedi. bilal-ı habeşi (şaşkınlıktan) ellerini başının üzerine koyarak:
- o, allah'ın peygamberi ve kendisine kısas yapılmasını istiyor, diyerek hz.fatıma'nın yanına geldi kapıyı çaldı ve:
- ey peygamber'in kızı! bana uzun bir değnek ver, deyince, peygamberimizin kızı hz. fatıma:
- bugün ne hac günü, ne de o'nun savaştığı bir gün değil, babam uzun değneği ne yapacak? dedi. bilal-i habeşi:
- babanın yaptıklarından haberin yok. allah'ın elçisi borçlarını ödüyor, dünyayı terk ediyor ve kendisine kısas yapılmasını (kendisinde hakkı olanların hakların almasını) istiyor, dedi. bunun üzerine hz. fatıma:
- ey bilal, allah'ın elçisine kısas yapmayı kendisine layık gören kimdir? (peygamberin torunları) hasan ile hüseyin'e haber ver. o adamın yanına gitsinler de, almak istediği (hakkını) onlardan alsın. peygamberden almasına izin vermesinler, dedi.

bilal-i habeşi mescide girip değneği peygamberimize verince, o da hz. ukkaşe'ye verdi. hz. ebubekir ve hz. ömer (r.anhum) bunu görünce ayağa kalktılar ve:
-bırak ey ebubekir, sen de bırak ey ömer, allah sizin değerinizi ve makamınızı biliyor, dedi.
- ey ukkaşe! ışte önündeyiz hakkını bizden al. peygamberden alma, deyince, peygamber efendimiz:

bunun üzerine ali b. ebu talip (hz. ali) ayağa kalktı ve:
- benim hayatım allah'ın elçisinin hayatının önündedir. ışte sırtım, hakkını kendi elinle benden al ve bana (o'nun yerine) yüz sopa vur. allah'ın elçisinden alma, deyince peygamberimiz:
- otur ey ali. allah senin değerini ve niyetini biliyor, buyurdu. sonra hz. hasan ile hz. hüseyin kalktılar ve:
- ey ukkaşe! sen bilmiyor musun biz allah'ın elçisinin torunuyuz. hakkını bizden alman peygamberden alman gibidir, deyince peygamber efendimiz:
- gözümün nuru torunlarım, siz de oturun allah sizi burada unutmamıştır (sizin de niyetinizi ve değerinizi bilmektedir). sonra peygamber efendimiz (sav) ukkaşe'ye:

- ey ukkaşe, vuracaksan vur deyince, ukkaşe (ra):
- ey allah'ın elçisi, bana vurduğunda benim üzerimde elbise yoktu, deyince, peygamberimiz sırtını açtı.

sahabeler yüksek sesle ağlıyorlardı. hz.ukkaşe, peygamberimizin beyaz sırtına baktı. sanki sırtı mısır'da dokunan ince ve beyaz ketenden dokunmuş kumaş gibiydi fazla ilgilenip zaman kaybetmeden sırtını öptü ve şöyle dedi:

- anam babam sana feda olsun ey allah'ın elçisi, sana kısas yapmaya kim cür'et edebilir? bunun üzerine peygamberimiz (sav) :

- ya hakkını alman için gerekeni yap yada affet deyince, hz. ukkaşe:
- kıyamet gününde allah'ın beni affetmesini umarak sizi affediyorum, dedi. bunun üzerine peygamberimiz (sav):
- kim cennetteki arkadaşımı görmek isterse bu adama baksın, dedi.
sonra (orada bulunan) bütün sahabe-i kiram ayağa kalktılar ve alnından öperek:
- seni tebrik ederiz çok büyük bir mertebeyi ve peygamberin cennetteki arkadaşlığını elde ettin dediler."

ukkaşe bin mahsen; ra hz ömer tarafından antep ve çevresinin fethi için ıyaz bin ganem komutasında oluşturulan ordunun kumandanlarından biriydi. antep ve çevresinin fethi için keferdizde bizans ordusuyla yapılan savaşta yaralandı. şimdiki türbenin bulunduğu yerde bulunan manastıra yarasını tedavi etmek için sığınınca oradaki keşişler tarafından şehit edildiği ve oraya defnedildiği tarihi kaynaklarda rivayet edilmektedir.

miyenci

mal saabi ırazı oluyda miyenci razı olmuy

ucmadan gacmiya eli deymemek

gaçmadan .ıçmıya eli değmemek şeklinde kullanımıda yayğındır.

diydirmek

tazyikli bir şekilde işemek, hortumun sıkıştırılarak tazyikli olarak su fışkırtılması

anteplice ve ingilizce sentezi

-mamet :nine, those flowers for you.
-mamedin ninesi:ba neen söyleyn firthose the de yousun ne yuycuysa

varalimda gorelim

zulüm ve haksızlığa uğrayan anteplinin, muhatabına kinayeli olarak öteki dünyayı hatırlatmasına yarayan deyim.

sen beyle etmiye devam et hökkeş ağa, varalımda görelim baalım halımız noolucu

ardi sura

hemen peşinden

taman meyremi ardın sura saldıydım ulaşamayık mı saa

elin ardına yetmey mi

kapıyı açık bırakan birisini ikaz için kullanılan antepçe deyim.

kele bacım şu gapıyı neen yılık koyuysooz eliiz ardınıza yetmey mi ne?

gannı kimi yalvarmak

aşırı bir istekle yalvarmak

şu maasimceez beni de alget parha deyn gannı kimi yalvardı da dönüp bakmadı kele bu aden mi gansız olurmuş adam.

dansımak

ayıplamak

gonu gomşunun dansıyacaa iş tutman oolum

kırhacak

koyun keçi gibi hayvanları traş etmiye yarayan alet.

hele şoo ahırın tağasındahı kırhacaa verinde şu koyunnarı kırhak yoorum.

ömür neyki oğlum hepsini toplasan bi güne gelmez

babamda bu minvalde evlat, gençlikden ihtiyarlığa ömür saklamak lazım der.

garagabir yohusu

inönü caddesi üsdündeki garagabirin yanından başlayıp, atatürk ilkokulunun önünde sona eren antebin en dik yohuşu. 70 li yılların başlarında yohuşun tam ortasında sağ goluyun üsdünde bi dene çeşme vardı hatirlediim gaderiynen. o zamannarda yeni motur alan antep gençlerinin moturu test etme yeriydi ayni zamanda. karakabir yohuşunu pedalsız çıhabilisye mobilyet eyi demekdi çıhamıysa işe yaramazdı.

yorum bi mobilyet aldım, garagabir yohuşunu tek pedal vurmadan çıhıy allama dinime.

tombalaan camisi

garagabirden kurtuluş pasacına dorğu inerken sol goluyn üstünde suriye pasacının beriyanındahı güccük camınn ismi. şindiki adı nurali camisi amma antep ehalisi arasında tombalaan camisi olarak bilinir. bitişinde de tombalaan deermeni vardı. geçmişde geçirdii yanğından dolayı yanan deermen olarakda bilinir.

antepce ölçü birimleri

ağam antepli eyle metreydi, mezroydu nerde bulucu daym daym bunnarı. bi şey ölçece zaman hemen yanıbaşındahı şeyleri ölçü birimi olarak kullanır. her konuda olduu kimi bu konuda da pratik zekasını işletmiştir. işte antepde kullanılan ölçü birimleri.

garış=açık haldeki elin başbarmaynan guş barmaa arasındahı mesafedir
-bu kapının eni dört garış oluy.
-yav birez dar olmaz mı
-e bilemedin dört garış üç barmak olur

adım=yürüyen bir insanın iki ayağı arasındaki mesafe. lormal adım, böyük adım, güccük adım deyn as ve üs katları mevcuttur. arsa, tarla, yol, bağ ve bahçe ölçümünde yayğın olarakdan kullanılır.


süngüç=açık haldaki elin baş ve işaret barmakları arasındahı mesafedir. küçük yüzeyli nesnelerin ölçümünde kullanılır.

barmak=el barmaklarının kapalı haldeki sayısıyla ifade edilir. daha çok kgarışla ölçülen mesafede garışdan küçük kalan mesafeyi belirtmede kullanılır.
ağam bu masanın boyu beş garış üç barmak geliy.

pirket=binaların çevresini hisap ederken kullanılır.
buralıın eni 15 pirket, boyu 50 pirket yılan dili kimi bişeymiş buralık.

pilaha=odaların iç yüzölçümü hisaplanırhan kullanılır.
banyoon şeylesi 7 pilaha geliy, beylesi de 9 pilaha, epeyde genişmiş banyo anam.

bi adam boyu
allebenin derinnii buralıkda bi adam boyunu buluy.

nur franca

hürriyet caddesinde devlet hastanesinin eski giriş kapısının (doğu tarafta idi) karşısında yanılmıyorsam antebin özel sektöre ait ilk somun fırınıydı. bir ara promosyon olarak her gün bir somunun içine çeyrek altın koymuşlardı. ocaktan çıkan somunlar el değmeden yürüyen merdivene benzer bir düzenekle otomatik olarak tezgaha gelirdi. yolumuz o tarafa düşünce sıcak sıcak çıkan somunlardan alır kahge niyetine çıtır çıtır yirdik.

elden ayriksi

herkesden farklı kendine özgü olma halinin antepçe ifadesi.

-la yoorum bu mangalı arabanın arhasından heç endirmeysin bahıymda.
-ağam antepliyk taman herşeyimiz elden ayrıksa olmalı bizim.

ellik gavuru

2007 senesinde al bayrağın gölgesinde isimli antebin kurtuluş destanını anlatan bir tiyatro oyunu yazmıştım. şehitkamil belediyesi konferans salonunda sahneledik din görevlisi arkadaşlarla. oyunda artin isimli fransızlarla işbirliği yapan bir ermeni vardı. oyunun bir yerinde seyircilerin içerisinden antep müdafasında bulunmuş bir gazi dede ayağa fırladı, elindeki dayağı sahnedeki ermeni artine uzatarak bağırdı. oolum bunnar varya bunnar, ellik gavuru, bunnardan her şey beklenir dedi yerine oturdu. ellik gavurunun ermeninin antepçesi olduğunu o gazi dededen böylece öğrenmiş oldum.

mirrik

pislikle karışık çamur
  • /
  • 155
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 3082

caminin mumunu yiyen pissiin gozu bozarir

haram yiyenin mutlaka karşılığını göreceğini ihtar eden antep deyimi.

southamton common parkta caarlatlak kebab yimek

yoorum ingiltere sonunda caartlak kebabiynan da tanisti. 17.06.2010 tarihi etibariyle kthy ucaaynan antepden direk londuraya uctuk. bizim usaklar engiltere-southamtonda yasayler, onnari ziyarata geldik. iki gun soona bizim usaklar yoorum siz gelmisken bi sahriye gedek dediler. arabanin baajina sahilam antepdeymisik kimi sahre maazemelerini doldurduk yola dustuk. bizim kavakliknan kardes park ilan ettiim common parka geddik. orada ayni bizim kavaklik kimi sehrin icindeymis zatilam. kavaklikdan bi fazlasi icinde kugularin, yesil ordeklerin yuzdue guccuk bi golu var ortasinda. neyse golun kenarina kurduk mangali yelledik kebabi. yaliiz kebablik komurleri yeen hosuma getti. komur seyle bi teaaf yaagli kaat torbanin icinde, mangalin icine goyuyn bi kirbitnen dutusuy gendi gendine gayiliy. duturuk filan toplamiya gerek kalmiy, yeen goozel bi sey antepde yayginnasdirmak gerek. kuvabdan soona cayi da komur atasinda demledik agam, eliyizin artii afiyetnen yidik icdik, engiliz gavurlarinin ve yannarindan ayirmadiklari itlerinin sasgin bahislarina da heec aldiris etmeden anteplilerin en booyyuk sunneti kebap yellemeyi engilterenin gobeende ihya eddik. engiltere southamtondan eskili uvak sozluk sulalesine selam ve saygilar. haa bu arada klavyem engiliz mali oldoo ucun baazi harfleri yazameym gusura bakman simdilik beyle idare edin agam,

anteplice ve ingilizce sentezi

go to get:la go da get
how are you today mamed?
walla nossun beatiful uk höggeş twallanıyk

leyleyi gadir gecesi

kadir gecesi

kur'ân-ı kerim'in inmeye başladığı ramazan ayı'nın yirmi yedinci gecesi. islâm'da en kutsal ve faziletli gece kadir gecesidir. kadir gecesi, içerisinde kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. kur'ân-ı kerim de bu gecenin faziletini belirten müstakil bir sûre vardır. bu sûrede yüce rabbimiz şöyle buyuruyor:

"doğrusu biz kur'ân'ı kadir gecesinde indirmişizdir. kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. melekler ve cebrail o gecede rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. o gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. " (kadir sûresi, 97/ 1-5)

bu sûrenin inişi hakkında değişik rivâyetler vardır. bunlardan biri şöyledir:

bir kere rasûlüllah (s.a.s) ashab-ı kirâma israiloğullarından birinin, silahını kuşanarak allah yolunda bin sene cihad ettiğini bildirmişti. ashabın buna hayret etmeleri üzerine cenabı hak bu kadir sûresini indirmiştir (tecrîd-sarîh tercemesi, vi, 313).

bu geceye kadir gecesi denilmesi şeref ve kıymetinden dolayıdır. çünkü:

a) kur'ân-ı kerim bu gecede inmeye başlamıştır.

b) bu gecedeki ibadet, içerisinde kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.

c) gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadiseler allah teâlâ'nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gece bildirilir (tecrîdi sarih tercemesi, vi, 312).

d) bu gecede yeryüzüne cebrail ve çok sayıda melek iner.

e) bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü kötülükten uzaktır. yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü'mine selam verirler.

kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle ramazan'ın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. hz. peygamber (s.a.s) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; "siz kadir gecesini ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" (buhârî, leyletü'l-kadir, 3; müslim, sıyam, 216) buyurmuştur.

zir b. hubeyş diyor ki, übey b. ka'b'a sordum: kardeşin abdullah b. mes'ud: "yıl boyunca ibadet eden kadir gecesine isabet eder" diyor, dedim.

übey b. ka'b dedi ki: "allah ibn mes'ud'a rahmet eylesin. o, insanların kadir gecesine güvenmemelerini istemiştir. yoksa kadir gecesinin, ramazanda, ramazanın da son on günü içerisinde yirmi yedinci gecesinde olduğunu biliyordu" dedi.

"- bunu neye dayanarak söylüyorsun, ey ebü'l-münzir (übey b. ka'b'ın lakabı)" dedim. übey;

"- ben bunu rasûlüllah (s.a.s)'in bize haber vermiş olduğu alametle söylüyorum ki, o da, "o gün güneş şuasız olarak doğar" dedi (müslim, sıyam, 220).

islâm kaynaklarında belirtildiğine göre allah teâlâ bir takım hikmetlere dayanarak kadir gecesini ve onun dışında daha bazı şeyleri de gizli tutmuştur. bunlar:

cuma günü içerisinde duanın kabul olacağı saat; beş vakit içerisinde salât-ı vusta; ilâhî isimler içerisinde ism-i azam; bütün taatlar ve ibadetler içerisinde rızay-ı ilâhî; zaman içerisinde kıyamet ve hayat içerisinde ölümdür. bunların gizli tutulmasından maksat mü'minlerin uyanık, dikkatli ve devamlı allah'a ibadet ve taat içerisinde olmalar]. sağlamaktır. mü'minler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet ve taatle değerlendirmelidir. ebû hüreyre (r.a)'ın rivâyet etmiş olduğu hadis-i şerifte peygamber efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

"kim kadir gecesini, faziletine inanarak ve alacağı sevabı allah'tan bekleyerek ibadet ve taatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır" (buhârî, kadir, 1).

kadir gecesinde neler yapılabilir:

kadir gecesini, namaz kılarak, kur'ân-ı kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr ederek ve dua yaparak değerlendirmeli.

üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. kazası yoksa nafile kılar.

süfyan-ı sevrî: "kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. kur'ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir." (tecrid-i sarih tercemesi, vi, 313) demiştir.

hz. aişe validemiz demiştir ki; rasûlüllah (s.a.s)'e:

"- ey allah'ın rasûlü! kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. rasûlüllah (s.a.s):

"- allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fu annî: allah'ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu (tecrîd-i sarih tercemesi, vi, 314).

bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka makbul olur. bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tevbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. bu da kişinin imanını tazeler. gecenin bütününü ibadetle geçiremeyenler en azından teravihten sonra bir miktar oturup dua etmelidirler.

anteplinin tandır keyfi

ayni zamanda ders masası vazifesi de görürdü mettep uşağları uçun. dışarda kar yağmış, ohul tatilse tandırın dar gözüne uzanıp, kemaleddin tuğcu romanları ohumak ne aaden zevkliydi yoorum. nenemin, tandırdahı osuruk kohusuna karşı revaç panzehiri üzerlik tohumuydu. ortalaa yayılan osuruk kohusunu hisseddi naal, nenem hemen birez üzerlik tohumunu mangalın üsdüne serpelerdi.

en zerallıksız kuş kırlangıçmış onu da get yemen elinden sor

ülkemizde zararsız olarak bilinen kırlangıçlar, yemendeki karabiber ekinlerine yeen bi zerallık verdeenden; bizde ahıllı uslu görüntüsünün arkasında böök yaramazlıkları bulunan kişileri tanımlarken kullanılan deyim.

-senin oolan yeen ahıllı maşaallah.
-sen gene de eyle belle anam. taman bi hanek var; en zerallıksız kuş kırlangıçmış onu da get yemen elinden sor deller. onun hasabı, benim oolanı da gel sen baa sor. amaaan amaan.

anteplinin incelmesi

esraaa, sen bi hoser misin lutfeen!!!

iki gat bir ayer etmek

çiftçilerin çift sürerken tarlalarda yapdiklari çizgilere hat denildeenden mütevellit; bu haneen asli, iki hat bi ayer şeklinde kullanilmaktadir.

geceyi bekley

gündüz, gönüllü gönülsüz yağan karın, gece yaama ehdimalini aanadan hanek.

terakki

ilerleme, gelişme.

-dede, aha buralık ibrahimli.

-aaboov la yorum buralar nasıl terakki etmiş beyle, dişimde görsem inanmazdım yav. bah hele bah, bah, bah.

anteplinin söyleyemediği kelimeler

Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort