asıl olarak "tampon"dan gelir. araba ile kavaklık'a gidip, alem yapmak anlamina gelir.
her gün sakal traşını olan,
saçlarını briyantinlemeden evlerini asla terketmeyen,
genelde gravatsız, jilet gibi ütülenmiş takım elbise
*giyen,
siyah sivri burun kunduralarını üç öğün parlatan,
tek tek basarak yürüyen,
tesbih ve tarak aksesuvarlarını pek sık kullanan,
bıyıklarının uçları sigaradan hafifçe sararmış olan,
alınları ve yüzleri kronik alkolden mor ile kırmızı renge dönmüş
*,
murat 124
*, 131 türevi araçlar kullanan,
amortisörleri gerilmiş, bagaj kapısında yazılar olan, ses sistemi neredeyse araba ile eşdeğer olan
*
kişilerdir tempocular.
arbalarının bagajlarında bir mutfaktan beklediğiniz her türlü malzeme mevcuttur. (çatal, bıçak, baharatlar, salça, sarımsak, soğan tahtası, cezve, türk kahvesi, mangal, kömür, baca, kolonya
*, tabure
*, açılabilen masa...). kisacası keyif için herşey hazırdır. tıpkı yangın haberi bekleyen itfayeciler gibi. mobilize alemci ekibidir bunlar.
ne yazık ki kavaklık'ın düzenlenmesinden sonra nesilleri tükenmiştir.
tempoculuk bir felsefe bir akımdı.
kısacası bir yaşam tarzı...