antep oyunları

cücük oyunu:
oyuncu sayısında herhangi bir kısıtlama yoktur.
oyun için ; sert ve yuvarlak, yumurta iriliğinden biraz daha az irilikte ??cücük?? tabir edilen bir taş en önemli araçtır.ayrıca her oyuncunun yastı, elle kolay kavranabilecek bir taşı vardır.
oyundan önce anyalaşılır.(aynalaşmak=ebeyi belirlemek için sayışmak).ebe(ebe=uyuz) oyun sırasında diğer oyuncuları elleyip (ellemek=sobelemek) ebelikten kurtulmaya çalışır.

cücük sert bir zemine konur, birkaç metre ilerisine bir çizgi çekilir.ebe haricindeki oyuncular çizgi üzerinde durarak ellerindeki taşları uygun şekilde fırlatarak , cücüğü yerinden uzaklaştırmaya çalışırlar.cücük yerinden uzaklaşınca ebe hemen cücüğü yerine koyar, diğer oyuncular da attıkları taşlarını tekrar alarak çizgiye dönmeye çalışırlar.ebe cücüğü yerine koyup , çizgiden çıkarak taşını almaya gelen bir oyuncuyu kovalayarak sobelemek ister, bunu yaptığında ?ellen? der.böylece ellenen oyuncu yeni ebe=uyuz olur.

cücüğün atılan taşlarla en uzağa fırlatılması hedeflenir.ve cücüğün yerinden uzaklaşması kritik andır.çizgi üzerinde daha önce taşlarını atanlar koşarak taşlarını almaya gayret ederler.çizgiden çıkıp taşına almaya gelen oyuncunu tekrar çizgiye dönmesi mümkün olmayacaksa- yani ellenme ihtimali yüksekse- o oyuncu çizgi dışındaki taşının üzerine basar ve ?hör? der.taşını hörleyene ebe bir şey yapamaz.bu oyuncu sadece ayaklarını kullanarak taşını havalandırıp havada yakalamaya çalışır.bunu başardığında ?posta? yapmış olur.posta yapan oyuncu serbestçe çizgiye dönme hakkına sahiptir.

ebe bazen kızdırılır hatta ağlatılır. cücük çok uzaklara fırlar .cücüğü almaya giden ebe nin ardından türlü muzip laflar edilir. oyun bu şekilde saatlerce sürebilir.

oyun içinde bazı oyuncular cıllıyabilirler.(cıllımak-cıllıkçı: oyun kurallarına uymamak,oyun bozanlık etmek ,fair play?e aldırış etmemek.)


oyuna başlayacak olanın seçimini belirlemede, önce davranıp bileğinde ki damarı öpen ve - yeşilimi ben öptüm- diyenin ilk kişi olması esasdır..
istop: geniş boş bir alanda çocuklar halka şeklinde toplanırlar. oyuna ilk başlayan kişi topu eliyle havaya atarak gruptan birinin adını söyler. top yere düşmeden adı söylenen kişi topu yakalamalıdır. yakalarsa eğer hemen kendisi de başka birinin adını söyleyerek topu havaya atar. eğer yakalayamazsa top yere düştüğü anda herkes koşarak uzaklaşmaya başlar. topu tutacak kişi topu yakalar yakalamaz "istop" diye bağırır. bağırdığı anda herkes durmak zorundadır. topu yakalayan kişi topla diğerlerini vurmaya çalışır. eğer vurursa vurduğu kişi, yok eğer vuramazsa kendisi oyundan çıkar.
antebe özgü olmamakla birlikte televizyonsuz uzun kış gecelerinde oynanan fincan oyunu
hör ile ilgili hatırladıklarım;
yukarıda kececimamed halfenin yazdıklarına ilave.
oyuncu daire icindeki taşa *vurdugunda olanca gücüyle,
cücöööö baaaa diye bagırır.
bu bagırma oyunun icinde bütün yasaklardan muaf tutar onu,
taki kendi taşını alıp başlama cizgisine dönünce eski kurala dönülür,
taşın üstüne basıp hör diyenler taşı elleyemez ya yakalanmadan alır kacar,
yada taşa el sürmeden bi ayagı ile diger ayagının üstüne alıp havaya atar eliyle tutar.
buna askerlik yapma denir.
küçük taşın koyuldugu yere merekiz denir.
eger ebe olan oyuncu oyunu yarım bırakırsa,bunada cıllıkcılık etmek *derler.
cıllıkcılık ettiği için kücük taş merekizin ortasında koyulur diger oyuncular tarafından taş vurarak kırılır.

(bkz: cücöööö baaaa)
çukur oyunu

bu oyun barak yöresinde oynanan bir oyundur. bu oyun için oyuncu sayısı önemli değildir. genelde dört-beş kişi ile oynanır. belli bir oyun sahası vardır. her oyuncu kendisine bir çukur eşer. bir de ortaya çukur eşilir.(bu oyuna hölün bir çeşididir diyebiliriz). bir ana (ebe) vardır. ortaya eşilen çukurun bekçisi anadır. her oyuncunun elinde bir sopa bulunur. bir de höl adı verilen bir top vardır. bu top bezden veya hayvan derisinden dikilmiştir. oyunun amacı hölü ortadaki çukura sokabilmektir. oyuncular bunun için mücadele ederler. eğer ana topu alır oyunculardan birinin çukuruna sokarsa, çukuruna top giren oyuncu saf dışı kalır. yani ana olur. oyun büyük bir zevkle oynanır. çocukların yanında gençler de bu oyunu oynarlar. golf oyununa benzerliği vardır. *

çekme mi,sürme mi,tek bir allah mı?
oyundakiler oturarak halka yapar...ebe olan kişi birisinin arkasından hısleyn yanaşıp elleriyle gözlerini sıkı sıkı kapatarak çekme mi,sürme mi,tek bir allah mı? diye sorar.. topluluk tek bir allah deyince ebe bişey yapmaz,ellerini çeker..sürme derse ellerini yavaşça yanlara çeker...eğer çekme derlerse ebe ellerini bastırarak yanlara çeker ki gözleri kapatılan uşak bi süre her tarafı flu görür..
kavgada kemerin nekadar önemli bi savunma-saldırı aracı olduğunu çocuk yaşta antep uşaklarına öğreten yegane oyun "gayış gızdı" :)
-çelik deynek-çelik çomak.sabit kaleli ya da havaya çomağı atıp havada servis atar gibi vurarak serbest atışla parkur tamamlamak şeklinde oynanırdı.sabit kalelide tıpkı amerikan beyzbolu gibi atılan çomağa kalın sopayla vurularak yakalayıcı alıp gelene kader mereye(yani kaleye) atıcı koşup dokunup gelirdi.
-kendir sekmek yani ip atlamak
-tekeli gülle(aslında antep mini golfu demek daha doğru olur.yassı taşlar teke yani kale yapılırdı misketle belli mesafelerden işaret ve orta parmak yardımıyla çındık yapılarak atış yapılır golftaki kapı gibi bunlar tek tek geçilerek parkur tamamlanırdı.en az vuruşla parkuru tamamlayan kazanırdı
-çiklet resimleriyle ters mi düz mü oyunu.resim havaya üfürülüp yere düşüş yönü tahmin edilirdi.yazı tura gibi
genelde kızların oynadıı bi başga oyun, iki kız ellerini birleştirir biraz havaya kaldırrı dişer oyuncular kuyruga girmişdir teker teker başlarını eşerek ikisinin arasından geçerler o esnada elleri birleşik olan ikili şu tekerlemeyi söyler
aç gapıyı bezirgan başı
gapı hakkı ne verirsin ne alırsın
bir sıçaaaan
iki sıçaaaan
üçüncüsü deliğe kaçaaaaan
derken en son geçeni kollarını aşagı indirip yakalarlar
bir benzeri var mı bilmiyorum ama ' dürüm oyunu' diye bir oyun hatırlıyorum.* bu oyun iki kişiyle oynanırdı; biri dürümün içi olurdu, diğeri de dürümü saran kişi. dürümün içi olan çocuk büyük bir kilimin ya da örtünün üzerine sırtüstü uzanır, diğeri de onu dürüm yapardı, antep deyimiyle dürüm ederdi. eğer daha fazla çocuk oynarsa dürümcü sabit kalır dürümün içi sırayla değişirdi. yani burada dürümcü çocuğu recep usta, diğer çocukları da nohut, ökçe, garışık gızartma, vb. olarak düşünebiliriz. kaç kez bu oyunda dürümcü olup kardeşimi, misafirliklerde de bütün çocukları yan baştan dürüm ettiğimi bilirim... bu oyun, antepli çocuk psikolojisinin diğerlerinden ayrı bir dalda incelenmesi gerektiğinin kanıtlarından sadece birisidir. şimdi düşündüm de, başka hangi ilden bir çocuk kardeşini dürüm etme ihtiyacı hisseder ki... *
-cıncıklı gülle
-culuplu gülle
-mıg(bahar döneminde toprağın hamur kıvamında olduğu dönemde çivi ile oynanır)
-aşşıg (koyunların aşşıg kemiğinden oynanır, gülle kimi)
-yedi bardak( kiremit kırıkları üst üste konur yedi dene, top atılır vurulur, yıhılır
-deerme
-çelik çömlek
-gıraak(kovalamaç oyunu)
-yılan
  • /
  • 2
izmir escort gaziantep escort kayseri escort maltepe escort denizli escort bursa escort gaziantep escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort marmaris escort beylikdüzü escort esenyurt escort beşiktaş escort bodrum escort sakarya escort