bayram oncesi filan, bir kazan sutle dunya kadar
sutlu pisirilir, ya
papatyalilara ya da pasajda o sene en makbul zuccaciye neyse onun sutlu takimi (en az 24 tanedir zaten. ben 6 tane tabak, 6 tane bardak almayi istanbula gelince ogrendim) mutfagin mermer siralanir. icleri sutlac doldurulan bu kaseler tezgahta az yer tutsun diye ince bir hesapla yan yana sahane dizilir...
iste misafirlikte bir grup misafir şık şıkırdım giyinip kusanip gelip de uclu koltuga, yan yana sandalyelere filan oturduklarinda manzara tezgahta sutlaclara benzer, o durumda
"dugurculer de sutlu sahani kimi dizilikler anam" benzetmesi yapilir