ben en çok bu sorulara çok gıcık oluyorum,sanki antep hakkında herkes herşeyi biliyormuş gibi sürekli abuk subuk sorular soruyorlar,tabi cevap verirken çok sinirlenmeme rağmen sakin sakin anlatmaya çalışıyorum ama içimden geçen cevaplar aslında aşağıda yazdığım gibi.

soru: sen antepliye hiç benzemiyorsun,bi kere sen esmer değilsin ki araplar esmer olur.
cevap: sen önce bi aynaya bak akıllı arab'a kim daha çok benziyor, sanki esmerler sadece antepten çıkıyor ve sanki bütün esmerler arap.

soru:hem konuşmanda hiç benzemiyor sen kürtçe bilmiyorsun ki ..
cevap:ben senin anladığın dilden konuşurum ama terbiyem müsade etmiyor,git belanı başkasından bul.

soru:hem bak ne güzel okumuşsun çalışıyorsun antepte kadınlar çalışmaz diye biliyorum ben
cevap:senin bildiğin yanıldığına yetmiyorsa ben napayım,senin gibiler çalışıyorsa antep kadını niye çalışmasın zekaları sana on basar.

soru :sana köyden erzak geliyordur ne güzel, anteplisinya ....
cevap: büyükşehirlerin gecekondularında oturup büyük şehirde yaşıyoruz diye sevinen ve antebi hala köy zanneden gerizekalılara söylecek sözüm yok .

batının anteb'i algılayış biçimi genellikle önyargılara dayanır.

bir gaziantepli'nin en sık karşılaştığı yersiz tepki "hiç gaziantepliye benzemiyorsun"dur. bu tepkiye bazen yersizliğini belli ederek, bazen gülüp geçerek, bazen açıklamalara girişerek tepki vermişimdir. şimdi buradan tepkisel bir entry ile cevap vermek istiyorum. bunu söyleyenler genellikle daha önce hiç gaziantepli birini tanımayan, hiç bu şehre gitmeyen, muhtemelen hiç de gitmeyecek olan insanlar. en fazla, tanıdıkları gaziantepli bir selebritiden yola çıkabilirler ki bütün hakkarilileri yılmaz erdoğan sanmak gibi olur. zihinlerinde nasıl bir önyargı olduğunu bilmek de mümkün değil. ilk tanışma esnasında "hiç benzemiyorsun" dedirten nasıl bir önyargıdır, nasıl bir genellemedir, kafalarında nasıl bir klişe mevcuttur ben bulamadım.

türkiye'nin hiç bir yerinde uzaktan bir insanın nereli olduğunu anlamak mümkün değildir. fiziksel işaretler çok anlam taşımaz. şive ise artık eğitimli, genç insanlarda nadiren görülen bir fark. zannediyorum insanın yaşadığı ülkeyi tanımaması ile ilgili bir durum bu. kafasında güneydoğuyu bir yerlere koymuş ve "southeastern" ı tek bir şehir gibi algılamış. artık kodlamalar yapılmış ve beyin kıvrımlarının arasına yeni bir veri girince nezaketi unutup "olamaz, bu gaziantepli olamaz" diye alarm veriyor. midnight expressvari bir durum var ortada.

ben hiç bir zaman bu tepkiyi bir iltifat olarak algılayamadım, aksine bunu yapandan anında soğudum, dünya görüşü sığ ve nezaketsiz bir insan olarak kaydettim, böylece ben de en az onun kadar önyargılı oldum. ama benim önyargım bireyseldi ve nispeten daha haklıydı, çünkü en azından tecrübeye dayalıydı.

yemekteyiz gaziantep programından sonra değişiceğini düşündüğüm biçim. *

la yorum bıldırki sene muğladaydım. orda üç beş uşak devşekle danıştım. bi yerde oturak da iki çirtik hanek edek deyin (malesef) gaçak çayı olmayan bir kafeye gidip oturduk.
şivey şivey konuşurkene uşan biri (sanırım beni çekemeyen biri)
-sizin antep'te asfalt var mı? gibilerinden seertti aradan
içimden dedim allah gidiyken yıhılasın dedim
-langir lingir gonuşma la. işin gücün oladıgı bigün gah gel de gör dedimdi.
gurban oldugum allah.. aradan altı ay geçikdi. bu erzigırık aradı beni yoldayım deyi.
dedim gel ki gör.
antebi gezerkene agzıyın suyunu silmek için yaglık aramaktan bi hal oldum

sizin orada elektironik eşya ucuzmuş, öyle mi?
* hee ucuz
kaçak geliyormuş onun için heralde.
*