hı, ben, bulameydım. dışardeyhan bulameydım. dışarılı ærhadaşlarım panigatæg fılan oldum belliyollardı beni*. sonra yutturma beyran kimi bi fikir geldi aklıma. æam gıymey* acı gavırıym tencerenin dibinde. üstüne pirinç ægdarıym. acıcık da biber salçası goyuym. acı da onnarı gavırıym. ærhasından lormal pilavıının 3-4 gatı gader gaynar su ægdarıym. evel acı garıştırıym gendini, sonra altını gısıym. bişiy. pirinçler acı yumuşadıımı da 2 diş samsæg dövüym atıym. acı daa bişiy. sonra gapeym altını. 3 diş dæa samsæg dövüym, limon suyunan birabar atıym içine.

ne biliym æam, acı beyransal bi hava estiriy gendi. beki de dışardeym diye eyle geliy. bi nevi simülasyon, bi nevi halüsinasyon, bi nevi antepizasyon.

(bkz: apdal aşı)

aşk-ı beyran

şıkık kimi rengi aşkı, sıcaklığı aşkın ihtirasını, dabanının yağı aşkın nefasetini, yanındaki dırnaklı ekmek aşka verilen emeği, içindeki pirinç taneleri aşkın kutsallığını, içindeki biberi aşkın acısını, tel tel olmuş gara hallik eti ise aşkın verdiği nezzetini temsil eder.

insan, yaşadığı ilk aşkta da beyrandaki ilk gaşşıkda da ben aazımı yakmadım deyse yalan sööleydir.


(gbkzl: : şıhık)

4 aydır içmiyorum ankara'da yürüyen şişman insanları beyran olarak görmeye başladım artık. bu nasıl bir özlem. babamı bu kadar özlemedim yemin ederim.

bir anteplinin vazgeçilmezi...

pirincin ve lokum kıvamında etin salçalı su içerisinde aş olması ve bol kırmızı biber ile sarımsağın takviye edilmesi ile meydana gelen o eşsiz lezzet. yediğiniz zaman sankim sizi o sabahın buz gibi havasından alıp çölün uçsuz bucaksız sıcağının ortasına götürüveren bir lezzet.

nerede yenildiği kadar kimle(kimlerle) yenildiği de bir o kadar önemli olan, keyif kaynağıdır..

yeeen göynüm çekti...............

heyillisi.......