antepte yaşayanlar içinde çok farklı bi durum söz konusu değildir aslında sözlükteki çoğu yazar. aslında anteplice konuşmuyordur. ya fabrikada bir çalışan, ya avukat, ya mühendis, ya öğretim görevlisi gibi mesleklerde olduğundan işyerinde istanbul ağzı konuşmak zorundadır. dışarılı bir gelin - damat la evli ise evinde de rahatlıkla konuşamaz antepliceyi eşine açıklama yapmaktan yorulmuştur belkide. etrafına baktığında anteplinin azaldığını görmektedir antepte yaşamasına rağmen, etrafında farklı kültürden insanlar doluşmaktadır dışarıdan gelen dışarı özentisi üniversteli anteplilerle karşılaşır. "buralar manyak güzel olmuş" " ya ne kadar banalsin bırakına artık antep ağzını modern olun" tepkileriyle karşılaşır ve üzülür bi antepliden duyduğnda bu lafları.
antepini ve kültürünü sevenler olarak yalnız hisederler kendilerini bi anda aslında kendileride antepliceye ve antep kültürüne özlem duymaktadır. hemen
eşkili ufak sözlüğe girerler aslında yalnız olmadıklarını bu kültürü yaşatmak isteyenleri görürler antepteki dışarı özentisi insanlara inat dışarda antep kültürünü yaşatmaya çalışanları görür. umutlanır keyiflenir. onlarında gözleri dolar onlarda eski anılarına dalarlar. eski mahallelerine giderler bi anda. sokaklarda oyun oynadıkları arkadaşları gelir aklına.
gavaklık gelir,
galaaltı gelir,
tabahana gelir akıllarına. evlerde yapılan salça kokuları gelir burunlarına, ev ahalisinin bi araya gelip zeytin ayıklamalarını düşünür. oysa şimdi öylemidir ki hazır salçalar hazır zeytinler vardır. anteptedir kendisi dışarıdakiler gibi değildir bazı şeyler elinin altındadır ama bi o kadarda uzaktır artık. hemen girer
eskili ufak sözlüğe o da özlemlerini giderir. onunda gözleri dolar o da özler antepi