antep hamamlari

memleketini soran dışarılıların "antepliyim" dediğin zaman geliştirdiği garip tepkilerden biri. dışarılı şahıs, antepliyim haneğini duyar duymaz, hemen şener şen'li ilyas salman'lı bir filmde, şener şen'in hamam keyfi yaparken söylediği "antebin hamamları/dökülür külhanları" türküsünü hatırlar ve kıvıra kıvıra mırıldanmaya başlar. hay başııza nayıp hamamının göbek daşı gadar daş düşe.
antebin hamamları otantiktir enteresandır..içine girdiginiz zaman burnunuza tarih kokuları gelmeye başlar,hangi tarafa baksanız degişik bişey görürüsünüz bilinmez bir giz çeker sizi..hatta yanınızda antebin eski topraklarından biriyle gittiniz mi başlar anlatmaya: siz bilmeyseeeez buranın altında gizli bir geçit var kaleye gidiy..aha sorda bi tene güççük bi gapı duruy ya işte onun arhasında bi yol gediy ama altından su geçiy yolun, gibisinden birçok şey söyler dururlar aslında bunlara rivayet demek ne derece dogru bilemiyorum ben her zaman için dogruluk payı oldugunu düşünürüm..en son naip hamamına gittigimde ki çok olmadı yeni bir yer bulduklarını orayı da hamama katacaklarını söylediler hatta öyle bir yermiş ki içinde çok degişik süsler ve işlemeler taşlar varmış ama oraya iki kişi asla sıgmazmış yani tek kişilik özel bir yer ve oranın zamanın yöneticisine ait oldugu düşünülmekte tabi bunlar da bir rivayet..ne olursa olsun antebin hamamları kendine özel mimarisi,efsanesi,tarihi ve rivayetiyle bir sanat eseri.....
iki gapılı hamam müdavimlerindendik. yaşadığımız mahalle konumuyla evlerin eşiklikleri mevcuttu . daha sonraları soba gazanı eklenen ve banyo haline getirilen bir mekana sahip olsakda hamama gitmeden göbek taşında yatıp gaymeye keselenmeden arınmış olmazdın. bana göre gerçekten kendine has kültürü vardır hamama gitmenin. tabi bizler bunun çogunu gerçekleştirdik mi sanmıyorum.
hamama giderken meşefelerin (yanlış hatırlamıyorsam havlu demekti) temiz kıyafetlerin yerleştirildiği bohçalar hazırlanır. kil, hamam tasları, yeşil sabun, kese ve lif eksik edilmezdi. tabi gün boyunca kalınacağı için mutlaka evde yiyecek birşeyler hazırlanır mevsime göre meyvalar alınırdı. çocukken işkence gibi gelirdi bu durum. her curunun başında hülle harmanı gibi oturan iki üç antep avradının mevcut olduğu ve bir tas su alabilmek için sıra beklemen gerektiği, arıkların kille dıhandığı için pis suların ortalığı bulandırdığı durumlarda yaşanırdı. zamanında çin işkencesi gibi gelsede bu kültürün anteplilerin temizliğe verdiklerin önemden kaynaklandığını düşünmekteyim ve zamanla zevk almaya başlayıp tenha saatlerde göbek daşına yatıp bütün kemiklerinin ısındığı, ölü derilerinden arındığın ve rahatladığın sağlık kompleksi diyede nitelendirebilirim.
ben en çok portakal yendiği zamanki kokusuna müptelayım her nedense :)
nakıp veya mecidiye hamamı;

gümüş kastelin karşısında,mecidiye hanının arkasında, kemikli bedestenin bitimindeymiş.

tuffa(elma) hamamı;

deermi suvakta şimdiki nil kahvesi ile halk evinin tam ortasında yani şu an yolun olduğu kısım.

küçükpaşa hamamı,

sultan hamamı ,

gibi hamamlar zamana direnememiş ve günümüze ulaşamamış bir çok hamamlardan sadece bir kaçıdır.

evliya çelebi seyahatnamesinde antepden övgüyle bahsederken hamamların çokluğunuda unutmaz.
(bkz: gulleytin ) antep hamamlarının bazılarında bulunur.
  • /
  • 2
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort