(bkz: geçen seneki iş yok )

+şu dabanı kösele olan gunduralar kaç kaat dayi
+ele ayana bi giy sae bişeyler ederik
(ayakkabıyı giyince) malımız muhayer çıtlama gırılma olmaz istanbula angaraya gönderiyk biz bu malı...

verme malin veresiye
akar gider kara suya
bas yarilir kol kirilir
sulh ederler yarisina...

esnafin bir numarali kuralidir.

işten, müşteriden fırsat bulduklarında kendilerini düvenin önüne atıp "acı iki çüt hanek edek" der ve konuşmaya başlarlar. ağızda cuvara, elde çay ya da bir avuç gabak çekirdeği. şindi beyle, hökkeş ve memik diye iki tene hayali esnafımız var. bunların en sevdikleri muhabbetlerden biri de o anda orada olmayan esnaf arkadaşlarını çekiştirmektir. onlardan ikisi uzaktan görünür. belli ki onların samimiyeti biraz daha ileridir; bu da bizim hökkeş ve memik'te hafiften bi kıskançlığa yol açmaktadır.

hökkeş: aha geliy seninkiler.
memik: kim?
hökkeş: ediynen büdü.

-ammi bu gardolap 5o kaada olmazmı..?
-namısıma 55 kaat gelişi var...

bence antep esnafınıñ eñ gereksiz hanee;

almeyciysañ gurdalama.*

bizim bi dene sofu arhadaşımız vardı. başirenin peygamberimizin sünneti oldoonu duyukdu nerden duyuksa. herşeyin başireesini ederdi. ama ısrarcı deeldi. maasat sünneti yerine getirmiş olak derdi neen ısrar etmiyn diyennere.

-ammi temetosun kilovsu gaça?
-5 kaat.
-4 olmaz mı.,
-olmaz
-ee ver eyleyse 2 kilov.

esas buuuuuuuuuuuu rikralı bu. garson boy

biruuuuuun aile yerimiz vardır

özcan kunduraya bi çay!(diafondan)

bide şoo berberci esnaf ustaların bi terliği çıhartıp o ayaa öteeki ayaana yastaması olayı var ki görükmeye değer

müşteri esnaftan fiyat kırma mücadelesindedir, esnaf sonunda isyan eder:

+ yoav mæamet seng bu işleri bileng adamsıng, 2 senedir heç dolar da mı artmadı