hayatsız
daha çok çocuklar hatta bebekler için kullanılan bir sıfattır. çok ağlayan bebeğe, yaramazlık yapan, yerinde duramayan çocuklara söylenebilir.
"aboo yeen hayatsız haa!"
"get anam yeen hayatsız onun uşaa (uşağı, çocuğu), maraz ..."
antebin yerleri
antepli arvadın durakta duran otobüs şoförüne beklediği otobüsü sorması
sadece antep'te rastladığım olaydır. arvadın beklediği otobüs gelmemiştir ya da o duraktan geçip geçmediği konusunda şüpheleri vardır. bu nedenle durakta duran herhangi bir otobüsün şoförüne beklediği otobüs ile ilgili bazı durum sorguları yapar. aşağıdakine benzer diyaloglar ortaya çıkar:
(25.08.2012 - bu başlığı açmama sebep olan diyalog)
- arvat: ağam yavızlar otibisi geliy mi ola? nerde galdı?!
+ şoför: ne biliym ben apla!!
(acelesi olan şoförümüz arvadı yeen pis terslemiştir. gapıyı tarpadanak gapatıp yoluna devam etmiştir.)
(kibar şoför örnee)
- şaraküstü geçiy mi burdan?
+ arhada apla, bekle gelir şindi.
libbedenek
çarçabuk anlamına da gelir. bi de bu kelimenin daha çok avratlar tarafın gullanıldığını düşünüym. erkekler daha çok lahadanak'ı tercih ediy gibi.
- kele anam sizin gelinin ayağı yeen tez haa, libbedenek getti geldi...
antepteki mühendis kavramı
antepli mühendisin mühendise yaklaşımı, buyrun! :
2003 yılında sanko'da staj yapıyordum. oradaki genç mühendislerle oturmuş teknik bir konu üzerine tartışıyorduk. derken oranın tecrübeli antepli şef mühendisi geldi:
- neediyngiz oolum burda?
+ stajer arkadaşlarla biraz beyin fırtınası yapıyoruz .... bey.
- eyi. beyningizi s..im ozaman. muhahahahaaa!!!
+ !!!
yasar buldukoglu
yav çok renkli, çok şahsına münhasır ve çok iyi bir insandı ama arada şener şen'in ziya karakterini anımsatırdı bize... efendim, hacı baba su depbosunun da dediği gibi dedesi neler yapmamış ki. vallahi abartmeym dedesinin füze yaptığını bile söylediydi. hatta füzenin planlarını da bi amerikan getirmiş. 2 kilometre öteden culluk avlayabilen dedesimiydi babasımıydı onu hatırlameym. bi de her konuda da bi uzmanlığı vardı. bigün gurban bayramı arefesinde goyun kesme üzerine yaptığımız sohbette kendisinin koyun kesme haricinde deve kesme konusunda da uzmanolduğunu da örgendik. hatta deve kesmenin inceliklerini de anlattıydı.
- devenin şeyle gıdıgıdısının 2 barmak altından pıçağı çalıcıng.......
bahri mısırlı
1995-1996 yıllarında televizyonda çocukların telefonla katıldığı hugo'ya benzer bir bilgisayar oyunu yarışması vardı. bu oyunda dinazorlar vardı ve bu dinazorların bidenesinin adı "kafa koparanus" idi. bahri hoca'nın en çok gullandığı azarlama lafı "lan gafangı goparırım sening haa!!" dır. bundan dolayı bahri hocanın bazı öğrenciler arasında lakabı "gafa goparanus"tur.
antep ağzıyla konuşmaya çalışan dışarılı
dışarılı birisine bizim ' æ ' sesini çıkartmayı örgetmek yeen zor bişey ama ben bunu birez olsun becerdim kimi. eğer örgeteceengiz adam ingilizce biliyse ona amerikan aksanıyla "now" yani nææw kelimesini söyletmeyi deneyin. ve orada kullandığı ææ sesini æğam kelimesinde gullandırttırıng. birez olsun yaklaşıylar neticeye...
hasta nene hanekleri
bi gün babam ilacını içiyken nenem gördü:
nenem: aboo oolum yeen hederim ben, acı o ilacıngdan baa da ver de ben de içiym...
babam: yaw ana bu galp
* ilacı ne alakası var senden. saa eyi gelmez bu.
nenem:
* beeeee anam zaar ilacıng kaadında bes gahraman'a yarar diye yazıy...
babam: la yoorum ne deym ben şindi... ino!
antep avradının titizlik hastalığı
la yoorum bi de hergün balkon yıkama hastelikleri var yaw... güneş gettiği kimi bi gova suyu alır balkonu yıkar, kilimi açar üstüne oturur. acı canı sıkılırsa öteki balkonlardaki gomşu arvatlara seslenir,
antep avradinin balkon keyfi de keyiftir haa... antep'teki müstakil evlerin bazılarının hala balkonlarının
çörteni sokağa akar. altta araba mı var biri mi geçiy heç fargetmez, o balkon yıkanır.
utmak
uşakken utmalı
gülle oynardık. bidaafa bütün güllelerimi utuzduydum, ciğerim yandıydı...
antep nostaljileri
eskiden nohut dürümünün içine şimdiki gibi patates gızartması falan gomazlardı. nohut dürümünü de yozlaştırdılar heerif!! nohut dürümüne damatesnen yeşil piybaz atıcın. gerçi şindilerde damates bahalı diye onu da gomuyla, nerde o bazar yeri dürümcüsü..
antep nostaljileri
eskiden sohakta bilhassa ilkokulların önünde eşki satılırdı. leblebili eşki, naneli eşki... leblebili eşki leblebi tozuynan leymun duzundan yapılırdı hatta içine birez gırmızı toz biber de atardı bazısı. naneli eşki de nane, gırmızı biber, duz ve leymun duzundan yapılırdı. bu eşkileri güççük naylon poşetçiklere goyup çok cüzi bir paraya (mesela şimdinin 25 kuruşu gibi) satarlardı. okulların önünde başka satıcılar da olurdu. mesela eskimocu, elmalı şekerci, garsambaççı, darıcı, şam datlıcı...
abdo usta
şeertlerinin sokranı sokranı (bkz:
sokranmak) servis yaptığı, sanki suratlarında (la antebin en ucuz datlısını yiyseez bi de size servis mi yapak!) ifadesi yer alan datlıcı. amma lokması haggattan eyi yaw!
lahaplar
eski garajlar oto sanayi sitesinde cıncık hösüyün vardı. gözü masmavıydı ondan mı eyle deylerdi ola?
avrad aba
bu söz avrat işlerine havas eden oğlan uşaklarına da denir. mesela (bayram öncesi ahali toplanık yuvarlama yuvarlıyken)
- ana acı ben de yuvarlıycım!!
- yeri get heeriff!! avrad aba!
hacivat kimi
geydiğin asbaplar üstüne dar ya da gıssa gelirse hacivat kimi olmuşung derler...
umsuruk olmak
yana yan dürümcü habeş'e nohut dürümü yimeye gedip de nohutun galmadıını öğrendiingde içinde bulunacaang vaziyet.
anteplinin arzu ettiği kadın tipi
antepliler hıra arvadı sevmezler ağam. acı şeyle etli butlu olmalı ve de en möhüm olarak da küfde yoormayı bilmeli.