tempoculuk

asıl olarak "tampon"dan gelir. araba ile kavaklık'a gidip, alem yapmak anlamina gelir.
her gün sakal traşını olan,
saçlarını briyantinlemeden evlerini asla terketmeyen,
genelde gravatsız, jilet gibi ütülenmiş takım elbise*giyen,
siyah sivri burun kunduralarını üç öğün parlatan,
tek tek basarak yürüyen,
tesbih ve tarak aksesuvarlarını pek sık kullanan,
bıyıklarının uçları sigaradan hafifçe sararmış olan,
alınları ve yüzleri kronik alkolden mor ile kırmızı renge dönmüş *,
murat 124*, 131 türevi araçlar kullanan,
amortisörleri gerilmiş, bagaj kapısında yazılar olan, ses sistemi neredeyse araba ile eşdeğer olan *

kişilerdir tempocular.

arbalarının bagajlarında bir mutfaktan beklediğiniz her türlü malzeme mevcuttur. (çatal, bıçak, baharatlar, salça, sarımsak, soğan tahtası, cezve, türk kahvesi, mangal, kömür, baca, kolonya *, tabure*, açılabilen masa...). kisacası keyif için herşey hazırdır. tıpkı yangın haberi bekleyen itfayeciler gibi. mobilize alemci ekibidir bunlar.

ne yazık ki kavaklık'ın düzenlenmesinden sonra nesilleri tükenmiştir.
tempoculuk bir felsefe bir akımdı.

kısacası bir yaşam tarzı...
o eski tempocuları arıyor gözlerim..
bu işin bir adabı, bir felsefesi vardı vakt-i zamanında, adeta bir yaşam biçimiydi bizim için..
tempocu arkadaşlarla jilet gibi takım elbiselerimizi giyer * *, ayakkabılarımızı cilalar, günlük sakal traşlarımızı olur, atmaya giderlerdik karaciğerlerimizin feryadıyla pembeleşen yüzlerimizle..
şimdi bakıyorum piyasaya, ortalık 106'lı genç dolmuş.. nerede bizim 124'lerimiz? hani değerlerimiz? herşeyi mi yitirdik sorarım?
arabalarda cd'den mp3 dinlemeyle nereye kadar?
kanıma dokunuyor..
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort