batının anteb'i algılayış biçimi genellikle önyargılara dayanır.
bir gaziantepli'nin en sık karşılaştığı yersiz tepki "hiç gaziantepliye benzemiyorsun"dur. bu tepkiye bazen yersizliğini belli ederek, bazen gülüp geçerek, bazen açıklamalara girişerek tepki vermişimdir. şimdi buradan tepkisel bir entry ile cevap vermek istiyorum. bunu söyleyenler genellikle daha önce hiç gaziantepli birini tanımayan, hiç bu şehre gitmeyen, muhtemelen hiç de gitmeyecek olan insanlar. en fazla, tanıdıkları gaziantepli bir selebritiden yola çıkabilirler ki bütün hakkarilileri yılmaz erdoğan sanmak gibi olur. zihinlerinde nasıl bir önyargı olduğunu bilmek de mümkün değil. ilk tanışma esnasında "hiç benzemiyorsun" dedirten nasıl bir önyargıdır, nasıl bir genellemedir, kafalarında nasıl bir klişe mevcuttur ben bulamadım.
türkiye'nin hiç bir yerinde uzaktan bir insanın nereli olduğunu anlamak mümkün değildir. fiziksel işaretler çok anlam taşımaz. şive ise artık eğitimli, genç insanlarda nadiren görülen bir fark. zannediyorum insanın yaşadığı ülkeyi tanımaması ile ilgili bir durum bu. kafasında güneydoğuyu bir yerlere koymuş ve "southeastern" ı tek bir şehir gibi algılamış. artık kodlamalar yapılmış ve beyin kıvrımlarının arasına yeni bir veri girince nezaketi unutup "olamaz, bu gaziantepli olamaz" diye alarm veriyor. midnight expressvari bir durum var ortada.
ben hiç bir zaman bu tepkiyi bir iltifat olarak algılayamadım, aksine bunu yapandan anında soğudum, dünya görüşü sığ ve nezaketsiz bir insan olarak kaydettim, böylece ben de en az onun kadar önyargılı oldum. ama benim önyargım bireyseldi ve nispeten daha haklıydı, çünkü en azından tecrübeye dayalıydı.