tam anlamını bilemediğim bir beddua. mesela yemeyle ilgili durumlarda kullanılabilinir. "boyanı yırtılı gal" kısmı tek başına da söylenir yerine göre.
- beyk! misgilim içli küfteleri, yuvalamaları dırmıklıyık dırmıklıyık (bkz: dırmıklamak) mındar idikler. yok anam yok, anlayana yapıcıng antep yemeklerini.
- he kele, ağırlayıp paklava da goyduyduk yemekten soona, tereyağ gokuymuş onu da yimediler. boyanı yırtılı galsınlar da her ağıynan bi derd olsun bes şeyle. görmeyikler.
dugunden önce kiz tarafinda, kadinlar arasinda tertiplenen gun. ana gaye ceyizde oglan evine gidecek olan yun dösek, yastik, ve en önemlisi yorganin bicilip, kesilip dikilmesi ve köpunmesi. genckizlar teybe kaset koyup oynanirdi bir de eskiden, simdi mp3 filan takiyorlardir belki, bilemem.
kendi halinde kullanildiginda zaten gayet sevimli olan, bir de "guzucuklarnan gırhılmak" diye kullanildiginda tadindan yenmeyen benzetme. evden cikmadan önce ayna karsisinda eylesen, iki tel sacini taramayla ugrasan ihtiyarlar icin söylenir mesela.
coskun sabah'in "telli telli"yi söyledigi yillardi, izinde dayimgilde galiydik. bir gun annemgil carsiya gidince dayimin gizi hemen telefonla bir tamirhaneyi arayip rafigiynan gonustu, benim de elim ayaam birbirine dolandiydi. sonra öbur dayimin gizina anlattim bunlari, o da anasina, o da beriki dayimin arvadina; cocuk halimle ortaligi iyice garistirmisim o zamanlar. ondan sonra ben buyudum ama hec biri insan yerine goyup sevdiklerini mevdiklerini de anlatmadi artik benim yanimda.
- kör hatce'nin gancaloz gizi da gelikti gorumumgile. önce bi baa hizmat ediy, aha beyle basimda deermen kimi dönuy. ben simdi görmezden geliym bunu.
- eee?
- bu lobat bahti olmeyci, yuz vermiym, getti meyrem'in yamacina.
- beyk! yeri anam.
zamaninda köyun birinde kirtik lakapli bir adam varmis. antep'e gitmis, calismis, zenginlemis, köyune geri dönuncu biri bunun ammisine "gözuuz aydin, kirtik gelmis," dimis. ammi goskalanarak "ne kirtigi, puro* oluk bizim hasan, puro!" dimis.
sufrada oturuysun, horanta cok. yemek bitik ama garnin ac. bahiynkine yaninda yegenin ökkes oturuy, elinde sumsugun (bkz: sumsuk) gaden ekmek var, oynayip duruy. "hele bah ökkes," dirsin. "ne var ammi?" diyinci "saa deve yapimi?" diyn sorarsin. ökkes'in götu comruk kimi, yuzu kirtik kimi, zaten ekmek mekmek yimiyci. "hee," didigi lobat alirsin elinden ekmeeni. sen yidikce o da aglar. ne senin garnin doyar, ne ökkes'in devesi olur ama eyle iste, yerenlik etmis olursun.
1 - sevgiliye mesaj icerenler. genelde kizin oturdugu evin cevresinde musait bir duvara uygulanir ve icerik "seni seviyorum"dan baslayip uygun sarki sözlerinin söz konusu 'cifte' uyarlanmasina kadar gider. sonra yazinin oldugu duvarin önune bir ev yapilir, ask da zaten bitmistir, unutulur gider.
2 - cöp dökmeyi kesinkes yasaklayanlar. burada önemli olan "buraya cöp döken..." diye baslamaktir. gerisi yazanin terbiyesinin musaade ettigi yönde, o anki ruh haline göre uzayip gider zaten.
3 - ev ve is ilanlari. "büber cekilir", "bu ev kiraliktir", "bu ev kiralik degildir*", "firin ve kasap* acildi", vs.
otobandan önce "iiinnnn iiinnnn" diye inleyen tankerlerin arkasina takildin mi gecmesi saatlar surerdi. gunesin dogusu en guzel buradan izlenirdi. yolda cocuklar mevsimine göre uzum, hayir, cigdem filan satarlardi. tepeden asagi bakildiginda ova kirk yama bohcalara benzerdi.
sufrada oturuysun, horanta cok. yemek bitik ama garnin ac. bahiynkine yaninda yegenin ökkes oturuy, elinde sumsugun (bkz: sumsuk) gaden ekmek var, oynayip duruy. "hele bah ökkes," dirsin. "ne var ammi?" diyinci "saa deve yapimi?" diyn sorarsin. ökkes'in götu comruk kimi, yuzu kirtik kimi, zaten ekmek mekmek yimiyci. "hee," didigi lobat alirsin elinden ekmeeni. sen yidikce o da aglar. ne senin garnin doyar, ne ökkes'in devesi olur ama eyle iste, yerenlik etmis olursun.
zamaninda köyun birinde kirtik lakapli bir adam varmis. antep'e gitmis, calismis, zenginlemis, köyune geri dönuncu biri bunun ammisine "gözuuz aydin, kirtik gelmis," dimis. ammi goskalanarak "ne kirtigi, puro* oluk bizim hasan, puro!" dimis.