1950 li yıllarda nişanlı bir kıza arkadaşları nişanlısının nasıl birisi olduğunu sorarlar.yakışıklı mı,boylu poslumu mu...kız utana sıkıla cevap verir" şey yahışıklı olmasına yahışıklı .yanı anneycanız ne cip uzun ne cip kısa"
ortalık kahkahadan yıkılır.kahkahaların sebebi çok geçmeden anlaşılır.damat adayının adı necip'tir.***
hayın hayfli olur: ihanet içerisinde olan kişinin ürkek ,istim üzerinde olacağını belirten bir antep deyimi.
"gaveye girip" benim hakkımda kim ileri geri gonuştu lan "dey bi baardım...baktım köşede simonun iti kimin titrey.şıp dey annadım gonuşanın o oldonu.eeee hayın hayflı olur dey boşuna dememişler!
görmez yanından: ia kör nokta...
güzel antepçemin geliştirdiği bir anlatım biçimi.gizlice,kimseler görmeden,farkettirmeden anlamında...
-sen heç marak etme ben anamın görmez yanından saa yimek getiririm.recim dutucun dey açlıktan ölücün valla...anam da saa heç acımey kele!
yeni giysilerin sadece bayramlarda alındığı,o elbiseyi giyebilmek için bayram sabahını iple çektiğimiz günlerden kalan bir söz...
allah verede bayramlık elbiseyi bayramdan önce giydiğini arkadaşların göreler!
yandığının resmidir...
bi mahalleye "mamet bayram elbisesine sıçmııış "diye rezili rüsva edilirdin...
antepli orta yaş üzeri kişilerin bir birine en çok ettikleri dua yada temenni...
-nedek yorum oolanı gızı everdik ,düveni de gapattık, bi telefoncuya icara verdik. emekli maaşıynan barabar avratnan baa haydı haydı yetiy .geçinip gediyk işte
- allah acılarını göstermiye.can beden sağlığı vere bes.
uzun duvar hakiyesi: televizyonun olmadığı sıralarda uşakları uyutmaya yarayan sonu olmayan,uzadıkca uzayan bi hakiye...
-.......zaman içinde bi uzuuun duvar varmış.uzun duvar uzuuun duvar niye uzeyn?
-uzeym amma uzeym amma su da beni yıhıy
-sööle bahım ey su duvarı niye yıhıyn
-yıhıym amma yıhıym amma inekte beni içiy
-inek suyu niye içiyn
içiym amma içiym amma kasapda beni kesiy
-kasap ineee niye kesiyn...
diye devam eder... istediyiniz kadar uzatabilirsiniz
öretmenlik hayatının ilk dersini bizim sınıfa vermişti...rahmetlik ali bilen müdürümüzün nurçin hocayı bize emanet ettee konuşmay hep hatırlerım.
nurçin hoca antep lisesinde öörtmenlee başladııında yeen gençti...hatta bizim sınıfta ondan böök arhadaşlarımız vardı...hep çift dikiş sınıf geçtiklerinden yaşları nurçin hocadan bööktü.
tabiikine onda daaa bekardı soyadı da apa idi
1950 li yıllarda nişanlı bir kıza arkadaşları nişanlısının nasıl birisi olduğunu sorarlar.yakışıklı mı,boylu poslumu mu...kız utana sıkıla cevap verir" şey yahışıklı olmasına yahışıklı .yanı anneycanız ne cip uzun ne cip kısa"
ortalık kahkahadan yıkılır.kahkahaların sebebi çok geçmeden anlaşılır.damat adayının adı necip'tir.***
antepi uzaktan sevmek asklarin en guzeli mi: hep gurbetlik yaşadık,kimi zamanlar hasrette çektik.
ancak bu başlık dışarıdan hasretlik çeken antepliler için.
duygularını bizimle paylaşsınlar...
antep aşkı neymiş anlasın dünya alem
eskiden cuma günlerinin resmi haftasonu tatili olduğu günlerden kalma bir ifade...yani şimdiki cumartesi gününün konumunda olan perşembe gününün adından türetilen bir kelime.perşembe=hamis,dolayısı ile perşembe günü alınan haftalık ücretin adı da "hamislik" oluyor...
pazartesi=isleyn
salı=telate
çarşamba=erbaa
perşembe=hamis
cuma=cuma
cumartesi=sep
pazar= ahad
bayram arefeleri ve gecesini ibadetle geçirmek isteyen antep hanımlarının hem ibadet hem yemek yapmalarına imkan tanıyan bir yemek türüdür yuvalama...tesbih tanesini andıran pirinç köfteciklerinin her bir tanesi için getirilen kelime-i tevhid yuvalamayı bir anlamda kutsanmış bir yemekde yapmaktadır.zaman tünelinde tesbih kısmı unutulsa da yuvalamanın ramazan bayramlarının değişmez yemeği olmasının nedeni budur.
garinin oğlanı sel götürmesi:antep yöresinin mevsim özelliklerini özetleyen bir deyimi...ılk baharın sağanak yağmurlarında oluşan selleri işaret eder.oğlak koyun ve keçilerin doğum zamanını,selin götürdüğü şeyinde hem (bkz: gari)(ihtiyar kadın)hemde oğlak (keçi yavrusu) olması selin çok büyük boyutta değil,küçük boyutta olacağını tarif eden mükemmel bir anlatımıdır.
"birden yağmura tutulduk anam"
"ee tam da garinin oğlaanı selin aldııı günlerdeyk taman"
bir yemeğin pişmesi için od (ateş) ne kadar gerekli ise,bir kadının ezilmemesi için de öncelikle kocasının o'na değer vermesi gerektiğini anlatan,(rahmetli annemin sıkça kullandığı) bir deyim...
degirmi:kare...veya kareye yakın dörtköşe şekil...
"avuç içi gibi des değirmi arsası var"
antep'in önemli semtlerinden değirmiçem'in adı da ordan gelmektedir."kare şeklinde çimenlik yer "anlamı taşır
elatına binip çalımsatmak diye buna denir.
bizene cimbomdan fenerden veya bir başkasından... gaziantepspor süper ligde ise onunla sevinir onunla üzülmektir antepliye düşen gerisi abesle iştigaldir,boyalı medyaya alet olmaktan ibarettir.
dünyanın başka hiç bir ülkesinde başka bir şehrin takımını tutmak gibi bir ucube davranış biçimi yoktur.örneğin bir barcelonalı real madrid'i tutmaz asla...